Pekşen, Hasan Deniz
Loading...
Name Variants
Pekşen, H.
Pekşen, D.
Peksen, Deniz
H. D. Pekşen
H. Deniz Peksen
H. Deniz Pekşen
Pekşen Hasan Deniz
Pekşen, Deniz
H. D. Peksen
PEKSEN Hasan Deniz
H. D. PEKŞEN
Pekşen, Hasan
Hasan Deniz PEKŞEN
Hasan D. Peksen
Hasan D. Pekşen
Peksen Hasan Deniz
H. D. PEKSEN
PEKŞEN Hasan Deniz
Hasan Deniz, Pekşen
Hasan Deniz Pekşen
Hasan Deniz Peksen
Peksen, D.
Peksen, H.
Peksen, Hasan
Hasan Deniz PEKSEN
Pekşen, Hasan Deniz
Pekşen, D.
Peksen, Deniz
H. D. Pekşen
H. Deniz Peksen
H. Deniz Pekşen
Pekşen Hasan Deniz
Pekşen, Deniz
H. D. Peksen
PEKSEN Hasan Deniz
H. D. PEKŞEN
Pekşen, Hasan
Hasan Deniz PEKŞEN
Hasan D. Peksen
Hasan D. Pekşen
Peksen Hasan Deniz
H. D. PEKSEN
PEKŞEN Hasan Deniz
Hasan Deniz, Pekşen
Hasan Deniz Pekşen
Hasan Deniz Peksen
Peksen, D.
Peksen, H.
Peksen, Hasan
Hasan Deniz PEKSEN
Pekşen, Hasan Deniz
Job Title
Dr.Öğr.Üyesi
Email Address
hasan.peksen@okan.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output
4
Articles
4
Citation Count
2
Supervised Theses
0
4 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 4 of 4
Article Citation Count: 1NATO'nun Dönüşümünün Sınırları: Bir Uygulama Vakası Olarak Enerji Güvenliği(2016) Pekşen, Hasan Deniz; Uluslararası İlişkiler / International RelationsNATO, Soğuk Savaş dönemi şartlarında kurulmuş bir uluslararası örgüt olarak, kendisini ortaya çıkaran uluslararası konjonktürün değişmesiyle birlikte ortadan kalkmamıştır. Aksine, uluslararası güvenlik içindeki yerini korumasını sağlayan bir dönüşüm süreci geçirmiş ve böylece ortadan kalkmak yerine genişlemiştir. Enerji güvenliği alanı ise, 1973 krizi sonrasında uluslararası ilişkilerde kazandığı konuma Soğuk Savaş sonrası oluşan jeopolitik faktörleri de katarak, NATO üyesi ülkelerin ve özellikle de Avrupalı üyelerin güvenlikleri açısından yeni bir perspektif kazanmıştır. Bu doğrultuda, enerji güvenliği konusunun NATO'nun güvenlik konseptlerindeki yerinin ne olacağı meselesi örgütün tartışma konularından biri olmuştur. Çalışmada ilk olarak NATO'nun dönüşüm süreci ve bu sürecin NATO belgelerine nasıl yansıdığı incelenmiştir. Ardından enerji güvenliği olgusu ve bu olgunun NATO'yu nasıl etkilediği açıklanmıştır. Bu iki unsurun ışığında enerji güvenliğinin NATO'nun geleceğindeki yeri değerlendirilmiştir.Article Citation Count: 1Enerji ve Güvenlik Ekseninde Türkiye-Irak İlişkileri (1990-2018)(2018) Tolga Demiryol; Hasan Deniz Pekşen; Uluslararası İlişkiler / International RelationsBu çalışmada Türkiye-Irak ilişkilerinde enerji ve güvenlik unsurlarının rolütarihsel ve karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. İki ülke arasında son dönemdegüçlenen enerji merkezli karşılıklı bağımlılık olgusundan hareketle enerjideortaklaşan çıkarların siyasi ilişkiler üzerindeki etkisi sorgulanmıştır. Bu bağlamda,enerjinin siyasal etkisinin çözümlenmesinde aktörlerin iç politika dinamiklerinin,karşılıklı tehdit algılarının ve bölgesel jeopolitik değişkenlerin rolü incelenmiştir.Çalışmanın temel savı, Türkiye-Irak ilişkilerinde enerji unsurunun artangörünürlüğüne rağmen, enerji iş birliğinin ve projelerinin esasen siyasal vejeopolitik gerekliliklerce şekillenen güvenlik politikalarının yürütülmesinde biraraç ve kolaylaştırıcı rolü gördüğüdür.Article Citation Count: 1ASİMETRİK STRATEJİLERİN DÖNÜŞÜMÜNDE MEDYA KULLANIMI: ORTAK MANTIK, FARKLI YÖNTEMLER(2021) Hasan Deniz PEKŞEN; Uluslararası İlişkiler / International RelationsSilahlı çatışmaların geleneksel olmayan yöntemlere kaymasını içeren süreç hem güç kullanmanın yöntemini hem de politik amaçlara ulaşmanın yollarını da dönüştürmüştür. Daha önce savaşlarla alakalı bulunmayan konu ve alanların birer işleve sahip olmaya başladıkları gözlemlenmiştir. Bu alanlardan birisi olan medyanın politik amaçlara ulaşmadaki rolü giderek artmış ve asimetrik strateji uygulayan aktörlerin medyayı ele alış biçimini dönüşmüştür. Bu çalışmada söz konusu etkileşim ele alınmış ve medyanın asimetrik stratejiler içerisindeki işlevi sorgulanmıştır.Medyanın savaşın yalnızca aktarıcısı değil aynı zamanda bir kamuoyu yaratıcısı olma işlevinin belirmesi ile gerilla örgütleri medyada görünürlüğü artırıcı faaliyetler ve propagandanın duyulması faaliyetlerine ağırlık vermeye başlamışlardır. Bunu ise ‘savaşın sıradanlaşması’ takip etmiş ve bu çabalar eskisi kadar etki yaratamamaya başlamıştır. Buna tepki ise terörist örgütlerden gelmiş, savaşın sıradanlaşmasını önleyecek düzeyde vahşice şiddet yöntemleri ile faaliyetlerini yeniden medya gündemine sokmayı başarmışlardır. Buna paralel olarak yaygınlaşan sosyal medya ve bilgisayar oyunları ise günümüz silahlı mücadelelerine yeni bir boyut eklemiştir. Çalışma bu dönüşüm sürecini incelemekte ve farklı stratejilerin medya kullanımındaki benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymaktadır.Article Citation Count: 0YENİ ÇATIŞMALAR, YENİ ORYANTALİSTLER: ASKERİ TEORİSYENLER YİRMİ BİRİNCİ YÜZYILDA ORYANTALİZMİ NASIL YENİDEN ÜRETTİLER?(2024) Pekşen, Hasan Deniz; Uluslararası İlişkiler / International RelationsYirmi birinci yüzyılın çatışmalarını anlama çabaları, birçok geleneksel olmayan çalışmanın ortaya çıkmasını beraberinde getirmiştir. Bu çalışmaların birçoğu yeni çatışmaları “zayıfların” yöntemi olarak analiz ederken, diğerleri yirmi birinci yüzyıl çatışmalarını belirli “kültürlerin” yöntemi olarak analiz etmiştir. Bu çalışmada, yeni çatışmaların kültürel analizini kullanan birçok askeri teorisyenin aynı zamanda oryantalist söylemi yeniden ürettiği savunulmaktadır. Bu savdan hareketle, bu çalışma, söz konusu çalışmalarda kullanılan oryantalist söylemin klasik oryantalist söylemle süreklilik mi içerdiğini, yoksa yirmi birinci yüzyıla özgü yeni bir söylem mi oluşturduğunu sorgulamaktadır. Bunu yanıtlamak için öncelikle, Edward Said'in ve Patrick Porter’in eserlerinden yararlanılarak klasik oryantalizmin öncülleri ortaya konulmuştur. Ardından, karşılaştırma yapabilmek için, sömürgeci ve Avrupa merkezci bakış açılarının sürekliliği perspektifinden neo-oryantalizm tezleri incelmiştir. Son olarak, Ayaklanma Karşıtı Mücadele ve Dördüncü Nesil Savaş literatürlerinden seçilmiş metinler ve ifadeler analiz edilmiştir. Sonuç olarak, bu çalışmaların oryantalizmi yeniden ürettiği ve bir süreklilik olduğu sonucuna varılmıştır.