Sanatta Yeterlik Tezleri / Proficiency in Art Theses
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/4175
Browse
Recent Submissions
proficiency-in-art-theses.listelement.badge Çanakkale türkülerinin flüt eğitiminde kullanılabilirliğine yönelik bir inceleme(2023) Çokamay, Merve; Madanoğlu, Naci; Müzik / MusicGeçmişten günümüze çalgı eğitimi genelinde, flüt eğitimi özelinde birçok yöntem izlenmiştir. Bu çeşitlilik, evrenselden yerele geniş bir yelpazede çalgı eğitimi alan bireyin önüne sunulmuştur. 19. yüzyılda ulusal akımların da etkisiyle yerel olandan yararlanma ve folklorik öğelerden beslenme, bestecilik, icra, eğitim gibi müziğin alt alanlarında yer almıştır. Orta Asya'dan Anadolu'ya geniş bir coğrafyayı kapsayan Türk müziği de bu faydalanmada kullanılmıştır. Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalarda çalgı eğitiminde, bireyin yaşadığı yörenin müziklerini çalmasının, ya da bu müzikleri soyut veya somut müzikal öğelerle birleştirmesinin, eğitim sürecini olumlu yönde etkileyebileceğine dair ciddi sonuçlara varılmıştır. Bu çalışmada da, zengin bir müzik kültürüne sahip olan Çanakkale yöresine ait türkülerin flüt çalgısı eğitiminde kullanıldığında, öğrencinin başarısını arttıracağı varsayımından yola çıkılmıştır. Çalışma için flüt eğitiminin her evresinde kullanılabilecek on adet Çanakkale türküsü seçilmiştir. Farklı makam, usul ve ezgisel özelliklerdeki on türküye, flüt eğitiminde kullanılabilir olması için çeşitli müzikal dinamikler eklenmiş, artikülâsyonlarla icra kapasitesi arttırılmıştır. Ayrıca çalışmaya esas alınan türküler flüt için çok seslendirilerek Türk müziği içerikli flüt repertuarına eserler kazandırılması da amaçlanmıştır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Biriciklik kavramı bağlamında halk müziği vokal icrasında kişisel üslûplar - İki kadın icracının karşılaştırmalı analizi(2023) Gülümser, Sıla Erol; Özdemir, Göknil BişakSosyal bir varlık olarak insan bütün hayatını, içine doğduğu sosyal ve fiziksel ortamın sahip olduğu şartlar ve değerlere göre organize etmiştir. İnsan davranışları da bu ortam ve sosyal çevreye göre şekillenmiştir. Müzikte üslûp, müzikal ifadenin yanı sıra aynı zamanda sözel ve davranışsal ifadeyi de içerisine alan kişisel / bireysel bir olgudur. Bu çalışmada üslûp olgusu ve üslûbu belirleyen etmenler, biriciklik kavramı çerçevesinde etnomüzikolojik bakış açısıyla açıklanmış, üslûbu belirleyen toplumsal etmenleri ortak olan iki kadın kaynak kişinin vokal icralarındaki bireysel farklılıklar karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Kaynak kişilerin kişisel üslûplarındaki ayrışmalar, üslûp olgusunun da insan gibi biricik olduğunu ortaya koymuştur. Çalışmanın ortaya koyduğu bir diğer unsur da vokal icrada üslûp olgusunu müzik yazısına aktarmada yeni bir yöntem geliştirilmiş olmasıdır. Şimdiye kadar üslûp üzerine yapılan çalışmalarda yörelerin konuşma ağzı ve fonetik alfabesi esas alınırken, bu çalışmada vokal icra sırasında konuşma ağzından farklılaşan sesletim özellikleri tespit edilmiş ve yeni semboller kullanılarak müzik yazısına aktarılmıştır. Önerilen semboller, üslûp üzerine yapılacak olan yeni çalışmalarda geliştirilebilir. Bu çalışmada önerilen sembollerin belirlenmesinde dikkat ettiğimiz en önemli husus, müzik notasını okuyan müzisyenlerin konuyu daha kolay anlayabilmelerini ve ortaya koyduğumuz iki kadın kaynak kişinin bireysel üslûplarını kolaylıkla seslendirebilmelerini sağlamaya çalışmaktır. Bu sebeple müzik yazısına eklenen tüm yeni sesletim işaretleri, sade ve kolay anlaşılabilir bir mantık üzerinden kodlanmıştır. Böylelikle halk müziğinde üslûp üzerine yapılacak olan çalışmalara model olmak amaçlanmıştır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Maria Callas'ın hayatı, fizyopatolojik hipotez ışığında dermatomiyozit hastalığının sesine etkisi ve vokal evriminin analizi(2022) Başaran, Fatma Berna Bilgin; Kürkçüoğlu, Seta; Müzik / Musicİnsan sesinin evrimi, opera sanatının ortaya çıktığı yüzyıllardaki dünyanın konumuna bakılacak olunursa gerçek bir mucizedir. Opera sanatı varlığını yüzyıllar boyu zirvede sürdürmüş, günümüze kadar insanlara hitap etmeye devam etmiştir. Bu çalışmanın ana konusu olan ve opera sanatının önemli icracılarından Soprano Maria Callas, yalnızca yaşadığı 20. yüzyılın değil, tüm zamanların en ünlü opera sanatçısı olarak kabul edilir. Onun şan dünyasına kattığı en büyük değer, kendisinden iki yüzyıl önceki Bel Canto sanatına, hem stil, hem oyunculuk, hem de icra bakımından kazandırdıklarından anlaşılmaktadır. Ancak sanatçı kariyerini ne yazık ki erken noktalamıştır. Bu konu hakkında pek çok spekülasyon yapılmasına rağmen, kariyerinin erken sonlanmasının nedenlerinin başında Dermatomiyozit hastalığı yer almaktadır. Bu çalışma içerisinde tezin ikinci bölümünde, Maria Callas'ın hayatı, eğitimi, opera kariyeri ve ilişkileri derinlemesine ele alınmış, üçüncü bölümde ise sanatçının vokal karakteri ile asıl ölüm nedeni olan Dermatomiyozit hastalığı ve bu hastalığının ses tellerine, dolayısıyla kariyerine olan etkilerine değinilmiştir. Dermatomiyozit hastalığı geniş bir biçimde ele alınmış, hastalığın semptomları, teşhisi ve tedavisine yönelik veriler sunulmuştur. Tezin fikrinin ana çıkış nedeni olan, Kulak Burun Boğaz ve Foniatri Uzmanı Franco Fussi ile Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Foniatrist, Sanatsal Sesbilim Profesörü, Anatomi ve Vokal Fizyoloji Profesörü Nico Paolillo'nun hipotezlerine, Maria Callas'ın sesi üzerinde yaptıkları spektrografik analizlere, değerlendirme ve ölçümlerin görsellerine detaylı olarak yer verilmiş, alanının uzmanları olan doktorlardan alınan görüşler ile tezde bütüncül bir yaklaşım sağlanmıştır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Pierre Boulez'in Domaines eseri üzerinden modern klarnet tekniklerine bakış ve icrasına yönelik öneriler(2022) Çakmaksoy, Özlem Kolat; Selen, Beray20. yy'da ortaya çıkan Dadaizm, Pointilizm, Sürrealizm, Popüler Sanat ve müzikte şekillenen Yeni Klasikçilik, 12 Ton Müziği, Total Serializm, Rastlamsallık, Somut Müzik, Minimalizm, Açık Form, Elektronik Müzik gibi belli başlı sanat akımlarının çokluğu göz önünde bulundurulduğunda, solo klarnet repertuarının önemli eserlerinden biri olan Domaines, yazıldığı çağın iç içe geçen akım ve stillerinin bir yansıması olarak özünde birçok düşünce, üslup ve çeşitlilik barındırmaktadır. Fransız besteci Boulez'in, entellektüel kişiliği ve birçok sanat dalından yakın arkadaş çevresi ile etkileşimi de bestelerini önemli ölçüde şekillendirmiştir. Besteci Domaines'de, edebiyat, tiyatro, plastik sanatlardan belli eserlerden ve müzikte ortaya çıkan Rastlamsallık, Moment Form, Mikrotonal Müzik gibi akımlardan beslenmiştir. Teknik düzeyde ise eser, değişken dinamikler ve modern teknikler içermektedir. Bestecinin icracıya seçenekler sunarak kontollü bir rastlamsallıkla kurduğu yapı, aynı zamanda sayfaya belli düzende yerleştirilmiş parçalardan oluşmaktadır. İcracıya düşen görev sadece nota, ritim ve renklerle bir cümle oluşturmak değil aynı zamanda sayfada sunulan parçaların izlenecek yollarını seçip, aralarındaki süreklilik ve duraklamaları da özenle ayarlamaktır. Bütün bu açılardan eser komplike ve üzerinde düşünülmesi gereken bir yapıdadır. Bu çalışmada, eserin yazıldığı çağın müziğini şekillendiren olaylar toplumsal gelişmeler ve sanat dünyasındaki genel durumla birlikte ele alınmış, Boulez'in etkilendiği akımlar açıklanmıştır. Bestecinin hayatı ve esin kaynakları üzerinde durulmuş ve eserin icrasına yardımcı olmak amacıyla içindeki modern teknikler ile ilgili gerekli bilgiler verilerek, performansına yönelik öneriler sunulmuştur.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Türk halk müziği uzun havalarında bağlama ile icra edilen açışların göstergebilim bağlamında incelenmesi(2022) Özdemir, Erhan; Körükçüoğlu, Çetin; Müzik / MusicTürk halk müziği formlarından birisi olan uzun havalar, Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde karşımıza çıkmaktadır. Bu yaygınlığından dolayı yörelere göre oldukça çeşitlilik göstermekte ve ait olduğu yörenin müzikal karakterine uygun olarak kendine has ezgi yapılanmalarına sahiptir. Bu doğrultuda uzun havalar hem vokal icrada hem de çalgısal icrada, ait olduğu yörenin tavırsal ve üslupsal karakterini yansıtmaktadır. Tezimizin kapsamı uzun hava türlerinde 'doğaçlama' bir çalgısal icra biçimini yansıtan 'açış' olgusunu içermektedir. Uzun havaların genelinde karşımıza çıkan açış pratiğinin, her bir tür için kendi içerisinde ortak motifler göstermesi tezin temelini oluşturan önermedir. Bu önerme 'göstergebilim' kuramının 'gösteren+gösterilen= gösterge' denklemi üzerine bina edilmektedir. Her bir uzun hava türü için 'bağlama' ile icra edilen açışlarda ses örgüsü, icra teknikleri ve seyir özelliği gibi kriterlerde, ortaklığı sağlayan gösterenlerin ne olduğu, tezin en temel sorunsalını oluşturmaktadır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Frédéric Chopin'in si bemol minör sonatı ile Franz Liszt'in si minör sonatının stil ve virtüozite açısından karşılaştırılması(2022) Çevik, Elif Candaş; Feridunoğlu, Z. Lale; Müzik / MusicBu sanatta yeterlik tezinde, Frédéric Chopin ve Franz Liszt'in stil ve virtüozite açısından karşılaştırmasının detaylı bir şekilde araştırma ve incelemesi yapılmaktadır. Romantik dönemin bu en önemli iki bestecisinin hayatları ve sanatsal gelişimleri ele alınarak müziğe yaptıkları büyük katkıları incelenmiştir. Romantizmin tüm Avrupa'da egemen olduğu dönemde besteler yapmış ve her ikisi de çok iyi piyanist ve besteci olmalarına rağmen, aralarında stil (üslup) ve virtüozite (çalgıda ustalık) bakımından önemli farklar mevcuttur. Mevzu bahis bu farkları tespit etmeye yönelik olarak, belli başlı eserleri arasından en önemlileri olan Chopin'in Si bemol minör no. 2 ve Liszt'in Si minör sonatlarının müziksel analizleri yapılmıştır. Chopin; genel olarak piyano müziğine yoğunlaşmış tek besteci olarak orkestrasyonu daha arka planda bırakmıştır. Ayrıca kendisi modern piyano tekniğinin kurucusu olarak anılmanın ötesinde, şahsına has rubatosu olan ve süs notalarını ezgi ile bütünleştiren ilk besteci ve piyanisttir. Liszt ise; piyano virtüozlerinin en parlağı olarak, piyanoyu sanki tek başına bir orkestra imiş gibi ele alarak orkestranın tüm renklerini piyanoda arayan besteci olarak bilinmektedir. Bunun dışında, 'senfonik şiir' adını alan yeni bir türü orkestra müziğine kazandırmıştır. Daha da ileri giderek, orkestranın bulunmadığı yerlerde halka orkestra eserlerini tanıtmak için bu eserleri solo piyanoya uyarlamıştır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Johannes Brahms op.38 çello piyano sonatına piyanistik açıdan yorum önerisi(2022) Kazancıoğlu, Didem; Feridunoğlu, Zeynep Lale; Müzik / MusicJohannes Brahms Romantik Dönem'in en önemli bestecilerinden biridir. Çello piyano için yazılmış olan op.38 no'lu sonatı bestecinin baş yapıtlarından sayılır. Bu sonat, piyanonun da ön plana çıkarıldığı, Oda müziği geleneğine farklı bir bakış açısı getirmiş sonatları arasındadır. Araştırma için geniş bir literatür taraması yapılmıştır. Buna ek olarak, sonatın her bölümü müzikal olarak incelenmiştir. İncelemeler form açısından ve armonik açıdan yapılmış, nüanslar, tempolar belirtilmiş, her iki enstrümanın her bölüm içinde nasıl öne çıkarıldığına değinilmiştir. Bu belirlemelerin ışığında bestecinin piyanoyu çello kadar önemsediği, her iki enstrümanı eşit ağırlıklı düşünerek tasarladığı ve sonatı Barok, Klasik ve Romantik dönemlerin form ve armonik özellikleri göz önünde bulundurarak yazdığı sonucuna varılmıştır. Bu çalışmada piyanonun eşlik enstrüman olmanın dışında, solistik özellikler içeren yanlarına dikkat çekilmiştir. Bu tezde sonat analiz edildikten sonra bir piyanistin nasıl yorumlayacağına dair gerekli ve faydalı öneriler sunulmuştur. Yorum önerileri yapılırken; parmak numaraları, artikülasyon ve nüansların önemine değinilmiş, edisyonda yazan işaretlerin ne şekilde yorumlanması gerektiği belirtilirken, edisyonda yazmayan ancak pratikte kolaylık sağladığı gözlemlenen öneriler de eklenmiştir. Op. 38 no'lu Çello Piyano Sonatı'nın incelenmesine ek olarak, sonatın performans kaydı da tezle beraber sunulmuştur. Sonatı icra ederken pratikte piyanistlerin karşısına çıkan sorunları gidermek için çözümler üretilmiş, böylece önerilerden faydalanmak isteyen meslektaşlarım, performans kaydını da dinleyerek yapılan önerilerin icra esnasında nasıl sonuç verdiğini gözlemleyebileceklerdir.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Türk halk oyunlarının sahnelenmesinde tasarım ve uygulama aşamalarının özgün bir bilgisayar yazılımı desteği ile gerçekleştirilmesi(2021) Eravcı, Arda; Kurtişoğlu, BülentTürk halk kültürünün önemli ve yaşayan unsurlarından birisi olmasının yanında son yüz yıl içerisinde geçirdiği değişimler ile bir sahne sanatı kimliğini de edinen Türk halk oyunları, bu kimliği ile sahneleme tekniklerinin uygulandığı bir alan haline gelmiştir. Günümüzde teknolojinin geldiği düzey ve ortaya çıkardığı araçlar, diğer her alanda olduğu gibi sanat alanında da varlığını hissettirmektedir. Teknolojinin geliştirdiği araçlar insanoğlu için işleri kolaylaştırmanın yanı sıra zaman ve emek tasarrufu sağlanması hususlarında da etkili olmaktadırlar. Bu tez çalışması, bir sahne sanatı olarak ele alınan Türk halk oyunlarının sahnelenmesinde tasarım ve uygulama aşamalarının, tasarlanmış özgün bir yazılım desteği ile gerçekleştirilmesi hususu üzerine yazılmıştır. Bu bağlamda çalışma, Türk halk oyunlarının sahnelenmesinde işin asıl aktörleri olan sahne yönetmeni ve oyuncuların işlerini kolaylaştırma ve bunun yanında zaman ve emek tasarrufu sağlama hususlarında teknoloji unsurunun hangi seviyede etkili olabileceğinin bir denemesi olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi için öncelikle literatür taranarak ihtiyaç ve eksiklikler tespit edilmiştir. Sonraki aşamada bu eksiklikler ve ihtiyaçlar doğrultusunda özgün bir yazılım oluşturulmuştur. Son olarak ise bu yazılımın desteği ile örnek bir uygulama gerçekleştirilmiş ve bunun sonucu olarak elde edilen bulgular mevcut yöntemler ile karşılaştırılarak aktarılmıştır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Ses, ağız ve hançere teknikleri yönüyle Orta Anadolu abdallarından Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Çekiç Ali ve Neşet Ertaş'ın icra farklılıkları(2021) Şahin, Erdal; Murtezaoğlu, Serpil; Kınık, MehmetBu araştırma ile Orta Anadolu (Kırşehir-Kırıkkale) Abdallık geleneğinin en önemli temsilcilerinden olan Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Çekiç Ali ve Neşet Ertaş'ın örneklemlerini oluşturduğu ustaların eser icrasında seslerini kullanış şekillerinin, ağız ve hançere teknik farklılıklarının ve eser içerisinde yapmış oldukları makamsal geçkilerin detaylı çözümlenmesinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, ana hatlarıyla dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, araştırmanın kuramsal çerçevesine dair tarihsel, etnolojik ve kavramsal tespitlere yer verilmiş bunun yanında araştırmanın problem durumu, amacı ve sınırlılıkları ifade edilmiştir. Araştırmaya konu olan ustalar ele alınırken yaşları göz önünde bulundurulmuş; okudukları eserler uzun hava, kırık hava ve oyun havası sırasına göre analiz edilmiştir. Yapılan arşiv çalışması sonucunda, bu sanatçıların ortak icra etmiş oldukları türküler içerisinden örneklem fazlası en çok olan eserler tespit edilmiş ve çalışmada bu türküler incelenmiştir. İkinci bölüm, araştırmanın metodolojik kısmını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, daha sonra araştırma yapacak olanlara ışık tutması amacıyla araştırmamızın yöntemine yönelik bilgiler sistematik bir şekilde aktarılmıştır. Araştırmanın 3 ve 4. bölümlerinde sanatçıların müzikal geçmişleri, ses özellikleri, ağız hançere teknikleri ve ortak okumuş oldukları eserlerin icra farklılıkları incelenmiştir. Araştırmanın sonuç bölümünde ise, örneklemlerimizin ses ve icra özelliklerinin yanı sıra ağız ve hançere teknikleri ile ilgili önerilerde bulunulmuştur. Yapılan bu çalışma ile ulaşılmak istenen sonuç, Abdal müziğinin icra ve eğitimine dair farkındalığı arttırarak bu bağlamda örnek modellemeler sunmaktır.proficiency-in-art-theses.listelement.badge Soprano repertuvarından seçme eserlerin çalışılmasına yönelik ısıtma egzersizleri ve performans sonrası ses soğutma(2021) Narin, Simge; Kürkçüoğlu, Seta; Müzik / MusicVarolduğu ilk andan günümüze insanoğlu, diğer canlılara göre entelektüel olarak evrimleşmiş, dili bir iletişim aracı olarak kullanmayı öğrenmiştir. Şarkı söylemek, insan sesinin gelişiminin büyük bir parçası olmuş, bir iletişim aracı olarak duygu aktarımının en sanatsal yönlerinden biri sayılarak hayatlarımızın bir parçası olmuştur. Gösterdiği bu büyük gelişim ile şarkı söyleme eylemini de geliştiren insanoğlu, dini ritüellerden başlayan bu süreci Opera Sanatının yaratılmasına kadar sürdürmüş ve sesini geliştirerek eserleri icra edecek güce kavuşmayı başarmıştır. Opera icra etmek kesinlikle kolay bir eylem değildir. Büyük bir güç gerektirir. Bu gücü kontrol etmek de ayrıca uzun bir eğitim sürecini kapsamaktadır. Bir şan eğitmeninin öğrencisinin sesini olanakları doğrultusunda eğitmesi için elbette önce sesi oluşturan organların işlevlerini iyi bilmesi ve öğrencisine de kavratması gerekmektedir. Bu organların sağlıklı düzeyde yaşam boyu korunumunun sağlanması için gerekli olan tüm eylem ve alışkanlıkların kazandırılması ve bu davranışların rutin haline getirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada sesi oluşturan organlar ve bu organların sesin oluşumundaki fonksiyonel işlevleri sunulmuştur. Ayrıca ses eğitimine yeni başlamış soprano sesler konu edinilmiş ve bu seslerin belirli bir aşama kaydetmesi adına başlangıç seviyelerine yönelik seçilmiş eserler üzerinden teknik kazanımların sağlanması için hem sesi ısıtma hem de ses soğutma egzersizleri sunulmuştur. Sunulan ses egzersizleri, hem parçalara uygun olarak seçilmiş hem de tüm ses eğitimi öğrencilerinin faydalanabileceği egzersizlerden oluşturulmuştur. Ülkemizde son yıllarda önemi ortaya çıkan ve yeni yeni ses getirmeye başlayan performans sonrası ses soğutma egzersizlerinin gerekliliğine vurgu yapılarak, bilimsel çalışmalardan derlenmiş performans sonrası ses soğutma egzersizi önerilerinde bulunulmuştur. Bu çalışmada Türkçe kaynak sınırlılığı göz önüne alınarak geniş bir yabancı kaynak taramasına yer verilmiş, ses eğitimi alanına yönelik derlenmiş bir Türkçe kaynak sağlamak amaçlanmıştır.