Doktora Tezleri / Phd Degree Theses
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/23
Browse
Browsing Doktora Tezleri / Phd Degree Theses by Author "Kıyak, Mithat"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Hastanelerde görev bazlı risk analizi(2018) İncedere, Levent; Kıyak, MithatTürkiye'de iş kazaları ve meslek hastalıklarının hem kayıt altına alınıp bildiriminin yapılması hem önlenmesi ile ilgili çok ciddi eksikler olduğu bilinmektedir. Türkiye'de kullanılan risk değerlendirme metotlarının ülkemiz mevzuatları, altyapı ve verilerin eksikliği açısından yetersiz kaldığı iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren birçok akademisyen, uzman ve uygulayıcı tarafından değerlendirilmektedir. Araştırmada; hastanelerde yürütülen iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının ilk adımı olarak kabul edilen risk değerlendirme faaliyetlerinde hem araştırmacılara hem de uygulayıcılara katkı sağlaması hedefi ile yeni bir risk analizi yöntemi geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, öncelikle hastanelerde yapılan risk değerlendirmelerinin mevcut durumu analiz edilmiş ve daha sonra araştırma kapsamında geliştirilen Görev Bazlı Risk Analizi bir özel hastanede uygulanıp sonuçları hastanelerde yapılan risk değerlendirmeleri ile karşılaştırılmıştır. Hastanelerde risklerin önem sırasına göre derecelendirilmesi mantığı üzerine kurulu olan mevcut risk değerlendirme yöntemlerinin kullanılmasının, elde edilen sonuçların sübjektif ve yetersiz olmasına neden olduğu tespit edilmiş ve bu derecelendirme yolu ile önemsiz kabul edilen risklerin aslında önemli riskler olabileceği sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan araştırma kapsamında hastanelerde yapılan risk değerlendirmelerinin kısmen veya tamamen yetersiz olduğu ortaya konulmuş ve özellikle önlemler yazılırken kaynakta alınması gereken önlemlerin nerdeyse hiç yazılmadığı tespit edilmiştir. Mevcut durumun analizinden yola çıkılarak hastanelerde; nitel bir yöntem olan ve çalışanların yaptıkları işi, kullandıkları ekipmanları, bulundukları çalışma ortamını ve çalışma esnasındaki pozisyonları ile gün içindeki duygu durumlarını inceleyerek, tüm tehlike çeşitlerinin sorgulandığı, olası risklerin derecelendirilmeden sıralandığı, önlemlerin ise kaynakta, ortamda veya kişide alınacak önlemler şeklinde sırasıyla sorgulandığı Görev Bazlı Risk Analizinin kullanılması önerilmektedirDoctoral Thesis Kadın sağlık çalışanlarının kadın erkek eşitliği açısından değerlendirilmesi: Bir ölçek geliştirme(2023) Işık, Fikriye; Kıyak, MithatToplumsal cinsiyette eşitlik, fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve kullanımında, hizmetleri elde etmede bireyin cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmamasını amaçlamaktadır. Kadınların çoğunlukta bulunduğu sağlık sektöründe cinsiyete gore hak, özgürlük ve sorumlulukların paylaşımında adalet ve hakkaniyetin önemi yaşanan sorunlardan dolayı artmaktadır. Sağlık çalışanlarının kadın erkek eşitliği açısından değerlendirilerek, yaşanan sorunları gösteren çalışmanın amacı, kadın sağlık çalışanlarının toplumsal cinsiyet eşitliği açısından durumunu gösteren bir ölçek geliştirmektir. Geliştirilen ölçek çalışması demografik verilerle birlikte 1343 sağlık çalışanına uygulanmış olup, 54 sağlık çalışanına, oluşturulan yarı yapılandırılmış soru formu üzerinden odak grup görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma nicel ve nitel araştırma tasarımında olduğundan dolayı karma modeldir. Ölçeğin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0.928 bulunmuştur. SPSS 2023 programı yardımıyla verilerin açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi için ise LISREL programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda geçerliliği ve güvenilirliği sağlanmış 5 alt boyutlu 28 maddelik 'Sağlıkta Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' ölçeği geliştirilmiştir. Nicel çalışmanın analiz sonuçlarına göre; kuşaklar değiştikçe cinsiyet kalıp yargısı azalmaktadır. Kadınlar, eğitim seviyesi yüksek olanlar ve bekarlar cinsiyet eşitliğine daha çok sahip çıkmaktadır. Nitel araştırma verilerinin analizi için MAXQDA 2022 programı kullanılmıştır. Katılımcıların görüşlerine göre, kadınlar daha çok mobbinge uğramaktadır. Toplumsal roller ile baskılandıklarından, yönetime katılım daha azdır. Fırsatların eşit dağıtılmadığı savunulmaktadır. Bu çalışmanın sonucunda, kadın sağlık çalışanlarının fırsat eşitsizliğine, özgürlük kısıtlamasına, kültürel normlar ile gelen toplumsal rollerin iş yaşam dengesinde yaşadıkları sorunlar gün yüzüne çıkmıştır. Yine çözümü kendileri bularak, eşitsizliği dengelemek adına erkek meslektaşlarından daha çok çalıştıkları bildirilmiştir. Sağlık hizmeti sunumunda politika, strateji ve uygulamalara 'toplumsal cinsiyet eşitliğine' duyarlı bir bakış açısının getirilmesi önerilmektedir.Doctoral Thesis Sağlık çalışanlarının örgütsel bağlılık ve örgütsel sinizm düzeylerinin işgören verimliliği ile ilişkilerinin incelenmesi(2022) Karabulut, Yiğit Şerif; Kıyak, Mithat; Söyük, SelmaAraştırma, sağlık çalışanlarının örgütsel bağlılık ve örgütsel sinizm düzeylerinin iş gören verimliliği düzeyleri ile ilişkisinin incelendiği kesitsel bir çalışmadır. Araştırmanın ilk aşamasında Stanley tarafından geliştirilen ve Türkçe'ye uyarlanması henüz yapılmamış olan Örgütsel Sinizm Ölçeği' nin çevirisi, pilot uygulaması ve geçerlilik, güvenilirlik analizleri yapılmıştır. Pilot uygulama, İstanbul ili Anadolu Yakası'nda yer alan ve bir yönetim değişikliği yaşamış olan özel bir hastanede gerçekleştirilmiştir. Toplam 114 hekim ve hemşirenin çalıştığı hastanede 81 adet veri formu elde edilmiştir. Araştırmanın evrenini, İstanbul ili Anadolu Yakası'nda yer alan iki özel hastanede çalışan toplam 700 sağlık çalışanı oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem çalışması yapılmamış olup, evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmış ve çalışmaya katılmayı kabul eden 339 iş görenden veri formu elde edilmiştir. Araştırmada Stanley (2005) tarafından geliştirilen ve Türkçe'ye uyarlaması yapılan Örgütsel Sinizm Ölçeği ile birlikte Allen ve Meyer (1990) tarafından geliştirilen Örgütsel Bağlılık Anketi ve Kirkman ve Rosen (1999) tarafından geliştirilen İş Gören Verimlilik Ölçeği kullanılmıştır. Uyarlaması yapılan ölçeğin dil eş değerlik çalışması yapılmıştır. Güvenilirlik ve geçerlilik analizleri ile birlikte faktör analizi ve korelasyon analizi yapılmıştır. Uygulama verileri analiz edilirken, Skewness ve Kurtosis testleri, tanımlayıcı istatistik, Bağımsız Örneklem t testi, ikiden fazla grup karşılaştırılmasında ANOVA kullanılmıştır. Anlamlı çıkan sonuçlara Games-Howell ve Horcberg's GT2 post hoc analizi uygulanmıştır. Ölçekler arası ilişki Pearson Korelasyon Testi ile gerçekleştirilmiştir. Örgütsel sinizmin iş gören verimliliği ve örgütsel bağlılığa etkisi ise Çoklu Regresyon Analizi ile test edilmiştir. Analizde SPSS v23 paket program kullanılmıştır. Analizler sonucunda katılımcıların örgütsel sinizm, örgütsel bağlılık ve iş gören verimliliği orta düzey çıkmıştır. Korelasyon analizi sonucunda katılımcıların, örgütsel bağlılık ve örgütsel sinizm düzeyleri arasında pozitif yönlü zayıf ilişki, örgütsel bağlılık ve iş gören verimliliği düzeyleri arasında pozitif yönlü orta düzey ve örgütsel sinizm ve iş gören verimliliği düzeyleri arasında negatif yönlü güçlü ilişki tespit edilmiştir. Sonuç olarak, örgütsel bağlılık ve örgütsel sinizmin iş gören verimliliği ile ilişkili olduğu görülmüştür.Doctoral Thesis Sağlık sistemlerinin karşılaştırılmasına alternatif bir yaklaşım: Sağlık sistemi endeksinin oluşturulması(2023) Karaosmanoğlu, Banu; Kıyak, MithatBu çalışma, bir sağlık sistemi endeksinin oluşturulması ve kümeleme analizi kullanılarak ülkelerin gruplandırılması yoluyla sağlık sistemlerinin karşılaştırılmasına alternatif bir yaklaşım önermektedir. Çalışmada, uluslararası kabul görmüş kaynaklardan sağlık sonuçları, kapsam ve erişim gibi sağlık çıktıları ve harcama ve iş gücü gibi girdiler hakkında veri toplanmıştır. Veriler, daha sonra kümeleme analizi yoluyla ülkeleri gruplandırmak için kullanılan sağlık sistemi endeksini oluşturmak için kullanılmıştır. Çalışmanın temel amacı, ülkeleri sağlık sistemi çıktılarına göre gruplandırmak ve bu ülke grupları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın sonuçları, benzer sağlık sistemi çıktılarına sahip ülkeler arasında net modeller ve benzerlikler olduğunu ortaya koymuştur. İlk kümenin (Almanya, İsviçre, İzlanda, Norveç, İtalya, Fransa, Danimarka, Avusturya ve Avustralya'dan oluşan), iyi sağlık sonuçları olan yüksek performanslı sağlık sistemlerine sahip olduğu düşünülmektedir. Ancak ikinci kümede yer alan ülkelerin (İsveç, Finlandiya, Slovenya, Güney Kore, Letonya, Yeni Zelanda, İsrail, Kanada, Belçika ve Birleşik Krallık'tan oluşan) bu birinci kümeye dahil olabilmeleri için 1000 kişiye düşen sağlık personeli sayısını artırmak, kişi başına düşen sağlık harcamalarını artırmak, daha kaliteli hizmet sunarak temel bakım hizmetlerinden memnun olan nüfusu artırmak ve yüz bin kişi başına düşen önlenebilir hastalıklardan ölüm sayısını azaltmak gibi belli başlı göstergelerde olumlu gelişmeler göstermeleri gerekmektedir. Bu eylemler sayesinde, ortalama yaşam sürelerini artırmak mümkün olacaktır. Üçüncü kümede yer alan ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu ülkelerin bu kümeye dahil olabilmesi için sağlık hizmetlerinden memnuniyeti artırması, kapsanan nüfus oranını artırması ve önlenebilir hastalıklardan ölüm oranını düşürmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın sonuçları, iyileştirme alanlarını belirlemek ve sağlık sistemi reformu için stratejiler geliştirmek için kullanılabileceğinden, politika yapıcılar ve sağlık uzmanları için önemli çıkarımlara sahip olacağı değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Sağlık Sistemleri, Karşılaştırma, Sağlık Sistemi Endeksi, Kümeleme Analizi, Ülke gruplaması Tarih:Doctoral Thesis Sağlık turizminde kullanılan iletişim ve pazarlama uygulamalarının değerlendirilmesi(2018) Baysan, Semra; Kıyak, MithatÇalışmanın amacı, Türkiye sağlık turizminin önemli aktörleri olan özel sağlık kurumlarının yabancı hastaya ulaşmak için kullandıkları iletişim ve pazarlama yöntemlerini incelemek, ayrıca hastaların da bu kurumlara ulaşırken tercih ettikleri yöntem ve kanalları araştırarak önerilerde bulunmaktır. Global dünyadaki sağlık turizminde Türkiye, genellikle özel sağlık kurumlarının çabalarıyla rekabet etmiştir bu nedenle özel sağlık kurumlarının kullandıkları iletişim ve pazarlama kanallarının irdelenmesi ve sorunlarının belirlenmesi önemlidir. Çalışma 'Niteliksel Araştırma Yöntemi' ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama yöntemi olarak 'Yarı Yapılandırılmış Soru Formu' hazırlanmış ve yarı yapılandırılmış bireysel derinlemesine görüşmelerde kullanılmıştır. Araştırmada, uygulamanın yapılacağı kurumların seçiminde belirlenen temel ölçüt 'Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013'te verilen hastaların en fazla başvurdukları ilk 10 özel hastane listesidir (14). İstanbul, Ankara ve Kocaeli'ndeki görüşmeyi kabul eden 5 hastanedeki konusunun uzmanlarından oluşan 9 yöneticiyle derinlemesine görüşmeler yapılmış ve bilgiler alınmıştır. Yorumların analizinde MAXQDA kullanılmıştır. Katılımcıların ortak görüşlerine göre, Türkiye ağırlıklı olarak yakın coğrafyadan hasta almaktadır. 'Direkt uçuş' imkânı olan ülkeler hedef ülke yapılmıştır. Hastalar için fiyat önemli bir kriterdir. Maliyetini devletin üstlendiği hizmetler için Avrupa'dan hasta alınamadığı görülmektedir. Ancak, özel sağlık sigortalarının karşılamadığı, saç ekimi, diş ya da estetik gibi işlemler için Avrupa'dan hastalar Türkiye'yi tercih etmektedirler. Bekleme süresi uzun olan İngiltere ve Batı Avrupa'dan hastaların yurt dışında Türkiye gibi başka ülkelere gittikleri görülmektedir. Ülkelerin bilinirlikleri ve marka değerinin yüksek olması hastaların ülke ve hastane tercihini kolaylaştıran bir faktördür. İleride, yakın coğrafyadaki ülkelerin kendi sağlık sistemlerini geliştirip düzeltmesiyle hasta akışının değişmesi beklenmektedir. Devletin önderliğinde özel sektörün özellikle medikal turizmde işbirliği stratejilerine ihtiyacı olduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Sağlık turizmi, medikal turizm, pazarlama, sağlıkta dijital iletişimDoctoral Thesis Türkiye'de üreme sağlığına ilişkin göstergelerin sosyoekonomik değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi, 1963-2013(2018) Seyirci, Deniz; Kıyak, MithatToplumun kalkınma düzeyinin bir göstergesi olan üreme sağlığı toplumsal, ekonomik ve kültürel faktörler ile şekillenmektedir. Bu çalışma, Türkiye‟deki üreme sağlığına ilişkin göstergelerin 1963-2013 yılları arasındaki değişimini ve bu göstergeler ile sosyoekonomik değişkenlerin ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma, niceliksel ve niteliksel yöntemlerin birlikte kullanıldığı karma tipte ve retrospektif bir araştırmadır. Niceliksel araştırma bölümünde; sağlık göstergeleri ve sosyoekonomik göstergelerin 1963-2013 döneminde gösterdiği değişim lineer regresyon analizi ile incelenmiş, sağlık göstergeleri ile sosyoekonomik değişkenler arasındaki ilişkilerin varlığı ve düzeyini belirlemeye yönelik ileri analizler Spearman Korelasyon testi ile yapılmıştır. Niteliksel araştırma bölümünde üreme sağlığı alanında karar verici, eğitimci ve uygulayıcı roller üstlenmiş beş katılımcı ile yarı yapılandırılmış soru formu doğrultusunda derinlemesine görüşmeler yapılmış, elde edilen veriler betimsel analiz ve içerik analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Türkiye‟de 50 yıllık dönemde; gebeliği önleyici modern yöntem kullanımı artarken anne ölüm oranı ve toplam doğurganlık hızının azaldığı, nüfus planlaması kanunlarının çıkarılmasını takip eden yıllarda toplam doğurganlık hızının en yüksek düşme eğilimini gösterdiği, toplam isteyerek düşük hızının ilk kez 2008-2013 döneminde yarı yarıya azaldığı tespit edilmiştir. Anne ve bebek ölüm hızları ile toplam doğurganlık hızının azalmasında; kadının eğitim düzeyinin, ilk evlenme yaşının ve ülkenin gelir düzeyinin yükselmesinin etkili olduğu saptanmıştır. Derinlemesine görüşmelerde; üreme sağlığını etkileyen faktörler olarak sosyoekonomik ve kültürel özellikler ile nüfus politikaları, sağlık yönetimi, sağlık hizmetleri ve sağlık insan gücünün önemi vurgulanmıştır. Anahtar kelimeler: Üreme sağlığı, Sosyoekonomik değişkenler, Nüfus ve kalkınmaDoctoral Thesis Uluslararası akreditasyon almış özel hastanelerin stratejik yönetim sistemlerinin incelenmesi(2018) Özkut, Uğur Tarık; Kıyak, MithatKurumsallaşma ve işletme ölçeği büyüdükçe stratejik yönetim uygulamaları hastane sektöründe de kullanılmaktadır. Sağlık alanında uluslararası değerlendirme kuruluşu olan JCI (Joint Commission International) hastanelerdeki stratejik yönetim uygulamalarını denetleyerek akredite etmektedir. Hastane kurumunun kendine has özellikleri ve karmaşıklığı, üretilen hizmetlerin çeşitliliği ve çok sayıda üretim biriminin bir arada olması, ayrıca hızla değişen dış çevre koşulları hastanelerde stratejik yönetimi zorlaştıran unsurlardır. Bu çalışma, özel hastanelerde stratejik yönetim uygulamalarının ne düzeyde olduğunu incelemek amacıyla yapılmıştır. Nitel bir çalışma olan bu araştırmada, öncelikle stratejik yönetim ile sağlıkta uluslararası akreditasyon ve stratejik yönetim konularındaki literatür incelenmiştir. Literatüre dayalı olarak belirlenen stratejik yönetim formatında oluşturulan sorularla, JCI tarafından akredite edilmiş, İstanbul ve Gebze'de konuşlu 11 hastane veya hastane grubunun üst yönetimde bulunmuş veya halen yönetimde olan 19 yöneticisi ile yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Hastane sektörünün; hizmetlerin ve kullanılan insan kaynağının oldukça karmaşık oluşu, hızla değişen teknoloji ve Türkiye'deki sağlık otoriteleri uygulamalarını da içeren dış çevresi nedeniyle birçok önemli kararın pragmatik olarak alındığı bir üretim sistemi olduğu kanısına varılmıştır. Araştırmaya katılan hastane yöneticileri, özel hastanelerde stratejik sağlık yönetimi uygulamalarının hayata geçirilmesinin zorlukları üzerinde birleşmişlerdir. Hastane kuruluşunda ve stratejik gelişimde yatırımcı değerlendirmesinin esas alındığı belirlenmiştir. JCI denetiminden geçmesine rağmen stratejik yönetimin hastanelerinde tam olarak uygulanamadığı, genellikle SWOT analizine dayalı bir stratejik planları olmakla beraber, daha çok bunu JCI denetimlerinin bir koşulu olarak yerine getirdikleri belirtilmiştir. Sağlık turizmi, onkoloji, üniversite hastanesi olma perspektifi, personelin niteliği ve teknolojik yetkinlik olumlu olarak gözükürken, devletin sık değişen düzenlemeleri ve fiyat baskısı, hekimlerin yönetilmesindeki güçlükler ise olumsuzluklar olarak değerlendirilmiştir. Hastanelerde stratejik yönetim daha kısa dönemli olmalı, vizyon-misyon-temel değerler net ve kısa olmalı, çalışanlarca benimsenerek uygulanmalı, personelin sürekli eğitim ve gelişimi gözetilmelidir. Anahtar sözcükler: Hastanelerde stratejik yönetim, Hastane yönetimi, Akreditasyon, Stratejik yönetim.