Scopus İndeksli Yayınlar Koleksiyonu / Scopus Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/19
Browse
Browsing Scopus İndeksli Yayınlar Koleksiyonu / Scopus Indexed Publications Collection by Publication Category "Makale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı"
Now showing 1 - 12 of 12
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation - WoS: 1Citation - Scopus: 0COVİD-19 Nedeni ile Hastaneye Yatırılan Hastalarda İnteratriyal Blok ve Repolarizasyonun Elektrokardiyografik Belirteçleri: Klasik ve Bayesyen Analiz(Galenos Publ House, 2023) Guvenc, Rengin Cetın; Guren, Ali Kaan; Engur, Busra; Celık, Selin; Demırtunc, RefikAmaç: Koronavirüs hastalığı-19 (COVİD-19) atriyal fibrilasyon (AF) ve ventriküler aritmiler ile ilişkilidir. Yüzey elektrokardiyografisindeki (EKG) çeşitli elektrofizyolojik anormallikler, anormal interatriyal iletimin veya anormal repolarizasyonun belirteçleri olarak AF ve ventriküler aritmilerle ilişkilendirilmiştir. Bu çalışmada, pandemi sırasında COVİD-19 enfeksiyonu ile hastaneye yatırılan hastalarda bu tür EKG belirteçlerinin daha yaygın olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Yöntemler: Toplam 87 COVİD-19 hastası çalışma grubunu oluştururken, COVİD-19 enfeksiyonu dışında herhangi bir nedenle hastaneye yatırılan 64 hasta kontrol grubu olarak çalışmaya dahil edildi. Kısmi ve ileri interatriyal blok (İAB) sıklığı, QT ve düzeltilmiş QT (QTc) süreleri, QT dispersiyonu (QTd) ve T tepeden uca süresi (Tpe) başvuru EKG’lerinden ölçüldü. Bulgular: COVİD-19 hastalarında hem kısmi hem de ileri İAB daha yaygındı, ancak istatistiksel anlamlılık yalnızca ileri İAB için gözlendi (COVİD-19 hastalarında %11,5’e karşı kontrollerde %0,0, p=0,005). QTc, QTd veya Tpe için gruplar arasında fark yoktu. Bayesyen analizlerde, COVİD-19 ile ileri İAB (BF10: 16) arasında bir ilişkiyi destekleyen güçlü kanıtlar bulunurken, kısmi İAB, QTc, QTd veya Tpe için bir ilişki olduğuna dair kanıt yoktu (hepsi için BF10<1). Sonuçlar: COVİD-19 ile hastaneye yatırılan hastalarda ileri İAB görülme olasılığı daha yüksektir ve bu durum AF’nin bu hastalarda neden daha sık görüldüğünü açıklayabilir.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 2Efficiency of ProTaper Universal Retreatment, Reciproc Blue and XP-endo Shaper in the removal of a bioceramic-based root canal filling(Istanbul Univ Press, Istanbul Univ Rectorate, 2023) Çiftçioğlu, Elif; Güzel, Rezan Sungur; Dinçer, Gözde Akbal; Karakaya, Güneş; Küçükay, Enver Sedat; Endodonti / EndodonticsPurpose This in vitro study aimed to assess the performance of ProTaper Universal Retreatment (PTUR), Reciproc Blue (RB), and XP-endo Shaper (XPS) system in the removal of bioceramic root canal filling. Materials and Methods Forty-five human single-rooted mandibular premolars were prepared up to 30/.04 and filled with Endosequence BC sealer and BC points before being assigned into three groups (n=15). The root canal fillings were removed until reaching predetermined working length (WL) with PTUR in group 1, RB in group 2, and XPS in group 3. During the removal of the filling material, apically extruded debris was collected in pre-weighed Eppendorf tubes, and operation time was recorded with a digital chronometer. Reaching the WL and maintaining apical patency were evaluated separately. The data were statistically analyzed using Kruskal Wallis and Mann Whitney U tests. Results The mean amount of extruded debris was highest in the PTUR group, although all instruments caused apical extrusion of debris. The mean time for reaching WL was longest for RB and shortest for XPS, with significant differences among the groups (p<0.05). Although the difference was not significant (p=0.799), in the PTUR group the WL was reached in 93.3% of the samples, which was higher than other groups (86.7%). Conclusion All tested systems caused a certain amount of debris extrusion. XPS was associated with less extrusion while regaining more rapid access to the periapical area than PTUR and RB.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Geriatrik Bireylerde Koronavirüse Yakalanma Korkusunun Yaşam Doyumu ile İlişkisi(Galenos Publ House, 2023) Atıcı, Emine; Akış, Merve; Kurt, Emine Eda; Fizyoterapi ve Rehabilitasyon / Physiotherapy and RehabilitationAmaç: Bu çalışma geriatrik bireylerde koronavirüse yakalanma korkusunun yaşam doyumu ile ilişkisini araştırmak amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Demografik bilgi formu, Koronavirüs Korkusu ölçeği (KKÖ) ve Yaşam Doyumu ölçeği (YDÖ) veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Çalışmaya 65 yaş üstü 79 kişi dahil edilmiştir. Bulgular: Çalışmanın sonucunda yaşam doyumu ile koronavirüs korkusu arasında düşük düzeyde pozitif ilişki olduğu görülmüştür (p<0,05). YDÖ üzerinde KKÖ’nün %7’lik etkisi istatistiksel olarak anlamlıdır (F5,504 p=0,022). YDÖ’yü bir birimlik artış KKÖ’yü 0,210 birim istatistiksel olarak anlamlı şekilde artırmaktadır (p<0,05). Sonuç: Pandeminin sonlarında yapılan bu çalışma geriatrik bireylerin hayatın içinde olmasının ve günlük yaşamda fiziksel olarak aktif olmasının yaşam doyumunu olumlu yönde etkilediğini göstermektedir.Article Citation - WoS: 1Citation - Scopus: 1Geriatrik Popülasyon için Fiziksel Performansın Fonksiyonel Değerlendirme Ölçeği Türkçe Versiyonu: Güvenirlik ve Geçerlilik Çalışması(Galenos Publ House, 2023) Kesikbaş, Bürde; Atıcı, Emine; Navarro, Josu Alustiza; Fizyoterapi ve Rehabilitasyon / Physiotherapy and RehabilitationAmaç: “Geriatrik Popülasyon için Fiziksel Performansın Fonksiyonel Değerlendirme Ölçeği (Alusti test)”nin Türkçeye çevrilmesi, geçerlik ve güvenirliğinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çeviri sürecinde prensipler tarafından önerilen kültürler arası uyum modeli kullanıldı. Hastalar Alusti testinin Türkçe versiyonu ile değerlendirildi ve bir hafta sonra tekrar uygulandı. Güvenirliği ve iç tutarlılığı belirlemek için Cronbach alfa katsayısı hesaplandı. Test-tekrar test güvenirliği, sınıf içi korelasyon katsayısı (ICC) ve Pearson korelasyon analizi kullanılarak belirlendi. Yapı geçerliliği faktör analizi ile incelendi. Benzer ölçek geçerliği Alusti testi ile Kısa Fiziksel Performans Bataryası (KFPB) ve Barthel indeksi (Bİ) karşılaştırılarak, kriter geçerliği ise Alusti testi ile Tinetti Denge ve Yürüme Değerlendirmesi, zamanlı kalk ve yürü testi (ZKYT), 6 metre yürüme hızı testi ve Rivermead mobilite indeksi (RMİ) puanları karşılaştırılarak incelendi. Bulgular: Cronbach alfa katsayısı 0,701’dir. Test-tekrar test güvenilirliği için ICC 0,948’dir. Alusti test dört faktörle açıklanmıştır. KFPB (r=0,586, p=0,000), Bİ (r=0,321, p=0,005) ve Tinetti yürüme testi (r=0,512, p=0,000) Alusti test toplam puanı ile orta derecede pozitif korelasyona sahipti. Tinetti denge testi (r=0,662, p=0,000), Tinetti denge ve yürüme değerlendirmesi toplam puanı (r=0,655, p=0,000) ve RMİ (r=0,715, p=0,000) yüksek oranda pozitif korelasyona sahipti. Sonuç: Alusti testin Türkçe versiyonu geriatrik popülasyon için geçerli ve güvenilir bir ölçektir.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Giant Hydatid Cyst Originating From Psoas Muscle Extending To the Iliac Bone, Inguinal, and Femoral Canals: a Case Report and Current Literature Review(Galenos Publ House, 2023) Gökçe, Kagan; Doğan, Demet; İlhan, Fatma Mehlika; Midi, AhmetRetroperitoneal hydatid cysts are extremely rare and difficult to distinguish from other intra-abdominal pathologies, such as synovial sarcoma. In this study, we present a rare case of a complicated retroperitoneal hydatid cyst originating from the psoas muscle without any other focus. A 59-year-old male patient presented to the outpatient clinic with complaints of constipation and a feeling of gradually increasing swelling in the left lower quadrant of the abdomen and left groin area, progressing toward the left leg. In the examinations performed, a multiloculated giant hydatid cyst that filled the left pelvis in the retroperitoneal region, deviated the intra-abdominal organs to the right side, and extended to the left femoral and inguinal canals was detected. The patient underwent surgical excision and was followed up during the postoperative period. No evidence of recurrence was found at the patient’s 3rd and 6th month followups. Primary muscle hydatid cysts necessitate a distinct approach to treatment and management when compared with hydatid cysts in other bodily organs. While recurrences remain a potential concern after resection, it is noteworthy that the window for the formation of fertile cysts typically spans up to 10 months. Thus, it is advisable to conduct regular postoperative follow-up examinations during the first year following surgery to ensure comprehensive monitoring and care.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Investigating the Service Quality of Kocaeli Tram Service Using Artificial Neural Networks(Turkish Chamber Civil Engineers, 2022) Dündar, Selim; İnşaat Mühendisliği / Civil EngineeringService quality is one of the main issues of today's world. Firms operating in the passenger transportation sector are also trying to improve the quality of the services they provide to their passengers. It is crucial to determine the passenger service quality perceptions and priorities to evaluate and improve the service in this context. In this study, Kocaeli tram user service quality perceptions have been evaluated by applying a survey consisting of 20 questions and user satisfaction levels from different service dimensions. Then, an artificial neural network model was developed using the demographic data of the users and their responses to the survey questions to mimic their service quality satisfaction. The artificial neural network model developed has been examined to understand the importance that tram users give to service quality. Using the developed “change of score” method, how the changes to be made in the tram system will affect the quality of service and, hence, how the opinions of different user groups will be affected can be examined in detail. The artificial neural network model prediction capability was compared with that of the multiple linear regression model, and found its superiority. Based on the developed Change of Score Method, the most frequent user attaches the highest importance to the service dimensions of the convenience to pay for the tram, getting his/her destination on time, and reducing environmental pollution.Article Citation - Scopus: 0Işıksız Kavşaklarda Kritik Aralık Kabulü İçin Yeni Bir Yaklaşım(2023) Hızarcı, Sezin; Tanyel, Serhan; Dündar, Selim; Gökaşar, Ilgın; Şengöz, Burak; Topal, Ali; İnşaat Mühendisliği / Civil EngineeringBu çalışma kapsamında İzmir’de yer alan 4 ışıksız kavşaktan toplanan verilerden yararlanarak, farklı manevralar için bağıntılar geliştirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada, kritik aralık kabul değerinin, düşük ana yol hacim değerleri altında önemli oranda değişkenlik gösterdiği; ancak ana yol trafik akımı yüksek değerlere ulaştığında sürücülerin daha kısa aralıkları kabul ettikleri görülmüştür. Aralık kabul değerinin belirlenmesinde, kavşağa giriş yapacak sürücünün manevrasından daha çok; uygun aralık bulmaya çalıştığı manevranın daha etkin olduğu görülmüştür. Çalışmanın bir diğer çıktısı da, özellikle düşük ana yol trafik akımı etkisi altında sürücü davranışlarının daha etkili olduğu ve davranış farklılıklarının modele katılmasıyla sahada gözlemlenen değerlere daha sağlıklı biçimde ulaşılabileceği anlaşılmıştır.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Kardiyologların Periodontal ve Kardiyovasküler Hastalıklar Arasındaki İlişkiye Dair Farkındalıkları: Türkiye’de Bölge Çapında Yapılan Bir Araştırma(Kare Publ, 2023) Kaya, Süheyla; Özen, Deniz Kaptan; Şahin, Gökçe Akyol; Mutlu, BülentAmaç: Son yıllarda, ağız-diş sağlığı ile genel sağlık arasındaki bağlantıya dair farkındalıkta bir artış olmuştur. Bu çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kardiyologların kardiyovasküler hastalıklar ve diş eti hastalıkları ile ilgili bilgi, düşünce ve uygulama davranışları incelenmiştir. Yöntem: Pilot uygulama sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti’nde hekimlik yapan 1894 sertifikalı kardiyologa revize edilen anket toplamda iki kere gönderildi. Veriler, tanımlayıcı istatistikler kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Yüz altmış altı katılımcıyla yanıt oranı %11,5 oldu. Katılımcıların çoğu erkekti (%77), katılımcılar akademide uzman (%45) ve asistan doktor (%17,5) olarak veya özel muayenehanelerinde (%12,7) çalışıyordu. %90’ı periodontal hastalığı, kronik multifaktöriyel inflamatuar hastalık olarak doğru bir şekilde tanımladı, ancak yalnızca %78’i inflamasyonun, periodontal hastalık ile kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilişkiye yönelik önemli bir bileşen olduğunu kabul etti. Ankete katılan kardiyologların %37’si, periodontal hastalıkların tedavisinin, hastanın kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceği konusunda emin değildi ve %9’u ise bu görüşe katılmadı. Ankete katılanların %76’sı, kardiyoloji ve periodontoloji uzmanlarının hem kardiyovasküler hem de periodontal hastalıklar için ortak risk faktörlerini ortadan kaldırmak amacıyla birlikte çalışması gerektiği konusunda hemfikirdi. Ankete katılan kardiyologların %80’i kardiyovasküler hastalık ve periodontitis arasındaki ilişki hakkında daha fazla bilgi edinmek istediklerini belirtti. Sonuç: Katılımcıların büyük çoğunluğu, mikrobiyal ilişkili, konak aracılı inflamasyonun, periodontitisin ayırt edici özelliği olduğuna inanmasına rağmen, periodontal ve kardiyovasküler hastalıkları birbirine bağlayan birincil faktörün inflamasyon olduğuna yönelik eğilimleri benzer düzeyde değildi. Ankete katılanların çoğu, iki hastalık arasındaki bağlantıya ilişkin bilgilerini artırmak istediğini belirtti, bu sebeple, mezuniyet sonrası eğitimler ve tıp eğitiminde ağız diş sağlığına ilişkin verilen bilgilerin arttırılması, bu isteğin gerçekleştirilmesine yardımcı olabilir.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Kronik Venöz Yetmezliği Olan Hastalarda Fiziksel Aktivite: Hastalık Şiddeti, Ağrı, Yorgunluk ve Fonksiyonellik ile İlişkisi(Turkey Assoc Physiotherapists, 2024) Aydın, Gamze; Çiftçi, Ebru Aloğlu; Atıcı, Emıne; Akgol, Ahmet Cuneyt; Tuncer, Mehmet Altuğ; Fizyoterapi ve Rehabilitasyon / Physiotherapy and RehabilitationAmaç: Kronik venöz yetmezlik (KVY), venöz kanın kalbe dönüşünü bozan çeşitli faktörlerin neden olduğu, venöz sistemin ilerleyici bir hastalığıdır. Çalışmanın amacı, KVY hastalarında fiziksel aktivite düzeyinin hastalık şiddeti, ağrı, yorgunluk ve fonksiyonellik ile ilişkisinin değerlendirilmesidir. Yöntem: Çalışmaya KVY' li toplam 105 hasta (%28,6’ı erkek, %71,4’ ü kadın, ortalama yaşları 44,91±10,74 yıl) alındı. Katılımcıların fiziksel aktivite düzeyi, Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi-Kısa Formu (IPAQ-SF) ile; hastalık şiddeti, Venöz Klinik Şiddet Skoru (VKŞS) ile; istirahat, aktivite ve gece ağrılarının şiddeti Görsel Analog Skala (GAS) ile; yorgunluk düzeyi, Yorgunluk Şiddeti Ölçeği (FSS) ile; fonksiyonellik, Alt Ekstremite Fonksiyon Ölçeği (AEFÖ) ile değerlendirildi. Sonuçlar: IPAQ-SF-şiddetli ile VKŞS, GAS-dinlenme, GAS-aktivite, GAS-gece arasında negatif korelasyon bulundu (r:-0,818, p<0,001; r:-0,445, p:0,007; r:-0,392, p:0,020; r:-0,363, p:0,032, sırasıyla). IPAQ-SF-orta ile VKŞS ve GAS-aktivite arasında negatif korelasyon mevcuttu (r:-0,473, p:0,004; r:- 0,553, p:0,001, sırasıyla). Ayrıca IPAQ-SF toplam puanı ile VKŞS, GAS-dinlenme, GAS-aktivite arasında negatif, AEFÖ ile pozitif korelasyon vardı (r:-0,945, p<0,001; r:-0,368, p:0,030; r: -0,568, p<0,001; r:0,438, p:0,009, sırasıyla). Tartışma: KVY’li hastalarda artmış fiziksel aktivite düzeyi ile hastalık şiddeti, ağrı ve fonksiyonellik arasında ilişki olduğu görüldü.Article Citation - Scopus: 0Serum Ürik Asit Seviyesi, Düşük Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği Hastalarında Sağ Kalp Yetersizliği ile İlişkilidir: Kesitsel Çalışma(Ortadogu Reklam Tanitim Yayincilik Turizm Egitim Insaat Sanayi ve Ticaret A.S., 2023) Güvenç, Rengin Çetin; Naser, BdurrahmanAmaç: Pürin metabolizmasının nihai ürünü olan ürik asit (ÜA), sol taraflı kalp yetersizliğinin bir prediktörü ve düşük ejeksiyon fraksi- yonlu kalp yetersizliğinde (DEFKY) sonlanım ve sağkalımın bir gös- tergesidir. Sağ taraflı kalp yetersizliği (SğKY) sol kalp yetersizliği ile beraber görülebilir veya görülmeyebilir, ancak görüldüğü taktirde kötü prognoz ve artm ış morbidite ve mortalite ile ili şkilidir. SğKY ve ÜA arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmaların tamamı pulmoner hipertansi- yonlu hastalar üzerinde yapılmıştır ve DEFKY’li hasta grubunda olası bir ilişkiyi gösteren veri yoktur. Bu çal ışmada amacımız, DEF-KY’li hastalarda serum ÜA, sa ğ ventrikül fonksiyonunun ekokardiyografik göstergeleri ve SğKY arasındaki ilişki araştırılmaktır. Gereç ve Yön- temler: Ejeksiyon fraksiyonunun 40%’ın altında olduğu ve kalp yeter- sizliği bulguları olan 45 DEFKY hastas ı çalışmaya dahil edilmi ştir. Hastalar serum ÜA seviyelerine göre üç e şit gruba ayr ılmışlardır. SğKY’nin tanımlanması için, modifiye edilmiş “Interagency Registry for Mechanically Assisted Circulatory Support” kriterleri kullanılmış- tır. Bulgular: En düşük ÜA grubu ile kar şılaştırıldığında, 3. gruptaki hastalarsa SğKY sıklığı anlamlı olarak daha fazla bulunmuştur (50.0% - 0.0%, Bonferroni-düzeltilmiş p=0.009) ve aynı grupta triküspit düz- lem sistolik hareketi anlaml ı olarak azd ır (20.5 ± 4.4 - 16.1 ± 4.4, p=0.02). Klinik, demografik, laboratuvar ve ekokardiyografik de ğiş- kenler istatistiksel olarak düzeltildikten sonra dahi, serum ÜA düzeyi SğKY için istatistiksel olarak anlaml ı bir öngördürücü olmu ştur (OO:2.89, 95%GA:1.21 – 6.91, p=0.017). SğKY’nin belirlenmesi için serum ÜA’n ın c-istatisti ği 0.83’tür (95%GA: 0.71 – 0.96). Sonuç: Serum ÜA, DEFKY hastalarında SğKY ile ilişkili bulunmuşturArticle Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Sınır Kişilik Bozukluğunda Dürtüsellik ve Riskli Karar Verme Eğiliminin Sosyal Biliş Becerileriyle İlişkisi(Turkish Neuropsychiatry Assoc-turk Noropsikiyatri dernegi, 2024) Vatansever, Büşra Kuzgun; Büyükgök, Deniz; Aypak, Oya Çelik; Şahin, Doğan; Ercis, Mete; Ercis, Mete; Psikoloji / PshchologyAmaç: Bu çalışma, Sınır Kişilik Bozukluğu (SKB) tanılı bireylerde karar verme süreçlerini nöropsikolojik testlerle değerlendirerek, SKB’ye özgü bilişsel özelliklerin karar verme süreçleriyle ilişkisini sağlıklı kontrollerle karşılaştırarak incelemeyi hedeflemektedir. Yöntem: Çalışmanın örneklemi SKB tanılı hasta grubu (n=27) ile psikiyatrik tanısı olmayan sağlıklı katılımcılardan (n=28) oluşmaktadır. Hastalık şiddetinin değerlendirilmesi için Borderline Kişilik Envanteri (BKE), nöropsikolojik değerlendirme için Iowa Kumar Testi (IKT), Stroop Testi, Benton Yüz Tanıma Testi, Gözlerden Zihin Okuma Testi, Dokuz Eylül Zihin Teorisi Ölçeği (DEZTÖ), WMS-R Sayı Menzili ve Mantıksal Bellek Alt Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: SKB grubu ile kontrol grubu arasında BKE puanlarında anlamlı düzeyde farklılık izlenmektedir (p=0,02). Stroop Testi’ndeki enterferans süresi ve hata sayıları açısından gruplar arası anlamlı bir fark izlenmezken, spontan düzeltme cevap sayılarının anlamlı düzeyde farklılık taşıdığı (p=0,02) gözlenmiştir. WMS-R Mantıksal Bellek alt testi A hikâyesinin anlık hatırlama puanlarında gruplar arasında fark olduğu (p<0,01) tespit edilmiştir. IKT’de ilk yarıda A destesinden (p=0,028) son yarıda ise B destesinden (p=0,03) seçme eğiliminde gruplar arasında fark izlenmektedir. Son olarak, DEZTÖ’de iki grup arasında toplam puanda (p<0,01) izlenen anlamlı farkın 2. derece yanlış inanç (p=0,024) ve empati (p=0,027) görevlerinde ortaya çıktığı görülmüştür. Sonuç: Çalışmamız örneklemini oluşturan SKB tanılı bireylerin uygunsuz cevabın inhibisyonunda minimal güçlüğe sahip oldukları, bu güçlüğün karar verme davranışında dezavantajlı seçimler yapmayla ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, SKB tanılı bireylerin dışsal ipuçlarından zihinsel durumları yordamada başarılı oldukları fakat sosyal bir örüntü dâhilinde ipuçlarını bütünleştirme ve uyumlu öyküleştirme yapmakta zorlandıkları görülmüştür.Article Citation - WoS: 1Citation - Scopus: 1Yeme Bozukluğu-15: Klinik ve Klinik Olmayan Örneklemler için Türkçe Versiyonun Faktör Yapısı, Psikometrik Özellikleri, Geçerliği ve Güvenilirliği(Turkiye Sinir ve Ruh Sagligi dernegi, 2023) Yılmaz1, Hande Öngün; Polat, Aslıhan; Köse, Gizem; Balcı, Sibel; Günal, Ahmet Murat; Beslenme ve Diyetetik / Nutrition and DieteticsAmaç: Yeme Bozukluğu-15 (ED-15), yeme bozukluklarının tedavisinin ilerlemesini ve sonuçlarını haftalık olarak değerlendirmek için kullanılması önerilen bir öz bildirim ölçeğidir. Bu araştırma, ED- 15’in Türkçe versiyonunun (ED-15-TR) klinik ve klinik olmayan örneklemler için faktör yapısını, psikometrik özelliklerini, geçerliliğini ve güvenilirliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Yöntem: ED-15-TR’nin dil eşdeğerliliği için çeviri-geri çeviri yöntemi kullanılmıştır. Araştırma, klinik olmayan (n=978) ve klinik (n=71) olmak üzere iki örneklem grubundan oluşan toplam 1049 gönüllü ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar bilgi formunu, ED-15-TR’yi, Yeme Bozukluğu Değerlendirme Ölçeği (YEDÖ)’ni ve Beck Depresyon Envanteri (BDE)’ni tamamlamışlardır. Klinik olmayan örneklemden 352 kişi, klinik örneklemden 18 kişi bir hafta içinde ED-15-TR’yi tekrar doldurmuştur. Bulgular: Faktör analizi ED-15-TR’nin iki faktörlü yapısını doğrulamıştır. Cronbach alfa katsayısı 0,911 (iki alt boyut için sırasıyla 0,773 ve 0,904), test-tekrar test güvenilirliği için sınıf içi korelasyon katsayısı klinik örneklemde 0,943 (iki alt boyut için sırasıyla 0,906 ve 0,942); klinik olmayan örneklemde 0,777 (iki alt boyut için sırasıyla 0,699 ve 0,776) (tümü için p<0,001) bulunmuştur. ED-15-TR ile YEDÖ arasındaki yüksek düzeyde pozitif korelasyon eş zamanlı geçerliliği desteklemiştir. Sonuç: Bu araştırma ED-15-TR’nin, Türk toplumu için kabul edilebilir, geçerli ve güvenilir bir öz bildirim ölçeği olduğunu göstermektedir.