Browsing by Author "Tuna, Kadir"
Now showing 1 - 20 of 36
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Bağımsız denetim ve denetimde kanıt toplama teknikleri(2015) Boz, Irfan; Tuna, KadirÜlkemizde bağımsız denetim, son zamanlarda ekonomi piyasalarındaki gelişmeleri takip ederek önemli bir hale gelmiş ve gelişme kaydetmiştir. Ekonominin içinde aktif olarak rol alan bilgi kullanıcıları bağımsız denetim sonucu hazırlanan raporlardan faydalanarak yatırıma ilişkin kararlarında strateji belirlerler. Bu sebepten ötürü denetim raporlarına ilişkin bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlük gibi kavramların önemi günden güne artmakta olup ve bağımsız denetim kalitesinin arttırılmasına ilişkin düzenlemeler karşımıza çıkmaktadır. Günümüz ekonomi piyasalarında kullanılan en yaygın denetim türü, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ve muhasebe standartlarına uygun olarak gerçekleştirilerek mali tablolar denetimini de içeren muhasebe denetimidir. Bağımsız denetim, ekonomi piyasaları içinde var olan bilgi kullanıcılarına fayda sağlamanın yanı sıra egemen güç devletin en önemli geliri olan verginin toplamasına da fayda sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler : Denetim, Bağımsız Denetim, Kanıt Toplama TeknikleriMaster Thesis Bağımsız denetim yoluyla muhasebe hata ve hilelerin tespitinin engellenmesi üzerine bir araştırma(2017) Kalkan, Nuran; Tuna, KadirDenetim ve kontrol kavramları ile ortaya koydukları faaliyetler birbirinden farklı olması ile birlikte amaçları da birbirlerinden farklıdır.Denetim faaliyetleri genellikle muhasebe ile ilgiliyken kontrol kavramı muhasebenin yanı sıra işletmenin tüm faaliyetlerini de kapsamaktadır. Denetim faaliyetleri, işletmeden bağımsız bir şekilde denetim konusunda deneyimli, eğitimli ve uzman kişiler tarafından yürütülürken kontrol kavramına ilişkin faaliyetler ise, işletme faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin süreçlerin yine işletme yapısı içinde ve işletme yönetimine bağlı bir şekilde yürütülmektedir. Denetim faaliyetlerinin temel amacı işletme yönetiminin bir iddia niteliğinde ortaya koyduğu finansal tabloların dürüstlüğü ve güvenirliği konusunda işletme ile ilgili çıkar kişi ve gruplarına makul bir güvence sağlamak olması iken; kontrol, faaliyetlerinin temel amacı ise işletme faaliyetlerine ilişkin iş ve süreçlerinin performansının incelenmesi, değerlendirilmesi ve işletme hedeflerine ulaşabilme başarısının ortaya konmasıdır. Kontrol kavramını denetim kavramından ayıran en belirgin özellik kontrol faaliyetlerinin işletmeyönetimine bağlı bir şekilde yürütülmesidir. İşletmeler ekonomilerin en önemli aktörü durumunda olup doğal olarakta meydana gelen değişim ve gelişmelerden en çok etkilenen birimler haline gelmişlerdir. Günümüz dünyasında yaşanan küreselleşmenin beraberinde getirdiği etki ile ekonomik dünya çok daha bir karmaşık bir yapı halini almış, işlem sayısı artmış, işletmeler genişlemiş olup bu durumda yetki ve sorumluluk paylaşımını gerekli bir hale getirmiştir. Bu gelişmeler iç denetim ve iç kontrol kavramlarının gerekliliğini ortaya koymuş olup faaliyet ve işlemleri kontrol edebilmek ve risklere karşı bir korunma mekanizması oluşturmak üzere söz konusu sistem ve birimleri işletmeler yapısında kurulmasını zorunluluk haline getirmiştir. Yukarıda kısaca ifade edilen durum dışında dünyada meydana gelen ekonomik kriz ve bunalımların yanı sıra bazı skandallar nedeniyle bazı kitleler önemli derecede zarara uğramıştır. Özellikle yaşanan büyük şirket skandalları işletmelere karşı bir güvensizlik ortamı meydana getirmiştir. Bu güvensizlik karşısında bağımsız denetim faaliyetlerine ilişkin düzenlemeler işletme yönetimlerine farklı ve yeni düzenleme ve sorumluluklar getirmiştir. Söz konusu düzenleme sorumluluklardan en önemlisi sağlıklı denetim faaliyetlerinin yerine getirilebilmesi için aktif ve fonksiyonel denetim komitelerinin, iç denetim birimlerinin oluşturularak iç kontrol sistemlerinin işlevsel ve etkin bir duruma getirilmesidir. İç kontrol sistemlerinin işletme yönetimine olduğu kadar bağımsız denetim faaliyetlerine de önemli katkıları bulunmaktadır. İç kontrol sistemlerinin etkinliğinin bağımsız denetime sağladığı en önemli katkı bağımsız denetim faaliyetinin kapsamını belirleyici bir özelliğinin olmasının yanı sıra maliyetini de düşürmesidir.Master Thesis Devlet teşvikleri ve muhasebeleştirilmesinin VUK ile TMS - 20 açısından karşılaştırılması(2015) Aydın, Uğur; Tuna, KadirBu çalışmada, teşvik kavramının ve devlet yardımı kavramının ne olduğu, teşviklerin Türkiye'de nasıl uygulandığı ile ülke ekonomisi üzerindeki etkilerine değinilmiştir. Bununla birlikte ülkemizde sağlanmış olan teşvik ve destek unsurları detaylı bir şekilde irdelenmiş ve hangi sınıflandırma adı altında sağlanmış olduğu hususunda gerekli açıklamalar yapılmıştır. Birinci bölümde, teşvik ve destek unsurlarına istinaden yapılan bu açıklamaların ardından ülkemizde sağlanmış olan teşviklerin özellikleri ile gelişmişlik seviyelerine bağlı olarak ülkelerin bu politika aracından ne gibi amaçlar gütmüş olduğu hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Uluslararası arenada oldukça geniş bir öneme sahip olan teşvik politikalarının günümüz ve gelecekteki ekonomik gelişim seviyesinin arttırılabilmesi açısından ne denli gerekli olduğu belirtilmiştir. Ülkemizde çok eski tarihlere dayanan teşvik uygulamaları Cumhuriyet dönemi öncesi ve sonrası olmak üzere iki bölümde incelenmiştir. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin sağlamış oldukları teşvik politikaları karşısında Avrupa Birliği Konseyi'nin rekabeti eşit olarak tahsis edecek şekilde almış olduğu kararlara istinaden uygulanan üç ayrı devlet yardımı politikası açıklanmış bulunmaktadır. Türkiye'de 2009 yılında yeni bir teşvik sistemi yapısına geçilmesiyle Avrupa Birliği teşvik kriterlerine olan uyumun nasıl sağlanmaya çalışıldığı ve bu uyumun 2012 yılında nasıl geliştirildiği hususu ifade edilmiştir. İkinci bölümde, ülkemizin kalkınmasında sıklıkla uygulanan teşvik politikalarına yer verilmiş ve detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Son olarak Türkiye'de VUK ile TMS-20 açısından elde edilen devlet teşviklerinin vergi matrahında yaratmış olduğu etkiler karşılaştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Devlet Teşvikleri, Devlet Yardımları, Teşvikler, TMS-20, VUKMaster Thesis Dış ticarette ithalat ve ihracat işlemlerinin muhasebeleştirilmesi(2014) Ertaş, Türkan; Tuna, KadirDış ticaret ithalat ve ihracat hareketlerinden oluşmaktadır. Bazı belgelerin ithalat ve ihracat uygulanacağı sürede gümrüğe veya yetkili mercilere bildirilmesi gerekir. Bu belgelerle ilgili bilgiler kapsamlı bir şekilde aktarılmaktadır. İşletmeler dış ticaret işlemlerini doğru ve güvenilir olarak kayıt etmek zorundadırlar. Gümrük birliği uygulaması sonunda dış ticaret daha anlamlı ve güvenilir hale gelmiştir. Uluslararası ticari faaliyetlerimizi sürdürebilmek için, kurulan ticari topluluklara katılmak durumundayız. Dış ticaretimizin gelişmesi sonucunda işsizlik azalacak, ülke ekonomisinde rahatlama olacak, sosyal problemler çözüme ulaşacak ve insanlarımız gelişmiş ülkelerdeki refah düzeyine ulaşacaktır. Bu nedenle ülkemizde yatırımların artırılması, eğitim seviyesinin artırılması, kalifiye personeller yetiştirilmesi mecburi bir durumdur.Master Thesis Durumsallık yaklaşımı ve stratejik yönetim(2017) Özdemir, Samet; Tuna, KadirYönetimin görevi; amaçların saptanması ve saptanan amaçların gerçekleştirilmesi için yapılması gereken faaliyetlerin uzun ve kısa vadeli planlamalarının yapılmasıdır. Kaynakların planlara uygun şekilde örgütlenmesi, örgütün harekete geçirilmesi, organizasyonun bu faaliyetlerini sürdürürken dış ve iç çevre unsurları ile uyum içinde olmasını sağlamaktır.Son yıllarda hızla değişen ve dünya ve bu değişimin bütün toplumlara yayılmasına öncülük eden küreselleşme ve teknoloji, organizasyonların yönetimini etkilemektedir. Bu değişim aynı zamanda işletmenin iç ve dış çevresini de etkilemiştir. İşletmeler bu değişimlere uyum sağlamak için yeni kavramlar ve metotlar geliştirmiştir. Durumsallık yaklaşımı, işletme yönetimi için her koşulda ve şartta en iyi yönetim tarzının olmadığı fikrini savunur. İşletmeler için en uygun yönetim şeklinin işletme iç ve dış çevresinin değişimin derecesine göre analiz edilerek belirleneceği fikrini savunurConference Object Citation Count: 18Effect of Management Factor on Employee Job Satisfaction: An Application in Telecommunication Sector(Elsevier Science Bv, 2015) Tepret, Nagihan Yildiz; Tuna, KadirIn this study, effects of management approach and leadership style on employee job satisfaction, are explicating and representing on the basis of employees who work in the telecommunication sector. Within the scope of study, samples are selected from sub manager employees who work in a nationwide organization which carries on telecommunication sector. At the stage of application of survey comeback are taken from 202 employees. In order to interpret how manager's leadership styles and management approaches are perceived from employees "Ekvall and Arvonen Leadership scale" was used; on the other hand to evaluate employee job satisfaction "Minnesota Job Satisfaction Survey" is preferred. Employee performance can be thought as sum of job satisfaction and motivation. Therefore organizations focused on continuous development and growth should manage perception of employees who works in the strategic plans such as near and far targets, technology, company policies and investment decisions. How compatible perspectives of leaders/managers and expectations of employees? Do Leadership style and management approach affect employees job satisfaction? The study look for an answer of this questions in general terms. (C) 2015 Published by Elsevier Ltd. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/).Master Thesis Finansal risk yönetiminde türev araçların kullanılması ve döviz kuru riski yönetimi örneği(2017) Güvenç, Tülay; Tuna, KadirRisk, işletmeleraçısından ihtimal dahilinde görülse de ticari yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur. Ticari işlemlerde bir işletmenin dikkat etmesi gereken en önemli unsur karşılaşabileceği riskler ve bu riskleri yönetebilme adına aldığı tedbirlerdir. Bu açıdan, işletmeler risklerle yaşamayı öğrenmeli; riskleri tanımalı ve kontrol edebilmek için uygulayacakları yöntemleri, kullanacakları türevleri önceden tespit etmelidir. Bu bağlamda, işletmeler açısından risk, ticari hayatın ayrılmaz bir parçası kabul edilir.Master Thesis Halka açık şirketlerde kurumsal yönetim anlayışı ve Borsa İstanbul'da işlem gören Borusan örneği(2017) Acur, Tuna; Tuna, KadirKurumsal yönetim, dünyada 1990'lı yıllarda meydana gelen siyasi değişimlerin bir yansıması olan açıklık politikasının benimsenmesi, teknolojik gelişmeler, ekonomik krizler, şirket skandalları ve gitgide artan küreselleşme sürecinde yaşanan şirket evlilikleri gibi sebepler sonucunda önemli hale gelmiştir.Günümüz Dünya'sın da global piyasalar içerisinde meydana gelen kriz olaylarının bu kadar ciddi patlaklar vermesinin en önemli sebebi devletlerin ve işletmelerin yönetim faaliyetlerinin kurulmasında izlenen politikaların yetersiz kalışıdır. Dünya genelinde meydana gelen bu kadar fazla skandallar ve işletme krizleri sonucunda kurumsal yönetim kavramlarının önemi gitgide önem kazanmaya başlamıştır. Günümüzde en çok işletmelerde kurulacak olan yönetim kadrolarının daha şeffaf gelişim göstermesini sağlayacak faaliyetlerin geliştirilmesi yönünde faaliyetler sürdürülmektedir. OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü) en başta gelmek koşulu ile birçok global seviyede hizmet veren kuruluşlar bu konu hakkında gerekli düzenlemelerde bulunmuşlardır. Uluslararası kuruluşların gerçekleştirmiş oldukları bu düzenlemeler sayesinde global anlamda faaliyet gösteren işletmelerin daha rekabet edilebilir bir piyasada yer almaları sağlanmaktadır. Birçok devlet yabancı sermayeleri kendi bünyelerinde tutabilmek amacı ile gerçekleştirilen bu düzenlemelere uyum sağlamak adına çaba sarf etmektedirler.Bu çalışmada kurumsal yönetimin ilkeleri, önemi, gelişimi, uygulamaları, dünyada kabul gören sistemler, geliştirilen önemli teoriler ve çıkarılan yasalar incelenmiş, ülkemizde buna paralel olarak halka açık şirketlerde kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesi, gelişmesi ve uygulamalarına yönelik tüm faaliyetlerin yanı sıra halka açık şirketlerden Borusan Holding örneği ele alınarak söz konusu şirkette kurumsal yönetim ve işlevi genişte çapta irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kurumsal Yönetim, Kurumsal Yönetim İlkeleri, Halka Açık ŞirketlerMaster Thesis Hile denetiminde Pareto Analizinin uygulanması ve Türkiye'de TMSF'ye devredilen bankalar üzerine bir araştırma(2016) Akyol, Taha; Tuna, Kadirİşletmeler günümüzde kar ile şirket değerini yüksek tutmayı hedeflemektedirler. Hile vakaları yaşanan işletmeler maddi zararın yanında itibar kaybına uğramaktadırlar. Bu durum ise bilgi kullanıcıları açısından olumsuz bir öngörü oluşturmaktadır. Hile, para ve menfaatin bulunduğu her koşulda karşımıza çıkmaktadır ve özellikle işletmelerin global ölçeklere ulaşması ile birlikte hile vakalarında artış yaşanmaktadır. Bu olumsuz durumun engellenmesi için etkin bir iç denetim ve iç kontrol sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Bunun yanında bağımsız konusunda uzman hile denetim ekipleri ile çalışılması gerekmektedir. Pareto Analizi, temel olarak etkisi çok olan önemli bir azınlık ile etkisi az olan önemsiz çoğunluktan oluşmaktadır. Bunun sonucunda ise etkisi çok olan önemli azınlığa odaklanılarak maksimum verimlilik düzeyine ulaşmayı hedeflemektedir. Hile denetiminde uygulanması özellikle çok sayıda veri olması ve önemlilik düzeyi yüksek güvenilir bilgilere ulaşılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Pareto analizini uyguladığım, departman bazında yapılan Acfe verilerini kullandığım çalışmamda bazı işletme departmanlarının diğer departmanlara göre daha fazla hile yaptığı ve önemli azınlığı oluşturduğu sonucuna vardım ve bu departmanlara odaklanılarak hile denetimine destek olabileceği düşüncesindeyim. Departman bazlı yaptığım diğer bir Pareto Analizi' nde ise önemli azınlığı oluşturan bazı departmanların işletmeye yaptığı hileler sonucunda daha fazla maddi zarar verdiği bilgisine ulaştım. Bu departmanlara odaklanılarak hile sonucunda oluşan maddi zararın minimize edilebileceğini düşünmekteyim. Tezimde TMSF' ye devredilen 25 bankanın TMSF' ye devredilme süreçlerini ve devredilme nedenlerini irdeledim. Bu çalışmamda Demirbank' ın 1998 mali tablo verilerinde Pareto Analizini uyguladım. Demirbank' ı diğer TMSF' ye devredilen bankalardan ayıran en önemli özellik ise gelirinin önemli kısmını devlet kağıtlarına yatırması ve ekonomik krizin oluşması sonucunda faiz yükselmesi ile mevcut koşuldan en olumsuz etkilenen banka olmasıdır. Pareto Analizi sonucunda ise önemli azınlığı oluşturan hesap gruplarına ulaştım. Henüz krizin çıkmadığı bir yılı incelediğimden dolayı işletmenin TMSF' ye devredilme nedenleri ile Pareto Analizi sonucunda önemli azınlığı oluşturan hesap gruplarının aynı olduğu sonucuna vardım. Pareto analizinin güvenilir ve doğru veriye ulaşma noktasında denetime katkı sağlayabileceği bilgisine yaptığım çalışma sonucunda ulaştım. Anahtar Kelimeler : Hile, Denetim, Pareto, Analiz, Fon.Master Thesis İşletme bütçe sistemleri, üretim işletmesinde uygulama örneği(2014) Aras, Fatma; Tuna, KadirGünümüzde ülkelerin ve işletmelerin finansal kararlarının doğruluğu, ülkelerin ve işletmelerin ekonomik dengelerini etkilemesinden dolayı çok fazla önem kazanmıştır. İşletmelerde yöneticilerin görevi; işletme amaçlarını gerçekleştirecek biçimde işletme faaliyetlerini planlamak, örgütlemek ve kontrol etmektir. Ayrıca yöneticiler işletmelerin misyonu nu ve vizyonunu etkileyecek kararları bütçeleri kullanarak vermektedirler. Bütçe en basit tanımıyla belirli bir zaman aralığı içinde kaynakların nasıl sağlanacağını ve nasıl kullanılacağını gösteren finansal bir plandır. Bütçe makro düzeyde ülkeyi ne denli etkiliyorsa mikro düzeyde de işletme yönetimini, işletme kararlarını ve işletme denetimini etkilemektedir. İşletme bütçesi; bütçe, plan, kar planlaması gibi deyimlerle de ifade edilmektedir. İşletme bütçeleri, işletmelerde karar alma merkezini oluşturmaktadır. İyi hazırlanmış bir bütçe, hem işletmenin ekonomik dengelerini korumakta hem de kararların uygulanabilirliğini kolaylaştırmaktadır. Bütçe her işletmeye uygulanabilir olsa da bütçe için belirli şartların var olması sağlıklı bütçeleme için gereklidir. Bunlar işletmenin organizasyonu, yetki ve sorumlulukların tanımlanmış olması, muhasebe düzeni (hesap planı) ve bütçenin yönetimce desteklenmesidir. Ayrıca bütçe hedeflerinin çalışanlarca benimsenip kabul edilmesi gerekmektedir. İşletme bütçelerinin yararlarına karşın kısıtları da vardır. Yanlış tahminlerin yapılması, kısa bir zaman dilimi içerisinde hazırlanması, esasları konusunda çalışanların tam olarak bilgilendirilememesi, bütçenin karar aracı olduğu unutulup yönetimin yerine konulması, bütçeyi uygulayabilecek yüksek nitelikli personel bulunamaması, esnek bir bütçe oluşturulamaması bütçelerin kısıtları olarak değerlendirilebilir. Bunlar göz ardı edildiğinde yanılgılara yol açar.Master Thesis İşletme sermayesi yönetimi(2014) Aslan, Aytekin; Tuna, KadirKüreselleşmenin oluşturduğu yeni rekabet koşulları, işletmelerin faaliyetlerini gerçekleştirirken pazardan daha fazla pay alabilmek için teknolojik yatırımlara ağırlık vermeyi ve bunu gerçekleştirebilmek içinde İşletme Sermayesini en ideal şekilde yönetmeyi zorunlu kılmaktadır. Büyük işletmeler finans departmanlarıyla rekabette ön sıralarda rol oynarken, küçük işletmeler; işletme sermayesi yönetimi (İSY) hakkında fazla bir bilgi birikimine sahip olmadıkları için finansal açıdan sıkıntı yaşamaktadırlar. Literatüre baktığımızda birçok işletmelerin iflas etme nedeninin işletme sermayesini doğru yönlendirememek olduğu görülmektedir. İşletmenin likit kontrolünü kaybetmemesi ve daima zor günler için nakit bulundurması gerekmektedir. İşletmelerin amacı karlı olarak büyümek ,topluma hizmet etmek, sürdürülebilir olunması vb. amaçları gerçekleştirebilmek olup bu da işletme sermayesini doğru şekilde yönetmeye bağlıdır. Ayrıca ülke ekonomilerinin büyümesi ve gelişmesi de işletmelerin doğru yönetilip büyümeleriyle doğrudan ilgilidir.Master Thesis İşletmelerde iç kontrol sistemi ve iç denetimin etkinliğinin bağımsız denetimdeki yeri ve önemi(2015) Yalman, Harun; Tuna, KadirBu çalışmada 'işletmelerde iç kontrol sistemi ve iç denetimin etkinliğinin bağımsız denetimdeki yeri ve önemi' üzerinde durulmuştur. İşletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri ve rekabet üstünlüklerini korumaları amacıyla, işletme içerisinde olabilecek hata ve hilelerin önlenmesi, muhtemel risklerin belirlenmesi ve bu risklere karşı önlem alınmasını sağlamak amacıyla iç kontrol sistemlerini ve iç denetim birimlerini oluşturmaları gerekmekte ve bu faaliyetlerin etkinliğini kontrol etmek amacıyla da bağımsız denetime ihtiyaç duymaktadırlar. Günümüz işletmelerinde iç kontrol sistemi, iç denetim faaliyetleri ve bağımsız dış denetim faaliyetlerine büyük önem verilmeye başlanmıştır. Bu nedenle üç bölümden oluşan bu çalışmada iç kontrol sistemi kavramı, iç denetim kavramı ve bağımsız denetim kavramları üzerinde durulmuş, aralarındaki ilişki ve önem dereceleri belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan bütün açıklamalar sonucunda işletmelerde uygulanan etkin bir iç kontrol sistemi ve iç denetim faaliyetlerinin bağımsız dış denetçilere katkı sağladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda işletmelerde etkin bir iç kontrol sisteminin varlığı kurumsal hedeflere ulaşmada sürdürülebilirliği sağlamakta ve iç denetçilerin kuruma değer katma ve kurumu geliştirme fonksiyonlarını destekleyici danışmanlık hizmetine yoğunlaşmalarına imkân sunmakta ve bağımsız denetim faaliyetlerinin ise işletme yönetiminde kurumsal şeffaflık ve hesap verilebilirliğin artmasına katkısının olduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: İç Kontrol, İç Denetim, Bağımsız DenetimMaster Thesis İşletmelerde kur riski yönetimi ve marmara bölgesi metal sektöründe faaliyet gösteren firmalar üzerine bir araştırma(2017) Engin, Fulya; Tuna, KadirDöviz kelimesi yabancı ülke parası olarak kullanılmaktadır. Günümüzde iç piyasalarda yaygın olarak kullanılan döviz, uluslararası ticari işlemlerde ayrı bir öneme sahiptir. Dövizle yapılan ticari işlemlerin riskli bir hal almasının nedeni; ülkeler arasındaki döviz kuru sisteminin birbirinden farklı olmasından dolayı serbest döviz kurunun uygulandığı ülkelerde döviz kuru tahminini zorlaştırmaktadır. İşletmeler kur riskini belirli araç ve yöntemlerle yönetebilirler. İhracat yapan işletmeler kur riskini yönetmek için işletme dışı ve işletme içi araç ve yöntemler kullanılmaktadırlar. İşletme dışı araç ve yöntemler; leasing, forfaiting, factoring, varlığa dayalı menkul kıymet ihracı, döviz opsiyonları, döviz swapları, döviz vadeli işlem sözleşmeleri (futures), döviz forward işlemleri ve taban tavan anlaşmalarıdır. İşletme içi araç ve yöntemler ise; nakit işlemlerini hızlandırma ve geciktirme, netleştirme, uyumlaştırma, döviz sepetleri, faturalama dövizinin tespiti, pazarlama ve üretim stratejileridir. Araştırmamız çerçevesinde Marmara Bölgesinde yer alan işletmeler en çok Repo, Leasing ve forward işlemleri yaptıkları görülmektedir.Master Thesis İşletmelerde kurumsal yönetim ve Türkiye örneği(2016) Şavkın, Abdullah; Tuna, KadirGünümüzde uluslararası piyasalarda yaşanan krizlerin en büyük nedeni şüphesiz ülkelerin ve şirketlerin kurumsal yönetim politikalarındaki yetersizliğidir. Global krizler ve şirket skandallarından sonra kurumsal yönetim kavramının önemi giderek artmıştır. Özellikle şirket yönetimlerinin şeffaflığının geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapılmaktadır. OECD (Organisation for Economic Cooperation and Development- Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) başta olmak üzere, diğer uluslararası kuruluşlar pekçok düzenlemede bulunmuştur. Bu düzenlemeler sayesinde uluslararası ölçekte sermaye piyasaları arasında rekabet artmaktadır. Yabancı sermayeyi kendilerine çekmeye çalışan ülkeler, uluslararası düzenlemelere kendilerini uyumlulaştırmaya çalışmaktadır. Kurumsal Yönetim, şirketlerde yönetim kurulları, çalışanlar, hissedarlar ve diğer menfaat sahiplerinin çıkarlarını, gerekli kontrol ve dengeyi sağlar. İyi bir kurumsal yönetimin adillik veya eşitlik, şeffaflık, sorumluluk ve hesap verilebilirlik olmak üzere dört ana ilkesi bulunmaktadır. OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri'nde ve SPK Kurumsal Yönetim İlkelerinde bu dört ana unsur anlaşılır olarak açıklanmıştır.Master Thesis İşletmelerde stok yönetimi(2014) Kara, Özlem; Tuna, Kadirİşletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için kar elde etme çabaları, global ticaretin beraberinde getirdiği değişen rekabet koşullarında oldukça zorlaşmaya başlamıştır. Bu koşullar için de firmalar gerek hammadde temini gerekse de nihai ürünlerini pazara ulaştırmada büyük maliyetlere katlanmaktadırlar. Bu düşünce çerçevesinde de en kritik nokta firmaların envanter kontrollerini sağlıklı bir biçimde yönetmesinden geçmektedir. Bu anlamda, değişen rekabet koşullarına uyum sağlamak ve pazar paylarını kaybetmek istemeyen firmalar maliyetlerini azaltmak veya kontrol edebilmek ve uzun dönemli planlar yapabilmek amacıyla envanter bulundurma yoluna giderler. Envanter kontrolü bütün firmaların karşı karşıya geldiği ortak bir problemdir. Etkin stok kontrol ve yönetim politikaları işletmelerin geleceği için büyük önem taşımaktadır. Tüketici tercihlerinin çok hızlı değişmesi, ürün çeşitliliğinin artması, taleplerdeki belirsizlikler, geleneksel stok yönetim yaklaşımları, işletmelerin zor durumda kalmalarına neden olmuştur. Günümüz rekabet ortamında işletmelerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için zamanında ve isabetli karar verebilmeleri zorunlu hale gelmiştir İşletme kaynaklarının harcandığı en önemli varlıklardan birisi stoklardır. Stokların iyi yönetilmesi işletmelere önemli rekabet avantajları sağlamaktadır. Stokların yönetiminde pek çok yöntem mevcut olmakla beraber, yazılım paketlerinden yararlanmak büyük önem kazanmıştır.Master Thesis Kayıtdışı ekonomide vergi ve vergi denetiminin önemi(2017) Şölen, Engin; Tuna, KadirKayıtdışı ekonomi, GSMH içerisinde görünmeyen ekonomik faaliyetler olarak bilinmektedir. Yer altı ekonomisi, yarı kayıtlı ekonomi ve kayıtlara hiç girmeyen ekonomi kayıtdışı ekonominin unsurlarıdır. Kayıtdışı ekonominin tanımı ve ölçülmesi oldukça zordur. Ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Kayıtdışı ekonomi, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin temel sorunlarından biridir. Bu ülkelerin en önemli sorunlarından birisi olan kamu finansman açığının giderilmesi ihtiyacı, kayıtdışı ekonomiyi olabildiğince ortadan kaldırmayı zorunlu kılmaktadır. Çalışmada, ülkemizde hâlihazırda bulunan vergi idaresi ve vergi denetimlerinin kayıtdışı ekonomiyi önleme noktasındaki faaliyetleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca çalışmanın sonunda, kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınabilmesine yönelik bilimsel bir anket uygulamasına yer verilmiştir.Master Thesis KOBİ lerde finansal risk yönetimi ve Des Sanayi Sitesinde faaliyet gösteren işletmelere yönelik bir araştırma(2019) Yazıcı, Bahadır Eser; Tuna, KadirBu çalışmada ekonomik hayatın en önemli aktörlerinden KOBİlerin karşı karşıya kaldıkları risklerin başında gelen finansal risklere karşı yaklaşımları irdelenmiştir. Bu amaçla gerçekleştirilen anket çalışmasına 49 işletme katılmıştır. İşletmelerin %85'i tüzel kişilik olarak, %15'i ise şahıs işletmesi olarak ankete katılmıştır. Ankete katılan firmalar, sadece döviz kuru etkisine karşı ticaretin milli para ile yapılmasının zor bir yöntem olduğu konusundan %60'a %40 gibi yakın oranlarda katılma ve katılmama şeklinde görüş bildirmiş; bunun dışında ankette değindiğimiz konularda nakit ihtiyacına karşılık kredi verenlerden fon sağlanmasının güvenilir olduğuna, nakit ihtiyacına karşılık kredi kullanmak yerine nakit havuzlarının ve nakit akışını dengelemenin daha düşük maliyetli ve kolay bir yöntem olduğuna, döviz kurundaki değişimin etkisinin farklı döviz kurları kullanarak dağıtılmasının kolay ve olumlu sonuç veren bir yöntem olduğuna, döviz kurunun etkisinden kaçınmak için döviz kredisi almanın türev ürünlerden daha kolay bir yöntem olduğuna ve türev ürünlerin karışık bir yapıya sahip olduğuna, faiz değişimlerinden etkilenmemek adına faiz sözleşmesi almanın veya faizden etkilenen varlıklara kısa vadede sahip olmanın doğru bir yöntem olduğuna, personel eğitiminin ve örgütsel düzenlemelerin personel kaynaklı sorunların önüne geçebileceğine ve aktif stok yönetimin emtia fiyatlarının değişiminin firmayı olumsuz etkilememesi adına yeterli olduğuna firma büyüklüğünden bağımsız olarak %90 ve üzeri oranlarda katıldı. Firmaların finansal risklere karşı, firma büyüklükleri birbirinden farklı olsa da aldıkları önlemler veya yaklaşımlarının eşdeğer olduğu görüyoruz.Master Thesis KOBİ'lerin sermaye piyasasından fon temini(2016) Şahin, Irfan; Tuna, KadirKOBİ olarak adlandırılan küçük ve orta ölçekli işletmeler, sınırları ortadan kaldıran ve ekonomik hayata yeni bir ivme kazandıran küreselleşme kavramı ile birlikte her geçen gün sertleşen rekabet koşulları içinde, kendilerine özgü esnek üretim yapıları, yenilik ve gelişmelere açık ve kolay uyum sağlayabilme özelliklerinin yanı sıra tüketicilere yakın olmalarından dolayı ülke ekonomilerinin gelişiminde önemli bir aktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüz dünyasında, KOBİ'ler ülke ekonomileri için katma değer yaratan,yeni istihdam alanları açan ve dış ticarette önemli rol oynayan ekonomik birimler haline gelmiştir. Bir diğer taraftan KOBİ'ler yeni fikir ve projeler ile ticari hayat içinde teknolojik yapılanmaya da katkılar sağlamaktadır. KOBİ'ler sosyo-ekonomik kalkınma ve istikrarlı büyüme anlamında önemli bir basamak olup en önemli sorunları finansal kaynak yaratmada yaşamaktadırlar. Genel olarak özkaynaklarına bağlı bir şekilde faaliyet gösteren bu işletmelerin varlıklarını sürdürebilmesinde, yeni yatırım ve projelerin altına imza atmasında finansal sorunlar önemli bir engel teşkil etmektedir. KOBİ kapsamıdaki işletmelerin özkaynaklarından sonra en önemli finansal kaynakları banka kredileri olup, risk seviyeleri olağandan fazla olması dolayısıyla KOBİ'lerin kaynak olarak elde ettiği banka kredilerinin maliyetleri çok yüksek olmaktadır. Bu bağlamda, sermaye piyasası KOBİ'lerin finansal sorunlarına alternatif çözümlemeler getirmesi önemli bir adım olacaktır. Risk sermayesi olgusu, günümüz dünyasında önemli bir gelişme geçirerek ciddi bir finansman aracı haline gelmiştir. Risk sermayesi, yenilikçi, ve teknoloji merkezli yapısından dolayı neredeyse tüm dünyada yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Risk sermayesi yatırımları kullanılan ülkelerde sosyo-ekonomik gelişime yatsınamayacak derecede ciddi katkılarda bulunmaktadır.Master Thesis Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansman sorunları, alternatif finansman olanakları ve gelişen işletmeler piyasasından halka arz yoluyla kaynak temini(2015) Tezcan, Özlem; Tuna, KadirKısıtlı sermaye ve sınırlı imkanlar ile kurulup, birçok sektörde faaliyet gösteren küçük ve orta büyüklükteki işletmeler tüm dünyada ülke ekonomileri içinde %90'ların üzerinde paya sahip olmaktadır. Aynı zamanda isthihdam yaratma özellikleri ile de ekonomik dengeler üzerinde etkilerinin büyük olduğu bilinmektedir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler sadece girişim sayısı ve istihdam açısından değil, ülkede dış ticaret, yeni teknolojilerin ve üretim kapasitesinin artmasında da büyük öneme sahiptirler. Fakat birçok küçük ve orta büyüklükteki işletmenin kurulduktan sonra, ilk beş yıl içinde kapandığı görülmektedir. Ekonomi içinde bu denli büyük öneme sahip olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin günümüzde en sık karşılaştığı sorun finansman sorunudur. Kısıtlı sermaye ve sınırlı imkanlar ile kurulan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, finansal kaynaklara ulaşmada sorunlar yaşamaktadırlar. küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansman sorununun çözümü ve alternatif finansman kaynaklarının yaratılması, bu işletmelerin ekonomiye olan katkılarını arttıracağı gibi istihdamı arttırarak refah seviyesinin yükselmesini de sağlayacaktır. Ülkemizde ve dünyada küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansman sorununu çözmek için birçok kurum ve kuruluş Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere, destekler, hibeler ve kredi kolaylıkları tanımaktadır. Tüm bunların dışında, tüm dünyada ve ülkemizde küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için özel bir borsa da kurulmuştur. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için kurulmuş ilk borsa olan 'Gelişen İşletmeler Piyasası' nda halka arz yoluyla sermaye arttırımına gitmek işletmeler açısından birçok avantaj sağlamaktadır. Bu çalışmada küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin tüm dünya ve ülkemizdeki yeri, yaşadıkları finansman sorunları ve bunların çözümüne yönelik alternatifler çözüm önerileri ve Gelişen İşletmeler Piyasası'ndan nasıl faydalanabilecekleri araştırılmış ve güncel bilgiler ışığında sunulmuştur.Master Thesis Küresel pazarlamada markalaşma ve reklam stratejileri örneği olarak Coca-Cola(2014) Tokat, Ayşe; Tuna, KadirKüreselleşme, günümüz dünyasının çevresini teknolojik ağlarla gün be gün saran bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanoğlu için dün tehlikeli olan unsurlar bugün değişen kimlik ve şekilleriyle farklı alanlarda tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Toplumların varlıklarını koruyabilmelerinin yolu her ne kadar da kendi ulus benliklerini korumaktan geçse de dünyanın bir ucundan diğer ucuna uzanan ağlar iletişimi ve yakınlaşmayı kaçınılmaz bir biçimde hızlandırmaktadır.Bu noktada karşımıza hem tehdit hem de fırsat olarak sunulan 'küreselleşme' özellikle ekonomik olarak bazı tarafların daha güçlü olmalarını sağlamaktadır. Pazarlamanın bugününde küreselleşmeyi başarmış şirketlerin birçoğunun sermayesinin ulus devletlerle yarışır konuma gelmesi, bu kuruluşlara yardımcı olan diğer unsurların önemini ortaya koymaktadır.Pazarlamanın 4 P'si olarak adlandırılan ve pazarlama karması içerisinde 'tutundurma faaliyetleri' başlığı altında ele alınan 'reklamlar' kuşkusuz farklı uluslara aynı zamanda hizmet götüren firmaların markalaşma noktasında en önemli stratejik silahı olarak karşımıza çıkar. Bu noktada gerek pazarlama stratejileri gerek ise markalaşma yolunda izlediği yol Coca-Cola'nın karşımıza önemli bir örnek olarak çıkmasını sağlar.