Yetişkinlerde bir ötekinden ayrılma- bireyleşme tutumunun karşı cins ebeveyn tutumu ve dürtü kuramı çerçevesinde değerlendirilmesi

Abstract

Bu araştırmada yetişkinlerin ayrılma- bireyleşme tutumunun karşı cins ebeveyn tutumu ile ilişkisinin dürtü kuramı çerçevesinde analiz edilmesi hedeflenmiştir. Araştırmanın katılımcıları İstanbul'da yaşayan evli veya flört ilişkisinde bulunan 20-45 yaş aralığındaki 200 kadın, 200 erkekten oluşmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları Sosyo-demografik Form, Young Ebeveynlik Ölçeği, Ayrılma Bireyleşme Ölçeği Verilerin analizlerinde iki düzeyli kategorik değişken olan cinsiyet ve ölçek puanları arasındaki farklılıkları incelemek için bağımsız t- testi kullanılmıştır. Tek Yönlü Varyans Analizi ANOVA ile işlevsel olmayan ayrılma bireyleşme tutumunun ne düzeyde yordadığını saptayabilmek için regresyon analizi kullanılmıştır. Karşı cins ebeveyn tutumunun romantik ilişkide ayrılma bireyleşme tutumunu araştırmak amacıyla yapılan analizlerin sonucuna göre karşı cins ebeveynin erken dönem sınır koyma ve çocukla ayrılma becerisinin/tutumunun yetişkinlerde romantik ilişkisinde ayrılma ve sınır koyma beceresini pozitif yönde yordadığı bulunmuştur. Ayrılma bireyleşme beceresini psikanalitik bakış açışı ile ele alan bu tez çalışmasında, nesne kuramı ve ego kuramlarından farklı olarak bağlanma, bireyleşme ve ayrılma gibi egoya dair oluşumları dürtü kuramı ve Oedipus çerçevesinde değerlendirmek ve bakım verenden çok karşı cins ebeveyn ile ilişkisi çerçevesinde ele almaktır. Sonuç olarak kaşı cins ebeveyn tutumunun ve çocukla erken dönem ilişkisinin, yetişkin ayrılma bireyleşme tutumunda etkisi olduğu saptanmış ve bu konularda literatüre katkı sağlanmıştır.

In this study, it was aimed to analyze the relationship between the separation- individuation attitude of adults and the attitude of opposite-sex parents within the framework of drive theory.The participants of the research consist of 200 women and 200 men between the ages of 20-45, who are married or in a dating relationship, living in Istanbul. Data collection tools used in the study: Socio-demographic Form, Young Parenting Scale, Separation-Individuation Scale. In the analysis of the data, independent t-test was used to examine the differences between gender, which is a two-level categorical variable, and scale scores. One-Way Analysis of Variance ANOVA and regression analysis were used to determine to what extent the dysfunctional separation- individuation attitude predicted. According to the results of the analyzes conducted to investigate the opposite-sex parent's attitude of separation and individuation in romantic relationships, it was found that the ability/attitude of the opposite-sex parent to set boundaries and separate from the child in the early period positively predicted the ability to separate and set boundaries in romantic relationships in adults. In this thesis study, which deals with the ability of separation and individuation from a psychoanalytical perspective, unlike object theory and ego theories, the aim is to evaluate ego-related formations such as attachment, individuation and separation within the framework of drive theory and Oedipus, and to discuss them within the framework of the relationship with the opposite sex parent rather than the caregiver.As a result, it was determined that the opposite-sex parental attitude and the early relationship with the child had an impact on the adult separation and individuation attitude, and a contribution was made to the literature on these issues.