Browsing by Author "Boztepe, Veli"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article 1960 ve 1980 Askeri Darbelerinin Türk Siyasal Sinemasına Etkileri(2017) Boztepe, VeliBu çalışma 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin Türk siyasal sinemasına etkilerine odaklanmaktadır Çalışmanın amacı, iki askeri darbenin ardından Türkiye'de yaşanan siyasi, toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin siyasal sinemaya etkilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Çalışma, 1960 darbesi sonrasında ortaya çıkan toplumsal gerçekçilik akımı ve devrimci sinema içinde yer alan filmler ve 12 Eylül'ü konu alan veya darbeye göndermelerde bulunan filmlerle sınırlandırılmıştır. Makalede önce filmlerin çekildiği dönemin temel özellikleri üzerinde durulmuş, ardından filmler karşılaştırmalı niteliksel inceleme yöntemiyle ele alınmıştır. Araştırma bulguları, 1960 darbesiyle ilgili toplumsal gerçekçilik ve devrimci sinema içinde yer alan filmlerin politik işlev ve amaç taşıdığını, 12 Eylül filmlerinin ise kamuoyu oluşturma ve bilinç yaratma işlevini üstlenen politik sinema örnekleri sayılamayacağını ortaya koymuştur.Article Bir Yumuşak Güç Kaynağı Olarak Türkiye’deki Çin Medyası(2016) Boztepe, VeliSon yıllarda küresel ekonomide güçlü bir aktör haline gelen Çin; gücünü \"yumuşak güç\" kaynaklarıyla desteklemek için yoğun bir çaba harcamaktadır. Yumuşak güç stratejisinin \"dışa açılmaya\" dönüşmesiyle birlikte, medya yeniden yapılandırılmış, yeni strateji ekseninde kullanılmaya başlanmıştır. Çin, imajını yeniden inşa etmek amacıyla Türkiye'de de medyayı kullanmaktadır. Çin yönetimi, Türkiye'de televizyon, radyo, dergi gibi geleneksel medyanın yanında yeni medyayı da etkili bir biçimde hayata geçirmiştir. Makalenin temel varsayımı, Çin'in yumuşak güç stratejisi tam olarak anlaşılmadan Türkiye'deki medya faaliyetlerinin anlaşılamayacağı; Çin'in Türkiye'deki medya faaliyetlerini bu strateji çerçevesinde gerçekleştirdiğidir. Çalışma, Çin'in, Türkiye'deki medyaya yatırımlarını, \"yumuşak güç\" kavramına odaklanarak incelemektedir. Bu çerçevede, Çin'in Türkiye'deki yayınları klasik niteliksel inceleme yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmada, Çin medyasının Türkiye'deki yayınlarının tarihsel gelişimi, hangi medya araçlarının daha fazla kullanıldığı, ne tür programlarla hangi mesajların verildiği üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu kapsamda, Çin'in Türkiye kamuoyuna yönelik yaptığı radyo, televizyon, dergi ve yeni medya yayınları incelenmiş, ayrıca doküman analizi ve görüşmeler yapılmıştır. Çalışma kapsamında, Çin'in Türkiye'deki medya faaliyetlerinin, yumuşak güç stratejisi ve 2001 yılında açıkladığı medyada \"dışa açılma\" stratejisiyle uyumlu olduğuna yönelik bulgulara ulaşılmıştır. Çin'in bu strateji çerçevesinde, \"barışçıl, yardımsever, insan haklarına saygılı ve gelişmiş bir ülke\" imajını yerleştirmeye çalıştığı sonucuna ulaşılmıştırArticle Representations of Syrian Refugees in Television News(Ankara Univ, Fac Communication, 2017) Boztepe, VeliThe negative perceptions of Syrian refugees have become increasingly common in Turkey particularly since it became clear that the so-called "guests" would not stay in this country for a short period of time. This public perception is closely related to their representation in the media, especially on TV, as well as other social dynamics. This essay examines the forms of representation of Syrian refugees in Turkish TV news, particularly focusing on to what extent they reproduce and reinforce the socially dominant discourse concerning the refugee crisis. For this purpose, the news bulletins on four TV channels are examined: Kanal D and Show TV, two mainstream channels owned by media conglomerates and representing "neo-liberal" ideology, Kanal 7, representing a "neo-conservative" ideology and strong religious discourses, and Halk TV with a leftist (social democratic) outlook. They are examined through Teun van Dijk's critical discourse analysis. The research demonstrates that the forms of representation of refugees on the TV channels are congruent with their ideological stances. In order to provide support for or oppose the government's policies, these channels turn the Syrian refugees into the objects of political debates in Turkey. Nonetheless, their representations of the Syrian refugees are not very different from each other in employing negative and exclusionary stereotypes.Article Representations of Syrian Refugees in Television News(2017) Boztepe, VeliTürkiye'de mültecilerle ilgili \"misafir\" yaklaşımı üzerinden üretilen olumlu söylemler, mültecilerin kalıcıolduklarının anlaşılmasıyla birlikte yerini olumsuz söylemlere bırakmıştır. Mültecilerle ilgili olumsuzalgının kamuoyunda yaygınlaşması, diğer toplumsal dinamiklerin yanında, televizyon başta olmak üzerehaber medyasındaki temsillerle de yakından ilişkilidir. Bu çalışma, mültecilerin televizyon haberlerindekitemsil biçimlerine odaklanmakta, bu temsil biçimlerinin toplumda var olan egemen söylemleri ne ölçüdeyeniden üretip güçlendirdiğini ortaya konmayı amaçlamaktadır. çalışmada, büyük sermaye gruplarınaait olan ve \"yeni liberal\" ideolojiyi temsil eden Show TV ve Kanal D, dini söylemlerin yaygın olarakkullanıldığı \"yeni muhafazakâr\" ideolojiye sahip Kanal ve \"sol\" ideolojiye (sosyal demokrat) sahip Halk TV ana haber bültenleri örneklem olarak seçilmiştir. Söz konusu ana haber bültenleri Teun van Dijk'ın eleştirel söylem çözümlemesinden yararlanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulguları, farklı ideolojik konumlarına rağmen televizyon kanallarının dışlayıcı temsil biçimlerinde ve sorunlu söylemlerde genel olarak benzeştiklerini ortaya koymaktadır. Ancak yine de, kanalların ideolojik çizgilerini yansıtan birtakım temsil biçimleri ve söylem unsurlarını ürettikleri de görülmektedir.Article Representations of The Poor and Poverty on Television News in Turkey(Ankara Univ, Fac Communication, 2019) Boztepe, VeliThis paper focuses on how the poor and poverty are represented in main news bulletins of Turkish TV channels. It aims to examine the forms of representation of poverty in TV news, highlighting their articulations with the dominant discourses and uncovering what functions these representations serve. The sample of the study comprises the main news bulletins in four channels (January 1 to March 31 2014): Kanal D, which represents the "neo-liberal" ideology and is owned by a large conglomerate; Kanal 7, with a "neo-conservative" ideology largely shaped by religious discourses; Hayat TV, with a leftist" ideology; and the state-owned channel TRT 1. This variety of ideological positions allows the researcher to analyze what impact the ideological tendencies have on the representations of the poor and poverty. The analysis is based on the critical discourse analysis developed by Teun van Dijk. The findings of the study indicate that these TV channels have more commonalities in terms of their negative, exclusionary approach to poverty than the differences in their representations stemming from their ideological positioning. It is argued that the negative representations of the poor and poverty hinder an effective policy development regarding the problem.Article REPRESENTATIONS OF VIOLENCE AGAINST WOMEN IN TELEVISION NEWS: AN ANALYSIS ON "OZGECAN ASLAN MURDER"(Istanbul Univ, 2017) Boztepe, VeliThis paper investigates how the representations of violence against women in Turkish television news sustain and reproduce the dominant misogynist discourse. A three-month-long study (January 1 to March 31, 2015) was conducted on the coverage of the violence against women in the prime-time news bulletins of three Turkish television channels with different broadcasting policies (Kanal D, Kanal 7, and TRT1). Employing critical discourse analysis, the study focused upon the ways in which violence against women is constructed in news headlines and main stories and examines the vocabulary choice, word order, tropes, metaphors, idioms, and intonations, etc. therein. Moreover, images in the news as a rhetorical device are examined with particular attention to how the messages conveyed by the news texts and those conveyed by visual representations reinforce each other. Research findings reveal that these television channels have similar exclusionary forms of representation and discourse. It is also found that news stories dramatize violent events and foreground their sensational dimensions, turning them into criminal cases, often victimizing the women in question, or accusing them by producing some justification for the violence. The news coverage makes the state's responsibility invisible, silences women's voices, and let men speak in place of them. Furthermore, it tends to normalize this form of violence by making reference to similar events in other parts of the world. Consequently, the television news does not contribute to the solution of this social problem; on the contrary, it serves to perpetuate the dominant perceptions. Keywords: Violence Against Women, Television News, RepresentationArticle TELEVİZYON HABERLERİNDE KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİN TEMSİLİ: ÖZGECAN ASLAN CİNAYETİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME(2017) Boztepe, VeliBu çalışmanın amacı Türkiye'de kadınlara yönelik şiddetin televizyon haberlerindeki temsil biçimlerini incelemek, söz konusu temsil biçimlerinin erkek egemen söylemle bağlantısını ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda, farklı yayın çizgilerine sahip üç televizyon kanalının (Kanal D, Kanal 7, TRT1) ana haber bültenleri üç aylık (1 Ocak-31 Mart 2015) bir araştırmayla ele alınmıştır. Çalışmada eleştirel söylem çözümlemesi yöntemi kullanılmıştır. Haber analizinin makro düzeyinde haber başlıklarında ve ana metinde esas olayın ve arka plan bilgilerinin nasıl sunulduğu incelenmiştir. Mikro düzeyde ise, sözcük seçimleri, sözdizim, mecazlar, benzetmeler, deyimler, tonlamalar vb. ele alınmıştır. Ayrıca retorik bir öğe olarak görüntü de analiz konusu haline getirilerek, haber metinlerinin söyleminde verilen mesajların, görsel anlatıda verilen mesajlarla ne ölçüde güçlendirildiği üzerinde durulmuştur. Çalışmanın sonuçları, incelenen televizyon kanallarının dışlayıcı temsil biçimlerinde ve sorunlu söylemlerde genel olarak benzeştiklerini ortaya koymaktadır. Kadınlara yönelik şiddeti daha çok adli bir olay olarak ele alan, 'kriminal' bir dille sunan, dramatik yapıyı öne çıkaran, duygu sömürüsüne ve magazinleştirmeye dayanan haberlerde, şiddete gerekçeler yaratılmakta ve şiddete maruz kalan kadınlar 'kurban' gibi gösterilmekte, hatta suçlanmaktadır. Söz konusu haberlerde kadınların yerine erkekler konuşturulmakta, devletin-hükümetin sorumluluğu görünmez kılınmakta, 'diğer ülkelerde de var' anlayışıyla kadınlara yönelik şiddet normalleştirilmektedir. Sonuç olarak, televizyon haberleri kadınlara yönelik şiddetin önlenmesine katkıda bulunmak bir yana, kadın karşıtı söylemi yeniden üreten, pekiştiren bir işlev görmektedir