Türk sineması'nda yan karakter olarak LGBTİ temsilleri
dc.contributor.advisor | Tırpan, Murat | |
dc.contributor.author | Koç, Maria Arabacı | |
dc.contributor.other | Sinema Televizyon / Cinema and Television | |
dc.date.accessioned | 2024-08-07T19:59:39Z | |
dc.date.available | 2024-08-07T19:59:39Z | |
dc.date.issued | 2019 | |
dc.department | Sosyal Bilimler Enstitüsü / Güzel Sanatlar Ana Bilim Dalı / Sinema Televizyon Sanat Dalı | |
dc.description.abstract | Eşcinsellik geçmişten günümüze tüm toplumlarda varolmuş, bazı toplumlar tarafından kabullenilmiş, bazıları tarafından yokmuş gibi davranılmış ve bazıları tarafından ise cezalandırılmıştır. Bu süreçler, toplumlarda dönem ve yıllara göre değişiklik göstermiştir. Eski Yunan'da 'oğlancılık' adı altında eşcinsellik belirli kurallar çerçevesinde meşrulaştırılırken, ilerleyen dönemlerde özellikle tek tanrılı dinler ile birlikte günah kabul edilmiş ve yasaklanmıştır. Eski Yunan'da bile 'oğlancılık', bir sınıf ayırımı temsil ederken, statü sahibi erkek, eşcinsel olarak kabul edilmemekteydi. Bunun sebebi, erişkin olmayan erkek çocuklarının kadınlarla aynı statüde kabul edilmesi olmuştur. Bu durumda Eski Yunan'da sadece erkek eşcinselliğinden bahsedilmekle birlikte, özellikle lezbiyenlik yokmuş gibi davranılmış, kadınlara yönelik sınıf ayrımı sadece onların cinsel eylemleri ile değil cinsel yönelimleri ile de baskılanmıştır. LGBTİ adı altında; lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks bireylere yönelik uygulanan tüm toplumsal tutum ve kurallar 19. yüzyıl ile birlikte LGBTİ bireylerin farkındalık yaratmak istemeleri ve ilk aktivistlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bütün bu tarihsel süreç içerisinde, LGBTİ bireyler görünürlüklerini sanatın birçok dalında da göstermişlerdir. Aynı şekilde eşcinsellik tüm dünya sinemasında da etkili olmuştur. LGBTİ bireylere yönelik, zamanla oluşan nefret söylemleri sonucu, öncelikle ana akım Hollywood sineması ardından da tüm dünya sineması tarihinde ilk dönem filmlerinde tamamen göz ardı edilerek konu edilmeyen eşcinsellik, sonraki dönemlerde olumsuz temsillere yer vermiştir. Ötekileştirilen eşcinsel bireyler, filmlerde cinsel yönelimi yüzünden intihar edecek kadar çaresiz, cinayet işleyecek kadar kötü ya da genel olarak olumsuz karakterler olarak tasvir edilmiştir. Feminist haraketin ortaya çıkışı ile birlikte kadınlar, ataerkil toplumda kendi haklarını aramaya başlamışlardır. Geçmişten günümüze devam eden erkek baskısı sonucu dünyanın farklı ülkelerinde kadınlar ötekileştirilmiş, baskı altına alınmış ve belirli haklardan mahrum bırakılmışlardır. Sinemada da kadınlara yönelik uygulanan sınıf ayrımı 20. yüzyılın ikinci yarısında feministelerin ortaya çıkması ile feminist kuramın sinemaya girmesi ve hemen akabinde görünür olmak ve ötekileştirilmemek isteyen LGBTİ bireylerinin farklı ülkelerde gerçekleştirdikleri dernek ve çalışmalarla Queer Kuram ortaya çıkmıştır. 1980'lerin sonu 1990'ların başı Queer Kuram'ın sinemaya girdiği yıllardır. 1990'lar ile birlikte, sinemada LGBTİ birey temsilleri olumlanmaya başlanmıştır. Queer Kuram, sadece LGBTİ bireyleri kapsamamakla birlikte, temelde toplumsal cinsiyetlerin kalkması ile birlikte, bireylerin daha eşit ve özgür bir hayat yaşabileceklerini savunurken, toplumsal cinsiyet rollerinin, toplumda sınıf ayırımı gerçekleştirdiğini vurgulamaktadır. Özellikle hegemonik erkeklik olgularına sıkı sıkıya bağlı olan Hollywood Sineması ve onunla birlikte Dünya Sineması, ilk yıllardan itibaren LGBTİ bireylerini, ya suçlu veya akıl hastası gibi olumsuz karakterlerle ya da gülünç karakterlerle temsil ederek aşağılamıştır. Queer Kuram tüm dünyada sinemada ciddi bir değişime neden olarak, 1990'dan günümüze her geçen gün daha olumlu LGBTİ karakterlerin yer almasına ve toplumda LGBTİ bireylerine yönelik hoşgörü ve farkındalığın artmasına yardımcı olmuştur. Türkiye'de eşcinsellik, diğer ülkelerden farklı olarak yasalarca hiçbir zaman suç olarak kabul edilmemiştir. Bu durum toplumsal olarak eşcinselliği olumlamaktan çok, yok sayılması ile ilgilidir. Ancak Türkiye'de LGBTİ aktivistlerinin ortaya çıkması ile birlikte, eşcinsel ve trans bireyler toplumdaki görünümlerini arttırmışlardır. Bu durum yıllar içinde bu bireylerin, toplumdan dışlanmasına, iş bulamamalarına hatta nefret cinayetine kurban gitmelerine kadar acılı bir sürece dönüşmüştür. Toplumun 'travesti' olarak tanımladığı ve ötekileştirdiği trans bireylerin seks işçiliği yapmak zorunda kalmaları tam anlamıyla toplum tarafından dışlandıkları ve iş bulamadıkları içindir. Dünya Sineması'nda olduğu gibi Türk Sineması'nda da LGBTİ karakterlere yer verilmekle birlikte 1990 öncesi Yeşilçam Sineması'nda bu karakterler çok az filmde ve olumsuz karakterler olarak yer almışlardır. 1990'dan sonra Queer Kuram, Türk Sineması'nı gözle görülür bir şekilde etkilememesine rağmen, 2000 sonrasında, Türkiye'de LGBTİ bireylerin Onur Haftası gibi organizasyonları sonucu kendilerini göstermeleriyle, sinemada da LGBTİ karakterler giderek daha olumlu bir hale gelmiştir. Türk Sineması'nda ana karakter olarak LGBTİ karakterlerin yer aldığı filmler, yan karakter olarak yer aldığı filmlerden daha azdır. LGBTİ temsillerinin ana karakter olarak yer aldığı filmler, bireylerin yaşadığı sorunları doğrudan ele almaktadır. Buna karşılık filmlerde yan karakter olarak LGBTİ temsilleri, toplumda bu bireylerin konumlandırılmasını ve toplumun bu bireyleri nasıl değerlendirdiğini daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu yüzden bu çalışmada filmlerdeki yan karakterler incelenecektir. Yeşilçam'da olumsuz yan karakterler olarak kodlanan LGBTİ bireylerinin, günümüzde olumlu ya da özellikle 2000'lerden sonra komedi filmlerinde sadece komedi unsuru olarak kullanılması ele alınarak, yan karakter olarak LGBTİ birey temsillerinin gelişimi tartışılacaktır. Örnek filmlerde, içerik analizi yapılarak, Yeşilçam, sanat sineması ve gişe filmleri olarak ayrılan, ülkenin farklı dönemlerinde ve farklı sinemasal yaklaşımlarda yan karakter olarak LGBTİ bireylerinin temsili incelenecektir. Yeşilçam sinemasına örnek olarak seçilen 'İki Gemi Yanyana' (Atıf Yılmaz, 1963) filmi, dönemin en cesur örneklerinden biri olarak Türk Sineması Tarihi'nde ilk lezbiyen öpüşme sahnesine yer vermektedir. Aynı zamanda, film, dönemindeki benzer örneklerine oranla lezbiyen ve gey karakterlere daha fazla yer vermektedir. Sanat sinemasından seçilen 'Ağır Roman' (Mustafa Altıoklar, 1997) filmi de çekildiği döneme göre, detaylı bir gey karakter temsili içermektedir. Gişe filmleri arasından ise, 'Aile Arasında' (Ozan Açıktan, 2017) filmi, hem komedi unsuru olarak trans bir bireye yer vermesi hem de bireyi olumlası açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir. | |
dc.description.abstract | Homosexuality, existed in all societies from past to present, some societies accepted it, some neglected it and some societies punished it. These processes, changed through periods and years. In Ancient Greece, homosexuality had been legitimized by the name 'pederasty' under certain rules, and later within monotheistic religions it had been accepted as sin, and had been forbidden. In Ancient Greece, 'pederasty', represented a sort of class distinction, the man who has statute, was not considered as homosexual. The reason of that is, non-adult boys were considered at the same status as women. At these circumstances, in Ancient Greece, it is only mentioned about men's homosexuality, especially lesbians are not taken into consideration, the discrimination oriented to women, is not only about their sexual activity but also their sexual orientation had been repressed. Under the name of LGBTI; All the social attitudes and rules applied to lesbian, gay, bisexual, transgender and intersex individuals have caused LGBTI individuals' desire to create awareness and the emergence of the first activists in the 19th century. Through that period, LGBTI individuals, revealed their visibility in different types of art. Same way they affected cinema all over the world too. The reason homosexuality was ignored completely in the first period films in the history of the world cinema and then neglected in the mainstream Hollywood cinema is the hate speech oriented to LGBTI individuals through the time and that caused negative representations in films, in the following periods. Marginalized homosexual persons, were represented in film as; desperate because of their sexual orientation that they commit suicide, bad as that they commit murder or generally as negative characters. As feminist movement came along, woman, started to seek their rights in patriarchal society. From past to present, ongoing men's suppression, marginalized women from different countries all over the world, also suppressed and deprived them from some rights. Class distinction applied to women in cinema, emerged feminists and feminist film theory in the second half of the twentieth century. Right after that, LGBTI individuals started associations and studies in different countries because they wanted to be visible and not to be marginalized. Within these studies Queer Theory emerged. The end of 1980's and the beginning of 1990's is the period when Queer Theory entered cinema. Within 1990's in cinema LGBTI characters were affirmed. Queer Theory does not include only LGBTI individuals, it emphasizes that gender roles carry out class distinction in society, while defending that individuals can live a more equal and free life with the abolition of gender. Hollywood cinema which is especially tightly devoted to hegemonic masculinity and also World cinema, from its beginning represented LGBTI persons as negative characters like guilty, mentally disordered or just ridiculous. Queer Theory, made a big change in whole world cinema. Queer Theory, from 1990 until nowadays, helped to increase tolerance and awareness for LGBTI individuals and more positive LGBTI individuals appeared in cinema. In Turkey, homosexuality unlike other countries, has never been accepted as a crime by law. This situation is more related to social ignorance rather than affirming homosexuality. On the other hand, emergence of the LGBTI activists in Turkey, increased the appearance of homosexual and transexual individuals. This situation, became a painful process as these individuals' exclusion from the society, not finding job to even hate murders. Trans people defined by society as 'transvestites' and discriminated, have to do prostitution because they are excluded from society and can not find other jobs. Just like World Cinema, in Turkish Cinema also LGBTI individuals took place. But before 1990s, in Yeşilçam Cinema these characters appeared in so little films and were negative characters. After 1990s, Queer Theory did not affect Turkish Cinema visibly but after 2000s, after the Honor Week LGBTI individuals organized, they started an awareness and in cinema LGBTI characters became more positive. In Turkish Cinema, films that featured main LGBTI characters are less than the films that featured supporting role LGBTI characters. The films in which LGBTI representations are the main characters directly address the problems experienced by individuals. On the other hand, LGBTI representations as supporting roles, more clearly demonstrates how these individuals are accepted or not accepted in society and how society evaluates these individuals. So in this thesis, supporting roles will be studied. LGBTI individuals who are coded as negative supporting characters in Yeşilçam, nowadays are more positive. Also after 2000s these characters are used for comedy in comedy films, so the development of LGBTI individual representations as supporting characters will be discussed. In the sample films, the content analysis will be done and the representation of LGBTI individuals as a supporting character in the different periods of the country and in different cinematic approaches, separated as Yeşilçam, art cinema and box office films will be studied. 'İki Gemi Yanyana' (Atıf Yılmaz, 1963), is chosen from Yeşilçam cinema because it is a courageous sample in Turkish cinema that, features first lesbian kissing scene in Turkish cinema history. At the same time, the film gives more space to lesbian and gay characters than similar examples in the period. 'Ağır Roman' (Mustafa Altıoklar, 1997), which was selected from art cinema, also includes detailed homosexual character. Among the box office films, 'Aile Arasında' (Ozan Açıktan, 2017) is an important example because it features a transsexual individual as a comic character but also affirms the character. | en |
dc.identifier.endpage | 138 | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.14517/4492 | |
dc.identifier.yoktez | https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=jNRDC1RLfVd4_T7x7ZXmmcIGAhguWiS280LCSYQVOq2Qc04CumvtBq3tXxm-kbKj | |
dc.institutionauthor | Tırpan, Murat | |
dc.institutionauthor | Tırpan, Murat | |
dc.language.iso | tr | |
dc.subject | Sahne ve Görüntü Sanatları | |
dc.subject | Cinsel tutumlar | |
dc.subject | Cinsel yönelimler | |
dc.subject | Performing and Visual Arts | en_US |
dc.subject | Sexual attitudes | en_US |
dc.subject | LGBTİ | |
dc.subject | Sexual orientations | en_US |
dc.subject | Sinema | |
dc.subject | Lesbian, Gay, Bisexsuel, Trans, İntersex | en_US |
dc.subject | Cinema | en_US |
dc.subject | Türk sineması | |
dc.subject | Turkish cinema | en_US |
dc.title | Türk sineması'nda yan karakter olarak LGBTİ temsilleri | |
dc.title | LGBTI representations as supporting roles in Turkish cinema | en_US |
dc.type | Master Thesis | en_US |
dspace.entity.type | Publication | |
relation.isAuthorOfPublication | bb31deb2-9201-4db1-adba-499fb8981994 | |
relation.isAuthorOfPublication.latestForDiscovery | bb31deb2-9201-4db1-adba-499fb8981994 | |
relation.isOrgUnitOfPublication | be5ff640-e25a-4b6d-8fcf-7d7ef561b728 | |
relation.isOrgUnitOfPublication.latestForDiscovery | be5ff640-e25a-4b6d-8fcf-7d7ef561b728 |