Araştırma Çıktıları / Research Outputs
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/9
Browse
Browsing Araştırma Çıktıları / Research Outputs by Department "Fen Bilimleri Enstitüsü / Geomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Kentsel Dönüşüm Bilim Dalı"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Büyükşehirlerde arazi yönetimi ve kırsal arazi kullanımı: şile modeli(2019) Tabakoğlu, Can; Ülger, Nihat EnverBu tez kapsamında İstanbul'un en büyük kırsal alanına sahip ilçelerinden biri olan Şile'de gerçekleştirilen kalkınma projeleri ve kentsel standartların arttırılmasına dair yapılan çalışmalar sunulmuştur. Bu proje ve çalışmalar; gerek 6360, 5216 ve 5393 sayılı kanunlar ile büyükşehir ve ilçe belediyelerin yetki sahası içerisinde, gerekse 6831 sayılı orman kanunu, 3621 sayılı kıyı kanunu, 5403 sayılı toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu ve bunun gibi birçok kanun, yönetmelik ve benzeri mevzuat ile farklı düzey ve ölçeklerde kurumların yetki sahası içerisindeki alanlarda; arazi kullanım kararları, imar planları ve stratejik planlama çalışmaları neticesinde oluşturulan amaç ve hedefler doğrultusunda yapılandırılmıştır. Türkiye için kırsal alanlara dair bir yönetişim modeli önermesi yapılmış olup; yerel yönetim, kır ve kent, kırsal ve kentsel alanlar ile arazi yönetimi ve arazi kullanım ilişkisinin tüm boyutları Türkiye ve Dünya'dan proje örnekleri verilerek incelenmiştir. Sunulan yönetişim modeli önerisinde ise; özellikle ilgili kurum ve kuruluşların idari yapılanması ve hukuksal temelde bir takım önermelerde bulunulmuştur. Bu önerilen yönetişim modeline ilişkin olarak Şile ve bağlı olduğu büyükşehir belediyesi nezdinde ilgili yönetim şemaları önerileri sunulmuştur.Master Thesis İstanbul'da arazi yönetimi gerekliliği ve 1 25.000 ölçekli arazi kullanım planları(2017) Kurum, Murat; Ülger, Nihat EnverKentleşme süreci, ülkemizde özellikle 50'li yıllardan itibaren devlet eliyle gerçekleştirilen sanayi hareketleri ve yatırımları ekseninde hızla gelişmiştir. Bu dönemde hızla gerçekleşen bu faaliyet, beraberinde nüfus artışını ve göç olgusunu gündeme getirmiş, kentlerimizdeki planlı ve altyapılı arsaların 'barınma ihtiyacını' karşılamaya yetecek büyüklükte olmamasından dolayı göç ile gelen nüfus bu ihtiyacını 'gecekondulaşma' ile çözmeye çalışmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 1950'li yıllarda Ülkemiz nüfusunun %75'i kırsal alanlarda %25'i kentsel alanlarda yaşamakta iken bugün bu durum %23'ü kır, %77'si kent şeklinde tam tersi duruma dönüşmüştür. Altyapı ve teknik yeterlilikler gözetilmeksizin yapılan yapılar bugün ekonomik ömürlerini tamamlamış, bu yapıların bulunduğu alanlar ise kentin gelişen ve değişen dinamiklerine de uyum gösterememesinden dolayı sosyal çöküntü alanları haline gelmiştir. Diğer taraftan; bugün tarım topraklarımızın tarım dışı amaçlı kullanılmasında en büyük etken geçmişteki plansız yapılaşma ve kentleşme faaliyetidir. Gıda kaynağımız olan tarım topraklarımızın çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak korunması ve planlı kullanımını sağlamak amacıyla 2005 yılında Ülkemizde 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu çıkartılmıştır. Bu kanun aslında sadece tarım arazilerinin yönetimine ilişkin hususları düzenleyen bir kanun olmayıp tarım dışı araziler de dâhil olmak üzere ülkemiz toprak varlığının sürdürülebilir politikalar çerçevesinde üretilecek arazi kullanım planları doğrultusunda korunarak kullanılmasını amaçlamaktadır. Ülkemiz planlama mevzuatı ve hiyararşisi; üst ölçekten itibaren genel arazi kullanım kararlarının belirlendiği Mekansal Strateji ve Bölge Planları orta ölçekte Çevre Düzeni Planları ve Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve büyük ölçekte Nazım ve Uygulama imar planları şeklinde tanımlanmıştır. Bu planlar ile genel anlamda kentleşme, sanayi, turizm, kıyı, ulaşım, havza-su yönetimine dair politikalar ve uygulama kararları alınabilmekte ancak tarımsal arazilerimizin korunmasından öte etkin verimli kullanımına yönelik politikalar ve uygulama kararları planlama faaliyetlerine girdi olamamıştır. Oysa, 5403 sayılı Kanunumuzda tarım arazilerinin sürdürülebilir bir şekilde kullanımının sağlanması amacıyla 'arazi kullanım planları' nın yapılması zorunluluğu getirilmiş ve ayrıca kanun arazi kavramını; tarım ve tarım dışı alanlar olmak üzere 2 sınıf içinde detaylı olarak ele almıştır. Ülkemiz doğal, ekolojik, kültürel varlıklarının korunması ve kaynaklarının sürdürülebilir gelişmesinin sağlanması için ekonomik ve sosyal gelişmeyi temin edecek altyapı, hizmet ve üretim faaliyetleri, kentsel ve kırsal tüm arazi parçalarını kapsayan hakkaniyetli politikalar doğrultusunda dağıtılmalıdır. Bu dağıtım ancak arazinin planlı bir şekilde yönetilmesiyle sağlanabilir. Ülkemiz milli gelirinin artması yolunda atılması gereken en büyük adım, kıt kaynak olan arazilerimiz ve bu arazilerimizin kullanım amaçlarının sürdürülebilir politikalar çerçevesinde belirlenmesidir. Bu anlamda, doğal çevrenin sürdürülebilirliği ile kamu ve toplumun ortak menfaatlerini sağlayacak bir arazi yönetim modeline ihtiyacımız vardır. Doğal kaynaklarımız neler? Kullanılabilmektemidir? Kullanımından ne kadarlık bir gelir elde edilmektedir? Arazi varlığımız nedir? Amacına uygun olarak kullanılmaktamıdır? Kamunun nerelerde ne kadar arazisi vardır? Buralar ne amaçla kullanılmaktadır? Kamu kaynağının etkin-verimli kullanımı sağlanmaktamıdır? gibi birçok soruya cevap verebilmek ve sürdürülebilir bir arazi yönetimi için öncelikle 'varlık envanteri' nin oluşturulması gerekmektedir. Bu çalışmada; Ülkemiz ihtiyaçları ve beklentilerine cevap verecek 'Sürdürülebilirlik' ve 'Bütüncül Yaklaşım' ilkelerini benimseyen arazi yönetimi nasıl yapılabilir sorusuna cevap aranırken; Konumu, doğal yapısı, tarihsel ve kültürel birikimi, sektörel yapısı itibariyle ise finansın kalbi, ülkemizin en çok nüfusuna sahip metropoliten alanı konumunda olan İstanbul'un tüm arazi varlığı, bütüncül bir 'arazi yönetimi' bakışı çerçevesinde yapılan çalışma ile irdelenmiştir. Çalışma kapsamında İstanbul ili bütünü için Coğrafi Bilgi Sistemi yaklaşımı ile 'arazi envanter çalışması' yapılmış ve bu çalışma yardımıyla hazırlanabilecek '1/25.000 ölçekli arazi kullanım planları' nın İstanbul'un tüm arazi varlığının tek elden yönetimine ve yönetim için üretilecek politika ve stratejilere cevap verecek nitelikte olduğunu göstermiştir.Master Thesis Kentsel alanda değerleme haritalarına yönelik model geliştirme(2022) Yılmaz, Bahadır; Kurt, Mustafa; Geomatik Mühendisliği / Geomatics EngineeringDünyada 'Sürdürülebilir Arazi Yönetimi' ilkesinin benimsenmesi ve yaşatılması için taşınmaz değerlemenin önemi her geçen gün artmaktadır. Taşınmaz değerleme 'Sürdürülebilir Arazi Yönetimi' için gerek duyulan en önemli sistemlerden birisi haline gelmiştir. Gelişen teknolojik dünyada değerlemeye olan ihtiyaç alım-satım, kamulaştırma, vergilendirme vb. alanlarda hızla artmaktadır. Bu artış sonucunda taşınmaz değerlemeye ilişkin henüz standart ve doğruluğu yüksek bir model geliştirilmediği görülmektedir. Kentler gelişim süreçlerinde; sanayileşme, tarım, göç, doğal afetler, plan değişiklikleri, imar uygulamaları, kamulaştırma ve kentsel dönüşüm gibi projeler ile sürekli değişime uğramaktadır. Bu etkenlerle birlikte değer kavramı dinamik sebeplerden dolayı değişime uğramaktadır. Dinamik ve değişken sebepler göz önüne alındığında taşınmaz değerlemesi şehir planlarının yönetilmesi, dönüşüm uygulamalarında rant etkisinin düzenli olarak denetlenmesi, taşınmazlarla ilgili değer uyuşmazlıklarının yargıda kolayca çözülmesi, vergi adaletinin sağlanması hem vatandaşların hem de kamu kurumlarının haklarının korunması gibi birçok alanda önemli bir disiplin olarak görülmektedir. Bunlarla beraber gelişen teknolojiyle günümüze Coğrafi Bilgi Sistemleri adında, konuma dayalı verinin önemini her alanda görmekteyiz. Taşınmaz değerleme yapılırken, taşınmazın konumu, fiziksel ve öznitelik özelliklerinin önemli derecede rol oynadığını söylemek mümkündür. Bu nedenle konuma dayalı verinin taşınmaz değerleme için uygun çözümler sunduğu bilimsel çalışmalarla ortaya koyulmuştur. Bu tez çalışmasında Kocaeli İli Gebze İlçesinde değer kavramını yeniden incelenecektir. Üç farklı mahalle ve üç farklı plan fonksiyonu bulunan taşınmazların değerlemede kullanılan konuma dayalı veri ve öznitelik bilgileriyle, puanlama yöntemi uygulanmıştır. Öklid mesafesi yaklaşımıyla Analitik Hiyerarşi Prosesi kullanarak, Kentsel Alanda Değerleme Haritalarına Yönelik Model Geliştirmeyi incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüşüm, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Taşınmaz Değerleme, Analitik Hiyerarşi ProsesiMaster Thesis Kentsel alanlarda planlama faaliyetlerinin taşınmaz mal değerlerine etkisi İstanbul-Cendere bölgesi örneği(2016) Şimşek, Şenay; Yomralıoğlu, Tahsin; Yavuz, Erol; Aksu, OktayKentsel planlama çalışmaları ile şehirler fiziksel anlamda bir değişime uğratılırken, diğer yandan mülkiyet altyapısı da teknik ve ekonomik açıdan düzenlemeye uğrar. Bu türden planlama faaliyetleri sonrası oluşan yeni taşınmazların değeri ile planlama öncesinde yer alan taşınmaz değerleri arasında oluşan farklar, taşınmaz mallardaki değer değişimleri ile planlama faaliyetleri arasındaki ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda; özellikle taşınmaz değerlerinin tespitinde belirli standartlara bağlı kalınmaması, gerek rayiç değerlerin birden çok değerlerle ifade edilmesi, gerekse planlama açısından mevzuatın sağlıksız yorumlanması veya uygulanmasından ötürü değerlemede tanımlanması güç, ani değişimler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kentsel ve kırsal alanlarda planlama faaliyetlerine başlanmadan önce taşınmazın değer tespitinin yapılması ve planlama sonrası oluşacak değer tespitinin tahmini, taşınmazın en iyi, en doğru kullanım fonksiyonunun planlama faaliyetleri sonucunda verilmesi ve plan sonucuna göre değer kazanması, planlama faaliyetleri ve taşınmaz değer ilişkisi açısından son derece önemlidir. Kentsel planlamanın en önemli amaçlarından birisi, planlama sonucu oluşan rantın eşit olarak dağıtılmasına olanak sağlamaktır. Rantın adil olarak dağıtılmaması toplumda huzursuzluğa ve gelir dağılımının bozulmasına yol açabilmektedir. Tüm bu olumsuz sonuçların yaşanmaması için plan uygulama sürecinde oluşacak taşınmaz değer değişimlerinin çok iyi yönetilmesi ve denetlenmesi gerekmektedir. Yapılan bu tez çalışmasında, kentsel planlama faaliyetlerinin, başlangıcındaki karar sürecinden uygulamaya aktarılarak tamamlanma sürecine kadar geçen zaman içerisinde, taşınmaz değerlerinin ne ölçüde etkilendiğini gözlemleyerek, değer değişimlerindeki temel nedenler irdelenmeye çalışılmıştır. Örnek bölge seçilerek plan öncesi ve plan sonrası taşınmaz değerleri araştırılmış ve planlama – taşınmaz değerleri arasındaki ilişkiler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Tez kapsamında örnekleme amaçlı olarak İstanbul İli Sarıyer İlçesi Cendere Bölgesi irdelenmiştir. Bu bölgedeki planlama faaliyetlerinin başlangıç ve bitiş süreçlerindeki değer değişimleri, kamu ve özel sektör kaynaklarından temin edilen veriler bağlamında irdelenmiş ve karşılaştırma sonuçları ortaya konulmuştur. Sonuç olarak, plan öncesi dönemde oluşan taşınmaz değeri ile plan sonrası dönemde oluşan taşınmaz değerleri arasında yaklaşık 10 kat değer artışı olduğu tespit edilmiştir.Master Thesis Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında dönüşüm: Erzurum örneği(2019) Altundağ, Murat; Ülger, Nihat EnverToplumdaki sosyal ve ekonomik her değişim kentsel alanda bir karşılık bulmaktadır. Bu bakımdan kentleşme yapılanması toplumsal yapı ve insani ilişkiler bütününde adeta toplumu yansıtır özelliktedir. Bununla birlikte kentleşme yapılanması kendi içinde, toplumsal alanın değişim ve dönüşüm dinamizmine katkılar sunan birtakım süreçler barındırır. Bu bağlamda toplumsal alana dinamizm sağlayan kentleşme yapılanması süreçlerinden biri olarak kentsel dönüşüm uygulamaları oldukça dikkat çekici görünmektedir. Kentlerin tarihsel ve fiziksel bir kimlik kazanmasında, toplumsal organizasyonu biçimleyen yapısal ilişkiler ile insani ilişkilerin bütünleşmesinde ve de insanla kent dokusu arasındaki anlamsal bağın güçlendirilmesinde, kentsel yapılaşmaya etkin bir insani müdahale olarak değerlendirebileceğimiz kentsel dönüşüm uygulamaları, kentlerin daha yaşanabilir bir hale gelmesinin önünü açan süreçlerdendir. Bu nedenle kentsel dönüşüm uygulamaları, toplumsal sorunların mekânsal birer çözümleme şekli olarak tasavvur edilmektedir. Ancak bu çözümlemenin gerçekleşmesi için, ulusal düzeyde çok yetkin ve etkili kentsel dönüşüm politikaları ile birlikte yürütülmesinin gerekliliği düşünülmektedir. Bu düşünce ile araştırmada Erzurum ili kentsel dönüşüm uygulamaları örneklemi üzerinden giderek, ülkemiz kentsel dönüşüm politikalarına; rasyonel, stratejik, teknik, hukuki ve ekonomik yönlerden katkılar sunulmaktadır. Anahtar kelimeler: Kentsel Dönüşüm, Toplumsal Değişim, Erzurum ili Kentsel Dönüşüm Uygulamaları, Değer Esaslı Yöntem.Master Thesis Kentsel dönüşümde inşaat sektörünün rolü(2017) Yetim, Ertan; Ülger, Nihat Enverİnşaat sektörü ekonomik olarak hassas bir yapıya sahiptir ve ekonomik değişimlerden ilk olarak etkilenen sektördür. Ülkemiz ekonomisi ise uzun yıllardır dünya ekonomilerine entegre olmuş küresel ekonominin bir parçasıdır. Durum böyle iken küresel çapta yaşanan ekonomik dalgalanmalar yerli ülke ekonomisini de etkilediği için inşaat sektörü bu durumdan payını almaktadır. Başarılı bir kentsel dönüşüm modeli kurgulamak ve uygulamaya koyabilmek için dış piyasalardan olabildiğince bağımsız olabilecek bir politika ve yöntemin yürürlüğe konması ve uygulanması şarttır. Bu amaçla; Ülkemizde kentsel dönüşüm ve kurumsal yapısı irdelenecek, dönüşümde yıkım akabinde verilen yapım kararı ile birlikte rölü başlayan inşaat sektörünün kurumsal yapısı anlatılacak ve SWOT analizi ile değerlendirilecektir. İnşaat sektörünün, ülkemiz ekonomisi içindeki yeri çeşitli veriler ışığında irdelenecek, içinde önemli bir paya sahip olan konut üretimi ve ihtiyacı, ülkemiz nüfus projeksiyonu çerçevesinde değerlendirilecektir. Ülkemizin önemli deprem kuşakları içinde yer alıyor olması ve bugüne kadar yaşanan depremler sonucu en çok zararın yapısal anlamda olduğu göz önüne alınarak çalışma kapsamında özellikle deprem sonrası alınan önlemler ve yasal düzenlemeler ele alınacaktır. Afet risklerine karşı dayanıklı yerleşim alanları oluşturulmasına yönelik yürütülen kentsel dönüşüm uygulamaları irdelenecek ve inşaat sektörünün dönüşüm odaklı yönetimine yönelik politika araçları oluşturulacaktır.Master Thesis Makro veriler ve Türkiye ekonomisi çerçevesinde kentsel dönüşüm(2017) Akbulut, Hakan; Ülger, Nihat EnverKentsel dönüşüme ihtiyacı bulunan kentlerin bir yandan deprem riski karşısında zemin ve/veya üstyapı açısından yetersizlikler gösterdiği, bir yandan da sosyal donatılar ve teknik altyapı açısından değerlendirildiğinde olması gereken standartların çok altında olduğu görülmektedir. Bütün bunların yanı sıra kentsel dönüşümü de kapsayan kentsel gelişme, artık doğal kaynakları tahrip eden bir biçimde ilerlediği izlenmektedir. Bu tür illerde ilin 1/25.000 ölçekli arazi yönetimi ve kullanımı amaçlı envanter çalışması kapsamında, kentsel dönüşüm projeleri ile 'kentsel yaşam standartlarının ve depreme karşı güvenliğin arttırılması' ve doğal kaynaklara zarar veren gelişmelerin engellenmesi yoluyla 'ekolojik dengenin korunması' da amaçlanmalıdır. Genelde hak sahiplerinin beklentisi en az sahip olduğu evin büyüklüğünde bir ev almak yönündedir. Evinin imar durumu, ruhsatı hepsinden önemlisi değeri hak sahipleri açısından önemli değildir. Bu da kentsel dönüşümü çıkmaza sürüklemekte ve yapılamaz hale getirmektedir. Kentsel dönüşüm sürecinde hak sahiplerinin de eğitilmesi önem arzetmektedir. Burada önemli olan unsurun değer olduğu dönüşecek konutlara değer bazlı bakmaları gerektiği iyi anlatılmalıdır. Hak sahiplerinin sahip oldukları konutların değeri dönüşüm sonrası artıyorsa ve hiç kimseye haksızlık yapılmıyorsa herkes aynı kriterlerle dönüşüme giriyorsa alınacak konut büyüklüğünün yada adedinin öneminin olmadığının vurgusu iyi yapılmalıdır. Burada adelet duygusu ön plana çıkmakta şeffaf bir şekilde dönüşümde objektif kriterler uygulanmalıdır. Kentsel dönüşüm sonucunda ölçeğe bağlı olarak ekonomik büyüme ve istihdam önemli ölçüde artacaktır. Vergi gelirlerinde artış olacak yatırımlar artacak ve genel anlamda ekonomide ciddi bir hareketlilik oluşacaktır. Doğal olarak bunların da genel ekonomiye etkisi olacaktır. Yine piyasa da ki faiz oranları borçluluk oranları gibi değerler de kentsel dönüşümün başarılı bir şekilde gerçekleşmesini doğrudan etkileyecek unsurlardır. Bu nedenle makro ekonomi hem sonuçları itibariyle hem de sebepler itibariyle kentsel dönüşümle birebir etkileşim içindedir.Master Thesis Türkiye'de emlak vergi değerinin belirlenmesine ilişkin bir model önermesi; Kadıköy örneği(2022) Kurtulan, İbrahim Cihan; Ülger, Nihat Enverİş bu tez çalışmasının özeti; Ülkemizde uygulanan emlak vergisinin belirlenmesine yönelik olarak hazırlanmış, 1319 sayılı Emlak Vergisi Yasası, Emlak vergisi tüzüğü ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun incelenmesi, Dünyada yer alan bazı ülkelerin emlak vergisine esas düzenlemeleri ile Türkiye'de mevcut durumda gayrimenkul değerleme çalışmalarının uygulamasına ilişkin düzenlemeler incelenmiştir.Master Thesis Yeni kentsel dönüşüm stratejisine esas uygulama örneği Üsküdar Ferah Mahallesi(2017) Keleş, Ertan; Ülger, Nihat EnverKentsel dönüşüm bir kentin tamamı ya da belirli yerleşim alanlarına yönelik, bilinçli, sistemli ve planlı eylem olarak tanımlanabilir. Kentsel dönüşüm kavramının Türkiye'de hukuk metinlerine girmesi oldukça yenidir. Kentsel dönüşüm uygulamalarına ülkemizde, özellikle son yıllarda 'dönüşüm' hedefli yeni yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesinin ardından hem merkezi idare hem de mahalli idarelerce sıklıkla baş vurulduğu görülmektedir. Buna karşılık, dünyada -özellikle Avrupa ilkelerinde ve Amerika'da- kentsel dönüşüm uygulamalarının daha eski bir geçmişi bulunmaktadır. Zamanla kentsel dönüşüm kapsamında kente dış müdahalelerin görünüm biçimleri değiştiği gibi, hem dünyada hem de ülkemizde, hayata geçirilmiş kentsel dönüşüm uygulamaları arasında önemli farklılıklar olduğu tartışmasızdır. Ülkemizde 1950'lerden itibaren nüfus artışının hızlanmasıyla kırsal kesimden kentlere başlayan göç hareketi ile birlikte kentlere göç eden nüfusun barınma sorununa çözüm olarak ortaya çıkan 'gecekondulaşma'; günümüzde kentsel dönüşümün ortaya çıkmasında temel olmuştur. Kentsel alanlar tarihin tüm süreçlerinde dinamik bir yapıya sahip olmuşlardır. Bu alanlar fiziksel, toplumsal, çevresel, ekonomik ve bazen siyasal faktörlerin etkisinde değişim ve dönüşüm gösterdikleri gibi, kendi iç dinamiklerinden dolayı da birçok değişim ve/veya dönüşüme neden olabilirler. Bu değişim ve dönüşümler, mekânın ekonomik, toplumsal, çevresel ve fiziksel bozulması olarak ya da mekân ve yaşam kalitesini arttırıcı yönde müdahaleler şeklinde olabilir. Tüm bu değişim ve dönüşümlerin kentlerin geleceğine doğru yön vermek amacıyla yönetilebilmesi gerekmektedir. Söz konusu dönüşüm uygulamalarının birbirinden kopuk ve parçacıl olmasının ve genellikle yoğunluk artışı ile çözüm üretilmesinin önüne geçilmesi; kent düzeyinde dönüşüm alanlarını bir bütün olarak ele alacak Kentsel Dönüşüm Master Planlarının yapılması ve bu planların kamusal kaygılarla ve buna hizmet edecek kurumlar ile yönetilmesiyle mümkün olabilecektir. Hazırlanan çalışma ile hızla büyüyen, değişen ve dinamik bir yapıya sahip ülkemizde yaşanan ve kentsel sağlıklı ve legal bir yaşam alanı sağlanmasını amaçlayan kentsel dönüşüm uygulamalarının gereksinimleri ele alınarak; Üsküdar çalışma alanında kentsel dönüşümde katılım-dağıtım dengesinin sağlıklı bir şekilde kurulduğu ve taşınmaz değerinin adil bir şekilde paylaşımına olanak sağlayacağı düşünülen 'Değer Esaslı Bir Kentsel Dönüşüm Modeli' sınanacaktır. (Ülger, 2010)