Browsing by Author "Sevi, Ali Murat"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde anonim şirketlerin devralma yolu ile birleşmesi(2014) Turhan, Meral Eker; Sevi, Ali MuratKüreselleşen dünyada anonim ortaklıkların birleşmesi rekabet güçlerini artırarak daha fazla değer yaratmak, değişen pazar koşullarına ayak uydurmak ve vergi optimizasyonu sağlamak gibi nedenlerle ticari hayatın bir zorunluluğu haline gelmiştir. Anonim şirketlerin birleşmesi en basit ifade ile iki veya daha fazla şirketin, tek bir şirket çatısı altına faaliyetlerini devam ettirmesi olarak tanımlanabilir. Bu birleşmelerde en az bir şirketin hukuki varlığı son bulacak ve bazı istisnalar dışında son bulan şirketin ortakları, devam eden şirkete ortak olmaya devam edecektir. Ancak şirket birleşmelerinin yalnızca birleşen şirketleri değil aynı zamanda şirketlerin pay sahiplerini, alacaklılarını, borçlularını, çalışanlarını ve hatta yatırımcıları gibi geniş bir kitleyi etkilemesi sebebiyle çok daha detaylı düzenlemeler getirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu kapsamda tezde öncelikli olarak birleşme kavramı, ticaret şirketlerinin birleşmesinin şartları, birleşmeye hakim olan ilkeler, birleşme türleri ve TTK anlamında geçerli birleşmeler ele alınmış; devralma yolu ile birleşme işlemlerinde izlenecek usulün irdelenmesinin ardından son bölümde, anonim şirket birleşmelerinin birleşmeye katılan şirketler dışında etkilediği gruplar ve bu gruptaki kişilerin haklarının ne şekilde korunduğu incelenmiştir.Article Citation Count: 4ANONİM ORTAKLIKTA TÜZEL KİŞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ ADINA TESCİL EDİLEN GERÇEK KİŞİNİN HUKUKÎ SORUMLULUĞU(2016) Sevi, Ali MuratTürk Ticaret Kanunu m. 359 f. 2 hükmü uyarınca bir anonim ortaklığın yönetim kuruluna üye olarak seçilen tüzel kişi, yönetim kurulundaki faaliyetlerini kendi adına tescil edilen gerçek kişi vasıtasıyla gerçekleştirir. Öğretide tüzel kişi yönetim kurulu üyesinin organı niteliği taşıdığı kabul edilen gerçek kişinin, yönetim kurulundaki faaliyetlerinden hukukî sorumluluğunu düzenleyen özel bir kanunî hüküm bulunmamaktadır. Çalışmamızda öncelikle tüzel kişi yönetim kurulu üyesi adına tescil edilen gerçek kişinin söz konusu tüzel kişi ve anonim ortaklık karşısındaki hukukî durumu, ardından da gerçek kişinin yönetim kurulundaki faaliyetleri neticesinde şahsen sorumlu tutulabileceği haller ile bunun hukukî dayanakları incelenmektedirArticle Citation Count: 2Hâkim Şirket Yöneticilerinin Hâkimiyetin Hukuka Aykırı Kullanılmasından Kaynaklanan Hukukî Sorumluluğu(2019) Sevi, Ali MuratHâkim şirketin hâkimiyetini hukuka aykırı kullanmasının hukukî sonuçları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 202 vd.maddelerinde düzenlenmektedir. Çalışmamızda ilk olarak hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımı ve denkleştirme kavramlarının unsurları üzerinde durularak süresi içerisinde denkleştirmenin gerçekleştirilmemesi yahut bağlı şirkete birtalep hakkı tanınmaması hâlinde, bağlı şirketin uğramış olduğu zarar nedeniyle hâkim şirket ve onun kayba sebepolan yöneticileri aleyhine açılabilecek tazminat davası incelenmektedir. Bu kapsamda öncelikle hukukî sorumluluğunun koşulları üzerinde durulmakta; kayba sebep olan yöneticinin sorumluluktan kurtulabilmesi için TTK m.202-f.1/dkapsamında tanınan ispat hakkı, Türk ve mehaz kanun öğretisi ve yargı kararlarındaki yansımaları doğrultusundaincelenmektedir.Yukarıda bahsedilen konuların ardından, tam hâkimiyet halinde bağlı şirketin alacaklılarının hâkim şirket yöneticilerine karşı TTK m.206’da tanınan dava hakkı incelenmektedir. Son olarak da hâkim şirket yöneticilerine karşı bağlışirketin ortakları ile alacaklıları tarafından uğradıkları zararın tazmini için genel hükümler doğrultusunda açılabilecek sorumluluk davası ile hâkim şirketin doğan hukukî sorumluluk nedeniyle uğradığı zararların tazmini için kusurluyöneticisine genel hükümler uyarınca rücu etmesinin esasları üzerinde durulmaktadır.Article Citation Count: 2Halka Açık Anonim Ortaklıklarda\rYönetim Kurulunda Temsil Edilme Hakkı(2021) Sevi, Ali MuratAzınlık konumunda bulunan pay sahiplerinin yönetim kurulunda temsili imkânının tesisi, TTK m.360’ta\rdüzenlenen hakkın en önemli amacı ve işlevi olarak kabul edilir. İlgili hakkın söz konusu boyutu, yatırımcıların\rkorunması gayesi çerçevesinde şekillenen Sermaye Piyasası Hukuku’nun temel ilkelerine de\rparaleldir. Yönetim kurulunda temsil edilme hakkı kapsamında seçilen yönetim kurulu üyesi, bağlılık\ryükümlülüğü gereğince öncelikle ortaklığın menfaatleri doğrultusunda hareket etmek durumunda olup,\rortaklık menfaatleri ile temsil edilme hakkı sahibinin özel menfaatlerinin birbiri ile çelişmediği noktalarda,\rtemsil edilme hakkı sahibinin hak ve menfaatlerini gözetir. SPK’nın çıkarmış olduğu Kurumsal\rYönetim İlkeleri’ne (KYİ) tâbi olan halka açık anonim ortaklıkların (HAAO) yönetim kurullarında bulunması\rzorunlu olan bağımsız yönetim kurulu üyelerinin bağımsız sayılabilmek için karşılamaları gereken\rkoşullar ve sahip olmaları gereken nitelikler göz önünde bulundurulduğunda, bu üyelerin temsil edilme\rhakkı çerçevesinde seçilebilme durumlarının incelenmesi gereklidir. Bunun yanında, HAAO’larda yönetim\rkurulunda temsil edilme hakkı kapsamında seçilecek üyelerin sayısı için getirilen sınırlama; SPKan.\rm.28/f.2 ile SPK’ya tanınan yönetimsel haklarda imtiyazları kaldırma yetkisi ve yönetim kurulunda temsil\redilme hakkının esas sözleşme değişikliği yoluyla öngörülmesinin önemli nitelikte işlem sayılması, konunun\rHAAO’lar için özellik arz eden yönleri arasındadır. Çalışmamızda ilgili hakkın temel esaslarına değinilmesinin\rardından, yukarıda belirtilen HAAO’lar açısından özellik arz eden konular ele alınmaktadır.Article Citation Count: 3Pay Senetleri ve İlmühaberlerin\rZayi Olması ve İptali(2022) Sevi, Ali MuratPay senetleri ve ilmühaberlerin zayi olmaları hâlinde, sahip oldukları kıymetli evrak vasfına istinaden hak sahibi tarafın-\rdan mahkemeden iptal edilmeleri talep olunabilir. Bu bağlamda, senet zilyetliğinin hamilin elinden rızası bulunmaksızın\rçıkmış olması neticesinde, senedin üzerinde üçüncü kişilerce tekrar hâkimiyet tesisi ihtimali varsa, öncelikle önleyici\rtedbirler alınmasının mahkemeden hak sahibi tarafından talep edilmesi ve böylece senedi eline geçiren ve şekli anlamda\rhak sahibi gözüken kişinin ortaklık tarafından pay sahibi olarak tanınmasının ve pay sahipliğinden kaynaklanan idari ve\rmali hakları kullanmasının önüne geçilmesi gerekir. Pay senedinin kimin elinde olduğu biliniyorsa, o kişiye karşı iade da-\rvası açılması için mahkemece talep sahibine uygun bir süre verilir. Pay senedinin kimin elinde olduğu bilinmiyorsa yahut\rsenet kullanılamaz hâle gelmişse, mahkeme kararı ile iptal edilir. Kanunda öngörülen kıymetli evrakın iptaline ilişkin\rhükümler, alacak senedi vasfındaki kambiyo senetleri üzerinden düzenlenmiştir. Bu bakımdan, söz konusu hükümleri pay\rsenetleri hakkında uygularken, pay senetlerinin kıymetli evrak olarak taşıdıkları alacak senetlerinden farklı özellikleri ve\rOrtaklıklar Hukuku’na ilişkin prensipler ile kanuni düzenlemelerin dikkate alınması ihtiyacı ortaya çıkar. Çalışmamızda,\rpay senetlerinin zayi olmaları hâlinde başvurulacak kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümler incelenmekte ve bu hü-\rkümlerin yukarıda belirtilen ihtiyaç doğrultusunda yorumlanarak uygulanmasına ilişkin düşüncelerimiz paylaşılmaktadır