Miyokard infarktüsü geçiren hastaların anksiyete, depresyon düzeyleri ve stresle başetme yöntemleri ile uyku kalitesi arasındaki ilişkinin incelenmesi

No Thumbnail Available

Date

2021

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Abstract

Bu araştırma, miyokard infarktüsü geçiren hastaların anksiyete, depresyon düzeyleri ve stresle baş etme yöntemleri ile uyku kalitesi arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Koroner Yoğun Bakım Ünitesi'ne kabul edilen ve araştırmaya dahil edilme kriterlerine uyan 300 hasta oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, Hasta Tanıtıcı Özellikler Soru Formu, Hastane Anksiyete-Depresyon Ölçeği, Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği ve Richard-Campbell Uyku Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde; Kruskal-Wallis, Mann Whitney U ve Spearman's rho korelasyon analizleri kullanılmıştır. Araştırmaya katılan hastaların anksiyete (8,03±4,45) ve depresyon (9,28±4,75) puan ortalamaları sınırda, uyku kalitesi puan ortalaması (35,6±19,4) düşük bulunurken, stresle baş etme alt boyut puan ortalamaları, kendine güvenli yaklaşım 22,4±3,4, çaresiz suçlayıcı yaklaşım 19,8±4,5, boyun eğici yaklaşım 14,1±3,1, iyimser yaklaşım 14,9±2,6 ve sosyal destek arama için 10,6±2,3 olarak bulunmuştur. Hastaların, anksiyete ve depresyon puan ortalamaları arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur. Stresle baş etme alt boyutlarından kendine güvenli yaklaşım, iyimser yaklaşım ve sosyal destek arama ile anksiyete ve depresyon arasında ise negatif yönde bir ilişki bulunurken, çaresiz suçlayıcı yaklaşım ve boyun eğici yaklaşım ile anksiyete ve depresyon düzeyleri arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur. Uyku kalitesi ölçeği ile anksiyete, depresyon ve stresle baş etme alt boyutlarından çaresiz suçlayıcı yaklaşım ile arasında negatif yönde bir ilişki bulunurken, stresle baş etme alt boyutlarından iyimser yaklaşım ve kendine güvenli yaklaşım ile aralarında pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir. Araştırmamızda, miyokard infarktüsü sonrası özellikle ilk 24 saat yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastaların anksiyete ve depresyon puan ortalamaları yüksek bulunurken, uyku kaliteleri puan ortalamalarının düşük olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda, koroner yoğun bakım ünitelerinde miyokard infarktüsü geçiren hastaların ruhsal durumları değerlendirilmeli ve bu değerlendirmeler doğrultusunda hemşirelik uygulamalarını şekillendirmelidirler. Aynı zamanda miyokard infarktüsü geçiren hastalara yönelik uygulanacak olan psikoeğitimler, bireysel ve grup danışmanlıklarının hastaların uzun dönemli anksiyete, depresyon, baş etme stilleri ve uyku kaliteleri üzerinde etkileri olacağı düşünülmektedir.
This research was conducted as a descriptive study to examine the relationship between anxiety, depression levels, stress coping styles and sleep quality in patients with myocardial infarction. The sample of the study consisted of 300 patients who were admitted to the coronary intensive care unit of Istanbul Haseki Training and Research Hospital and met the inclusion criteria of the study. The data of the study were collected by using the Patient Characteristics Questionnaire, the Hospital Anxiety and Depression Scale, the Stress Coping Style Scale, and the Richard-Campbell Sleep Questionnaire. In the evaluation of research data; Kruskal-Wallis, Mann Whitney U and Spearman's rho correlation analyzes were used. The mean scores of anxiety (8.03±4.45) and depression (9.28±4.75) the scores of the patients participating in the study were found to be border. While the sleep quality average score of (35.6±19.4) was low, the Stress Coping Style Scale sub-dimension mean scores; self-confident approach was 22.4±3.4, helpless accusatory approach 19.8±4.5, submissive approach 14.1±3.1, optimistic approach 14.9±2.6 and seeking social support 10.6±2.3. A positive correlation was found between the anxiety and depression mean scores of the patients. While there was a negative relationship between self-confident approach, optimistic approach, seeking social support and anxiety and depression, among the sub-dimensions of stress coping style, a positive relationship was found between helpless accusatory approach and submissive approach and anxiety and depression levels. A negative correlation was found between the sleep quality scale and the helpless accusatory approach, which is one of the sub- 8 dimensions of anxiety, depression and stress coping style. A positive relationship was found between optimistic approach and self-confident approach, which are sub- dimensions of stress coping style. In our study, it was found that the anxiety and depression score averages of the patients who were followed up especially in the intensive care unit for the first 24 hours after myocardial infarction were high, while their sleep quality average score was low. In the light of the data obtained; nurses responsible for the care of patients with acute myocardial infarction followed up in the coronary intensive care unit should evaluate the mental health status of the patients and review their nursing practices in line with these evaluations. At the same time, it is thought that psychoeducation, individual and group counseling to be applied to patients with myocardial infarction will have effects on long-term anxiety, depression, coping styles with stress and sleep quality of patients.

Description

Keywords

Hemşirelik, Anksiyete, Depresyon, Hemşirelik, Nursing, Kalp hastalıkları, Anxiety, Depression, Miyokard enfarktüsü, Nursing, Heart diseases, Stres, Myocardial infarction, Stres yönetimi, Stress, Stress management, Uyku kalitesi, Quality of sleep

Turkish CoHE Thesis Center URL

WoS Q

Scopus Q

Source

Volume

Issue

Start Page

End Page

94