Şangay Üniversite sıralamasında önde gelen ilk dokuz ülkede uluslararası öğrenci hareketliliği ve Türkiye

Abstract

Uluslararası öğrenci pazarı, birçok ülke için ana ekonomik kaynaklardan bir olmuştur r. Bu nedenle hükümetler ve yüksek öğretim kurumu yurt dışından yeni öğrencileri kabul edebilmek amacıyla uluslararası öğrenciler için İngilizce kursları, burs programları ve değişim programları hazırlayarak daha fazla emek harcamışlardır.. Ayrıca öğrencilere eğitim sırasında rehberlik ederek, ekonomik kaynaklardan biri olan işgücü piyasasında bu lisansüstü öğrencilerin gücünü kullanabilirler. Ancak, öğreciler için yüksek öğrenim ve yaşam maliyeti, dil engeli, vize reddi, ve son zamanlarda COVID-19 gibi kaydı zorlaştırıcı etkenler mevcuttur. Diğer yandan siyasi faktörler ve göç sorunları sebebiyle, bazı ülkelerde uluslararası öğrenciler için zorluklar oluşmuş ve bu durum hedef ülkeler için istekli öğrenci sayısını en aza indirgemiştir. Buna karşılık her ülke en büyük pazar payını elde etmek için İngilizce dilini, daha yüksek bir sıralama pozisyonu, eğitim ücretlerini azaltma gibi diğer birçok pazarlama planını kullanmaktadır.

The international student market is one of the main economic recourses for many countries, which is why governments and higher education have made more efforts to accept new students from abroad for the purpose of study, such as offering courses in English for international students or through scholarships programs and exchange programs, also guide the students for enrollment and, during the study and afterward, they may use the power of graduate students in the labor market, which is one of the other economic recourses for workers in some countries. However, difficulties and challenges both from the students' side, such as high cost of study and living; language barrier; visa rejection; and recently COVID-19 and other factors, which are mainly making the enrollment difficult from the other side, because of political and emigration issues, some countries have used hard roles for international students as well as resource countries to minimize the number of students willing to study abroad by adopting academic ranking as a guide for possible cooperation. At the same time, each country has used their own marketing plan to get the biggest market share, such as the English language, claiming a higher ranking position, reducing the study fees, or many other ways.