Doktora Tezleri / Phd Degree Theses
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/23
Browse
Browsing Doktora Tezleri / Phd Degree Theses by Author "Erverdi, Ahmet Nejat"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Alt-ramec protokolü ile yapılan üst çene genişletmesi sonrası uygulanan modifiye yüz maskesinin etkilerinin incelenmesi(2022) Erinç, Burcu Ata; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsMaksiller retrognatiye bağlı sınıf III maloklüzyona sahip bireylerde alt-RAMEC protokolü sonrası uygulanan modifiye edilmiş yüz maskesi ile yapılan protraksiyon kuvvetinin ortodontik ve ortopedik etkilerinin incelenmesi araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmaya 7-10 yaş aralığındaki high angle büyüme patterni gösteren 9' u kız 6'sı erkek olan 15 birey dahil edilerek 8 haftalık alt-RAMEC protokolü ile hızlı üst çene genişletmesi yapılmıştır. Protraksiyon tedavisi için modifiye edilmiş yüz maskesi ile ugulanacak kuvvet üst çenenin direnç merkezinden geçirilmeye çalışılarak, dik yön büyümesi gösteren araştırma grubumuzda üst çenede saat yönünde rotasyon hedeflenmiştir. Modifiye edilmiş yüz maskesi ile protraksiyon aşaması 6 ay uygulanmıştır. Tedavinin başlangıcında, genişletme sonrasında ve protraksiyon sonrasında sefalometrik röntgenleri alınarak tedavinin etkileri incelenmiştir. Kontrol grubunu oluşturan Okan Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalı'nda konvensiyonel üst çene genişletmesi ve klasik yüz maskesi protraksiyon tedavileri yapılan 15 olgunun arşiv kayıtlarına ulaşılarak elde edilen veriler ile karşılaştırılması yapılmıştır. Çalışma grubumuzda protraksiyon tedavisi sonrasında A noktası ortalama 2,23 mm öne 2,05 mm aşağıya, ANS noktası ortalama 1,77 mm öne 1,98 mm aşağıya hareket ederek üst çene bazal segmentte ve dentoalveolar segmentte saat yönünde hareketle karakterize protrüzyon elde edilmiştir. Kontrol grubunda ise A noktası ortalama 1,34 mm öne, ANS noktası ortalama 0,54 mm öne 0,31 mm yukarı hareket saat yönünün tersine hareket olduğu gözlemlenmiştir.Doctoral Thesis Çeşitli sabit pekiştirme aparey ve protokollerinin 3 boyutlu olarak karşılaştırılması(2022) Deniz, Özge; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsAktif ortodontik tedavisi tamamlanmış bireylerde pekiştirme döneminde farklı fiziksel özelliğe sahip iki lingual retainer telinin stabiliteye etkisinin değerlendirilmesi ve karşılaştırılması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmaya ortodontik tedavi bitiminde retansiyon amacıyla 0,011' esnek çok sarımlı telden(Bond-A-Braid®, Hilgers, Reliance Orthodontic products Inc., Itasca, Illinois, USA) kanin-kanin arası tüm dişlere yapıştırılan retainer uygulanan 30 hastadan oluşan 1. grup ve 0,016' yuvarlak paslanmaz çelik telden(GC Orthodontics America Inc, Alsip, ABD) yalnızca kanin dişlere yapıştırılan retainer teli uygulanan 30 hastadan oluşan 2. grup olmak üzere toplam 60 hasta dahil edilmiştir. Tüm hastalara uygulanan retainer telleri çalışma modelleri üzerinde hazırlanarak indirekt yapıştırma metodu ile uygulanmıştır. Hastaların T0(tedavi sonrası), T1(1.ay kontrol seansı), T2(3.ay kontrol seansı) ve T3(6.ay kontrol seansı) zamanlarındaki kontrol randevularında ağıziçinden alınan dijital tarama verileri arşiv kayıtlarından elde edilerek, 3Shape OrthoAnalyzer programında 3 boyutlu modelleri üzerinde karşılaştırılmıştır. Dijital modeller üzerinde ölçülen overjet-overbite ilişkisi, interkanin mesafe(ICW), intermolar mesafe(IMW), interkanin ark uzunluğu(ICAW) ve ark düzensizliği(irregularity index,IRR IND) değerleri karşılaştırılmıştır. İlk grupta ölçülen parametreler grup içi değerlendirmede istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. İnterkanin ark uzunluğundaki değişim her iki grupta da anlamlı bulunmamıştır. Birinci grupta kaninler arası mesafe değişmezken, ikinci grupta alt çene kaninler arası mesafede azalma meydana gelmiştir. İkinci grupta ark düzensizliğinde her iki çenede de artış meydana gelmiştir. Gruplar arası değerlendirmede alt ark düzensizliği açısından anlamlı fark bulunmuştur. Grup 2'nin değişim ortalaması grup 1'in değişim ortalamasına kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Alt ark düzensizliği ve interkanin mesafe ölçümleri bulgularımız açısından değerlendirildiğinde, sabit retainer yapımında, 0,011' çok sarımlı esnek paslanmaz çelik telinin, 0,016' yuvarlak paslanmaz çelik telden bükülen ve yalnızca kaninlere yapıştırılan retainer telinden daha güvenli bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: çok sarımlı esnek retainer, kanin-kanin retainer, interkanin genişlik, ark düzensizliği, irregularity indexDoctoral Thesis Farklı bireylerde kullanılan pasif kapaklı braketlerin kapak açılmadirençlerindeki değişimlerin in vivo değerlendirilmesi(2022) Önder, Uğur; Erverdi, Ahmet Nejat; Acar, Yasemin Bahar; Ortodonti / OrthodonticsBu tez çalışmasında amacımız, ağız içi ortama 12 hafta maruz bırakılan pasif kapaklı braketlerin kapak mekanizmalarının açılmaya karşı gösterdikleri direnç miktarlarındaki değişimi in vitro incelemek ve oluşuyorsa bu değişim miktarı ile katılımcılar üzerinde yapılan ağız hijyeni ve diştaşı birikimi ve debris birikimi gibi periodontal skalalarla korelasyon varlığını değerlendirmektir. Çalışmamızın materyalini toplam 20 birey üstünde braket simantasyonu öncesinde yapılan periodontal indekslere göre yapılan skorlamalar ve pasif kapaklı braketlerin üzerinde ağıziçi ortama maruz bırakılmadan önce ve sonrasında yapılan kuvvet ölçümleri oluşturmuştur. Araştırmaya dahil edilen bireylerin 12 Yaş ve üstünde olmasına, daimi dentisyona geçiş yapmış olmasına, ve sistemik olarak sağlıklı olmasına dikkat edilmiştir. Braketlerin simantasyonu esnasında yaş ortalaması 17.4 ±2.9 olan sabit ortodontik tedavi görmekte ve tedavisinde ortodontik buton kullanılması uygun görülmüş bireylerin alt iki kanin dişlerinin lingual yüzeylerine 2 adet pasif kapaklı RMO Altitude SL (Rocky Mountain Orthodondics, Colorado, ABD) braket simante edilmiş ve 12 hafta sonra kesici pens kullanılarak kapakları kapalı şekilde deney düzeneğine sabitlenmiştir. Ağıziçine yerleştirilmeden önce (T0) ve 12 hafta ağıziçi ekspoz sonrası (T1) her braket, kapakları kapalı konumda, deney düzeneği üzerine sabitlenmiş ve her braket kapağına 3 defa 5mm/dk hızda çekme testi uygulanmıştır, açılmaya karşı gösterdikleri direnç miktarı gram cinsinden her braket için toplamda 6 kez ölçülmüştür. 37 adet braket için toplamda 222 kuvvet ölçümü yapılmıştır. Çalışmaya katılan bireyler üzerinde tek araştırmacı tarafından yapılan Debris Indeksi, Plak Indeksi ve Oral Hijyen Indeksi skorlamalarıyla braket kapaklarının açılması için gereken minimum kuvvet miktarlarındaki ağıziçi ortam ekspozu sonrası değişim miktarları arasındaki korelasyon varlığı istatiksel olarak değerlendirilmiştir. İstatistiksel anlamda T0 zamanı ile T1 zamanında yapılan kuvvet ölçümleri arasındaki görülen artış anlamlıdır. Kuvvet artışı miktarı ile periodontal skorlamalar arasında korelasyon varlığı tespit edilmemiştir.Doctoral Thesis İki farklı maksiller protraksiyon protokolünün havayolu değişikliği yönünden karşılaştırılması(2023) Bekar, Deniz Berk; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsHızlı üst çene genişletmesi ile birlikte uygulanan geleneksel yüz maskesi ve Alt-RAMEC protokolüyle birlikte uygulanan modifiye yüz maskesinin havayolunda yarattığı değişiklikler yönünden incelenmesi araştırmanın amacıdır. Araştırma lateral sefalometrik filmler üzerinde yapılmaktadır. Çalışma grubu için 7-10 yaş aralığında, sınıf III maloklüzyonlu, 'high-angle' büyüme eğiliminde olan, Alt-RAMEC protokolü sonrasında modifiye yüz maskesi uygulanmış 15 olgunun kayıtlarına ulaşılmıştır. Kontrol grubu için 7-10 yaş arası, sınıf III, hızlı üst çene genişletmesi ve sonrasında geleneksel yüz maskesi protokolü uygulanmış 15 olgunun kayıtlarına ulaşılmıştır. Tüm kayıtlar İstanbul Okan Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalı Arşivi'nden alınmıştır. Yapılan araştırma sonrası iki yöntemle de havayolunda artış elde edildiği gözlemlenmiştir. Çalışma grubunda görülen artış değişikliği, kontrol grubunda görülen artış değişikliğine göre anlamlı fark göstermemektedir.Doctoral Thesis Maksiller yav değerlendirilmesinde midpalatal raphe referansıyla gülüş fotoğrafının değerlendirilmesinin karşılaştırılması(2022) Sancar, Ayşegül Gürbüz; Erverdi, Nejat; Ortodonti / OrthodonticsMaksillanın veya maksiller dental arkın, transvers düzlemde anterior posterior hareketiyle ifade edilen Maksiller yav ölçümü en güvenilir ve tekrarlanabilir haliyle 3 boyutlu radyografik tekniklerle ölçülebilmektedir. Bu çalışma hastanın alacağı radyasyon dozu miktarını azaltacak ve ölçüm basamaklarını kolaylaştıracak metot olması maksadıyla yapıldı. Çalışmamızda ortognatik ameliyat öncesinde dental seviyelenmeleri 17.25ss tele kadar tamamlanmış 19-45 yaş aralığında 29 kadın 24 erkek olmak üzere 53 hastaya ait 3shape cihazıyla alınmış dijital ölçü modellerini ve poz gülüş fotoğraflarını kullanıldı. Bu dijital modellerde ölçümleri Orthoanalyzer programı (Trios, Kopenhag, Danimarka) kullanarak gerçekleştirildi. Modellerin okluzal görünümündeyken hays nance ve bolton arayüz hesaplamaları kullanılarak 11 numaralı dişin mezyodistal genişliği saptandı. Bu dişin mm cinsinden ölçümüyle çalışmanın diğer basamaklarında kalibrasyon sağlanması hedeflendi. Yine Orthoanalyzer (Trios, Kopenhag, Danimarka) programında aynı modelin okluzal görünümündeyken midpalatal raphe referansını oluşturmak üzere insisiv papil ve midpalatal sutur uzerine birer adet nokta yerleştirildi. Bu noktaların birleşimindeki doğrusal hat midpalatal raphe hattını oluşturdu. Midpalatal raphe hattını referans olarak kullanmak üzere, midpalatal raphe hattını dik kesen bir doğrusal çizgi anteriorda yer alan kanin dişinin kusp tepesinden geçecek biçimde yerleştirildi. Ayrıca kaninler arası hattı oluşturmak üzere, kanin kusp tepelerine birer adet nokta yerleştirildi. Midpalatal raphe hattını dik kesen doğru ve kaninler arası hat arasındaki mesafe kanin hizasından ölçüldü. 1 e 1 kalibrasyonu 11 nolu diş ölçüsü ile yapılmış dijital model üzerinde, elde ettiğimiz dentoalveoler yav miktarını mm cinsinden elde edildi. Korelasyonunu araştırmak üzere yine ortognatik ameliyat planlaması sürecindeki hastaların lazer hizalama aygıtı kullanılarak oluşturulmuş doğal baş pozisyonundaki fotoğrafları kullanıldı. Çalışmanın amacına uygun olarak FACS rehberliğinde hastalara gösterilmiş poz gülüş fotoğrafı kullanıldı. Fotoğrafların kalibrasyonu Adobe photoshop programı üzerinde 11 numaralı dişin elde edilmiş mezyodistal genişliği kullanılarak yapılmıştır. Çalışmada kullanılacak poz gülümseme fotoğrafını her hasta için araştırıcı (D.K.) tarafından belirlendi. Seçilen gülüş fotoğrafı üzerinde bireye ait dış komissuralar ve kanin kusp tepeleri sağ ve sol olmak üzere belirlendi. Sağ dış komissura ve sağ kanin arası adobe photoshop programı kullanılarak ölçülürken, aynı ölçüm sol taraf için de yapıldı. Bu iki ölçüm arasında çıkan mm cinsinden fark ile gülüş fotoğrafı üzerinden yav ölçümü yapıldı. Ortaya çıkan sonuçlar istatistiksel metotlarla incelendi: Kadın ve erkeklerde sınıflar arası korelasyon analizinde anlamlı bir fark bulunamamıştır. 3 Shape (Trios, Kopenhag, Danimarka) dijital ölçümleri ile Fotoğraf ölçümleri arasında %92.1 düzeyinde bir uyum bulunmaktadır (p:0.000; p<0.05). 30 yaş altı olgularda; 3 Shape dijital ölçümleri ile Fotoğraf ölçümleri arasında %91.5 düzeyinde bir uyum bulunmaktadır (p:0.000; p<0.05). 30 yaş üstü olgularda; 3 Shape dijital ölçümleri ile Fotoğraf ölçümleri arasında %94.6 düzeyinde bir uyum bulunmaktadır (p:0.000; p<0.05). Sağ taraftan yapılan ölçümlerde; 3 Shape dijital ölçümleri ile Fotoğraf ölçümleri arasında %91.9 düzeyinde bir uyum bulunmaktadır (p:0.000; p<0.05). Sol taraftan yapılan ölçümlerde; 3 Shape dijital ölçümleri ile Fotoğraf ölçümleri arasında %92.9 düzeyinde bir uyum bulunmaktadır (p:0.000; p<0.05). Elde edilen sonuca göre gülüş fotoğrafı üzerinden yapılan yav ölçümü, dijital model üzerinde yapılan yav ölçümü ile korelasyon göstermektedir.Doctoral Thesis Palatal kemik içi ankraj uygulaması ile konjenital lateral eksikliği tedavisinin sefalometrik olarak değerlendirilmesi(2023) Öztürk, Serkan; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsAmaç: İnsanda en sık görülen anomalilerden biri olan konjenital diş eksikliği, bir veya daha fazla diş germinin hiç oluşmaması sonucu ağızdaki diş sayısının normalden daha az olması olarak tanımlanmaktadır. Konjenital diş eksikliğinin etiyolojisi tam olarak bilinmiyor olsa da, dişlerin gelişim aşamalarında meydana gelen çevresel ve genetik nedenlere bağlı olarak meydana geldiği düşünülmektedir. Eksikliği en sık görünen maksiller lateral dişler, fonasyon problemleri ve estetik kaygılara neden olduğundan bireylerin sosyal hayatlarını etkilemekte ve ortodontik tedaviye başvurmalarına neden olmaktadır. Ortodontik tedavi seçenekleri olarak, eksik lateral diş boşluğunu kapatarak kanin substitüsyonu, yeterli diş boşluğu açarak protetik/restoratif restorasyonlar veya dental implant ve protetik restorasyon değerlendirilebilmektedir. Tedavi yönteminin belirlenmesi vaka özelinde olmalı ve ideal tedavinin estetik ve fonksiyonel ihtiyaçları karşılayan en konservatif seçenek olması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Gereç ve Yöntemler: Bu tez çalışması Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından (09.2022.1170) onaylanmıştır. Çalışmaya 2018-2021 yılları arasında İstanbul Okan Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Ortodonti Ana Bilim Dalı kliniğinde, konjenital üst lateral diş eksikliği, modifiye edilmiş TPA protokolü ile tedavi görmüş ve çalışmaya dahil edilme kriterlerine uygun olan hastaların arşivdeki tedavi başlangıç ve bitiminde alınmış sefalometrik röntgen ve üç boyutlu tarama verileri dahil edilmiştir. Hastaların tedavi öncesi ve sonrası sefalometrik röntgen ölçümleri ve üç boyutlu dijital modellerdeki açıları karşılaştırılmıştır. Tüm sefalometrik röntgenler Planmeca ProMax® 3D Mid cihazı (Planmeca, Helsinki, Finlandiya) cihazı kullanılarak elde edilmiştir. Dijital modeller ise Trios® (3SHAPE A/S, Danimarka) Trios® 3 kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen sefalometrik röntgenlerin analizinde NemoCeph sefalometrik yazılım kullanılmıştır. İstatistiksel analizler için IBM® SPSS® Statistics 22 programı kullanılmıştır. Parametrelerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro Wilks testi ile değerlendirilmiştir. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotların (minimum, maksimum, ortalama, standart sapma, medyan) yanı sıra niceliksel verilerin karşılaştırılmasında Wilcoxon işaret testi kullanılmıştır. Anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmada üçü (%25) erkek, dokuzu (%75) kadın olmak üzere 12 hasta verisi kullanılmıştır. Hastaların tedavi öncesi ve sonrası verileri karşılaştırıldığında, U6-VD (p:0,002), U6-HD (p:0,002), I-VD (p:0,004), Overjet (p:0,006), NLA (p:0,003), Į-Ī (p:0,002), Mx Hayce-Nance (p:0,002), 3.Ruga-UR6 (p:0,002), 3.Ruga-UL6 (p:0,002), UR6 Rotasyon (p:0,005), UL6 Rotasyon (p:0,002) değerlerindeki düşüşün istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Sonuç: Bu çalışmanın sonuçlarından elde edilen veriler, bu tedavi yönteminin alternatif bir tedavi yöntemi olarak klinik uygulamada kullanılmasının yararlı olacağını ortaya koymuştur. Ancak daha kesin sonuçların elde edilmesi için daha büyük hasta grupları ile yapılacak çalışmaların literatüre katkıda bulunacağı açıktır. Anahtar Kelimeler: Konjenital lateral eksikliği, Palatal mini vida, TPA, Kapalı yay.Doctoral Thesis Sabit ortodontik tedavi sonrası farklı oral hijyen protokollerinin diş eti iyileşmesi üzerindeki etkisinin incelenmesi(2022) Kaya, Gülcan Danacı; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsBu çalışmanın amacı; sabit ortodontik tedavi sonrası farklı oral hijyen protokollerinin farklı dönemlerde elde edilen klinik indeks parametrelerine dayanarak diş eti iyileşmesi üzerindeki etkisinin araştırılması üzerine yapılmıştır. Araştırma İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı'nda sabit ortodontik tedavisini tamamlamış ve yaşları 14-30 arasında değişen 90 bireye dayanmakta olup, sabit ortodontik tedavilerinin sonlandığı gün ve takibinde birer ay ara ile kayıt edilen klinik indeks incelemeleri ve oral hijyen kontrollerini içermektedir. Çalışmayı eşit sayıda birey içeren 5 grup oluşturmakta olup tüm gruplarda Sensodyne Çok Yönlü Koruma Diş Fırçası, Sensodyne Promine Günlük Koruma Diş Macunu ek olarak aşağıdaki oral hijyen araçları verilmiştir. İlk grupta ek olarak Tepe Arayüz Fırçası kullanılmıştır. İkinci grupta ek olarak Superfloss kullanılmıştır. Üçüncü grupta ek olarak, Colgate Total Arayüz Diş İpi, Listerine Zero Ağız Bakım Suyu kullanılmıştır. Dördüncü grupta ek olarak, Tepe Arayüz Fırçası, Superfloss ve Listerine Zero Ağız Bakım Suyu kullanılmıştır. Beşinci grupta ek olarak, Superfloss ve Tepe Arayüz Fırçası kullanılmıştır. Çalısmada her bir bireyin alt ve üst tüm diş dizisi incelenmiştir. Bu dişlere ait plak indeksi, kanama indeksi, cep derinliği, keratinize diş eti genişliği ve fenotip parametlerine bakılmıştır. Ölçümler; debonding işleminin yapıldığı seans (T0), debonding işlemini takiben dörder hafta ara ile ikinci seans (T1), üçüncü seans (T2) ve dördüncü seans (T3) olmak üzere dört ayrı dönemde tekrarlanmıştır. Çalışmanın sonucunda her bir protokol dişin tüm yüzey alanları için plak eliminasyonunda benzer etkinlik göstermiş olmalarına rağmen Grup 4 istatistiksel olarak daha başarılı bulunmuştur. Diş fırçamalama sonrası interproksimal bölge hijyeni için farklı araçlar kullandırılmış ve arayüz fırçasıyla beraber ağız gargarası kullanımının periodontal iyileşmeyi daha iyi sağladığı sonucuna varılmıştır.Doctoral Thesis Sınıf III kamuflaj tedavisinde palatinal iskeletsel ankraj destekli dentoalveolar mesializasyonun klinik etkilerinin araştırılması(2022) Mert, Banu; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsBu tez çalışmamızda amacımız, sınıf III kamuflaj tedavisinde palatinal bölgeye yer-leştirilen mini vidalardan destek alarak elde edilen maksiller dentoalveolar mesializasyo-nun sefalometrik röntgen ve dijital model analizlerini yaparak klinik etkilerinin değerlen-dirilmesidir. Çalışmada, yaşları 15-37 aralığında değişen 7'si erkek, 8'i kadın toplam 15 bireyden mesializasyon öncesi ve sonrası alınan sefalometrik film ve dijital modeller gereçlerimizi oluşturmuştur. Çalışmada 15 yaş üstü, daimi dentisyona sahip, sınıf III kamuflaj amaçlı maksiller dentoalveolar mesializasyon gereksinimi olan ve herhangi bir sistemik hastalığı bulunmayan hastaların dahil edilmesine dikkat edilmiştir. Mesializasyon başlangıcında yaş ortalaması 19.27±5.76 olan 15 bireyde seviyeleme sonrası diasteması olan hastalarda diastemaların hızla kapanması için 0.018 inç paslan-maz çelik tel, diasteması kapandıktan sonra ve diastemasız olan hastalarda da 0.017X0.025 inç paslanmaz çelik tel yerleştirilerek mesializasyon işlemine başlanmıştır. Anterior palatinal bölgede 3. rugaların distaline yerleştirilen 2 adet 8mm'lik paslanmaz çelik vidalardan 0.9 inç paslanmaz çelikten yapılan transpalatal arka nikel titanyum kapa-lı yaylar bağlanarak mesializasyon kuvveti oluşturulmuştur. Tedavi sürecinde meydana gelen değişiklikleri belirlemek amacıyla toplam 15 para-metre ölçülmüştür. 15 ölçümden 9'u istatistiksel olarak anlamlı bulunurken, 6 ölçümde anlamlı değişim bulunamamıştır. İstatistiksel verilere göre; üst molarlarda 3.57 mm mesializasyon, üst keserlerde 5.73° proklinasyon ve 1.77 mm mesializasyon, overjette ortalama 1 mm artış ve üst molarlarda 5.13° ila 8.57° mesiobukkal rotasyon saptanmıştır. Overbite artışı, maksiller okluzal düz-lem ve mandibulada herhangi bir rotasyon saptanmamıştır.Doctoral Thesis Trident apareyi ile üst molar mezializasyonunun sefalometri ve model ölçümleri ile değerlendirilmesi(2022) Kahraman, Dilara; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsBu tez çalışmasında amacımız, kliniğimizde geliştirilen trident apareyi ile infrazi-gomatik krest vidasından destek alarak gerçekleştirilen üst birinci molar diş meziali-zasyonunu lateral sefalometrik film ve dijital model analizleriyle değerlendirmektir. 5 kadın, 10 erkek toplam 15 bireyden mezializasyon öncesi ve sonrasında alınan se-falometrik filmler ve dijital modeller araştırmamızın gerecini oluşturmuştur. Araştır-maya dahil edilen bireylerin 15 yaş ve üstünde olmasına, daimi dentisyona geçmiş ol-masına, tek veya çift taraflı üst molar mezializasyonu ihtiyacının infrazigomatik krest vidası ve trident apareyi ile tedavi edilmiş olmasına ve sistemik olarak sağlıklı olması-na dikkat edilmiştir. Mezializasyon başlangıcında yaş ortalaması 19.2±6.7 olan 15 bireyde seviyeleme aşaması tamamlandıktan sonra 0.018 inç paslanmaz çelik teller üzerinde mezializas-yona başlanmıştır. İnfrazigomatik krest vidalarının yerleştirildiği seans mezializasyon başlanmıştır. Kapalı nikel-titanyum yaylar ile 300 gr kuvvet uygulanmıştır. Tedavi süresince meydana gelen değişiklikleri belirlemek amacıyla toplam 7 para-metre ölçülmüştür. Ölçümlerin değerlendirilmesi sonucu 7 parametrenin 6 tanesinde istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler bulunmuştur. İstatistiksel veriye göre; üst birinci molar diş 3.25 mm mezialize, 0.4 mm ekstrüze olmuştur. 2.85˚ mezial yönde devrilme görülmüştür. 2.48˚ meziopalatinal rotasyon saptanmıştır. Üst keser dişlerde 7.23˚ proklinasyon bulunmuş, okluzal düzlem 2.63˚ saat yönünün tersine rotasyon yapmıştır.Doctoral Thesis Yüz maskesi tedavisi sonrası 6 aylık bionator tedavisinin klinik etkilerinin sefalometrik olarak araştırılması(2023) Günüşen, Eylül; Erverdi, Ahmet Nejat; Ortodonti / OrthodonticsBu tez çalışmasında amacımız, üst çene geriliğine bağlı sınıf III maloklüzyona sahip bireylerde yüz maskesi tedavisi sonrası Sınıf III Bionatör aygıtı ile 6 aylık pekiştirme tedavisinin sefalometrik etkilerinin incelenmesidir. 8'i kız ve 3'ü erkek olmak üzere toplam 11 bireyden yüz maskesi tedavisinin bitiminde ve Sınıf III Bionatör apareyinin kullanımın 6.ayında alınan sefalometrik filmler araştırmamızın gerecini oluşturmuştur. Araştırmaya dahil edilen bireylerin sistemik ve mental olarak sağlıklı olmaları, düzenli kullandıkları bir ilaç bulunmaması, ortodontik tedavi kontraendikasyonu olmaması, 7-10 yaş aralığında olması ve üst çene gelişim geriliğine bağlı iskeletsel Sınıf III malokluzyonun yüz maskesi ile tedavi edilmiş olmasına dikkat edilmiştir. Yaş ortalaması 9.64±1.43 olan 11 bireyde yüz maskesi kullanımı sonrası Sınıf III Bionatör apareyi verilmiş ve 6 ay boyunca günde 16 saat kullandırılmıştır. Pekiştirme tedavisi sürecinde meydana gelen değişimleri belirlemek amacıyla toplam 16 parametre ölçülmüştür. Ölçümlerin değerlendirilmesi sonucu 16 parametrenin 2 tanesinde istatistiksel olarak anlamlı değişim bulunmuştur. İstatistiksel veriye göre FMA açısında 2,82° artış görülmüş, N ⊥ A ölçümünde ise 2,6 mm azalma tespit edilmiştir.