Sürdürebilirlik kavramı bağlamında kentsel dönüşüm,İstanbul Fikirtepe örneği
No Thumbnail Available
Date
2018
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Open Access Color
OpenAIRE Downloads
OpenAIRE Views
Abstract
'Kentsel dönüşüm' kavramı, genel bir perspektiften bakıldığında şehirle ilgili bütün konuları kapsamaktadır. Bununla birlikte, gerek teorik yaklaşım, gerekse dünyanın değişik bölgelerinde politik uygulama düzenindeki farklılıklar, kavramlaştırma açısından dikkat çekici bir çeşitliliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kentsel dönüşüm kavramının ortaya çıkış nedeni, kentlerin merkezlerinde ve çeperlerinde köhneleşen yerleşim alanlarının kente yeniden kazandırılması amacıyla ortaya çıkmıştır. Ülkemizde de özellikle 1999 depremi sonrasında bu alanlara sağlıksız yapı alanlarının da eklenmesi ile kentsel dönüşüm acil hale gelmiştir. Kentsel dönüşüm kavramı sürdürülebilir kent yapısı ile beraber düşünülmelidir. Kente dair kararlar her ölçekte tutarlılık ve süreklilik göstermelidir. Buna göre sadece kentsel tasarım bağlamında değil bölgesel planlamalardan başlayarak çeşitli ölçeklerde ele alınmalıdır. Sürdürülebilirlik, doğal kaynakların tüketilirken zarar görmemesi, tükenmemesi, yalnızca şu ana değil gelecek nesillerle de hizmet etmesi amacıyla gerekli koruma tedbirlerinin alınması ve bu tasarruf planlarının sürekliliğinin sağlanmasıdır. Sürdürülebilirlik sadece doğal hayatının korunmasına yönelik eylem planlarını içermez. Sürdürülebilirlik, ekosistem ile birlikle, insanların, fiziksel çevrenin ve ekonominin de devamlılığını sağlamak üzerine kurgulandığında, gerçek anlamını bulacaktır. Bu anlamda yaşam alanlarının mimar ve mühendisler yönlendirmesiyle dönüşmesi gereklidir. Yaşam içinde kullanılan mekânları en küçük ölçekten başlayarak, çevremizin en az düzeyde etkilendiği, tüm kaynaklarımızın veriminin en yüksek düzeyde kullanıldığı, arazilerin çevre koruma bilinciyle planlandığı bir çevreyi tanımlar. Dünya'da kamu ve sivil toplum örgütü düzeyinde birçok çalışma yapılmış, sürdürülebilirliğin küresel bir çözüm olduğu bilinci oluşturulmaya çalışılmıştır. Kentlerin geleceklerinin planlanmasında kentsel dönüşüm bağlamında sürdürülebilir (sosyal, fiziksel ve ekonomik) çözümler aranması kaçınılmaz olmuştur. Bu nedenle Kentler kullanıcıya konfor ve yaşam kalitesi sunamaz hale gelmiştir. Kentlerin kendi gelecekleri için dönüşüme girmeleri kaçınılmaz olmuştur. Sürdürülebilir kentlerin oluşumunda, enerji yönetimi, yaşam koşulları, zaman yönetimi, enerjiyi doğru kullanma, mimarı tasarım, yeşil odaklı tasarım, tarihi doku, sanatsal faaliyetler, ulaşım ve yaşayan kenti tasarlamak gerekir. Kentsel dönüşüm asla tek başına bir sorun olamaz, Sürdürülebilirlik, yeşil bina sistemleri, kentleşme, enerji kullanımı ve yaşayan kent bir bütün olarak düşünülmesi gerekir. Kentsel dönüşüm için düzenlenen ve devam etmekte olan projelerde uygulanan yasal dayanaklar, sürdürülebilirlik açısından, sivil toplum örgütleri, konunun uzmanları, akademisyenler, yetkin kamu kurumları ve mutlaka halkın katılımıyla tartışılmalı, yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Ancak geçmişteki uygulamalar göstermiştir ki her kesim tarafından kabul görmüş yasal dayanaklar uygulanabilir olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelerden farklı olarak sadece kamu eliyle yapılmış kentsel dönüşümler artık günümüzde yeterli olmamaktadır. Kamu özel sektör birlikteliği hedeflerin gerçekleşmesi için kaçınılmazdır. Ülkemizde de başlayan bu birliktelik için yeterli bir kentsel planlama yasal dayanağı olmadığı gibi, sürdürülebilirlik adına hiçbir yaptırım (enerji verimliliği adına birkaç yasal düzenleme hariç) bulunmamaktadır. Bu çalışma; İstanbul Fikirtepe Örneğini ele alarak kavramsal bağlamlarının ve Sürdürülebilir kent fikrini önemseyerek değerlendirmeler de bulunulmuştur. Değerlendirme sonucunda, yaşamın ortak kültürü olan konut yapısı, her geçen gün zorlaşan hayat koşullarıyla bütünleşik düşünerek Sürdürülebilir ve yaşayan kentler yaratılmalıdır.
The concept of kapsam urban transformation dönüşüm covers all issues related to the city from a general perspective. However, both the theoretical approach and the differences in the political implementation in different regions of the world have led to a remarkable diversity in terms of conceptualization. The reason for the emergence of the concept of urban regeneration has emerged in order to reintroduce the settled settlements in the city center and its periphery. In our country, urban transformation became urgent with the addition of unhealthy building areas to these areas especially after the 1999 earthquake. The concept of urban transformation should be considered together with the sustainable urban structure. Decisions on the city should show consistency and continuity on every scale. According to this, it should be considered not only in the context of urban design but also in regional scales. Sustainability is to ensure that natural resources are not harmed while consuming, and not to be exhausted, only necessary measures are taken for the purpose of serving with future generations and these savings plans are sustained. Sustainability does not only include action plans for the preservation of natural life. Sustainability, together with the ecosystem, will find its true meaning when it is built to ensure the continuity of people, the physical environment and the economy. In this sense, living spaces should be transformed by architects and engineers. Starting from the smallest scale, the spaces used in life define the environment where the environment is affected to a minimum, the efficiency of all our resources is used at the highest level and the lands are planned with the awareness of environmental protection. Many studies have been carried out in the world at the level of public and non-governmental organizations. It is inevitable to seek sustainable (social, physical and economic) solutions in the context of urban transformation in planning the future of cities. For this reason, the cities can not offer comfort and quality of life to the user. It was inevitable for cities to enter into transformation for their own future. In the formation of sustainable cities, energy management, living conditions, time management, proper use of energy, architect design, green oriented design, historical texture, artistic activities, transportation and living city should be designed. Urban transformation can never be a problem alone, Sustainability, green building systems, urbanization, energy use and living city should be considered as a whole. The legal foundations applied in the ongoing and ongoing projects for urban regeneration should be discussed in terms of sustainability, civil society organizations, experts, academicians, competent public institutions and the participation of the public and new arrangements should be made. However, past practices have shown that the legal basis accepted by each sector is applicable. Unlike the developed countries, urban transformation is not sufficient today in the developing countries. Public private sector cooperation is inevitable for realization of the targets. There is no legal basis for adequate urban planning for this association, as well as no sanctions (except for a few legislative acts on behalf of energy efficiency). This work; Considering the Istanbul Fikirtepe Case, the conceptual contexts and the idea of a sustainable city were also evaluated. As a result of the evaluation, the common structure of life, the housing structure should be created with sustainable life conditions.
The concept of kapsam urban transformation dönüşüm covers all issues related to the city from a general perspective. However, both the theoretical approach and the differences in the political implementation in different regions of the world have led to a remarkable diversity in terms of conceptualization. The reason for the emergence of the concept of urban regeneration has emerged in order to reintroduce the settled settlements in the city center and its periphery. In our country, urban transformation became urgent with the addition of unhealthy building areas to these areas especially after the 1999 earthquake. The concept of urban transformation should be considered together with the sustainable urban structure. Decisions on the city should show consistency and continuity on every scale. According to this, it should be considered not only in the context of urban design but also in regional scales. Sustainability is to ensure that natural resources are not harmed while consuming, and not to be exhausted, only necessary measures are taken for the purpose of serving with future generations and these savings plans are sustained. Sustainability does not only include action plans for the preservation of natural life. Sustainability, together with the ecosystem, will find its true meaning when it is built to ensure the continuity of people, the physical environment and the economy. In this sense, living spaces should be transformed by architects and engineers. Starting from the smallest scale, the spaces used in life define the environment where the environment is affected to a minimum, the efficiency of all our resources is used at the highest level and the lands are planned with the awareness of environmental protection. Many studies have been carried out in the world at the level of public and non-governmental organizations. It is inevitable to seek sustainable (social, physical and economic) solutions in the context of urban transformation in planning the future of cities. For this reason, the cities can not offer comfort and quality of life to the user. It was inevitable for cities to enter into transformation for their own future. In the formation of sustainable cities, energy management, living conditions, time management, proper use of energy, architect design, green oriented design, historical texture, artistic activities, transportation and living city should be designed. Urban transformation can never be a problem alone, Sustainability, green building systems, urbanization, energy use and living city should be considered as a whole. The legal foundations applied in the ongoing and ongoing projects for urban regeneration should be discussed in terms of sustainability, civil society organizations, experts, academicians, competent public institutions and the participation of the public and new arrangements should be made. However, past practices have shown that the legal basis accepted by each sector is applicable. Unlike the developed countries, urban transformation is not sufficient today in the developing countries. Public private sector cooperation is inevitable for realization of the targets. There is no legal basis for adequate urban planning for this association, as well as no sanctions (except for a few legislative acts on behalf of energy efficiency). This work; Considering the Istanbul Fikirtepe Case, the conceptual contexts and the idea of a sustainable city were also evaluated. As a result of the evaluation, the common structure of life, the housing structure should be created with sustainable life conditions.
Description
Keywords
Mimarlık, Architecture
Turkish CoHE Thesis Center URL
Fields of Science
Citation
WoS Q
Scopus Q
Source
Volume
Issue
Start Page
End Page
153