Master Thesis / Master Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/2606
Browse
Recent Submissions
Master Thesis Bilgi Teknolojisinin Uluslararası İş Stratejisi Üzerindeki Etkisi. (Unilever Nijerya Örneği)(2023) Olowu, Adekunle Davıd; Unal, Halit TarganÇalışma, şirketlerin iş süreçlerini ve stratejilerini ve bilgi teknolojilerinin uluslararasılaşma sürecindeki rolünü incelemektedir. Bu çalışmanın birincil odak noktası, bilgi teknolojisinin Unilever Nijerya Plc'nin uluslararası iş stratejisi üzerindeki etkisini incelemektir. Şu anda şirketler, ürünlerinden hizmetlere kadar işyerinde bilgi teknolojisi üzerine inşa ediyor. Uluslararası bir iş stratejisi, dünyanın dört bir yanındaki işletmelerin uluslararası alanda genişlemek için üstlendikleri önemli bir yaklaşımdır. Çalışma, küresel ticarette önemli bir bileşen olduğu için teknoloji ve internetin küresel ticareti nasıl etkilediğine bakıyor.Master Thesis Acil Servise Başvuran Hastaların Akut Stres Düzeyleri ile Anksiyete Depresyon Belirtileri Arsındaki İlişkinin İncelenmesi(2023) Yavuz, Bircan; Alagöz, EceBu araştırma İstanbul'da bir eğitim araştırma hastanesinin acil servisine (AS) müracaat eden hastaların akut stres düzeyleri ile anksiyete depresyon belirtileri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı nitelikteki araştırmanın evrenini bir eğitim araştırma hastanesinin acil servisine müracaat eden hastalar oluşturdu. Örneklemini 20.03.2023-29.05.2023 tarihleri arasında acil servise başvuran araştırmaya katılmak isteyen, aynı zamanda dahil edilme şartlarını sağlayan 220 hasta yer aldı. Sosyo-demografik veri formu, akut stres belirti şiddeti düzeyi ölçeği ve hastane anksiyete depresyon ölçeği kullanılarak araştırma verileri elde edildi. Hastaların yaş ortalamasının 51,54±16,94 (yıl) olduğu, 77 kişinin (%35,0) ≥60 yaş grubunda olduğu belirlenmiştir. 129 kişinin (%58,6) erkek olduğu, 144 kişinin (%65,4) evli olduğu, 94 kişinin (%42,7) ilköğretim mezunu ve 117 kişinin (%53,2) gelirinin giderine eşit olduğu belirledi. Hastaların Akut Stres Belirti Şiddeti Ölçeği (ASBÖ) puan ortalaması 8,77±3,43 olduğu belirlendi. Hastaların 40 yaş altında olanların ve eğitim düzeyi lise olanların ASBÖ toplam puan ortalamaları diğer gruplara kıyasla daha yüksektir. Hastaların HADÖ anksiyete alt boyutu puan ortalaması 9,14± 3,33 olarak bulundu. Hastaların %36.8'sinin HADÖ-anksiyete alt boyut puanlarının sınırda olduğu, %49.1'inin HADÖ-depresyon alt boyutu puanlarının anormal olduğu bulundu. HADÖ depresyon alt boyutu puan ortalaması 11,07± 4,41 olarak bulundu. Hastaların ASBÖ ile HAD – Anksiyete ölçeği arasında pozitif bir ilişki gözlemlenmesine karşın istatistiksel olarak zayıf bir anlamlılık düzeyi belirlendi (r=0,290; p<0,001). ASBÖ ile HADÖ – Depresyon alt boyutu arasında negatif bir ilişki gözlemlenmesine karşın istatistiksel olarak zayıf bir anlamlılık düzeyi belirlendi (r=-0,364; p<0,001). Anahtar Kelimeler: Acil, Acil servis, Akut stres düzeyi, Anskiyete düzeyi, Depresyon düzeyiMaster Thesis Coğrafafi İşaretli Malkara Eski Kaşar Peynirinin Olgunlaştırma Süresinin Trakya Bölgesine Ait Kınalı Yapıncak Şarabıyla Uyumunun Duysal Analizle Tespiti(2024) Gök, İlkay; Gök, İlkay; Gastronomi ve Mutfak Sanatları / Gastronomy and Culinary ArtsŞarap, peynir uyumu yüzyıllar boyunca denenmiş olup her peynir için farklı şarap ya da her şarap için farklı peynir eşleştirmeleri gerçekleştirilmektedir. Bunun için peynirin duyusal özellikleri, peynirin olgunlaşma süresi, şarabın rekoltesi, şarabın üzüm cinsi gibi pek çok farklı faktör ele alınmaktadır. Bu çalışmada Tekirdağ'ın ilçesi olan Malkara'ya özgü ve tescillenmiş olan Malkara eski kaşar peynirinin olgunlaşma sürelerine göre yine aynı bölgeye ait olan Tekirdağ'ın ilçesi Şarköy'ün mahallesi olan Mürefte'ye kadar uzanan üzüm bağlarında yetişen bölgeye has Yapıncak cinsi üzümden elde edilen şarap uyumu ele alınmıştır. Peynirin olgunlaşma seviyesinin şarabın parametrelerini nasıl etkilediği belirlediğini amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda 25 panelist üzerinde duyusal analiz gerçekleştirilmiş olup duyusal test sonuçları SPSS 25.0 programı ile analiz edilmiştir. Duyusal testte lezzet ve genel değerlendirme boyutları güvenilirlik ve iç tutarlılık ölçümlemesi için Cronbach's alpha katsayısı kullanılmıştır. Toplam puan, lezzet ve genel değerlendirme boyutları puanlarının bekletilme sürelerine göre karşılaştırmasında puan ortalamalarının normal dağılıma uygun olduğu anlaşıldığından, One Way ANOVA (Tek Yönlü Varyans analizi) testi uygulanmıştır. Yapılan bulgulara göre genel olarak şaraplar için peynirlerin bekletilme sürelerine göre farklılık bulunan boyutlarda farklılığın kaynağı çoklu karşılaştırma testlerinden Duncan ve LSD testi ile incelenmiştir. Alt boyut ortalama puanları ve total puanlar bekletilme sürelerine göre 3 turun ortalamaları alınarak radar grafikle görselleştirilme sağlanmıştır. Bu tez çalışmasında kınalı yapıncak şarabının coğrafi işaretli Malkara kaşar peynirinler arasından olgunlaşma süresi en uzun olan (9 ay) eşleştirilmesi yapılan duyusal analiz sonucunda şarabın parametreleri en iyi şekilde ortaya çıkaran olgunlaşma süresinin 9 ay olduğu saptanmıştır.Master Thesis Eğitim Danışmanlık Firmaları Ajanslarının Dijital Pazarlama Tekniklerinin Türkiye'de Öğrenim Gören Yabancıların Üniversite Tercihlerine Etkisi(2023) Palacı, Havva; Palacı, Havva; Tıbbi Görüntüleme Teknikleri / Medical Imaging TechniquesDijital pazarlama, pazarlama ürünlerinde dijital kanalların kullanılmasını gerektirmektedir. Yıllar geçtikçe, farklı kişi ve kuruluşlar ürünlerini müşterilerine ulaştırmak ve potansiyel müşterilerine ürün farkındalığı kazandırmak için internet ve diğer dijital araçların kullanımından yararlanmaya başlamışlardır. Dijital pazarlama eğitim sektöründe hükümetler, akademik kurumlar, eğitim danışmanları, öğretmenler, eğitmenler ile öğrenciler tarafından büyük ölçüde kullanılmaktadır. Bu çalışma, eğitim danışmanlığı şirketlerinin/ajanslarının dijital pazarlama tekniklerinin Türkiye'de öğrenim gören yabancıların üniversite tercihlerine etkisini eleştirel bir bakış açısıyla ele almaktadır. Yapılacak çalışma web siteleri, sosyal medya, e-posta ve cep telefonu pazarlaması gibi farklı dijital pazarlama tekniklerinin öğrencilerin seçimlerini ve eğitim almayı seçtikleri yeri nasıl etkilediğini anlamak için yapılmıştır. Araştırma aynı zamanda eğitim kurumlarının faaliyetleri arasındaki ilişkiye ve bu ilişkinin Türkiye'de eğitim almayı ümit eden yabancı öğrencilerin tercihini nasıl etkilediğine de ışık tutmaktadır. Çalışma için farklı çalışma alanlarını detaylandıran çevrimiçi bir anket oluşturuldu ve yaklaşık 450 katılımcıya gönderildi. Katılımcıların yanıtları Sosyal Bilimler İstatistik Paketi (SPSS) kullanılarak toplanıp analiz edildi ve aşağıdaki testler uygulandı; yüzdelik dağılım, güvenilirlik testi, geçerlilik testi, basit ve çoklu doğrusal regresyonlar, ANOVA, T-testi ve F-testi.Master Thesis Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığında Enstrüman Destekli Yumuşak Doku Mobilizasyonun Solunum Fonksiyonları Üzerine Etkisi(2024) Atıcı, Emine; Atıcı, Emine; Fizyoterapi ve Rehabilitasyon / Physiotherapy and RehabilitationBu çalışmanın temel hedefi Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı (KOAH) tanısı almış bireylerde alt ekstremiteye uygulanan enstrüman destekli yumuşak doku mobilizasyonun (EDYDM) solunum fonksiyonuna etkisini araştırmaktır. Çalışma 44 gönüllü birey üzerinde gerçekleştirildi. Hastalar randomize olarak tedavi grubu (n=22) ve kontrol grubu (n=22) olarak iki ayrı grupta yer aldı. Bireylerin göğüs kafesi mobilitesi (göğüs çevre ölçümleri), hamstring kas mobilitesi (popliteal açı testi), posterior zincir kaslarının mobilitesi (parmak-yer mesafesi testi), solunum fonksiyonları (spirometre) ve egzersiz kapasitesi (6 dakika yürüme testi (6DYT)) değerlendirildi. Her iki gruba da solunum egzersizleri öğretildi ve 4 hafta süreyle hastalar tarafından uygulandı. Tedavi grubundaki bireylere ayrıca 4 hafta boyunca haftada 1 seans EDYDM uygulandı. Grup içi karşılaştırmada tedavi grubunda axillar ve xiphoid seviyede göğüs kafesi mobilitesinde, posterior zincir kasların mobilitesinde, FEV1, FEV1/ FVC, FEF25-75, %FEV1, %FVC, %FEF25-75 değerlerinde, 6DYT anlamlı fark bulundu (p<0,05). Kontrol grubundaysa %FVC değerinde ve 6DYT anlamlı fark gözlendi (p<0,05). Gruplar arası karşılaştırmada ise axillar ile xiphoid seviyesinde inspirasyon, ekspirasyon, göğüs kafesi mobilitelerinde, posterior zincir kas mobilitesinde, FEV1, FEV1/FVC, FEF25-75, %FEV25-75tedavi edilen grubun, diğer gruptan istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha iyi sonuçlar elde ettiği saptandı (p<0,05). Çalışmanın elde ettiği sonuçlar; EDYDM'nin göğüs kafesi mobilitesi, posterior zincir kaslarının mobilitesi, solunum fonksiyonlarını ve egzersiz kapasitesini artırmada etkili bir yöntem olduğunu gösterdi.Master Thesis Tv Dizilerinde Devam Eden Yeşilçam Melodramlarındaki Süreklilikler ve Farklar: Bir Başkadır Dizisi Örneği(2024) Kılıç Adilçe, Bahar; Adilçe, Bahar Kılıç; Sinema Televizyon / Cinema and TelevisionBu araştırmanın amacı Yeşilçam'daki melodramların çağdaş dönemdeki eserlerin tekrar ve farklarını 'Bir Başkadır' dizi örneğinde incelemektir. Melodramın bir tür olarak tarihsel çerçevesi incelendiğinde, köklerinin Antik Yunana kadar dayandığı gözlemlenmiştir. Günümüze kadar geçen zaman içinde hem tiyatrolarda hem de öykü gibi metinlerde kullanılan melodramlar televizyon ve sinemanın ortaya çıkmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu bağlamda Yeşilçam melodramlarının en belirgin özelliklerini, karakterlerin ve anlatı yapısının kalıplar içinde verilmesi oluşturmaktadır. Anlatımın kalıplar içinde verilmesinde klasik ayrımların öne çıktığı tespit edilmiştir. Bu ayrımların başında ise zengin-fakir, kentli-köylü, seküler-muhafazakâr, kadın-erkek gibi ayrımlar gelmektedir. Yeşilçam melodramının, bu tür kalıpsal ayrımlara gitmesi literatürde melodramın zaman zaman değersiz görülmesine neden olmuştur. Nitekim bu kalıplar melodram türünün gerçeklikten uzaklaşması bağlamında değerlendirilmiştir. Bununla birlikte melodramın kitlelere yönelik olması da bir diğer eleştiri noktası olarak öne çıkmaktadır. 'Bir Başkadır' dizisi Yeşilçam'ın melodramatik kodları bakımından incelendiğinde, melodramlarda görülen birçok temel ayrımın bu dizide de tekrar ettiği belirlenmiş; hatta zengin-fakir, köylü-kentli gibi temel ayrımların dizide öne çıktığı görülmüştür. Bu kodlara eklemlenen başka kodlar da yer almıştır. Kadın, cinsellik gibi temalar da bu kodlar üzerinden tekrar etmiştir. Nitekim cinsellik zengin sınıf çerçevesinde betimlenmiştir. Ancak dizideki karakterler bu şekilde ayrımlaşmış olsa da varoluşsal olarak derinlemesine bir şekilde incelenmiştir. Bu şekilde ise, incelemenin ve anlatımın melodramatik kodlardan farklılığı görülmektedir.Master Thesis Farklı Kahvaltı Tüketiminin Üniversite Öğrencilerinin Bilişsel Performansları Üzerine Etkisinin İncelenmesi(2024) Seylam Küşümler, Aylin; Küşümler, Aylin Seylam; Beslenme ve Diyetetik / Nutrition and DieteticsBilişsel performans, bireyin zihinsel süreçlerinin etkinliğini ve başarı düzeyini yansıtan önemli bir kavramdır. Zihinsel süreçler arasında düşünme, dikkat, hafıza, dil, problem çözme, öğrenme ve karar verme gibi çeşitli zihinsel aktiviteler yer alır. Yapılan araştırmalar, kahvaltının bilişsel fonksiyonlar, özellikle hatırlama performansı üzerindeki olumlu etkilerini vurgulamaktadır. Araştırma, İstanbul Okan Üniversitesi'nde öğrenim gören 18-25 yaş arası üniversite öğrencilerinin kahvaltı tüketiminin üniversite öğrencilerinin bilişsel performansı üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmaya katılan 78 öğrenci, bilişsel açıdan sağlıklı olup, son üç ay içinde ciddi bir sağlık problemi yaşamamış bireylerden oluşmaktadır. Katılımcılar; kahvaltı yapmayanlar, sağlıksız kahvaltı yapanlar ve sağlıklı kahvaltı yapanlar olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Veriler, demografik ve sağlık bilgilerini içeren anket, Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği, Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi ve besin tüketim kaydı uygulanarak toplanmıştır. Deney günü, katılımcıların en az 12 saat açlık sonrası antropometrik ölçümleri alınmış ve Stroop Testi T-BAG Formu uygulanmıştır. Kahvaltı yapmayan grup aç kalmış, sağlıksız kahvaltı yapan grup poğaça, sağlıklı kahvaltı yapan grup ise standart bir kahvaltı tabağı tüketmiştir. Kahvaltı sonrası iki saat sonra tekrar Stroop Testi uygulanmıştır. Stroop testi kartlarında ön test kart süresi ortalaması gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark göstermemiştir (p>0,05). Kart 1'de son testte sağlıklı grup kart süresi ortalaması diğer gruplardan istatistiksel olarak düşük bulunmuştur (p<0,05). Stroop Testi Kart 1 sonuçlarına göre sağlıklı kahvaltı grubu, ön testte 1055 ± 218 ms ve son testte 900 ± 163 ms performans sergilemiştir. Bu grup, diğer gruplara kıyasla daha hızlı yanıt vermiştir (F=3,834, p=0,026). Sağlıksız gruptaki düşüş diğer gruplardan istatistiksel olarak yüksek çıkmıştır (F=3,037 p=0,049). Diğer kartlarda istatistiksel olarak önemli bir fark çıkmamış, ön test ve son test değerlendirmesinde genel olarak son testteki süreler daha kısa bulunmuştur. Bilişsel performansı etkileyen bir parametre olan fiziksel aktivite ölçeğinde gruplar arasında istatistiksel olarak önemli bir fark çıkmamıştır. Bu sonuç, çalışmanın sonuçlarını etkileyebilecek fiziksel aktivite parametresinin çalışmada önemli olmadığını göstermektedir. Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği analizinde ise genel olarak kahvaltı yapmayan grubun Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği puanları kahvaltı yapan gruplardan daha düşük hesaplanmış olup (p<0,05), kahvaltı yapan grupların ölçek puanları arasındaki fark önemsiz bulunmuştur. Besin tüketimleri arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Sadece kahvaltı yapmayan grubun karbonhidrat tüketimi diğer gruplardan yüksek bulunmuştur (p<0,05). Araştırmanın bulguları, kahvaltının günlük enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynadığını ve bilişsel fonksiyonlar üzerinde olumlu etkileri bulunduğunu göstermektedir. Ancak, kahvaltının bilişsel performans üzerindeki etkilerinin daha geniş katılımcı gruplarında detaylı olarak incelenmesi, elde edilen bulguların daha kapsamlı ve güvenilir olmasını sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Bilişsel Performans, Kahvaltı Tüketimi, Üniversite Öğrencileri, Stroop Testi, Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği, Sağlıklı Beslenme.Master Thesis Gıda İsrafı Önleme Motivasyonu Ölçeği'nin Türkçe Versiyonu: Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması(2024) Seylam Küşümler, Aylin; Küşümler, Aylin Seylam; Beslenme ve Diyetetik / Nutrition and DieteticsMetodolojik olan bu çalışma, gıda israfını önleme motivasyonu ölçeğinin Türkçeye uyarlanması, geçerlilik ve güvenilirliğini ölçmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın öncelikli hedefi, gıda israfı konusunda bilinç düzeyini değerlendirmek ve gıda israfını azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmek için geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı oluşturmaktır. Bu kapsamda, 300 kişilik bir örneklemle, İstanbul'da yaşayan ev hanımları ve iş kadınları arasında anket uygulanmış ve elde edilen veriler istatistiksel analizlerle değerlendirilmiştir. Ölçek, toplamda 4 alt başlık (Çevresel motivasyon, Moral motivasyonu, Finansal motivasyon, Sosyal motivasyon) ve 21 maddeden oluşmaktadır. Türkçe geçerlik güvenilirlik çalışmasında, alt ölçek boyutlarında karşılaştırıldığında; ölçek toplam skoru ile çevre alt ölçeği arasında 0,79 katsayılık anlamlı düzeyde pozitif yönde güçlü korelasyon bulunmuştur (r:0,79; p:<0,001). Ölçeğin genel Cronbach's alfa değeri 0,971 olup; alt ölçeklere bakıldığında Çevre için 0,982, Moral için 0,958, Finans için 0,981, Sosyal için Cronbach's alfa değeri 0,976 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca her maddenin düzeltilmiş madde toplam puan korelasyon katsayısı 0,5'in üzerinde olup, genel kabul gören 0,4'ün üzerinde bulunmuştur. Farklı gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmamış olması ölçeğin gruplar arasında güvenilir bir şekilde karşılaştırılabileceğini göstermektedir. Sonuçlar, kullanılan ölçeğin tüm gruplarda yüksek güvenilirliğe sahip olduğunu, uyum indekslerinin ve faktör tahmin güç değerlerinin bu güvenilirliği desteklediğini göstermektedir. Çalışmanın sonuçları gıda israfıyla ilgili olarak ev hanımları ve iş kadınları arasında benzer davranış kalıpları olduğunu ortaya koymaktadır. Ev kadınları ve iş kadınları arasında alışveriş yaparken bir gıda ürününün son kullanma tarihinin etiket için belirleyici faktörler arasında yer alması konusunda anlamlı farklılık saptanmıştır (p:0,036). İş kadınlarının gıda alışverişi sırasında daha az disiplinli olduğu ve son kullanma tarihine daha az dikkat ettiği tespit edilmiştir. Bu bulgular, gıda israfının azaltılması için eğitim ve bilinçlendirme programlarının önemini vurgulamaktadır. Sonuçlar, bu ölçeğin gıda israfı konusundaki bilgi düzeyleri, sağlık etkileri farkındalığı ve davranışını değerlendirmek için geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğunu göstermektedir. Bu ölçeğin kullanımı, sadece gıda israfının azaltılmasına değil, aynı zamanda kaynakların daha verimli kullanılmasına ve sürdürülebilir bir gıda sistemine doğru adımlar atılmasına yardımcı olabilir. Anahtar Kelimeler: Çevresel motivasyon, Moral motivasyonu, Finansal motivasyon, Sosyal motivasyon, Gıda israfıMaster Thesis Üstün Yetenekli Çocuğa Sahip Olan ve Olmayan Annelerin Nesne İlişkilerinin, Narsisizm Özelliklerine ve Kaygı Düzeylerine Etkisi(2024) Bahayi, Kader; Bahayi, Kader; Psikoloji / PshchologyBu araştırmanın temel amacı, üstün yetenekli çocuk sahibi olan ve olmayan annelerin nesne ilişkilerinin, narsisizm özellikleri ve kaygı düzeyleri üzerindeki etkilerini incelemektir. Çalışmanın örneklemi, Sultangazi ilçesindeki Sultangazi Belediyesi Bilim Merkezi ve Kâşif Çocuk projelerinde eğitim gören üstün yetenekli ve üstün yetenekli olmayan öğrencilerin annelerinden oluşmaktadır. Araştırmaya toplamda 324 anne katılmıştır. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Bell Nesne İlişkileri Ölçeği, 5 Faktör Narsisizm Ölçeği ve Beck Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Veriler, SPSS 25.0 paket programı aracılığıyla analiz edilmiş ve verilerin normal dağılım gösterdiği görülmüştür. Bu bağlamda, verilerin analizinde parametrik testler olan bağımsız örneklem t-testi, hiyerarşik regresyon analizi ve Pearson korelasyon analizi yöntemleri kullanılmıştır. Çalışma bulgularına göre, üstün yetenekli çocuğa sahip olan ve olmayan annelerin nesne ilişkileri ölçek puanları ile narsisizm ve kaygı ölçek puanları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Üstün yetenekli çocuğa sahip olmayan annelerin egosantrizm puanlarının, üstün yetenekli çocuğa sahip annelere göre anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca, katılımcıların eğitim düzeylerine göre liderlik-otorite alt boyutunda anlamlı bir farklılık gözlemlenmiştir; üstün yetenekli çocuğa sahip annelerin liderlik-otorite alt puanları, sahip olmayan annelere kıyasla daha yüksektir. Diğer alt boyutlar arasında ise anlamlı bir fark bulunmamıştır. Çalışmanın analiz sonuçlarına göre, üstün yetenekli çocuğa sahip annelerin anksiyete puanlarının nesne ilişkileri puanları tarafından yordadığı görülmüştür. Özellikle, nesne ilişkileri ve gerçeği değerlendirme boyutlarında güvensiz bağlanma ve gerçekliğin bozulması puanları, anksiyete düzeylerini pozitif yönlü ve anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Ayrıca, nesne ilişkilerinin güvensiz bağlanma alt ölçeği ile narsisizmin alt boyutlarından kırılgan narsisizm puanlarının üstün yetenekli çocuğa sahip annelerin kaygı düzeylerini pozitif yönde ve anlamlı bir şekilde etkilediği bulunmuştur. Ancak, üstün yetenekli çocuğa sahip olan ve olmayan annelerin kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Çalışmanın sonuçları, hem üstün yetenekli çocuğa sahip anneler hem de olmayan anneler arasında nesne ilişkileri ve gerçeği değerlendirme ölçeğinin güvensiz bağlanma alt boyutu ile narsisizmin hayranlık ihtiyacı alt boyutu arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular, literatür ışığında kavramsal ve kuramsal çerçevede tartışılmış, araştırmanın sınırlılıklarına ve gelecek çalışmalara faydalı olabilmesi için önerilere yer verilmiştir.Master Thesis İnsülin Direnci Tanısı Almış Yetişkin Kadınlarda Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi(2024) Seylam Küşümler, Aylin; Küşümler, Aylin Seylam; Beslenme ve Diyetetik / Nutrition and DieteticsÇeşitli kronik metabolik hastalıklara zemin hazırlayan obezite özellikle insülin direnci için risk faktörü olarak bilinmektedir ve prevelansının hem dünyada hem de ülkemizde giderek arttığı görülmektedir. Bu çalışma özel bir sağlık kuruluşuna başvuran en az altı ay önce doktor tarafından konulmuş insülin direnci tanısı bulunan ve çeşitli seviyelerde obez olan 18-65 yaş aralığındaki 71 kadın bireyin tıbbi beslenme tedavisi uygulanmadan önce ve uygulanmaya başlandıktan bir ay sonra beslenme durumunun değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Katılımcılara sosyodemografik bilgiler, sağlık ve beslenme bilgileri, antropometrik ölçümler, besin tüketim sıklıkları, mevcut beslenme bilgilerini ölçen Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği (SBİTÖ) ve Üç Faktörlü Beslenme Anketi (TFEQ-18) uygulanmıştır. Beslenme durumlarını değerlendirmek için hasta dosyalarından biyokimyasal bulgulardan yararlanılmış ve tıbbi beslenme tedavisi öncesi üç günlük besin tüketim kayıtları incelenmiştir. Katılımcıların BKİ ortalaması 35,23±4,62 kg/m2'dir (p<0,05). Katılımcıların tıbbi beslenme tedavisi almadan önceki alışkanlıkları incelendiğinde insülin direnci tanısına uygun beslenmedikleri, kan glukozu regülasyonu için önerilen dengeli ve düzenli beslenme protokolüne uymadıkları ve sedanter bir yaşam tarzı benimsedikleri görülmüştür. Özellikle porsiyon kontrolüne dikkat etmemeleri ve besin örüntüsünde herhangi bir kısıtlama yapmamalarının sonucu olarak tüm katılımcılarda çeşitli seviyelerde obezite olduğu saptanmıştır. Besin seçimlerine bakıldığında basit karbonhidrat ve yağ oranı yüksek bir beslenme modeli benimsedikleri görülmüştür. Katılımcıların TBT öncesindeki SBİTÖ puan ortalaması 41,94 iken TBT sonrasında 91,21 olduğu ve TBT öncesinde sağlıklı beslenme konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıkları tespit edilmiştir (p<0,05). Katılımcıların günlük diyetle aldıkları enerji, karbonhidrat, yağ, protein, kolesterol ve birçok vitamin ve mineralin önerilenden yüksek olması kontrolsüz yeme, dengesiz ve düzensiz beslenme örüntüsü ile ilişkilendirilmiştir. TFEQ-18 ölçeğine göre ise TBT öncesinde kontrolsüz yeme, duygusal yeme, bilişsel kısıtlama, açlığa duyarlılık puanları sırasıyla 14.61, 8.97, 10.58, 11.25, iken TBT sonrasında sırasıyla 8.69, 6.13, 20.45, 6.65, olduğu tespit edilmiş özellikle TBT öncesi bilişsel kısıtlama puanları TBT sonrasına göre düşük bulunmuştur (p<0,05). TBT öncesi dönemde Kötü Beslenme Alışkanlığı alt boyutu ile HOMA-IR değeri arasında hesaplanan -0,245 korelasyon katsayısı ile istatistiksel olarak anlamlı, düşük düzeyli ve negatif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Bireylerin beslenme konusunda bilgi düzeylerinin artırılmasının TBT sonrası SBİTÖ ve TFEQ-18 bilişsel kısıtlama alt boyutu puan artışıyla ölçek puanlarına yansıdığı görülmektedir. Her iki ölçek sonuçları katılımcıların TBT müdahelesi öncesinde bilgi düzeylerinin yetersiz olduğunu ve IR tanısına uygun beslenmediklerini göstermektedir. Bir aylık TBT ve görüşmelerde yapılan bilgilendirmelerle beslenme bilgi düzeyinde artış, vücut ağırlığında ve bel çevresi uzunluğunda azalma görülmüştür. Sonuç olarak IR'nin tedavisinde TBT'nin hem ağırlık kontrolünde hem de kan glukozu regülasyonu için gerekliliği doğrulanmaktadır.Master Thesis Irak ticari bankalarında iç denetim etkinliği faktörleri(2023) Calayoğlu, İlker; Calayoğlu, İlker; Muhasebe ve Denetim / Accounting and AuditingModern ekonomide denetimin rolü, firma mülkiyeti ve idaresi daha parçalı hale geldikçe büyümüş ve temsilciler ile idareciler arasında potansiyel çıkar çatışmaları yaratmıştır. Kurumsal yönetim sistemlerini yönetmek ve teşvik etmek için en yararlı araçlardan biri, disiplinli kurumsal yönetimin büyümesidir. Bir kuruluşun yönetim kurulu ve denetim komitesi, şirketin mali tablolarının güvenilirliğini artırmak için iç denetim görevlerini yürüterek, iç değerlendirmeyi herhangi bir sağlam kurumsal yönetim sisteminin önemli bir parçası haline getirir. Yirminci yüzyılın sonlarında başlayan organizasyonel krizler, iç denetime olan talebi artırdı. Analizin temel amacı, ticari bankaların iç denetiminin etkinliğini değerlendiren değişkenleri tanımlamaktır. Sonuç olarak, (P<0.05) istatistiksel anlamlılık düzeyinde, yönetim yardımının Irak ticari bankalarında iç denetimin etkinliği üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle, yönetim desteğinin seviyesi, iç denetimin katma değer rolünü yerine getirme, departman performansını artırma ve iş sonuçlarını artırma becerisi üzerinde önemli ve istatistiksel olarak ilgili bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, Irak ticari bankalarındaki iç denetim, yönetim desteğinden etkilenir. Anahtar Kelimeler: İç Denetim, İç Denetim Faktörleri, İç Denetim Etkinliği.Master Thesis Bölgesel ve sürdürülebilir lojistik kavramı: Baden-Württemberg (Almanya) kırsal alan lojistiği üzerine bir inceleme(2023) Ogunsemoyın, Adegboyega Bamıdele; Uzpeder, İbrahimBölgesel ve sürdürülebilir lojistik kavramı, ulaştırma endüstrisinin karşı karşıya olduğu artan çevresel ve sosyal zorluklar bağlamında giderek artan öneme sahiptir. Bu araştırma, özellikle sürdürülebilir ve verimli yük taşımacılığına odaklanarak Almanya'nın Baden-Württemberg eyaletindeki kırsal alan lojistiğini incelemeyi amaçlamaktadır. Literatür taraması, vaka çalışmaları ve ampirik analizin bir kombinasyonu yoluyla bu çalışma, Baden-Württemberg'de kırsal alan lojistiğini iyileştirmeye yönelik temel zorlukları ve fırsatları belirlemektedir. Bu çalışmanın sonuçları, Yapay zeka gibi Endüstri 4.0 teknolojilerinin kullanılmasının lojistik operasyonların etkinliğini ve sürdürülebilirliğini büyük ölçüde artırabileceği çalışmanın sonuçları arasında yer almaktadır. Ayrıca kırsal alanlarda yük taşımacılığının sürdürülebilirliğini iyileştirmek için temel stratejiler olarak taşıma türlerinde değişim, işbirliği ve ortaklıklar, düzenleyici reform ve sürdürülebilirlik raporlaması araştırma bulgularıyla tespit edilmiştir. Bu araştırma, kırsal alanda sürdürülebilir lojistiğin karmaşıklığının ve fırsatlarının daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunur; kamu kesimi politika yapıcılarına, lojistik şirketlerine ve diğer paydaşlara daha sürdürülebilir ve verimli yük taşımacılığı teşvik etmek amaçlı kıymetli içgörüler sağlar.Master Thesis Türk orkestra tarihinde sanat yoluyla eğitim ve öğretim modeline bir örneklem 'Şile Üflemeli Çalgılar Gençlik Orkestrası'(2023) Yüksel, Şükran Rahşan; Otacıoğlu, Sena GürşenEğitimde temel kavramların üzerinde durarak başlamış olduğumuz araştırmamız; sanat eğitimi ve öğrenme ilişkisini içeren bir takım teorilere, ekollere ve ülkemizde uygulanmış, uygulanmakta olan sanat eğitimlerine değinmektedir. Ayrıca araştırmamız; sanat yoluyla eğitim ve öğretim modeline, Türk orkestra tarihinde bir örneklem oluşturduğunu düşündüğümüz Şile Üflemeli Çalgılar Gençlik Orkestrasını temel alarak ilerlemiştir. Öncelikle bir toplumun sosyolojik yapısını 30 yıllık bir sanat eğitimi serüveni ile nasıl değiştirilebileceğini, bireyin 9 yaşında başladığı, genelinde müzik eğitimi özelinde ise çalgı eğitiminin 25 – 30 yıllık bir gelişim sürecini takiben hangi kazanımları elde etiğini görmüş olacağız. Aynı zamanda bireysel çalgı eğitimi sürecinin de gurup çalışması niteliğinde, birlikte uyumlu bir şekilde müzik yapabilme kazanımına dönüştürülmesi örneği ile ülkemizdeki sanat eğitim sistemimizi ve yöntemlerimizi tekrar gözden geçirme imkânı sunulmuş olacaktır. Araştırmada yer alan bazı veriler, görüşme tekniği kullanarak elde edilmiş, arşivlerden yararlanılarak konuya detaylı ışık tutmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda ileride yapılacak olan çalışmalara fayda sağlayacağı düşünülen önerilere de yer verilmiştir.Master Thesis Devlet okullarında eğitim alan ortaöğretim öğrencilerinin müzik dinleme alışkanlığıyla müzik algı düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi(2024) Çobanoğlu, Özgül; Gerek, ZinnurMüzik, insan hayatının her alanında kendini fark ettiren bir kavramdır. Özellikle gençler arasında duyguların ifadesindeki fonksiyonunun yanı sıra, iletişim aracı olarak da önemli bir işlevsel özelliğe sahiptir. Bu araştırma, Gaziantep ili Şehitkamil ve Şahinbey ilçelerindeki devlet okullarının 9. 10 ve 11. sınıflarında eğitim alan öğrencilerinin müzik dinleme alışkanlıklarını ve ayrıca müzik algı düzeyleriyle yaş, cinsiyet, okul, sınıf ve sosyal çevre değişkenleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada katılımcılara ait demografik bilgileri elde edebilmek için araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu, müzik ve sanata yönelik ilgilerini, müzik eğitimi açısından durumlarını ve dinlenen müzik türlerine göre dağılımlarını belirlemek amacıyla 26 sorudan oluşan müzik dinleme alışkanlığı anketi ve müzik algı düzeylerini belirlemek için Anadolu Üniversitesinin geliştirdiği Müzik Algı Testi kullanılmıştır. Elde edilen verilerin istatistiki analizi SPSS 22.0 programı yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; katılımcıların müziğe karşı ilgilerinin üst düzeyde olduğu, bu ilgiyi ve iletişimi televizyondan ziyade sosyal medya aracılığıyla oluşturdukları, yaygın ya da yöresel müzikten ziyade, popüler ve arabesk müziğe daha çok ilgi duydukları, çalgı çalmaya yönelik istekleri olmasına rağmen, büyük çoğunluğun müzik dersini gereksiz bulduğu ve özengen müzik eğitiminden de mahrum oldukları görülmüştür. Müzik algı test puanlarının ortalaması 41,44 ± 7,27 olarak tespit edilmiş olup katılımcıların müzik algı düzeylerinin orta seviyenin biraz üzerinde olduğu görülmüştür. Müzik algı durumlarıyla cinsiyet ve sosyal çevre değişkeni arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı, okul ve sınıf değişkenleri arasında ise anlamlı farklılıkların olduğu tespit edilmiştir.Master Thesis Gebelerde fiziksel aktivite düzeyinin inkontinans ve yaşam kalitesine etkisinin incelenmesı(2022) Kaya, Gözde; Özkeskin, MehmetBu araştırmada gebelerde fiziksel aktivite düzeyinin, üriner inkontinans ve yaşam kalitesi üzerine etkisi araştırıldı. Bununla birlikte trimester dönemlerine göre fiziksel aktivite ve yaşam kalitesi düzeyleri incelendi.Araştırmaya Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği'ne gelen 18-40 yaş arasında 303 gebe alındı. Gebelerin sosyodemografik ve klinik özellikleri kaydedildi.Gebelerin fiziksel aktivite seviyeleri Gebelik Fiziksel Aktivite Anketi (GFAA) ile, inkontinans şiddeti İnkontinans Şiddet İndeksi (İŞİ) ile, üriner inkontinansın yaşam kalitesine etkisi İnkontinans Etki Anketi-Kısa Formu (İEA-7) ile mesane fonksiyonları ve ürogenital semptomlar Ürogenital Disstres Envanteri (ÜDE-6)ile, genel yaşam kalitesi ise SF-36 ile değerlendirildi. Gebelerin trimester dönemlerine göre SF-36 fiziksel fonksiyon ve ağrı alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlıfark bulundu. SF-36 fiziksel rol güçlüğü alt boyutunda sezaryenle doğum yapan bireylerin skoru daha yüksek bulundu (p<0,05). SF- 36 fiziksel rol güçlüğü alt boyut skoru ile GFAA'nın spor/egzersiz alt boyut skoru dışındaki tüm parametreler arasında düşük ve orta şiddetli korelasyon olduğu görüldü (p<0,05). SF-36'nın emosyonel rol güçlüğü alt boyut skoru ile GFAA'nın sedanter aktivite alt boyut skoru arasında düşük düzeyde korelasyon olduğu bulundu (p<0,05). İEA-7 ile GFAA -Mesleki aktiviteler arasında düşük dereceli negatif korelasyon olduğu gözlendi (p<0,01). ÜDE-6, GFAA -Sedanter Aktivite ve GFAA -Ev İşleri ile zayıf korelasyona sahipti (p<0,05). SF36-Fiziksel Rol Güçlüğü, GFAA -Şiddetli Aktivite ve GFAA -Spor/Egzersiz ile anlamlı negatif korelasyon gösterdi (p<0,05). SF36-Enerji/Vitalite ile GFAA -Sedanter Aktivite ve GFAA -Ev İşleri'nde de negatif zayıf korelasyon olduğu belirlendi (p<0.05).Gebelerde fiziksel aktivite tipi ile inkontinansa özel yaşam kalitesi arasında düşük düzeyde negatif ilişki vardır. Gebelerde fiziksel aktivite tipi ürogenital semptomlar arasında negatif düşük düzeyde korelasyon vardır. Gebelerde fiziksel aktivite şiddeti ve tipi genel yaşam kalitesinin bazı alt boyutlarını düşük düzeyde etkilemektedir.Master Thesis Engelli bireylere yönelik eğitim yapılarındaki kamusal alanların erişilebilirliği ve kullanılabilirliği: İstanbul Okan Üniversitesi Kampüsü örneği(2024) Özsoy, Eda; Ozsoy, Eda; Mimarlık / ArchitectureEğitime erişim temel bir hak olmasına rağmen engelli bireyler sıklıkla akademik hayata tam katılımlarını ve ilerlemelerini engelleyen önemli engellerle karşılaşmaktadır. Bu zorluklar, eğitim tesislerindeki fiziksel engellerden özel kaynak ve destek sistemlerinin eksikliğine kadar uzanmakta olup, tüm öğrencilere eşit öğrenme fırsatları sağlamak için kapsayıcı tasarım ve politika reformuna yönelik kritik ihtiyacın altını çizmektedir. Bu tez, eğitim binaları içindeki kamusal alanların erişilebilirliği ve kullanılabilirliği ile ilgili kritik konuyu İstanbul Okan Üniversitesi Kampüsü örneğiyle incelemektedir. Engelli bireylerin bu alanlarda etkili bir şekilde gezinme ve kullanma konusunda karşılaştıkları zorluklara değinmektedir. Nicel veri analizi ile nitel görüşmeleri birleştiren karma yöntem yaklaşımıyla çalışma, kampüs tesislerinin mevcut durumunu değerlendirir ve iyileştirilecek temel alanları belirler. Araştırma bulguları, engelli bireylere uyum sağlamak için belirli önlemlerin uygulanmasına rağmen kampüsün gerçekten kapsayıcı hale getirilmesinde önemli boşlukların kaldığını ortaya koyuyor. Tez, yaya yolları ve araç girişleri arasında tampon bölgelerin oluşturulması, otoparkların optimizasyonu ve dokunsal navigasyon yardımcılarının uygulanması gibi fiziksel altyapının geliştirilmesini amaçlayan bir dizi öneri sunmaktadır. Bu öneriler evrensel tasarım ilkelerine dayanmaktadır ve tüm kullanıcılar için erişilebilir, güvenli ve hoş bir ortam sağlamayı amaçlamaktadır. Bu çalışmanın sonuçları üniversite ortamının ötesine geçerek kapsayıcı mimariye ve eğitim kurumlarının eşit erişimi teşvik etmedeki rolüne ilişkin daha geniş söylem hakkında fikir veriyor. Tez, kampüs topluluğunun farklı ihtiyaçlarını öngören ve sonuçta daha kapsayıcı bir topluma katkıda bulunan tasarım ve politika oluşturma konusunda proaktif bir yaklaşımın öneminin altını çiziyor.Master Thesis Türkiye'de Güzel Sanatlar liselerinde kullanılmak üzere Stradella Bas (Piyano Klavye) Akordeon metot önerisi(2024) Madanoğlu, Naci; Madanoğlu, Naci; Müzik / MusicKörüklü çalgılar ailesinden Akordeon çalgısının ülkemizde yaygın kullanılan türü Standart Bas olarak da bilinen Stradella Bas (Piyano Klavye) Akordeon' dur. Coğrafyadan coğrafyaya ve ülkemize kültürel birikimini taşıyarak, birçok çeşidiyle yaygın kullanılmasına rağmen, mesleki müzik eğitimimizde kalıcı olamamıştır. Mesleki müzik eğitiminin ve müzik eğitimcisi yetiştiren kurumların önemli bir basamağı olan Güzel Sanatlar Liseleri'nin, çalgı eğitimi derslerinde akordeon bulunmamaktadır. Akordeon eğitiminin bu kurumlarda başlayıp gelişmesine bir adım olma amacıyla hazırladığımız bu çalışma, 2016 ve 2022 Piyano dersi öğretim programları ve uluslararası akordeon eğitiminde kullanılmakta olup tez konusu ve evrenine hitap ettiği tespit edilen metotlar incelenerek hazırlanmıştır. Bu çalışmada, öncelikle tez konusu evreni olan Güzel Sanatlar Liseleri ve önemi, daha sonra tez konusu akordeon çeşidinin körüklü çalgılar ailesi içerisindeki yeri ve son bölüm olan 4. Bölümde ise Güzel Sanatlar Liseleri' nin 9. Sınıfları için hazırlanmış Akordeon eğitimi metot önerisi bulunmaktadır. Metot önerisinin içeriğinde her bir konu başlığı için örnek etüt veya çalışma parçaları şeklinde nitelendirilebilecek, öz bir çalışma yapılmıştır. Ana dilimizdeki detaylı kaynak kısıtlılığı ve akordeon adına ülkemizde yapılan bilimsel araştırmaların azlığı nedeniyle ilk ünitede mümkün olduğunca detaylandırmaya gidilmiştir.Master Thesis Dijital pazarlama sürecinde network marketing uygulamaları ve etkileri(2024) Tunç, Fatma Yonca; Tunç, Fatma Yonca; Spor Yöneticiliği / Sports Managementİnternetin gelişmesine paralel olarak bir takım değişimlerde ortaya çıkmıştır Teknolojik gelişmeler, tüketici eğilimlerinde meydana gelen değişimler ve olaylar sonucunda internet süreci de gelişmiş olup bu süreçte ise Dijital Pazarlama Network Marketing, Metaverse ve şimdilerde ise Yapay Zekâ ortaya çıkmıştır. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde dijital pazarlama kavramı bütünsel açıdan ele alınarak gerek ulusal gerekse de uluslararası yazın göz önüne alınarak analiz edilmeye çalışılacaktır. Dijital pazarlama kavramı, genel özellikleri ve gelişimi ele alınacaktır. Ardından etki çemberi konusu ele alınacaktır. Bu bölümde son olarak network marketing konusu analiz edilmeye çalışılacaktır. Bu bölümde teorik anlamda çalışmanın altyapısı oluşturulması amaçlanırken, ikinci bölümde ise uygulama açısından network marketing sisteminin Türkiye'de uygulamaları ele alınacaktır. Bu çalışma; pazarlamanın Türkiye pazarında nasıl ve ne hızla geliştiğini, uygulama noktasında da ele aldığımız Network Marketing sisteminizde ekonomiye ve iş kurmak isteyen girişimcilere ne denli faydalı olduğunu olumlu ve olumsuz yönleriyle irdelemektir Pazarlamada sosyal medya ile gelişen iletişim ve ilişkilerini, yeni şirketlerin ortaya çıkışı, pazarın büyümesi sonucu ekonomi ve bu işle meşgul olan Networker'ların sayısal ve gelir düzeylerinin sisteme bağlı olarak gelişmesi sonucu bu sektörün oldukça büyümesine neden olmuştur. Yapmış olduğum bu çalışma almış olduğum eğitimlerinde bir parçası olup bu sektörde araştırma yapmak isteyenler için bir kaynak niteliğinde olacaktır.Master Thesis Yeni tanı almış gastrointestinal sistem kanserli hastaların beslenme durumlarının değerlendirilmesi(2024) Çan, Meltem Yılmaz; Arslan, SedatBu çalışma, yeni tanı almış gastrointestinal sistem (GİS) kanserli hastaların beslenme durumlarını, vücut kompozisyonlarını, laboratuvar bulgularını ve malnütrisyon varlığını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Kanser, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması olarak tanımlanmakta olup, dünya genelinde morbidite ve mortalitenin önde gelen nedenlerinden biridir. GİS kanserli hastalarda malnütrisyon sıklıkla görülmekte ve bu durum hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, Koç Üniversitesi Hastanesi Medikal Onkoloji Ünitesi'ne başvuran 74 GİS kanserli hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Beslenme durumları üç günlük besin tüketim kaydı incelenerek, malnütrisyon risk durumları Nutrisyon Risk Skoru (NRS 2002) kullanılarak değerlendirilmiş ve hastaların antropometrik ölçümleri alınmıştır. Bulgular, hastaların %52,7'sinin (39 kişi) malnütrisyon riskine sahip olduğunu göstermiştir. Metastaz olmayan bireylerin malnütrisyon riski metastaz olan bireylere göre 0,714 kat daha az olduğu bulunmuştur. Ayrıca, olağan yürüme hızı yetersiz düzeyde olan bireylerin malnütrisyon riski olağan yürüme hızı yeterli olan bireylere göre 4,103 kat daha fazla olduğu bulunmuştur. GİS kanserli hastaların beslenme durumlarının iyileştirilmesi için multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Erken tanı ve düzenli beslenme değerlendirmeleri, bu hastaların tedavi süreçlerini olumlu yönde etkileyebilir. Çalışmanın sonuçları, kanser tedavisinde beslenmenin önemini vurgulamakta ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini önermektedir.Master Thesis Kamp faaliyetlerinde gastronomi kültürü ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesi(2024) Gök, İlkay; Gök, İlkay; Gastronomi ve Mutfak Sanatları / Gastronomy and Culinary ArtsKamp faaliyetleri covid 19 salgını sırası ve sonrasında büyük talep görmüştür. Kampların çokça sosyal medyada paylaşıldığı, kampların çok fazla ekipman ve çeşitli yemekler içerdiği görülmektedir. Bu durum geleneksel çadırlı kampların doğasına zıt bir durum oluşturmaktadır. Bu ikilemden yola çıkılarak kamp faaliyetlerinde beslenme alışkanlıklarının nasıl oluştuğu, gastronomi kültürünün durumu incelemek amaçlanmıştır. Alanyazında yeterli bilgi olmaması sebebiyle keşfedici bir yöntem olarak belirtilebilecek olan nitel araştırma yöntemlerinin kullanılması düşünülmüş ve analiz için ise tematik analiz kullanılmıştır. Keşfedici bir araştırma olması ve alanyazında yeterli bilgi bulunmaması saha ziyaretlerini ve gözlemi gerekli kılmıştır. Bu sebeple birbirlerinden farklı yerlerde olmak üzere 6 adet geleneksel kamp faaliyetine katılınmıştır. Katılımcı gözlem gerçekleştirilmiştir. Saha notları alınmıştır. Kamp katılımcılarıyla mülakatlar gerçekleştirilmiştir ve hazırlanmış yarı yapılandırılmış soru formu verinin toplanmasında kullanılmıştır. Nitel araştırmanın doğası gereği veri toplama ve analizler eş zamanlı yürütülmüş ve bulgular kendini tekrarlayana kadar saha ziyaretleri ve mülakatlar devam etmiştir. Analizler sonunda ortaya akış şemaları ve model ortaya konmuş, önerilmiştir. Model gastronomi kültürü ve alışkanlıklarının temel motivasyonlardan türediğini ve çeşitli şekillendiricilerin etkisi altında oluştuğunu vurgulamaktadır. Bu bağlamda, kamptaki gastronomi kültürü, katılımcıların motivasyonlarına, çevresel etkilere ve diğer faktörlere bağlı olarak şekillenmekte ve farklı kamp deneyimlerini etkileyen dinamik bir yapı oluşturmaktadır. Faaliyetlerin, olay olarak tamamlandığı durumlarda kamp katılımcılarına çeşitli kazanımlar bıraktığı gözlemlenmiştir. Bu, kampta gerçekleşen faaliyetlerin sadece fiziksel bir olay olmanın ötesinde, katılımcılara kazanım sağlama potansiyeli taşıdığını vurgulamaktadır.