Yerleşim alanlarındaki farklılık analizi: Bingazi örneği

Abstract

Geleneksel evin benzersizliği ve karakteri, yüzyıllar boyunca süren sosyal değerler ve miras yoluyla avlu unsurundan ortaya çıkar. Son yıllarda konut yapılarına hakim olan modern mimari tarz, avlu kullanımının getirdiği estetik, işlevsel ve sosyal değerleri etkileyen geleneksel unsurların kullanımını ortadan kaldırmıştır. Modern konut, geçmişte zorunlu olan ve günümüzde de sürdürülebilirlik için ihtiyaç duyulan sosyal ve çevresel ihtiyaçları karşılamadaki etkinliğini kaybetmiştir. Mevcut araştırma, konut projeleri için sürdürülebilir kalkınmanın sosyal ve çevresel ihtiyaçlarına çözüm sağlamak için yerel ve İslami kültürden ortaya çıkan geleneksel unsurları kullanmanın fizibilitesini araştırıyor. Çalışmanın nihai hedefi, geleneksel evlerde avlu kavramını canlandırmak ve Libya'da ülkede sürdürülebilir kalkınmayı güçlendirebilecek bir konut konsepti elde etmek için çağdaş tasarımlarda kullanmaktır. Bu çalışma eski fikre geri dönüp onu olduğu gibi benimsemek anlamına gelmiyor. Çünkü bizim zamanımızdan başka bir zamanda, basit tekniklerle ve basit, yerel malzemelerle bulundu. Bunun üzerine eski düşünceden iyi olan her şeyi alıp zamanımıza uygun olarak mekana ait bir kimliğe sahip bir mimari oluşturmak için kullanabiliriz. Bu nedenle çalışma, geleneksel evlerde avlu kavramının incelenmesine ve çağın gereksinimlerine ayak uyduracak şekilde geliştirilebilen sürdürülebilir mimari elde etmek için nasıl kullanılabileceğine odaklanmaya çalışmıştır. Bu hedeflere ulaşmak için, bu çalışma iki aşamaya ayrıldı: İlk aşama, sürdürülebilirliği nasıl yorumladıklarıyla ilişkili avlulu evlere ek olarak, son olarak Libya'daki konut gelişiminin coğrafi ve tarihsel bağlamına odaklanmaktadır. İkinci aşama, geleneksel avlu ve çağdaş ev performansına ilişkin vaka çalışmasına ve ayrıca, geleneksel ve çağdaş evlerde yaşayan insanlara, kullanıcıların performanslarından memnuniyet derecesini algılamak için verilen ankete odaklanmaktadır. Çalışmanın sonuçları, sürdürülebilir çağdaş evlere ulaşmak için bir dizi yönerge formüle ederek, geleneksel stratejilerin çağdaş çevresel ve sosyal gereksinimleri ele alma üzerindeki etkisiyle ilişkili olan sürdürülebilir tasarıma yeni bakış açıları sağlar.

The unique and character of the traditional house emerge from the courtyard element through social values and heritage that lasted for centuries. The modern architectural style that dominated residential buildings over the past decades eliminated the use of traditional elements, which affected the aesthetic, functional, and social values that were brought by the use of the courtyard. Modern housing has lost its effectiveness in fulfilling the social and environmental needs that were imperative in the past and still needed nowadays to achieve sustainability. The current research investigates the feasibility of using traditional elements that emerge from the domestic and Islamic culture to provide solutions to the social and environmental needs of sustainable development for housing projects. The study has an ultimate goal of reviving the concept of courtyard in traditional houses and use it for contemporary designs in Libya for achieve a housing concept that can empower sustainable development in the country. This study does not mean that we go back to the old idea, and adopt it as it is, Because it was found in a time other than our time, and with simple techniques and simple, local materials. On it, we can take everything good from the old thought and employ it in line with our time to create an architecture that has an identity belonging to the place. Therefore, the study tried to focus on studying the concept of the courtyard in traditional houses and how it can be used to obtain sustainable architecture capable of development to keep pace with the requirements of the times. To achieve these goals, this study was divided into two stages: The first stage focuses on a Literature review of sustainability In addition to courtyard houses, which is associated with how they are interpreting sustainability, finally the geographical and historical context of housing development in Libya. The second stage focuses on case study on traditional courtyard and contemporary houses performance, in addition questionnaire that have given to people who living in traditional and contemporary houses for perceive the degree of satisfaction of occupants with their performance. The results of the study provide new insights into sustainable design, which is associated with the influence of traditional strategies on addressing contemporary environmental also social requirements, through formulating a set of guidelines to achieve sustainable contemporary houses.