Soydan, AylinEkonomi ve Finans / Economy and Finance2024-11-152024-11-15201302149-18442587-2672[TRDIZIN-DOI-BELIRLENECEK-350]https://search.trdizin.gov.tr/en/yayin/detay/156352/finansallasma-caginda-ekonomik-gelisme-gelisme-politikalarinin-sonu-muhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/7130İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan altın çağın ardından, 1970li yıllara doğru gelişmiş ülkelerde kar oranları düşmeye başladı. Bunun yanı sıra 1970lerde asıl olarak petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan ve mevcut finansal piyasalarn boyutlarını aşan finansal bir genişleme de söz konusuydu. Bu koşullar altında kar oranlarındaki düşmeyi telafi etmek ve uluslararası finansal sermayenin önündeki engelleri kaldırmak üzere finansal piyasaların küresel düzeyde deregülasyonu kaçınılmazdı. Daha sonra finansallaşma olarak adlandırılacak bu dönüşüm süreci ge- lişmekte olan ülkeleri de içine aldı ve neoliberalizm ve küreselleşme ile birlikte bu ülkelerin ekonomilerinde ve izledikleri iktisadi politikalarda önemli ölçüde belirleyici oldu. Bu çalışmada, 1980li yıllardan itibaren finansallaşma olgusunun gelişmekte olan ülkelerin ekonomik gelişme süreçlerine olan etkisi, söz konusu ülkelerin karşı karşıya olduğu sanayisizleşme tehdidi açısından ele alınmaktadır. Çalışma kap- samında gelişme olgusuna bakışın ve gelişme politikalarının neoliberalizmle birlikte nasıl değiştiği incelenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunun 1980li ve 1990lı yıllardaki deneyimleri, dış ticaret rejimlerinin ve uluslararası sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesinin, içeride de finansal sistem üzerindeki her türlü denetim ve müdahalenin kaldırılmasıyla birlikte ilerleyen bir süreç olduğunu göstermektedir. Uluslararası finansal sermayenin etkisine açık hale gelerek kırılgan bir yapıya sahip olan pek çok gelişmekte olan ülkede mevcut sanayi altyapısının zayıflaması, sınai üretim ve istihdamın azalmasıyla kendisini gösteren sanayisizleşme olgusunun finansallaşmaya eşlik ettiği görülmektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessİktisatFinansallaşma çağında ekonomik gelişme: Gelişme politikalarının sonu mu?Article352153174156352