TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/20
Browse
Recent Submissions
Article Running Symmetry in Professional Football: Are We Measuring What Matters?(2025) Tarakcı, Selçuk; Akyüz, Oktay; Karaman, TanerBu çalışmanın amacı, GPS cihazlarıyla ölçülen koşu simetrisi ile profesyonel futbolcuların yaralanma riski ve performans metrikleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Türkiye Süper Liginde mücadele eden kulüpten 18 profesyonel futbolcu araştırmaya katılmıştır. 2022-2023 sezonu boyunca GPS sistemi yardımıyla futbolcuların koşu simetrisi verileri kaydedilmiştir. Ayrıca toplam mesafe, yüksek şiddetli koşu mesafesi, yüksek metabolik güç mesafesi, oyuncu yükü, ivmelenme ve yavaşlama gibi performans metrikleri de tüm sezon boyunca kaydedilmiştir. Futbolcuların koşu simetrisi ve performans metrikleri, antrenman geçmişi, fiziksel adaptasyon ve kültürel antrenman farklılıklarından etkilenebilir. Özellikle farklı liglerde yetişmiş, farklı metodolojilerle antrenman yapmış olan yerli ve yabancı futbolcular arasında bu tür parametrelerde farklılıklar olup olmadığı da araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmada koşu simetrisinin yalnızca bir biyomekanik parametre olup olmadığını değil, aynı zamanda sakatlık riski ile ilişkili performans değişkenleri üzerindeki etkisini de değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yapılan analiz sonuçları, oyuncular arasında koşu simetrisinde belirgin farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Savunma oyuncularıyla oyuncu yükü değerleri açısından hücum ve orta saha oyuncuları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bulunmuştur. Ayrıca, koşu simetrisi ile belirli performans metrikleri arasında pozitif bir korelasyon gözlemlenmiştir. Bu durum koşu simetrisi ile spor performansı arasında potansiyel bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, GPS teknolojisiyle ölçülen koşu simetrisinin, profesyonel futbolcularda performans ve sakatlık riski için değerli bir gösterge olarak hizmet edebileceğini öne sürmektedir.Article Üniversite Öğrencilerinin Kozmetik Cerrahi Kabul Düzeyleri ve Etkileyen Faktörler(2024) Çoban, NiranDünya genelinde kozmetik cerrahiye olan talep hızla artmaktadır. Günümüzde medyanın etkisi sonucunda bireylerin beden imajına yönelik düşüncesi değişmekte ve bunun sonunda kozmetik cerrahiye yönelik tutumları farklılaşmaktadır. Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin kozmetik cerrahiyi kabul durumları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Tanımlayıcı tipteki araştırma Eylül 2022–Ocak 2023 tarihleri arasında, bir vakıf üniversitesinde lisans veya ön lisans düzeyinde öğrenim görmekte olan, 326 öğrenci ile tamamlandı. Araştırma verileri Tanıtıcı Özellikler Formu ve Kozmetik Cerrahi Kabul Ölçeği kullanılarak çevrimiçi ortamda toplandı. Öğrencilerin yaş ortalaması 20,89±4,51 (min=18; maks=50)’dir. Öğrencilerin Kozmetik Cerrahi Kabul Ölçeği puan ortalaması 54,917±20,363 (min=15; maks=102) bulundu. Ölçek alt boyut puan ortalamalarının ise; Kişisel Boyut 21,666±8,143 (min=5; maks=35), Sosyal Boyut 13,163±7,794 (min=5; maks=35), ve Düşünceler Boyutu 20,089±8,130(min=5; maks=35) olduğu saptandı. Çalışma sonucunda üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanma durumu, sosyal medyada geçirilen süre, sosyal medyada estetik cerrahı takip etme, sosyal medyada filtre kullanma sıklığı, kozmetik malzemelere ayrılan aylık bütçe miktarı ve estetik cerrahi olmayı isteme durumlarının öğrencilerin kozmetik cerrahi kabul düzeylerini arttırdığı belirlendi.Article Analyzing the Cooperation Between Azerbaijan Naval Forces and Türkiye: Strategic, Operational, and Diplomatic Aspects(2024) Çora, Hakan; Gürson, Alı Poyraz; Mikail, Elnur Hasan; Çora, Ali NazmiThis study investigates the historical context and strategic evolution of the naval cooperation between Azerbaijan and Türkiye, highlighting its roots in the early years of Azerbaijan's independence following the dissolution of the Soviet Union. As both nations embarked on building and modernizing their naval capabilities, their partnership became a cornerstone of regional security in the Caspian and Black Seas. The study emphasizes how this cooperation has grown from initial diplomatic ties into a robust military alliance, driven by shared strategic interests and mutual security concerns. The analysis delves into the strategic significance of this partnership, focusing on its role in enhancing the stability of a geopolitically sensitive region. The Caspian Sea, with its vast energy resources, and the Black Sea, a critical maritime zone, both play pivotal roles in regional dynamics. By fostering cooperation in these areas, Azerbaijan and Türkiye not only strengthen their own defense capabilities but also contribute to broader regional security frameworks. Operationally, the collaboration between the two nations' naval forces is characterized by joint exercises, training programs, and the establishment of information-sharing mechanisms. These efforts are designed to improve the interoperability of their naval forces, allowing them to respond more effectively to potential security threats. The study also outlines key areas for future collaboration, including maritime domain awareness, counterterrorism operations, and humanitarian assistance, which could further enhance the strategic partnership. By providing a nuanced and multidimensional analysis, this study aims to offer a comprehensive understanding of the Azerbaijan-Türkiye naval cooperation. It explores the implications of this partnership for regional stability, security, and the balance of power, as well as its potential to influence future maritime and geopolitical developments in the wider region.Article Sınır Eğrisi ve İskelet Özellikleri ile El Yazısı Rakam Tanıma(2025) Çelik, Hasan Hüseyin; Gok, IhsanBu çalışmada el yazısı rakam tanımaya ilişkin bir uygulama tanıtılmaktadır. El yazısı rakamların tanınması amacıyla kullanılan öznitelik verileri, rakam şeklinin sınır eğrisi ve iskelet yapısından çıkartılmaktadır. Bu iki öznitelik seti, rakamlara ait biçimsel özellikleri tanımada tamamlayıcı özellikler göstermektedir. El yazısı rakam görselleri öncelikle arka zeminde ayrıştırılarak siyah-beyaz ikili görüntüye dönüştürülmüş ve izleyen aşamada normalizasyon işlemi ile 40x40 boyutlarında görüntü matris verileri elde edilmiştir. Bu matris verileri temel alınarak el yazısı karakterin sınır eğrisi ve iskelet formları oluşturulmuştur. Çalışmada 300 adet el yazısı rakam örnekleri kullanılmıştır. Sınır eğrisi ve iskelet formlarından çıkartılan farklı öznitelikler kullanılarak bir veri seti üretilmiştir. Elde edilen veri seti ile eğitilen bir Yapay Sinir Ağı (YSA) kullanılarak el yazısı rakamların sınıflandırılması sağlanmıştır. Sınırlı sayıda örnek kullanımı ile birlikte tanıma başarısı %96.7 olarak elde edilmiştir.Article Seçim Kampanya Ürünlerinde Grafik Tasarımın Dijitalleşme Süreci(2025) Avcı, Yasin; Başar, Mehmet ReşatBu araştırmada, 1990-2020 yılları arasında Türkiye’de gerçekleşen seçim kampanyalarındaki grafik tasarım ürünlerinin dijitalleşme süreçleri incelenmektedir. Araştırmanın amacı, dijital devrimin seçim kampanyalarında kullanılan grafik tasarım ürünleri üzerindeki etkilerini ve dijital ürünlerin geleneksel ürünlerle olan etkileşimini analiz etmektir. 2000'li yıllarla birlikte hız kazanan dijitalleşme süreci, seçim kampanyalarında yeni medya araçlarının kullanımını yaygınlaştırmaktadır. Geleneksel ürünlerin afiş, broşür gibi türleri dijital ortamlarda paylaşım görselleri, bilgi grafikleri ve tematik video içeriklerine dönüşmektedir. Bu dönüşüm, etkileşimli bir grafik tasarım dili oluştururken, aynı zamanda görsel sadelik ve etkiyi artırmıştır. Araştırmada tarama yöntemi kullanılarak, 1990-2020 yılları arasındaki seçim kampanyalarında üretilmiş grafik tasarım ürünleri üç dönem halinde incelenmektedir. Birinci dönem (1990-2000), ikinci dönem (2000-2010) ve üçüncü dönem (2010-2020) olarak ele alınan bu süreçlerde, her dönemdeki geleneksel ve dijital ürünlerin özellikleri analiz edilmektedir. Bulgular, geleneksel ürünlerin kampanyaların önemli bir parçası olmaya devam ettiğini; dijital ürünlerin ise özellikle yapılan son seçimlere doğru daha etkili kullanıldığını göstermektedir. Dijitalleşmenin etkisiyle, grafik tasarımlar görsel sadelik ve güç kazanarak dijital mecralarda daha fazla yer bulmaktadır.Article Ortaklığın Giderilmesinde Arabuluculuk Süreci ve Anlaşma Belgesinin İcra Edilmesi(2025) Topak, Süleyman7445 sayılı Kanun ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) eklenen 18/B maddesi uyarınca taşınır ve taşınmaz malların paylaştırılması ve ortaklığın giderilmesiyle ilgili uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar ihtiyari arabuluculuk kapsamında çözüme kavuşmaya da elverişlidir. Ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuk yöntemi, tarafların kendi çözümlerini bulması ve uzun süren yargılamalar ile yargılama masraflarına katlanmaktan uzaklaşmak gibi yönleriyle avantajlar sağlamaktadır. HUAK m.18/B uyarınca ortaklığın giderilmesine ilişkin arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde bir anlaşma belgesi düzenlenmelidir. Bu belgede uyuşmazlık taşınmazla ilgili ise kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmelidir. Ayrıca ortaklığın giderilmesine ilişkin düzenlenen anlaşma belgesinin hüküm doğurması için sulh hukuk mahkemesinden icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunludur. Uygulamada, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin icra edilebilirlik şerhi taşıyan anlaşma belgelerinin gereğinin yerine getirilmesine ilişkin taleplerin, sulh hukuk mahkemesi satış memurlukları tarafından bu belgenin mahkeme kararı olmadığı ileri sürülerek icra edilmediğine şahit olunmaktadır. Yine resmi sicile kayıtlı taşınır ve taşınmaz üzerindeki ortaklığın arabuluculuk yoluyla giderilmesi ve anlaşmanın malik değişikliğine ilişkin olması halinde icra edilebilirlik şerhi taşıyan anlaşma belgelerinin mahkeme kararı olmadığı ileri sürülerek resmi sicilde icra edilmediği görülmektedir. Bu çalışmada taşınır ve taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculuk yöntemiyle çözüme kavuşma süreci ve süreç neticesinde düzenlenecek anlaşma belgesinin nasıl icra edilmesi gerektiğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, uygulamada ortaya çıkan sorunların kaynağı tespit edilmeye çalışılmış ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerine yer verilmiştir.Article Yasama Organlarının “Bilgilenim (Hearing)” Yetkisi ve TBMM’nin Güçlendirilmesi İçin Yeni Öneriler(2024) İba, Şeref; Şirin, SinemYasama ve yürütme organı arasındaki ilişkiler ve etkileşim açısından Anayasada “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin ne şekilde benimsendiği ve uygulandığı belirleyici bir nitelik taşır. Katı veya belirgin kuvvetler ayrılığının esas alındığı başkanlık sistemlerinde denge ve denetleme mekanizmalarının işlerliği ve güncellenmesi daha önemli hale gelmektedir. Güçlü yürütme karşısında kaçınılmaz olarak parlamentonun da güçlendirilmesi hedefi doğrultusunda Anayasa, TBMM İçtüzüğü ve parlamenter hayatla ilgili diğer kanunların reforma tabi tutulması gerekmektedir. Bu bağlamda, anayasa değişikliği gerektirmeyen sadece TBMM İçtüzüğüne eklenebilecek yeni maddelerle, dünya parlamentolarında başarıyla uygulanmakta olan “hearing” yetkisinin getirilmesi gerekmektedir. Bu gereklilikten hareketle bu çalışmada hükümet sistemi fark etmeksizin neredeyse tüm yasama organlarında kullanılan bu önemli aracın TBMM’de de uygulanması için bir model geliştirilmesi amaçlanmıştır. İngiltere, ABD, Almanya, Fransa, Macaristan, İspanya, Polonya ve Avrupa Parlamentosu olmak üzere farklı sistemlerdeki hukuki dayanağını ve yerleşik uygulamalarını karşılaştırmalı biçimde inceleyerek Türkiye’ye özgü nasıl bir İçtüzük değişikliği gerektiği konusunda öneri hazırlanmıştır. Çalışmanın Sonuç Kısmında, üç maddeden ibaret bir İçtüzük Değişikliği Teklifi taslağı hazırlanmıştır. İçtüzük Değişikliği Teklifi taslağında, TBMM için üç türlü “bilgilenim” yetkisi önerilmektedir. Bunların ilki ABD başkanlık sistemi de dahil tüm hükümet sistemlerinde görülen yürütme organının üst kademe kamu yöneticilerini ataması süreciyle ilgilidir; ikincisi, daimi komisyonların kendi görev alanlarıyla ilgili sürekli “bilgilenim” yetkisidir. Üçüncüsü ise, en az yılda bir defa ilgili daimi komisyonlarda düzenlenecek “dinleme ve izleme” amaçlı bilgilenimdir. Kanunların uygulamasını izleme anlamında parlamento çatısı altında gerçekleştirilecek bilgilenim, fiilen başarıyla uygulandığı takdirde, ülkemizden dünya parlamentolarına örnek uygulama modeli olabilecek bir mekanizma ortaya çıkabilir.Article Toraks BT Taramalarında Tesadüfen Tespit Edilen Mezenterik Pannikülit: Tek Merkez Deneyimi(2024) Dogan, Demet; Gokce, KaganAmaç: Bu çalışmanın amacı toraks Bilgisayarlı Tomografi (BT) alanında tesadüfen tespit edilen Mezenterik Pannikülit (MP) sıklığını bildirmek ve üst batın kesitlerinin incelenmesinin önemini vurgulamaktır. Yöntem: Retrospektif olarak yapılan bu çalışmaya Mart-Ağustos 2023 tarihleri arasında benign nedenlerle toraks BT çekilen ortanca yaşı 44 (yaş aralığı: 18-91) olan 300 kadın, 414'ü erkek toplam 714 yetişkin hasta dahil edildi. Toraks BT'de üst karın kesitlerinde MP'li olgular tespit edildi. Olgular klinik, laboratuvar ve radyolojik bulgulara göre değerlendirildi. Bulgular: Toraks BT'sinde üst batın kesitlerinde 10 (%1,4) mezenterik pannikülit hastası tespit edildi. Hastaların 2'si kadın, 8'i erkekti. MP oranı kadın hastalarda %0,66 iken erkek hastalarda %1,93 idi. Vakaların 7'sinde herhangi bir karın semptomu yoktu. Diğer 3 hastanın birinde şiddetli karın ağrısı, bulantı-kusma, halsizlik, eklem ağrısı, ateş, yan ağrısı, bir hastada ateş, bulantı-kusma, yorgunluk mevcuttu. Sonuç: Toraks BT taramalarında üst karın görüntülerinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi MP'nin saptanmasını ve ilişkili karın hastalıklarının erken tespitini mümkün kılmaktadır.Article Total Tiroidektomide Starion Damar Mühürleme Sisteminin Konvansiyonel Teknik ve Harmonik Odaklı Ultrasonik Cihaz ile Karşılaştırılması(2024) Gökçe, Kağan; Özder, Nuriye; Ersoy, Ömer Faik; Polat, CoşkunAmaç: Bu çalışmada Multinodüler Guatr (MNG) nedeniyle total ti - roidektomi yapılan hastalarda Starion Tissue Welding SystemTM (STWS) kullanımının, konvansiyonel teknik ve Harmonik Odaklı Ultrasonik ScalpelTM (HFUS) kullanımı ile operasyon süresi, ame - liyat sırasında ve sonrasındaki kanama miktarı ile ameliyat sonrası komplikasyonlar açısından karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Materyal ve Metot: Haziran 2013 ile Ağustos 2014 tarihleri arasında MNG nedeniyle total tiroidektomi yapılan 60 hasta retrospektif olarak in- celendi. Hastalar uygulanan cerrahi yönteme göre üç gruba ayrıldı. Her grup 20 hastadan oluşuyordu. Operasyonlarda Grup-A’da konvansiyo- nel klemp bağlama tekniği, Grup-B’de STWS, Grup-C’de HFUS kulla - nılarak orta tiroid damarlarına, tiroid bezinin üst ve alt kutup arterlerine/ venlerine ligasyon/koagülasyon ve kesme işlemleri uygulandı. Gruplar operasyon süresi, operasyon sırasında ve sonrasında kanama miktarı ve karşılaşılan komplikasyonlar açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Operasyon süreleri Grup-A’da 63,25±28,66 dakika, Grup- B’de 42,60±20,14 dakika, Grup-C’de 49,60±9,17 dakika olarak be- lirlendi (p ˂0,05). Perioperatif kanama Grup-A’da 93,50±56,05 ml, Grup-B’de 25,60±15,21 ml, Grup-C’de 62,50±23,31 ml idi (p˂0,05). Ameliyat sonrası kan drenajı sırasıyla 124,50±153,09 ml, 8,75±11,68 ml ve 35,75±25,91 ml idi (p˂0,05). Hemostaz açısından Grup-A’daki iki hastada ilk 24 saat içinde hemostaz ihtiyacı duyulurken, Grup-B ve Grup-C’de hemostaz ihtiyacı olmadı (p=0,12). Ameliyat sonrası 1. günde ölçülen kan kalsiyum düzeyleri Grup-A’da 8,39±0,56 mg/ dl, Grup-B’de 8,34±1,14 mg/dl, Grup-C’de 8,37±0,78 mg/dl olarak tespit edildi (p=0,86). Ameliyat sonrası 1. Günde ölçülen kan parat - hormon düzeyi sırasıyla 52,72±35,85 pg/dl, 34,77±20,0 pg/dl ve 56,41±36,56 pg/dl idi (p=0,09). Sonuç: Tiroid cerrahisinde STWS, ameliyat sırasında ve sonrasında kanama miktarının azalması, ameliyat süresinin kısalması ve komp- likasyon oranlarının düşük olması nedeniyle güvenle kullanılabilir.Article Yüksek Yağlı Diyetle Oluşturulan Obez Sıçanların Karaciğerleri Üzerinde Timokinonun Koruyucu Etkisinin Araştırılması(2024) Alkan, Isinsu; Bakirhan, Elfide Gizem; Tufek, Nur Hande; Arslan, Gulay; Altunkaynak, Berrin Zuhal; Kaplan, SüleymanAmaç: Yaşam kalitesini düşüren ve birçok farklı hastalığın temelini oluşturan obezite alınan kalori ile harcanan kalori arasındaki dengenin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Alınan kalorinin artması ve vücutta yağ birikimin gözlenmesi beraberinde birçok farklısağlık sorununu da ortaya çıkarmaktadır. Obeziteye bağlı karaciğer yağlanması ve karaciğer hasarı bu hastalıklardan biridir. Karaciğer yağlanması fonksiyonların bozulmasına ve buna bağlı olarak homestazın değişmesine sebebiyet vermektedir. Bir antioksidan olan thymoquinone karaciğer hasarlarında tercih edilmektedir. Bu çalışmada obeziteye bağlı olarak oluşan karaciğer hasarında thymoquinone’nun protektif etkisi incelenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışmamızda 24 adet yetişkin erkek Wistar albino sıçan rastgele dört gruba (n: 6) ayrıldı. Non-obez kontrol (NOC) ve Non-obez timokinon (NTQ) grubu standart yem ile beslenirken; obez kontrol (OC), obez-timokinon (OTQ) grupları15 hafta boyunca yüksek yağlı diyet (kalorinin %40’ı yağdan) ile beslendi. Tüm tedavi gruplarına altı hafta boyunca i.p. 10 mg/kg timokinon verildi. Deneysel çalışmadan sonra denekler intrakardiyak perfüzyona alındı ve karaciğer dokuları çıkarıldı. Karaciğer örnekleri doku işlemine tabi tutuldu ve stereolojik ve histopatolojik analizler için 5μm kalınlığında kesildi. Elde edilen örnekler hematoksilen-eozin ile boyandı. Preparatlar kameralı mikroskop altında incelendi ve karaciğer ve sinüzoid hacmi Cavaileri metodu ile hepatosit sayısı ise fiziksel disektör metodu ile analiz edildi. Bulgular: Yapılan hacimsel analizlerde hem total karaciğer hem de sinüzoid hacimlerinde OC grubunda NOC grubuna göre artış izlendi. Yine her iki hacim analizinde de hacimlerin OTQ gruplarında OC gruplarına oranla azaldığı görüldü. Hepatosit sayısının incelenmesinde ise OC grubunda NOC grubuna oranla artış izlenirken; OTQ gruplarında OC gruplarına oranla azaldığı görüldü. Bunların yanı sıra NTQ grubundaki hepatosit sayısınında NOC grubuna göre önemli derecede arttığı izlendi. Histopatolojik analizler incelendiğinde ise OC grubunda balonlaşmış hepatositler seçilirken, OTQ grubunda bu balonlaşmaya rastlanamadı. Sonuç: Yapılan analizler ve elde edilen veriler dikkate alındığında timokinonun obezite kaynaklı karaciğer hasarında protektif etkiye sahip olabileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra bu etkinin hangi yolaklar üzerinden ilerlediği daha kapsamlı analizler ile incelenmelidir.Article Fizyoterapistlerin Kişi Örgüt Uyumu ve Tükenmişliklerinin İşten Ayrılma Niyetine Etkisi: Ankara İli Kamu Hastaneleri Örneği(2022) Atıcı, Emine; Danayiyen, Aysun; Bal, Merve EmineBu çalışma Ankara İli Kamu Hastanelerinde görev yapan fizyoterapistlerin kişi-örgüt uyumu ve tükenmişliklerinin işten ayrılma niyeti üzerine olan etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmanın evrenini Ankara İli merkez ilçelerinde yer alan ve İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı 11 Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 7 Devlet Hastanesi ve 1 Ankara Şehir Hastanesinde görev yapmakta olan 251 fizyoterapist oluşturmaktadır. Çalışmaya 152 kişi dahil edildi. Çalışmada, literatürde yer alan sınanmış ölçekler tercih edilerek, fizyoterapistlerin kişi-örgüt uyumu, tükenmişlikleri ve işten ayrılma niyetlerini ölçmek üzere anket formu kullanılmıştır. Ölçekler likert tipi ölçek olup beşli derecelendirilmiştir. Araştırmada katılımcıların duygusal tükenme, kişi-örgüt uyumu, işten ayrılma niyetinin orta seviyede, duyarsızlaşma düzeylerinin düşük seviyede, kişisel başarı tükenmişlik düzeyinin ise yüksek seviyede olduğu tespit edilmiştir. Tükenmişlik ile kişi-örgüt uyumu arasında negatif ve anlamlı ilişki olduğu (r=-0,501, p=0,000) tükenmişlik ile işten ayrılma niyeti arasında pozitif ve anlamlı ilişki olduğu (r=0,503, p=0,000) bulunmuştur. Katılımcıların mesleki tükenmişlik düzeylerinin işten ayrılma niyeti üzerine etkisine ilişkin çoklu doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre tükenmişlik düzeyinin işten ayrılma niyetinin üzerinde %25,9 etkisi olduğu ve bu etkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edildi (r2=,259; p<0,01). Katılımcıların kişi-örgüt uyumu düzeylerinin işten ayrılma niyeti üzerine etkisine ilişkin basit doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre kişi-örgüt uyumu düzeyinin işten ayrılma niyetinin üzerinde %14,3 etkisi olduğu ve bu etkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edildi (r2=,143; p<0,01). Buna bağlı olarak fizyoterapistlerin mesleki tükenmişlik düzeylerini en aza indirmeye yönelik uygulamalar yürütülebilir.Review Karaciğer Transplantasyonu ve Tıbbi Beslenme Tedavisi(2022) Aydın, Ayça; Çelik, Zehra MargotDünyada ve ülkemizde böbrekten sonra transplantasyonu en sık yapılan solid organ karaciğerdir. Vücuttaki en büyük ve en önemli metabolik organ karaciğer olduğu için yetersizliğinde vücutta pek çok metabolik yolak aksamaktadır. Son dönem karaciğer yetmezliği (SDKY) görülen hastalarda insülin direnci ve glikoz intoleransı gelişebilmektedir. Karaciğer transplantasyonuna hazırlanan hastaların ameliyat öncesi süreçte ameliyatın risklerinin en aza indirilmesi ve ameliyattan sonraki süreçte komplikasyonların önlenmesi için beslenme müdahalesi tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu makalede, literatürde bulunan karaciğer transplantasyonu öncesi ve sonrası beslenme yaklaşımlarıyla ilgili yayınlar derlenmiştir.Review Duchenne Musküler Distrofi ve Elektrik Stimülasyonu(2022) Yener, Büşra; Alıkma, Ahmet Faruk; Gündüz, Didem; Zeren, Hasan; Kurban, Kader; Akdıkan, Melisa; Saldıran, Tülay ÇevikDuchenne Musküler Distrofi (DMD), X kromozomuna bağlı resesif geçiş gösteren ve yaklaşık 1/3600-6000 canlı erkek doğum prevelansı olan genetik bir hastalıktır. DMD esas olarak erkek çocukları etkileyen, ilerleyici kas zayıflığı ile karakterize, kadınların taşıyıcı olup genellikle asemptomatik veya hafif belirti gösterdiği çocukluk çağında en sık görülen musküler distrofi tipidir. Tedavi konusunda günümüzde güncel klinik araştırmalar ile büyük bir yol kat edilmiş olsa da hastalığı tamamen tedavi eden herhangi bir yöntem henüz bildirilmemiştir. Nöromusküler hastalıklarda fizyoterapi ve rehabilitasyon programı kapsamında elektrik stimülasyonu kullanılmaktadır fakat genetik defektin varlığı ve uygulamalar sonrası oluşabilecek yorgunluk ve dejenerasyon konusunda literatürde az sayıda çalışma ve farklı görüşler bulunmaktadır. Bu derlemenin amacı DMD ve elektrik stimülasyonuyla ilgili yapılan çalışmaları bir araya getirmektir.Article The Strategic Implications of the Protracted Russian-Ukrainian War(Hale Sivgin, 2024) Demir, Sertif; Gurson, Ali PoyrazLong-standing disputes between Ukraine and Russia escalated into a heated conflict in Feb- ruary 2022, resulting in significant repercussions across international politics, European security, the NATO alliance, regional dynamics, and military strategy. This article aims to explore these effects in detail. Primarily, the article concludes that the Russia-Ukraine war has disrupted the post-1990s rules-based global order that had ensured peace among major global powers for over three decades. Furthermore, the forcible violation of an independent state's borders by Russia, irrespective of international law, poses a grave threat to Europe's security. In response to the visible threat posed by Russia, the NATO alliance rallied and strengthened under the leadership of the United States. European states began prioritizing defense capabi- lities to deter potential threats from Russia. Moreover, the conflict underscored the increased importance of artillery, unmanned aerial vehicles (UAVs), air defense systems, and electronic target detection in military strategy.Article Kalkınma İktisadı Ekseninde Yoksulluk Riski ve Savunma Harcamaları İlişkisi: Türkiye ve Seçili Oecd Ülkeleri İçin Panel Veri Analizi(2024) Has, Banu; Çınar, SinanAmaç: Ülkeler dış tehditlere karşı caydırıcı politikalar izlemek ve ulusal egemenliği sürdürmek amacıyla savunma harcamalarına önem vermektedir. Bu yüzden, savunma sektörü talep yaratıcı bir alan olması sebebiyle kapitalist sistemin vazgeçilmez bir kar odağı haline gelmiştir. Böylece, savunma harcamalarının artırılması için nitelikli beşeri sermaye oluşumunu destekleyen eğitim ve sağlık gibi alanlara aktarılacak kaynakların bir kısmından ödün verilmektedir. Bu sorunun kalkınma iktisadı ekseninde negatif dışsallıklara neden olarak yoksulluk riskini tetiklediği varsayılmaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 19 OECD ülkesi bazında yoksulluk ve savunma harcamaları arasında bir ilişki olup olmadığını incelemektir. Tasarım/ Yöntem: Çalışmada herhangi bir sahte regresyon oluşma ihtimaline karşın Levin, Lin ve Chu (2002), ADF Fisher (Maddala ve Wu, 1999) ve Im, Pesaran ve Shin (2003) panel birim kök testi uygulamaları yapılmıştır. Diğer taraftan, veri setinde zaman boyutunun kısa olması ve değişkenlerin de düzey değerlerde durağan çıkması nedeniyle sabit etkiler modeli ve tesadüfi etkiler modeli aracılığıyla tahminlemeler yapılarak analizler gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Çalışmada, yoksulluk riski bağımlı değişken, savunma harcamaları ve kamu eğitim harcamaları ise bağımsız değişkenler olarak ele alınmıştır. Sonuçlar, kamu eğitim harcamalarının yoksulluk riskini azalttığını; savunma harcamalarının ise yoksulluk riskini artırdığını ortaya koymuştur. Sınırlılıklar: Çalışmanın 2006-2021 yıllarını kapsayan bir çalışma olması yoksulluk riskini üzerinde iki değişkenin etkisinin ölçülmesi modelin sınırlılıklarıdır. Özgünlük/ Değer: Çalışma, yoksulluk ve savunma harcamaları arasındaki ilişkiyi bir ekonometrik model aracılığıyla OECD ülkeleri kapsamında incelemesi yönünden literatüre katkı sağlamaktadır.Article Borçlunun Barter Sistemindeki Hak ve Alacaklarının Haczi(2024) Topak, SüleymanTicari ilişkileri olumsuz etkileyen nakit sıkıntısı ve ekonomik kriz, farklı çözüm yöntemlerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Barter sistemi de nakde ihtiyaç duyulmadan sürekliliği sağlamaya yönelik farklı bir ödeme yöntemi olarak kabul edilmiş ve dünya ça- pında uygulanmaya başlamıştır. Parasız ticaret anlayışının hakim ol- duğu barter sistemi, kendine özgü yapıya ve kurallara sahiptir. Bu sistem içerisinde gerçekleşen hukuki işlemlerde resmi para kullanıl- mamakla birlikte sisteme özgü bir değer ve ödeme aracı olarak barter parası uygulaması mevcuttur. Bu yönüyle barter sisteminde oluşan alacaklar, nakit karşılığı olmasa da haczi kabil bir malvarlığı değeri oluşturmaktadır. Bu çalışmada borçlunun barter sisteminde bulunan hak ve alacaklarının haczi, icra hukuku hükümleri gereği farklı yönle- riyle incelenmeye çalışılmıştır.Article Factors Associated With Post-Covid Syndrome Three Months After Covid-19(2024) Açık, Hasan; Açık, GülenObjective: Post-COVID Syndrome has been defined as a syndrome with chronic fatigue and psychiatric problems continue after COVID-19. In this study, it was aimed to evaluate patients' health-related quality of life standards 3 months after COVID-19 diagnosis. Method: In this study, the psychosocial status and quality of life standards of patients, who were older than 18 years old and followed up due to COVID-19 in the outpatient clinic, ward, or intensive care unit of a university hospital, were assesed by the short form-36 scoring system. Results: Of 67 patients, 57 were followed up and treated at home, nine were admitted to the ward, and one was admitted to the the intensive care unit. Short form-36 test scores of women patients, patients aged over 65, had at least one comorbid disease, and inpatient treatments during acute infection were found to be statistically significantly lower. Conclusion: Gender, advanced age, presence of comorbidity, and history of hospitalization were determined as risk factors for Post-COVID Syndrome.Article The Effectiveness of Whole Body Magnetic Resonance Imaging Used in Health Screening Programs in Early Stage Cancer Diagnosis(2024) Doğan, Demet; Gökçe, KağanObjective: We aim to present the findings and effectiveness of Whole Body Magnetic Resonance Imaging (WBMRI), which we use in the Health Screening Program (HSP) to diagnose cancer in early stage. Methods: This retrospective study was conducted between January 2017-February 2023. 393 individuals, between the ages of 18 and 85, who underwent WBMRI for HSP purposes, were included. The mean age was 50. Results: Malignancy suspicious lesions were observed in the head/neck region in 25 cases. Additional Magnetic Resonance (MRI) and Ultrasound (US) were performed. Mediastinal pathology was observed in 23 cases, and non-mediastinal thoracic pathologies were detected in 15. Therefore thorax Computed Tomography (CT), mammography, and breast US were performed. Benign lesions were observed in the liver in 44 cases, and US was performed. Malignancy-suspicious lesions in the liver were observed in 4, and dynamic abdominal MRI was performed. Cholelithiasis was observed in 16, and confirmed by US. The most common renal findings were; cysts and pelvicalyceal ectasia. Adrenal adenoma was observed in 5 cases. Two of the females had suspicion of gynecological malignancy. Massive diffuse concentric wall thickening was observed in the sigmoid colon, and colonoscopy was performed on one male. Musculoskeletal benign lesions were detected in 99 cases, and malignancy-suspicious lesions were detected in 35. Additional examinations such as US, CT, MRI, PET-CT, scintigraphy, and colonoscopy were performed on 172 cases. Malignancy was detected in 11 cases (2.8%). Conclusion: WBMRI is a radiation-free, non-invasive, short-term examination method. WBMRI is beneficial in diagnosing early-stage cancer.Article Özel Okul Öğretmenlerinin Algılarına Göre Örgütsel Adalet ve Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(2024) Şamdan, Tuncayİlişkisel tarama modeline uygun olarak planlanan bu çalışmanın amacı özel okul öğretmenlerin algılarına göre örgütsel adalet ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmanın verileri “Kişisel Bilgi Formu, Örgütsel Adalet Ölçeği ve Örgütsel Bağlılık Ölçeği” ile toplanmış olup araştırmaya İstanbul’un Tuzla ilçesinden 236 özel ilkokul ve ortaokul öğretmeni katılmıştır. Verilerin analizinde şu istatistikî analizlerden yararlanılmıştır: “Bağımsız gruplar t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), non-parametrik Kruskal-Wallis H testi ve doğrusal regresyon analizi”. Araştırmanın sonucuna göre öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında pozitif yönde, anlamlı ve güçlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifadeyle, öğretmenlerin örgütsel adalet algıları arttıkça örgütsel bağlılık düzeyleri de artmaktadır. Yapılan regresyon analizi, öğretmenlerin, örgütsel adalet algı düzeyinin, örgütsel bağlılık düzeyini pozitif yönde etkilediği ve bu etkinin 'büyük' düzeyde olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin örgütsel adalet algı düzeyleri, cinsiyet, medeni durumu, öğrenim durumu, branş ve görev yapılan okul kademesi durumuna göre anlamlı farklılık gösterirken; yaş, mesleki kıdem ve okulda çalışma süresine göre ise anlamlı bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeyleri ise cinsiyet, yaş, medeni durum, öğrenim durumu, okul kademesi, mesleki kıdem ve okulda çalışma süresine göre anlamlı bir farklılık gösterirken; branş ve daha önce devlet okuluna atanıp atanmama durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermediği görülmüştür.Article Organize Sanayi Bölgesinde Borçluya Ait Olan Arsa Tahsis Hakkının Haczi ve Paraya Çevrilmesi(2024) Topak, Süleyman4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na göre bu bölgelerde faaliyette bulunmak isteyen kişilere öncelikle arsa tahsis edilmekte daha sonra arsa üzerinde inşaatın tamamlanması ve mevzuatta belirlenmiş başkaca sorumlulukların yerine getirilmesi ile tapu devri gerçekleştirilmektedir. Arsa tahsis hakkı, doğrudan taşınmazın mülkiyetine ilişkin ayni bir hak değil, şahsi bir haktır. Bu nedenle borçluya ait bu hakkın haczi ve paraya çevrilmesinde İcra ve İflas Kanun’unda taşınırların haczi ve satışına ilişkin düzenlenen hükümlerin uygulanması söz konusudur. Bu manada mahcuz arsa tahsis hakkının açık artırma yoluyla (İİK m.114), pazarlık yoluyla (İİK m.119) veya İİK m.111/a hükmü uyarınca rızaen satışı suretiyle paraya çevrilmesi mümkündür. Satışa ilişkin hangi yöntem tercih edilirse edilsin arsa tahsis hakkı alıcılarının ilgili organize sanayi bölgesinde katılımcı vasfına sahip olabileceklerini belgelendirmeleri ve faaliyette bulunabilmeleri için ilgili organize sanayi bölge müdürlüğünden uygunluk görüşünü almaları zorunludur. Bu çalışmada, ülkemizde faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinde borçluya ait bulunan arsa tahsis hakkının İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca haczi ve paraya çevrilmesine ilişkin usul ve esaslar açıklanmaya çalışılmıştır. Öncelikle arsa tahsis hakkı kavramı ve hukuki niteliği ele alınmış sonrasında arsa tahsis hakkının haczi konusuna değinilmiştir. Son olarak ise haczedilen arsa tahsis hakkının paraya çevrilmesinde izlenecek yöntemler önem arz eden hususlarla birlikte belirtilmiştir.