Primer ve sekonder infertil kadınlarda kendini kabulün depresyon düzeyiyle olan ilişkisi

No Thumbnail Available

Date

2022

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Journal Issue

Abstract

Bu tez çalışmasında primer ve sekonder infertil kadınlarda kendini kabulün depresyon düzeyiyle olan ilişkisi incelenmiştir. Araştırmada çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme tekniğinden yararlanılmıştır. Çalışma kapsamında; 19-49 yaş arası infertillite tanısı olmayan 153, primer infertilite tanısı olan 53, sekonder infertilite tanısı olan 43, toplamda 254 evli ve çocuksuz Türk kadın araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırmada; katılımcılardan öncelikli olarak bilgilendirilmiş onam formunu okumaları ve onay verdikleri taktirde araştırmaya katılmaları istenmiştir. Sonrasında ise sırayla; araştırmacı tarafından oluşturulan Demografik Bilgi Formunu (DBF) , Koşulsuz Kendini Kabul Ölçeği'nin (KKKÖ) ve Epidemiyolojik Araştırmalar Merkezi Depresyon Ölçeği (CES-D) doldurmaları istenmiştir. DBF'na araştırma değişkinleriyle ilişkisi olabileceği düşünülen; katılımcıların yaş, eğitim durumu, infertilite faktörü, infertilite tedavi süresi ve gelir durumuyla ilgili bazı temel sorular eklenmiştir. Araştırma sonucunda, literatürle benzerlik göstererek infertilitenin faktörü (kadın-erkek-bilinmeyen) ile kadınların depresyon düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamış [x²(2)=3,272, p>.05], infertil kadınların eğitim seviyesi ile depresyon düzeyi arasında anlamlı negatif ilişkide olduğu görülmüş [x²(2)=7,726, p<.05] ve infertil kadınların gelir düzeyi ile depresyon düzeyi arasında da negatif yönlü bir ilişki bulunmuştur [x²(2)=8,277, p<.05]. Ayrıca infertil kadınların yaşı ve tedavi süresi ile depresyon düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Araştırma sonuçları primer infetilitesi olan kadınlarla sekonder infertilitesi olan kadınların kendini kabul ve depresyon düzeylerinin anlamlı bir şekilde farklılaşmadığını göstermektedir. Araştırmanın sonuçlarına göre; infertilite tanısı olmayan kadınlar ile İnfertilite tanısı olan kadınlar (Primer + Sekonder) arasında kendini kabul düzeyi anlamlı bir farklılık göstermezken [U=6432,00; p>.05], litaratüre paralel olarak infertilite tanısı olan kadınların, infertilite tanısı olmayan kadınlara göre depresyon düzeylerinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu söylenebilmektedir [U=7321,00; p<.05]. Çalışmada, CES-D ve KKKÖ ölçeğinin birbiriyle ilişkisi ilişkisi incelenmiştir. Çalışmanın hipotezin aksine kendini kabul düzeyiyle depresyon düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: İnfertilite, Primer, Sekonder, Depresyon, Koşulsuz Kendini Kabul
In this thesis, the relationship between self-acceptance and depression levels in primary and secondary infertile women is investigated. The purposive sampling technique was used to determine the study group in the research. Scope of work; a total of 254 married and childless Turkish women between the ages of 19-and 49 were included in the study. Those women included 153 non-infertile, 53 with primary infertility, and 43 with secondary infertility. According to the research; participants were first asked to read the informed consent form and were then asked to participate in the study if they accepted the consent rules. Then, they were asked to fill in the Demographic Information Form (DBF) that was created by the researcher, the Unconditional Self-Acceptance Scale (CCSS), and the Epidemiological Research Center Depression Scale (CES-D). Some basic questions about age, education level, infertility factor, duration of infertility treatment, and income status of the participants were added to DBF in order to see relations with study variables. As a result of the research, a significant relationship was found between the factor of infertility (female-man-unknown) and the depression levels of women, similar to the literature [x²(2)=3,272, p>.05]. It was observed that there was a significant negative relationship between the education level of infertile women and their depression level [x²(2)=7,726, p<.05], and a negative relationship was found between the income level of infertile women and their depression level [x²(2)=8,277, p<.05]. The results of the study show that the self-acceptance and depression levels of women with primary and secondary infertility do not differ significantly. According to the results of the research, the level of self-acceptance does not show a significant difference between women without an infertility diagnosis and women with an infertility diagnosis (Primary + Secondary). [U = 6432.00; p>.05]. It can be said that women with infertility diagnoses have significantly higher depression levels than women without infertility diagnoses, as well as similar literature. [U=6432,00; p>.05]   [U=7321,00; p<.05]. In the study, the relationship between the CES-D and the KKCS scale was examined. The study did not find that the level of self-acceptance and the level of depression were linked in a negative way. Key Words: Infertility, Primer, Secondary, Depression, Unconditional Self Acceptance

Description

Keywords

Psikoloji, Psychology

Turkish CoHE Thesis Center URL

Citation

WoS Q

Scopus Q

Source

Volume

Issue

Start Page

End Page