Doktora Tezleri / Phd Degree Theses
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/23
Browse
Browsing Doktora Tezleri / Phd Degree Theses by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 296
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Türkiye'de içhat havayolu talep tahmini(2013) Sivrikaya, Orhan; Tunc, EnarTürkiye'de iç hat havayolu yolcu tahmini modelini, klasik yönteme göre karşılaştırmalı olarak yapay zeka yöntemini kullanarak geliştirmek ve sonuçlarını sınayarak tahmin performansını ölçmek.Doctoral Thesis Liderlik tarzları ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkinin güçlendirmenin ara bulucu değişken etkisi ile incelendiği ampirik bir çalışma(2013) Aydoğdu, Sinem; Bakoğlu, RefikaBu çalışmanın temel amacı, dönüşümcü/etkileşimci liderlik ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkinin, psikolojik güçlendirmenin ara bulucu değişken etkisi üzerine odaklanılarak incelenmesidir. Araştırma, İstanbul ilinde faaliyet gösteren ve üretim yapan 3 adet ilaç firmasında çalışan 483 çalışan ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, dönüşümcü liderliğin tüm alt boyutlarının güçlendirmenin tüm alt boyutları ile anlamlı ve pozitif bir ilişki içinde olduğu bulunmuştur. Ayrıca, etkileşimci liderlik ile güçlendirme arasında da anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğu bulunmuştur. Yalnız, araştırma örneklemi çerçevesinde güçlendirmenin ?yetkinlik? alt boyutu etkileşimci liderliğin hiçbir alt boyutu ile anlamlı bir ilişki içinde olmadığı gözlemlenmiştir. Yine aynı çerçevede güçlendirme değişkeninin tüm alt boyutları, örgütsel bağlılık değişkeninin tüm alt boyutları ile anlamlı ve pozitif bir ilişki içinde tespit edilmiştir. Dönüşümcü liderlik değişkeninin tüm alt boyutları da örgütsel bağlılık ile anlamlı ve pozitif bir ilişki içinde olduğu gözlemlenmiştir. Benzeri şekilde araştırmanın sınırları çerçevesinde etkileşimci liderlik de örgütsel bağlılık ile anlamlı ve pozitif bir ilişki içinde olduğu ve güçlendirmenin dönüşümcü liderlik ve örgütsel bağlılık arasında kısmi ara bulucu etkisi bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, araştırma bulguları etkileşimci liderlik ve örgütsel bağlılık arasında güçlendirme ara bulucu değişken etkisinden ziyade ara değişken etkisinde bulunabileceğini işaret etmektedir. Anahtar kelime: Dönüşümcü liderlik, etkileşimci liderlik, güçlendirme, örgütsel bağlılık.Doctoral Thesis Elektronik parkedecilik sektöründe tedarik yönlü tedartik zincir yönetimi uygulamaları ve elektronik sistem başarı fakttörlerinin organizasyon performansı üzerine etkisi(2014) Incesu, Gencay; Tanyaş, Mehmet; Aşıkgil, BarışBu tezin amacı tedarik yönlü tedarik zinciri yönetimi uygulamaları (stratejik tedarikçi işbirliği, paylaşılan bilginin seviyesi, paylaşılan bilginin kalitesi), elektronik ticaret sistem başarı faktörleri (kullanıcı memnuniyeti, algılanan fayda, sistem kalitesi, hizmet kalitesi, bilgi kalitesi) ve organizasyonların performansı arsındaki ilişkiyi araştırmaktır. Araştırma Türkiye'de elektronik perakendecilik sektöründe yapılmıştır. Bu çalışmada verileri toplamak ve tedarik yönlü tedarik zincir yönetimi uygulamaları, elektronik ticaret sistem başarı faktörleri ve organizasyon performansı arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırma Türkiye'de elektronik perakendecilik sektöründe 131 organizasyon temsilcisi üzerinde yapılmıştır. Sonuçlar gösteriyor ki; stratejik tedarikçi işbirliği, paylaşılan bilgi seviyesi, paylaşılan bilgi kalitesi, kullanıcı memnuniyeti ve algılanan fayda önemli boyutlardır ve organizasyon performansı üzerinde önemli pozitif etkisi vardır. Ayrıca sonuçlar gösteriyor ki; sistem kalitesi, hizmet kalitesi ve bilgi kalitesi önemli değişkenlerdir ve kullanıcı memnuniyeti ve algılanan fayda üzerinde önemli etkisi vardır.Doctoral Thesis Tedarik zinciri yapısının iş performansı üzerinde etkisi: İlaç endüstrisi üzerine bir çalışma(2014) Göllü, Emre; Tunç, Enar AhmetBu çalışmanın ana amacı, Türkiye'deki ilaç firmalarının tedarik zinciri yapılarını araştırmak, firmaların tedarik zinciri yapılarının, iş performansları üzerindeki etkisini incelemek ve firmaları tedarik zinciri yapılarına gore sınıflandırmak; bunun yanı sıra, tedarik zinciri yapıları arasında, çokulusluluk, ürün orijinalliği ve sahiplik yapısına göre anlamlı farkları ve ayrıca iş performansları arasında çokulusluluk, ürün orijinalliği ve sahiplik yapısına göre anlamlı farkları incelemektir. Elde edilen sonuçlar, Türkiye'deki ilaç firmalarının tedarik zinciri yapılarının, iş performansları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bu araştırmanın sonuçları Türkiye'deki ilaç firmalarının tedarik zinciri yapıları arasında çokulusluluk, ürün orijinalliği ve sahiplik yapısı bakımlarından anlamlı farklılıklar bulunduğunu ortaya koymaktadır. İlave bir sonuç, Türkiye'deki ilaç firmalarının iş performansları arasında ürün orijinalliği bakımından anlamlı bir farklılık bulunmasıdır. Bu çalışma, tedarik zinciri yapısının iş performansı üzerindeki etkisini ortaya koyan, tedarik zinciri yapısı ile çokulusluluk, tedarik zinciri yapısı ile ürün orijinalliği, tedarik zinciri yapısı ile sahiplik yapısı ve ürün orijinalliği ile iş performansı arasındaki anlamlı ilişkileri gösteren bir modeli geliştirip geçerli kılmak suretiyle hem teoriye hem de uygulamaya katkı sağlamaktadır. Literatürdeki boşluklara hitap etmekle birlikte yöneticiler ve yatırımcılar için bir temel oluşturmaktadır.Doctoral Thesis 2008 Küresel Kriz ve Türkiye ekonomisine yansımaları, 1994 ve 2001 karşılaştırılması(2014) Tiftik, Canan; Ünal, TarganBu çalışma, 2008 yılında ABD (Amerika Birleşik Devletleri) finans sektöründe başlayan ve küreselleşen ekonomik krizin kapsamını ve Türkiye ekonomisine etkilerini incelemektedir. Bunun için kriz analiz edilerek, literatür araştırması yapılmış ve tezin amacına uygun detaylar hazırlanmıştır. 2008 krizinde Türkiye ekonomisinde uzun dönemde ekonomik gidişatın ne yönde olduğu; büyüme trendi, ihracat, ithalat, GSMH gibi verilerin nasıl etkilendiği anlatılmıştır. 2008 krizinin Türkiye ekonomisini teğet geçip geçmediği ise yapılan istatistikî analizler çerçevesinde yorumlanmıştır. Finansal krizlerin özellikleri, bu krizleri açıklayan teoriler analiz edilmiştir. 1994- 2000–2001 Krizleri ile 2008 krizinin ortak ve farklı yönleri incelenip açıklanmıştır. 2003–2013 yılları arasında sanayi endeksi veri analizi hazırlanmıştır. Krizin gelişme süreci ve ana göstergeleri incelenmiştir, reel ekonominin sanayi endeksleri bazında durum analizi yapılmıştır. Krizin sonuçlarının ve uygulanan politikaların detaylı araştırması hazırlanmıştır. Bu çalışmada, para ve maliye politikalarının önemi anlatılmıştır. Türkiye'nin yaşadığı krizleri önlemede kullanılan politikalar açıklanmıştır. Tez'in başlıca konusu olan 2008 küresel krizinin içeriğinin çok büyük olması sebebiyle, krizin diğer gelişmiş ve gelişmekte olan etkileri incelenmemiş, sadece krizin çıkış yeri olan ABD ekonomisi ve Türkiye ekonomisi ile sınırlandırılmıştır. ABD kaynaklı 2008 küresel krizin Türkiye ekonomisine etkisi dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) verilerinden ve araştırmalarından faydalanılmıştır. Türkiye'de yaşanan 1994, 2000 ve 2001 krizlerinin ekonomik süreçleri detaylı bir şekilde incelenmiş ve 2008 kriziyle kıyaslanarak açıklanmıştır. Krizlerde yapılan müdahaleler ve yeniden yapılandırmalar anlatılmıştır. Bu tezde, ayrıca krizden çıkış için yapılması gerekli politikalar anlatılmış, önerilerde bulunulmuştur. Tez çalışması, altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tezin giriş ve amaç kısmı yer almaktadır. İkinci bölümde; kriz teorisinin içeriği anlatılmıştır. Finansal İstikrarsızlık Hipotezi ve Minsky Anı olgusu açıklanmıştır. Bunun yanında borç-deflâsyonu, Hicks yaklaşımı, finansal kriz modelleri, İktisat Okulu akımları, finansal bulaşıcılık olgusu, kaldıraç yöntemleri detaylı bir şekilde çalışılmıştır. Üçüncü bölümde; 2008 küresel krizin nedenleri ve ortaya çıkışı analiz edilerek açıklanmıştır. Bu analiz içerisinde, denetimin önemi, Teminatlandırılmış Borç yükümlülüklerinin işlevleri yer almıştır. Bunun yanında, finansal çöküşün nasıl oluştuğu, ABD yönetiminin bu noktadaki yönetim hataları, krizin yayılması, maliye politikalarının önemi, krize ABD hükümetinin müdahaleleri detaylı bir biçimde çalışılmıştır. Dördüncü bölümde; Türkiye'nin yaşadığı 1994, 2000 ve 2001 krizleri anlatılmıştır. Bu krizlerin 2008 küresel krizi ile benzerlikleri ve farklılıkları tartışılmıştır. Krizlerin genel özellikleri analiz edilmiştir. 2008 küresel kriz öncesinde Türkiye ekonomisinin büyüme kaynakları incelenmiştir. 2008 krizinin Türkiye'ye etkileri açıklanmıştır. Bunun yanında, Maliye Politikasının işlevi, Türkiye'nin 2008 yılı makro ekonomik durumu, Asyalaşma uygulamaları, Devlet müdahaleleri detaylı bir biçimde çalışılmıştır. Beşinci bölümde; uygulama modeli olarak Türkiye ekonomisinin kriz yıllarında; özel tüketim harcamaları, yatırım harcamaları, kamu harcamaları, mal ve hizmet ihracatı, mal ve hizmet ithalatı, reel tarım üretimi, reel madencilik üretimi, reel imalat üretimi, reel inşaat üretimi, reel hizmetler üretimi, bankacılık kredi arzı, ÜFE bazlı reel efektif döviz kuru, TÜFE ve ÜFE bazlı fiyatlar genel düzeyi, GDP (reel GSYİH) verileri [1987- 2007] ve [2003- 2013] serileri şeklinde GSYH 1987 Q1 100 olmak üzere tek bir endekse dönüştürülmüştür. Tablo, temel istatistikler şeklinde gösterilerek veriler 3 aylık olarak alınmış ve çalışılmıştır. Yıllık büyüme oranları, mevsimsellikten arındırılarak çalışılmıştır. Her kriz dönemi, GSYİH'nın büyümesinin en düşük olduğu dönem ''0'' olarak işaretlenmiş ve iki sene önce ve iki sene sonrası alınarak hesaplanmıştır. Her bir veri; 1994, 2001 ve 2008 yılı olarak üç sütunda sınıflandırılmıştır. Altıncı bölümde; sonuç ve öneriler kısmı yer almaktadır. Kaynaklar ve Ekler kısmı detaylı bir şekilde hazırlanmıştır. Özgeçmiş bilgileri tezin en son kısmında bulunmaktadır.Doctoral Thesis Belediyelerde kredi derecelendirme analizi üzerine bir model önerisi(2014) Münyas, Turgay; Ünal, Halit Targan; Uluslararası Finans / International FinanceDünyada yaşanılan küreselleşme olgusunun bütün ekonomiler üzerinde yaratmış olduğu sonuçlara bakıldığında kamu ya da özel sektör fark etmeksizin tüm iktisadi karar birimlerinin yaşam alanları her geçen gün zorlaşmaktadır. Küreselleşme olgusunun küresel ölçekte yaratmış olduğu rekabet tüm iktisadi karar birimlerinin yaşam alanlarını sınırlamaktadır. Ortaya çıkan bu sonuçlar ya da yaşanılan bu süreç iktisadi birer kurum olarak faaliyet gösteren tüm yapılar için yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bu süreç makroekonomik karar birimlerinden biri olan özel veya kamu kurumlarının yönetim yapılarını ya da yönetimlerine ilişkin yeni yasal düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Özellikle de kamu kaynaklarının kullanım yerleri ülkelerin ekonomileri için büyük bir önem arz etmektedir. Ülke ekonomileri için önem arz eden bu durum kamu yönetimi anlayışının değişmesini ve yasal düzenlemelerle yeniden oluşturulmasını bu yönetim anlayışının hesap verilebilir, şeffaf ve adil bir biçimde olmasını gerekli kılmaktadır. Oluşturulan bu yönetim anlayışı kamu kurumlarının kuruluş amaçları doğrultusunda ve kamunun yararına kullanılması gereken tüm kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır. Söz konusu değişim, ekonominin bütününe teşmil olunarak her kademede pozitif bir dışsallık yaratacaktır. Bahsi geçen dışsal yapının kamu tarafından sunulan hizmetlerin niteliğini de arttıracaktır. Bu kapsamda kamunun önemli yapı taşlarından biri olan yerel yönetim birimlerinden olan belediyeler, belediyelerin fon kaynakları, fon kaynaklarının tedariki sürecinde mali yapılarının analiz edilmesi, analiz sonuçlarının derecelendirmesini gerçekleştiren derecelendirilme kuruluşlarının ve bu kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen derecelendirme süreci tanımlanarak ve analiz edilerek bunlara ilişkin çalışmalar incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Yerel Yönetimler, Belediyeler, Kredi derecelendirme Kuruluşları, Kredi Derecelendirme, Kurumsal YönetimDoctoral Thesis Turk vakıf üniversitelerine rekabet avantajı sağlayacak unsurların belirlenmesi ve analizi(2014) Aydın, Oya; Tunç, Enar AhmetSon yıllarda Türkiye'de yüksek öğretim dünyadaki yeni gelişimler paralelinde yeni bir döneme girdi denilebilir. 1984'te yalnızca 1 vakıf ve 27 devlet üniversitesi bulunan ülkemizde bugün 108 devlet 70 vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Üniversite sayısındaki bu artış dünyadaki gelişmelerin de etkisiyle yüksek öğretim alanında daha rekabetçi ve daha dinamik bir ortamı da beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla, böyle bir ortamda 'rekabet avantajı' kavramı yüksek öğretim kurumları için de önem kazanmıştır. Bu nedenle, çalışmamız, Türkiye'deki vakıf üniversitelerine rekabet avantajı sağlayacak olan unsurların tespit edilmesi ve analizine yönelik hazırlanmıştır. Bunu yaparken stratejik yönetim yazınının en önemli iki teorisinden faydalanılmış olup, Kaynak Temelli Yaklaşım, rekabet avantajı unsurlarının belirlenmesi ve analizinin yapılabilmesi için kullanılmış; Porter'ın Beş Güç Teorisi ise akademisyen algısı ölçmek için incelenmiş ve bulgular analizlere destek olarak ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçların, gerek Türk yüksek öğretimine şekil veren devlet yetkilileri gerekse üniversitelerin yönetim kadrosundaki kişiler ve akademisyenlerimiz için faydalı olacağı kanısındayız.Doctoral Thesis Kriz sürecinde işletmelerin finansmanında katılım bankalarının rolü ve mevduat bankaları ile mukayesesi: Bir uygulama(2014) Kalav, Ömer; Ünal, Halit TarganÖzellikle kriz dönemlerinde reel sektör firmalarının en ciddi sorunu finansman sağlamak ve krizi bu yolla yönetebilmektir. Bilindiği gibi reel sektörün en önemli ve birincil finans kaynağı bankalardır. Son yıllarda gittikçe önemi artan ve bankalara benzer şekilde işletmelere finans sağlayan Katlım Bankalarıda bu sürecin bir parçası olmuştur. Çalışmamızda özellikle kriz dönemlerinde Reel sektör firmalarının Bankalar ve Katılım Bankaları ile çalışmaları irdelenmiş ve krizi atlatma ve krizde finansal sorunlarını çözme bağlamında bir değerlendirme yapılmıştır. Katılım Bankacılığın sektör içerisindeki payının düşük olması ve niceliksel bir analiz yapmaya yetecek seviyede bir tarihsel gelişimi bulunmaması çalışmanın en önemli kısıtı olmuştur. Buna bağlı olarak derinlemesine mülakat yöntemi tercih edilmiş olup, toplamda 18 firma ile derinlemesine mülakat yapılmıştır. Karşılaştırmanın sağlıklı bir şekilde yapılması için bu firmalardan 6 tanesi sadece Katılım Bankası ile çalışan firma, 6 tanesi sadece Mevduat Bankası ile çalışan, 6 tanesi ise hem Katılım hemde Mevduat Bankası ile çalışan firma seçilmiştir. Firmaların birbirine yakın özellikte olmasına azami gayret gösterilmiş ve firma temsilcilerininde benzer niteliklere sahip olmasına dikkat edilmiştir. Toplam 18 sorudan müteşekkil soru seti mülakat esnasında derinleştirilmiştir. Değerlendirme sonucunda Kriz dönemlerinde katılım bankaları ile çalışan işletmelerin mevduat bankaları ile çalışan işletmelere göre krizi daha kolay atlattıkları müşahade edilmiştir. İşletmelerin likidite konusundaki duyarlılıkları, kullanılan kredilerin karşılığının bilançoda yer alması (Asimetrik Enformasyon), kriz dönemlerinde mevcut kredilerin geri çağrılmıyor olması ve yine kriz dönemlerinde fon kullandırım oranlarında bir değişiklik yapılmıyor olması bu durumu ortaya çıkartan en önemli etkenler olarak görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Katılım Bankaları, Mevduat Bankaları, Kriz, Faizsiz Bankacılık, Reel Sektör İşletmeleri ve Kriz, Finansman, Asimetrik EnformasyonDoctoral Thesis Entelektüel sermaye ve okul performansı: Özel ortaokullarda bir araştırma(2014) Altan, Senem; Sınıksaran, EnisBu çalışmanın temel amacı İstanbul'da faaliyet gösteren özel ortaokullardaki entelektüel sermayenin yapısını ve okul performansı ile ilişkisini incelemektir. Çalışmanın ilk üç bölümünde entelektüel sermayeye ilişkin çeşitli teori ve uygulamaları tanıtan literatür araştırması gerçekleştirilmiştir. Özel öğretim kurumlarının entelektüel sermaye ve benzeri ölçümlerle değerlendirilme süreçleri tartışılmıştır. Araştırmanın uygulamasını tanıtan beşinci bölümünde çalışmanın hipotezleri ortaya konulmuş ve testleri amacıyla istatistiksel yöntemler uygulanmıştır. Bu analizlerde araştırmanın evreni kabul edilen İstanbul ilinde faaliyet gösteren 276 özel ortaokuldan geri dönen 252 okul yöneticisine uygulanan anketlerden elde edilen veriler kullanılmıştır. Verilere öncelikle betimsel analizler uygulanmış, sonuçlar çeşitli tablo ve grafiklerle sunulmuştur. Bu süreçte ileride kullanılacak modellerin varsayımları da sınanmıştır. Ardından çalışmada yer alan hipotezlerin testi amacıyla Açıklayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizleri ile Yapısal Eşitlik Modellemesi yöntemleri kullanılmıştır. Bu analizlerin sonucunda özel ortaokul sektörüne ilişkin entelektüel sermayenin yapısı, bileşenleri, bu bileşenlerin aralarındaki ilişkileri ve de okul performansı üzerine dolaylı ve dolaysız etkilerine yönelik bulgular elde edilmiştir. Bulgular sonuç bölümünde teorik ve ampirik bağlamlarıyla tartışılmıştır.Doctoral Thesis Farklı vitrin dizaynlarının farklılaşan alışveriş motivasyonlarında mağaza ziyaretine etkisi(2015) Karabıyıkoğlu, Melik; Kanıbir, Hüseyin AbdurrahmanVitrin dizaynının ana amacı müşterinin ilgisini çeken, ürün bilgilerinin alışverişçiye ulaştırılmasıdır. Bu nedenle, vitrinlerin oluşturduğu psikolojik hissiyatlar ve duygular vardır ve mağaza imajı hakkında müşteriye ilk bilgilerin verilmesini sağlar. Genellikle mağazaya girişi ve ürün satın alma karanı etkiler. Bu çalışmanın ana amacı, belirlediğimiz sektörde müşteri alışveriş motivasyonları doğrultusunda farklı vitrin dizaynlarının etkisini araştırmak. Böylece; 1) Ana firma ile bayi arasında vitrin dizaynı farklılıklarının etkisinin; 2) tüketici alışveriş motivasyonları ile vitrin dizaynı arasındaki ilişkiyi; ve 3) vitrin dizaynın stratejik pazarlama aracı olup olmadığının ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Bulgular gösterdi ki, vitrin dizaynı müşterilerin mağazaya ziyaretini belirli oranda etkilemektedir. Ayrıca, gerek ana firma, gerek bayi tek başına vitrini dizayn ettikleri zaman müşteriyi yakalamak konusunda boşluklar kalmaktadır. Bu nedenle birlikte çalışmaları gerekmektedir. Son olarak, vitrin dizaynının lokasyon bazlı olarakta ele alınarak nasıl daha iyi yapılacağı ortaya çıktı. Çünkü müşteri alışveriş motivasyonları, müşterinin zaman geçirdiği yere göre değişiklik göstermektedir. Bu çalışma, vitrin dizaynın iyi yönetilmesi, organizasyonel aidiye, marka algısı, alışveriş motivasyonu ve mağaza lokasyonları arasındaki anlamlı ilişkileri gösteren bir modeli geliştirip geçerli kılmak suretiyle hem teoriye hem de uygulamaya katkı sağlamaktadır. Literatürdeki boşluklara hitap etmekle birlikte ana firma ve bayiler için bir temel oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Perakende pazarlaması, vitrin dizaynı, görsel tanzim teşhir,tüketici alışveriş motivasyonu, SOR modeli, ziyaret, organizasyonel aidiyet, marka algısı.Doctoral Thesis Müşteri ilişkileri yönetiminin iş performansı üzerindeki etkisi: Kimya endüstrisi üzerine bir uygulama(2015) Kayı, Tuğrul Aydın; Yamamoto, Gonca TelliGloballeşme çeşitli ülkelerde pozisyonlarını güçlendirmeyi amaçlayan şirketler için önemli bir konudur. Global rekabet nedeniyle müşteri ilişkileri yönetiminin önemi giderek artmaktadır. Şirketler global pazarlarda varolabilmek için, özellikle müşterilerini elde tutmak ve pazar paylarını arttırmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle özellikle yeni fikir ve yaklaşımlar araştırılmaktadır. Müşteri ilişkileri yönetimi, rekabetsel üstünlük sağlamak için gereken başarı faktörlerinden birisi olarak görülmektedir. Müşteri ilişkileri yönetimi ve SAP CRM ile ilgili akademik ve iş yaşamında bir çok araştırma bulunmasına rağmen, SAP CRM'in önemli bileşenleri, kritik başarı faktörleri ve iş performansı arasındaki ilişkileri inceleyen sınırlı sayıda araştırma vardır. Literatürde, özellikle kimya endüstrisi için bu değişkenleri inceleyen bir çalışma bulunamamıştır. Buna göre, bu çalışmanın amacı müşteri ilişkileri yönetiminin kritik başarı faktörleri, SAP CRM'in önemli bileşenleri ve iş performansı arasındaki ilişkileri incelemektir. Bunlara ek olarak, kritik başarı faktörlerinin ve SAP CRM'in önemli bileşenlerinin iş performansı üzerine ve daha detaylı olarak toplam performans, pazarlama performansı ve finansal performans etkilerini olan etkilerini araştırmak çalışmanın diğer bir amacını oluşturmaktadır. Üçüncü olarak, araştırma yapılan şirkete bağlı olan ve 14 farklı ülkede bulunan şubeleri GLOBE çalışmasına göre gruplandırılmıştır. Bu gruplandırmanın amacı, kritik başarı faktörleri, SAP CRM'in önemli bileşenleri ve iş performansı açısından algısal farklılıp bulunup bulunmadığının anlaşılmasıdır. Araştırmanın modeli, bu amaçlara yönelik geliştirilmiş ve şirketin 14 farklı ülkesinde bulunan şubelerinden elde edilen verilere göre bilimsel yönemlere dayalı olarak test edilmiştir. Bu çalışma için veri toplama yöntemi olarak anket seçilmiştir. Araştırma modeline göre doğrulayıcı veri analizleri yapılmıştır. Araştırma bulguları, SAP CRM'in önemli bileşenleri ile iş performansı arasında genel anlamda anlamlı bir ilişki olmadığını göstermiştir. Diğer taraftan, SAP CRM'in önemli bileşenlerinin hiç bir iş performansı değişkenleri üzerine etkisinin olmadığı söylenememektedir. Elde edilen bulgulara gore, SAP CRM'in önemli bileşenlerinin şirketin genel performansı üzerinde etkisinin olduğu belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle, söz konusu bileşenlerin uygulanmasının şirketin genel performansı ve toplam karlılığı üzerinde pozitif etkisinin olduğu belirlenmiştir. Pazarlama performansı açısından, SAP CRM'in önemli bileşenlerinin genel anlamda bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Ancak, SAP CRM'in önemli bileşenlerinin her birinin pazarlama performansı üzerinde farklı etkilerinin olduğu bulunmuştur. Buna benzer olarak, bu bileşenlerin genel anlamda finansal performans üzerinde etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Ancak, finansal performans üzerinde söz konusu bileşenlerin ayrı ayrı ve farklı olarak etkilerinin olduğu saptanmıştır. Kritik başarı faktörlerini hakkında ise bu faktörlerin iş performansı üzerinde genel olarak etkisini olmadığı belirlenmiştir. Buna karşılık, uygulamaya başlangıç adımlarını planlanması ve ölçme, izleme ve değerlendirme kriterlerinin iş performansı üzerinde etkisinin olduğu saptanmıştır. Bunlara ek olarak, GLOBE çalışmasına gore gruplandırılan şirketin şubeleri arasında algısal farklılık olmadığı bulunmuştur. Bu tüm şubelerin, araştırma modelindeki tüm değişkenler üzerinde görüş birliği içinde olduğunu ifade etmektedir. Bu çalışma teoride ve uygulamada, SAP CRM'in önemli bileşenleri ile kritik başarı faktörlerinin iş performansı üzerindeki etkilerini ortaya çıkaran modelin geliştirilmesi ve doğrulanması açısından katkıda bulunmuştur. Çalışmanın kapsamı nedeniyle, bu araştırma SAP CRM uygulamaları ve iş performansı parametreleri arasında bağlayıcı rol oynamaktadır. Bu çalışma, literatürdeki boşluğu doldurmakle beraber, şirket yöneticilerine ve müşteri ilişkileri yönetiminden sorumlu müdürlere temel oluşturmaktadır. Anahtar kelimeler: Müşteri ilişkileri yönetimi, SAP CRM, Globe çalışması, iş performansı, kritik başarı faktörleri, CRM yazılımları.Doctoral Thesis Kültürel farklılıkların işletmelerde örgüt içi iletişim, iş tatmini, bireysel performans ve örgütsel bağlılık kavramları arasındaki ilişkiye etkileri: Türkiye-Rusya örneği(2015) Özpehlivan, Murat; Acar, Avni Zafer; Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık / International Logistics and TransportationÇalışmada, sosyal bilimler literatüründe sıkça araştırılan kavramlardan olan örgüt kültürü, iş tatmini, örgütsel iletişim, örgütsel bağlılık ve bireysel performans kavramları ile bu kavramlar arasındaki ilişkiler araştırılmış, kültür etkisinin bu kavramlar üzerinde ülkelere göre göstermiş olduğu farklılıklar incelenmiştir. Bu kapsamda özellikle birey iş tatmininin ölçülmesine dönük olarak kültür etkisinin de dikkate alınması suretiyle kavramın ölçümüne dönük olarak yeni bir ölçek geliştirme yoluna gidilmiştir. Ayrıca günümüz örgüt ve işletmelerinin küreselleşen dünya ve gün geçtikçe artan rekabet ortamında ortaya koydukları globalleşme ve dışa açılma performansları ekseninde insan kaynakları unsurlarının eğitim, danışmanlık, müşteri ve tedarik zincirinde irtibat kurmak zorunda oldukları çevresel etkileri tanımlayan 'Dış Çevre' faktörü de iş tatmini ölçeğine kazandırılan yeni bir boyut olmuştur. Bu araştırma sürecinde belirli bir araştırma modeli ve buna bağlı olarak hipotezler geliştirilmiştir. Bu araştırma modeli, iş tatmini kavramına dönük altı boyut ile örgüt kültürü, örgütsel iletişim, örgütsel bağlılık ve bireysel performans alt boyutlarından oluşmaktadır. Araştırma sürecinde örgütsel iletişim boyutlarından bilgilendirme boyutu, bireysel ve örgütsel konularda yapılan bilgilendirme biçiminde, bireysel performans kavramı da bireyin yaptığı iş ve faaliyetlerin sonuçları bakımından temel performans ve başarı performansı şeklinde iki ayrı faktör olarak değerlendirilmiştir. Türkiye ve Rusya'da, tekstil sanayiin fermuar kolunda faaliyet gösteren işletmelerde istihdam edilen 699 çalışandan elde edilen verilerle ölçeğin geçerliliği ve güvenilirliği doğrulayıcı faktör analizi prosedürleri yoluyla test edilmiştir. Son olarak hipotezleri test etmek için yapısal eşitlik modellemesi metodu kullanılmıştır. Bu araştırma sonucunda örgüt kültürü kavramının iş tatmini, örgütsel iletişim, örgütsel bağlılık ve bireysel performans kavramı üzerinde doğrudan etkisi olduğu ve ülkeler arası kültürel farklılıkların bu kavramlar üzerinde farklılıklar meydana getirdiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Örgüt kültürü, iş tatmini, örgütsel iletişim, örgütsel bağlılık, bireysel performans.Doctoral Thesis İşveren marka değeri yüksek şirketlerde, insan kaynakları risklerinin yönetimi üzerine bir araştırma(2015) Balcı, Mustafa; Baş, TürkerBu araştırma bir araştırma kuruluşunun anket uygulamalı desteği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya işveren marka değeri yüksek şirketler dahil edilmiştir. Risklerin yönetilmesinde insan kaynaklarının önemi üzerinde durulmuş ve uygulamada bu hususa ağırlık verilmiştir. Uygulamada ölçekli bir anket kullanılmıştır. Kullanılan anket 32 ölçekli sorudan oluşmaktadır. Anketin ilk bölümünde katılımcıların demografik özelliklerinin belirlenmesine yönelik sorular ikinci bölümde 5'li likert ölçekli sorular bulunmaktadır. Toplam 120 marka değeri yüksek şirketin İK yöneticilerine anketler elden dağıtılmıştır. İlk gönderim sonunda toplam 38 anket geri dönmüş, ikinci anket gönderimi sonunda ise 12 anket daha geri gelmiştir. Araştırma 50 anket ile sınırlandırılmıştır. Elde edilen anketlerden sağlanan veriler SPSS istatistik 18 programı ile analiz edilmiştir. Analizde farklı istatistik yöntemler kullanılmıştır. Kullanılan analiz yöntemleri ve bulgulardan elde ettiğimiz sonuçlara göre; uygulamaya katılım sağlayan işletmelerin insan kaynakları risklerini iyi yönettiği saptanmıştır. Fakat şirketlerin vizyon belirlemelerinde ise insan kaynakları risklerini dikkate almadıkları görülmüştür. Kısa dönemli işlemlerde ve operasyonel çalışmalarda ise insan kaynakları risklerine önem verdikleri de saptanan bulgular arasındadır. Bir diğer önemli husus ise işveren marka değeri yüksek şirketler de uygun adayların zamanında işe alına bilmelerinde 'işletmenin marka değeri'nin yüksek olmasını ortaya çıkarmaktadır. Uygulamaya katılan işletmelerin büyük çoğunluğunda marka değerinin korunmasında risk yönetiminin önemine vurgu yapılmakta, bu konuda insan kaynakları risk yönetimi ile paralel ilişki içinde oldukları gözlenmektedir.Doctoral Thesis Büyük şirketlerdeki yönetim kararlarının, firma performansları üzerine etkilerinin analizi : Borsa İstanbul'daki 11 sektör liderine ilişkin uygulamalar(2015) Özkan, Mehmet Serhan; Büyüklü, Ali HakanHem yönetim kararları, hem de firma performansları iş yaşamında yer alan, önemli konulardır. Bu kavramlar arasında kurulabilecek bir bağlantı, yöneticiler, yatırımcılar, mali otoriteler, vb. gibi, ilgili bilgiyi kullanacak olanlar için çok faydalı olabilir. Geçmiş için kesin olan bilgi, gelecek için belirsiz olduğu için sağlanabilecek fazladır. Belirsizliğin sebebi, hesapları bozabilecek çok sayıda unsurun olmasıdır. Bu yüzden, çeşitli unsurların etkilerini devre dışı bırakmak ve yönetim kararlarının firma performansını nasıl ya da ne derece etkilediğini göstermek bir ihtiyaç haline gelmiştir. Kurumsallığı en fazla olan firmaları ele almak, diğer türden firmalara nazaran çok daha etkili gözlemlemeyi sağlar. Borsa İstanbul'daki BİST-30 (Borsa İstanbul-30) endeksinde 11 sektör ve dolayısıyla 11 sektör lideri şirket vardır. Çalışmada ele alınan bu şirketler, 6 bağımsız ve 9 bağımlı değişken açısından değerlendirmeye alınmıştır. Yönetim kararlarının değişkenleri bağımsız olarak modele katılırken, firma performansı değişkenleri bağımlı olarak modele dahil edilmiştir. On yıllık bir süreç ve üçer aylık periyotlarla oluşturulan veriler hem yeterli hem de kolay elde edilebilirdir. Böylece 15 değişken ve 40 zaman noktası, her bir şirket için yaklaşık 600 gözlem anlamına gelir. Çalışma, Borsa İstanbul'daki büyük şirketlerin yönetim kararları ve firma performansı arasında bir ilişki araştırmanın yanı sıra hangi tip yönetim kararlarının firma performansını, ne şekilde etkilediğini ve hangi tip firma performansının, yönetim kararlarından ne şekilde etkilendiğini bulmayı amaçlamaktadır. Araştırma aracılığıyla birçok spesifik sonuç ortaya konmuştur. Bunlar arasında en temel olanlar, yönetim kararlarıyla firma performansları arasında dikkat çekici bir ilişkinin olduğu, 11 şirketin performans göstergelerinden üçte ikisinin modellenebilir olduğu ve üç değişkenden ikisinin istenilen yön etkisine sahip olduğudur. Anahtar Kelimeler : Yönetim Kararları, Firma Performansı, BİST-30, Borsa İstanbul, Büyük ŞirketlerDoctoral Thesis Lastik endüstrisi için kümelenme modeli geliştirme ve modelin tedarik zinciri ve lojistik köy yaklaşımları yoluyla, yerel bir bölgeye uygulanması(2015) Cezayirlioğlu, Haluk Recai; Tanyaş, Mehmet; Acar, A. ZaferSince the turn of century, the concept of clustering has become a central theme for analysing the competitiveness of nations, industries and locations. As a tire manufacturing agglomeration location, Kocaeli region presents the potential to be a strong clustering area. Hence, in the research study, Kocaeli region has been investigated if it presents regional clustering characteristics, spesifically, in terms of supply chain, logistics and additional value development areas. For this aim, a conceptual framework was developed and it was applied to region's spesific conditions as a case study. During the study, both of quantitative and qualitative methods were used together to support each other. Focus group study, location quotient calculation and a survey application are among the techniques utilized. Based on the cumulative results obtained, cluster structure exists in the region and it is beneficial for the regions's competitiveness. This research study contributes to the literature as being the first study in the tire sector via a clustering approach which takes into account the three orientations. Key Words: Cluster, Agglomeration, Tire Location, Supply Chain, LogisticsDoctoral Thesis Kuantum Fisher Bilgisi Optimizasyonu Önerisi ve Dolanıklık Ölçütleri ile ilişkisi(2015) Erol, Volkan; Altıntaş, Azmi Ali; Özaydın, FatihGünümüzde Kuantum Bilgi Kuramı üzerine çalışmalar aktif bir şekilde devam etmektedir. Shor'un çarpanlara ayırma algoritması veya Grover'ın arama algoritması gibi bazı algoritmaların kuantum sistemlerde klasik sistemlere göre çok daha hızlı şekilde çalışabileceği gösterilmiştir. Son dönemde, pratikte Kuantum Bilgisayarlarının üretilmesi konusunda; Kuantum Tekrarlayıcı, Hafıza ve İşlemciler üretilerek ciddi oranda yol alınmıştır. İşlem hızı ve kapasitesi açısından Bilgisayar Bilimleri problemlerinde devrimsel bir dönemin kapıları yavaş yavaş aralanmaktadır. Kuantum Anahtar Dağıtımı Altyapıları çok uzunca bir süredir teknolojik olarak hayatımızdadır ve Bankacılık, Savunma vb. sektörler için ürünleşme noktasına kadar gelmiştir. Kuantum Hesaplama açısından kullanılan en temel teorik altyapı dolanıklık olarak karşımıza çıkar. Dolanıklığın hesaplama açısından bize sağladığı fayda bahsedilen kuantum algoritmaların üretiminde önem arz etmektedir. Dolanıklığı ölçmenin çeşitli yöntemleri bulunmaktadır. Bunlardan en formel olanı Dolanıklık Ölçütleri ya da Dolanıklık Monotonları dediğimiz altyapıların kullanılmasıdır. Bu konularda açık bir konu olan Kuantum Sistem Durumlarının Sıralaması problemi özellikle çoklu dolanık sistemler için çözümlenmesi gereken önemli ve açık bir problemdir. Fisher Bilgisi, Bilgi Kuramı açısından birçok günümüz probleminin çözümlenmesinde bize uygun bir altyapı sağlamaktadır. Keşifsel Veri Analizi dediğimiz yöntemle, Büyük Veri, Veri Madenciliği, Makine Öğrenimi gibi konularda çözümler elde edilebilmektedir. Kuantum Fisher Bilgisi, faz hassasiyeti gerektiren durumlarda işe yarayan bir değer olmakla beraber kuantum bilgisayarlarının icadı ile bahsettiğimiz altyapının kuantum eşleniğini oluşturacaktır. Kuantum Fisher Bilgisi tek başına bir dolanıklık ölçütü değildir. Tez kapsamında Kuantum Fisher Bilgisi önerilen yeni bir optimizasyon yöntemi ile optimize edilmiş ve dolanıklık ölçütleri ile sistem durum sıralaması açısından ilişkileri incelenmiştir. Daha önce sistem durum sıralaması üzerine yapılan çalışmaların üzerine özgün ve oldukça ilginç sonuçlar bulunmuş ve bu sonuçlar tez kapsamında açıklanmıştır. Bulunan en ilginç sonuç Lokal Operasyon Klasik İletişim yöntemleri ile maksimize edilen Kuantum Fisher Bilgisi'nin iki kübit sistem durumları için özellikle Dolanıklığın Göreceli Entropisi ölçütü ile anlamlı bir sıralama ilişkisi içerisinde olmasıdır. Ayrıca diğer dolanıklık ölçütleri ile bulunmuş olan analiz çalışmaları da paylaşılmıştır. Çalışmamız kübit-kütrit sistem durumlarına da genişletilmiş ve elde edilen sıralama ilişkileri ve sınıflandırmaları paylaşılmıştır. Belli sistemler için Kuantum Fisher Bilgisi'nin belli uyum bozulması kanalları altındaki değişimleri de detaylı olarak incelenmiştir.Doctoral Thesis Çalışanların öğrenen örgüt algılarının iş tatmini, örgütsel bağlılık ve örgüt içi girişimcilikleri üzerindeki etkisi: Bilişim sektörü üzerine bir çaşlışma(2015) Toksöz, Seray; Çetin, MünevverÇalışanların Öğrenen Örgüt Algılarının İş Tatmini, Örgütsel Bağlılık Ve Örgüt İçi Girişimcilikleri ÜzerindekiEtkisi: Bilişim Sektörü Üzerine Bir Çalışma Bu araştırmanın temel amacı çalışanların öğrenen örgüt algısının, iş tatminine, örgüt içi girişimciliklerine ve örgütsel bağlılıklarına etkisini incelemektir. Bu çalışmada anket yöntemi kullanılmıştır. Katılımcıları belirleme sürecinde öğrenen örgüt algısının en iyi ön plana çıkacağı düşünülen Bilişim 500'e ait Türkiye'nin en büyük 500 bilişim firması baz alınmıştır. Bu firmalar Türkiye'deki sektör istihdamının da oldukça büyük kısmını karşılamaktadır. Anketler bu 500 firma içinden 'randomly' seçilmiş olan 420 kişiye yüz yüze görüşme yöntemi uygulanarak yapılmıştır. Çıkan sonuçlara göre öğrenen örgütler iş tatminini, bağlılığı ve iç girişimciliği oldukça etkilemektedir. Bu nedenle örgütlerde geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Ancak bilişim sektöründe bu durumun tamamen önem kazanmadığı ve yönetimler tarafından yeterince desteklenmediği görülmüştür. Ancak bu araştırma, Türkiye bilişim sektörü ile sınırlıdır. Araştırma kapsamında sadece nicel bulgulara yer verilmiş olup bu anlamda çalışmanın sonuçları da niceveriler ile sınırlıdır. Anahtar kelimeler: Öğrenen örgütler, iş tatmini, örgütsel bağlılık, iç girişimcilikDoctoral Thesis Gelişmekte olan ülkelerde dolarizasyon ve finansman maliyeti üzerine etkileri: Türkiye ekonomisi üzerine karşılaştırmalı bir analiz(2015) Zeybek, Hasan; Ünal, Halit Targan; Fas, GencoDolarizasyon en basit tanımıyla günümüzün finansal hayatında kendisini kanıtlamış yabancı para birimleri üzerinden işlem yapma eğilimleri olarak tanımlanabilir. Bu eğilimler, ekonomiler üzerinde olumlu ve olumsuz çeşitli etkiler yaratmakta olup bu sonuçlar öncelikle ekonomik hayatın en önemli kurumları olan bankalar üzerinde etkili olmaktadır. Aynı zamanda dolarizasyon, finansal maliyetlere ve tüm ekonomik performansa olası olumsuz etkileri nedeniyle akademik yazında ve politika alanında sıklıkla tartışılan bir konudur. Mevcut çalışmalarda ekonomide dolarizasyonun varlığının tespiti ve gelişimi ile oluşturabileceği sıkıntılar üzerinde sıklıkla durulmuştur. Ancak, mevcut dolarizasyon düzeylerinin kriz öncesi tehlikeyi işaret etmesi ya da var olan durumun bir sakınca yaratmayacağı üzerinde herhangi bir fikir birliği sağlanabilmiş değildir. Çalışmanın çıkış noktası da literatürdeki bu boşluğu doldurmaktır. Bu çalışmada bankaların Türkiye ekonomisi vasıtasıyla yükümlülük dolarizasyondan hangi düzeyde etkilendikleri incelenmiştir. İnceleme kapsamında bankaların finansal işlemlerinde yükümlülük dolarizasyonun belli derecelerde olmasının, finansal performansı etkilemesi beklenti dahilindedir. Elde edilen araştırma sonuçlarına göre, liteartüre yönelik önemli bulgular elde edilmiştir. Gelinen nokta itibariyle çalışma kapsamında olması gereken optimal dolarizasyon düzeyi hesaplanarak bu çerçevede mevcut dolarizasyon düzeyi ile karşılaştırılmış ve mevcut durum irdelenmiştir. Hali hazırda optimum noktadan önceki kısıtlayıcı önlemlerin ne kadar etkili oldukları, riski fiyatlandırma yetenekleri ve risk-getiri ilişkiside değerlendirilmiştir. Buradan hareketle,çalışmanın temel amacı, dolarizasyonun varlığını tespit etmek değil, var olan dolarizasyon düzeyinin risk yaratacak derecede olup olmadığının ortaya konması ve elde edilen bulguların finansal kriz olasılığına etkisinin araştırılmasıdır. Çalışmada, olması gereken optimum düzeyi temsil eden dolarizasyon değeri olarak minimum varyans portföyü (MVP) hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, MVP, gerçekleşen dolarizasyon değerleri ile karşılaştırılmış ve dolarizasyonun mevcut düzeyinin olması gereken dolarizasyon düzeyinden yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer bir ifade ile, Türkiye'nin enflasyon optimal portföy bileşimini veren dolar oranının çok ötesinde bir dolarizasyon sürecinde olduğu görülmektedir. Ayrıca çalışma kapsamında gerçekleştirilen Granger Nedensellik Testi sonuçları; MVP'nin, yükümlülük dolarizasyonunun nedeni olduğunu da ortaya koymuştur. Dolayısıyla, ölçülen MVP'nin optimal değerlerin belirlenmesinde güçlü bir araç olduğu sonucuna varılmıştır. Elde edilen bu sonuçlar mevcut literatürü destekler niteliktedir. Analiz bölümünün ikinci kısmında ise elde edilen bulgular neticesinde finansal kriz olasılığı test edilmiş ve yükümlülük dolarizasyonun finansal kriz olasılıklarına katkısı gerçekleştirilen analizler neticesinde incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar kapsamında bulgular yükümlülük dolarizasyonunun döviz kuru rejimlerinde değişme göstermediğini ortaya koymakta olup ortaya konan dolarizasyon düzeyinin, finansal kriz olasılığını desteklenmediği ortaya konmuştur. Bu durum olası bir finansal kriz beklentisinde yükümlülük dolarizasyonun etkisinin sınırlı olacağı öngörüsününde bulunmamızı desteklemektedir.Doctoral Thesis Faiz dışı gelirin ve makroekonomik faktörlerin bankaların karlılığına ve mevduatlarına etkisi(2015) Çetin, Hüseyin; Ünal, Halit TarganBu çalışmada faiz dışı gelirlerin ve makroekonomik faktörlerin bankaların risk indikatörlerine etkileri kapsamlı bir şekilde yer almaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, dünya genelinde, faiz dışı gelirin bankaların aktif getiri oranlarına pozitif ve anlamlı derecede etkide bulundukları görülmektedir. Benzer etki, G7 ülkeleri için de görülmektedir. Buna ek olarak, faiz dışı gelirler, Türkiye'deki bankaların gelirlerini pozitif ve anlamlı şekilde arttırmaktadır. Türkiye'deki bankaların gelirlerine bakıldığında kesikli şekilde altın oran davranışı sergiledikleri görülmektedir. Türkiye'deki bankaların gelirlerinin altın oran davranışları ile Avustralya'daki Sydney Opera Evi'nin altın oran davranışı benzerlik göstermektedir. Bu benzerlik Elliot dalga teorisine dayanmaktadır. Bu durum Türkiye'deki bankaların faiz dışı gelirlerinden kaynaklanmaktadır. Makroekonomik faktörler analiz edildiğinde, 1980-2010 yılları arasında, Amerikan Doları/TL paritesinin Türkiye'deki bankalarının mevduatlarını anlamlı ve pozitif bir şekilde etkilediği gözlemlenmektedir. 2021 yılına kadar tahmin yapıldığı zaman, Amerikan Doları /TL paritesinin tahmin gücünü kaybettiği, OPEC petrol fiyatlarının 2021 yılına kadar Türkiye'deki mevduat artışını tahmin edebileceği gözlemlenmektedir. Buna ek olarak, 2002-2014 yılları arasında Amerikan Doları/TL paritesine pozitif şok uygulandığı zaman, 16 Türk bankası içinden 12 bankanın mevduatlarının geçici şekilde düşüş yaşadığı gözlemlenmektedir. Türkiye'deki mevduatlar genellikle 1 aylık mevduat faizine bağlıdır. Türkiye'deki bankalar kısa sureli mevduat topladıkları için, uzun vadeli kredi vermekte zorluk yaşayabilmektedirler. İlerde petrol fiyatlarının artma olasılığılıyla beraber, Türkiye'deki bankaların daha uzun sureli kredi verebilecekleri beklenmektedir. Amerikan Doları/TL paritesinin volatilesi, Türkiye'deki bankaların likidite yeterliliklerini kısa sureyle düşürmektedir. Pozitif şoklardan sonra bankalar kısa zaman içinde volatile şoklarına karşı direnç göstermektedirler. Türkiye'deki bankaların gelirleri ve topladıkları mevduatlar, Amerikan Doları/TL paritesinin ve OPEC petrol fiyatlarının yanında diğer makroekonomik indikatörlerle de anlamı derecede ilişkileri vardır. Anahtar Kelimeler: Amerikan Doları/TL paritesi, OPEC petrol fiyatları, faiz dışı gelirler, aktif getiri oranı, altın oran, likidite yeterliliği, mevduatlar.Doctoral Thesis Makroekonomik değişkenlerin katılım bankaları ve konvansiyonel bankalar özelinde mevduat, kredi ve karlılık gelişimine etkileri: Türkiye örneği(2016) Duran, Tunakan; Ünal, Halit TarganÜlkelerin ekonomik gelişim düzeyleri; kendilerine has çeşitli yapısal özelliklerinden ve ekonomik sistemlerinin farklı büyüklüklerinden dolayı birbirlerinden ayrışmaktadır. Finansal açıdan gelişmiş ülkelerin bankacılık sektörleri incelendiğinde, finansal yapının ana iskeletini, etkin ve teknolojik anlamda gelişmiş çok farklı yapıda ve çok sayıda bankaların oluşturduğu (bankacılık sektörü) görülmektedir. Bu yüzden; bankacılık sektöründeki gelişmeler ile ülke ekonomisindeki makro ekonomik gelişmeler arasındaki ilişkiler gerek ekonomi gerekse de bankacılık literatüründe ilgi odağı olmuş ve bunun neticesinde ülkelerin ekonomik performanslarının ve finansal gelişmelerinin bankacılık sektörüne olan etkileri çok çeşitli araştırmalara konu edilmiştir. Zira sermaye tabanı güçlü, etkinliği yüksek, son derece şeffaf, kontrol edilebilir, denetlenebilir ve teknolojik açıdan gelişmiş bir bankacılık sektörünün varlığı, ülkelerin finansal sistemleri ve ekonomik kalkınmaları adına fevkalade önemlidir. Bu sayede derinlik kazanan finansal sistemler, ekonomilerdeki atıl fonları ve birikimleri çok çeşitli modellerle ve çok daha etkin bir şekilde tüketicilere, sanayi aktivitelerine ve üretime kazandırmakta ve bu sayede hem kaynak çeşitliliğinin sağlanmasında hem de kaynak maliyetlerinin daha makul seviyelere çekilmesinde ciddi rol oynamaktadırlar. Bankacılık sektörünün makroekonomik gelişmelerden ne şekilde etkilendiğinin, özellikle de ülkemizde faaliyet gösteren iki önemli banka türü olan katılım bankalarının ve konvansiyonel bankaların ekonomik gelişmelere ne düzeyde duyarlı olduklarının ve ne şekilde tepki verdiklerinin akademik çalışmalarla tespit edilmesi önemlidir. Bu amaç doğrultusunda; bu tez çalışmasında, seçilmiş makroekonomik değişkenlerin bankacılık sektörü temel büyüklükleri olan mevduat, kredi ve kârlılık hacimlerine olan etkileri incelenerek ve iki farklı bankacılık türü olan katılım bankaları ve konvansiyonel bankalar üzerindeki etkilerinin istatistiksel mukayesesi yapılarak literatüre katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Özetle; ülkemizin ekonomik gelişimi için de bankacılık sektörünün varlığının, sağlığının, gelişiminin ve kârlılığının son derece önemli olduğu muhakkaktır. Bu yüzden makroekonomik değişkenlerin bankacılık sektörü mevduat, kredi ve kârlılık hacimlerine etkisinin akademik çalışmalarla belirlenmesi, sektörün gelişimi ve isabetli öngörülerle geleceğe doğru oluşturulacak temel stratejilerin esaslarını belirleme adına çok mühimdir.