TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/20
Browse
Browsing TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 989
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: 0Article Citation Count: 25Ergenlerde Akran Zorbalığına Maruz Kalmanın Yaş, Çocuk Yetiştirme Stilleri ve Benlik İmgesi ile İlişkisi0(2006) Şirvanlı, Dilek ÖzenBu araştırmanın amacı, kız ve erkek ergenlerde, yaş, algılanan çocuk yetiştirme stili ve sahip olunan benlik imgesinin, akran zorbalığına maruz kalma boyutlarını yordamaya katkılarının olup olmadığını belirlemektir. Araştırmanın örneklemini İstanbul’daki özel ilköğretim okulları ve özel liselerinin 6, 7, 8 ve 10. sınıflarında öğrenim gören, 381’i kız, 484’ü erkek olmak üzere toplam 805 öğrenci oluşturmuş. Ancak ölçeklerin bazılarının düzgün yanıtlanmaması sonucu yaşanan denek kaybına ilişkin olarak bazı değişkenlerin verisi kız örneklemi için 308, erkek örneklemi için de 314’e kadar inmiştir. Veri toplama araçları olarak, katılımcıların akran zorbalığına maruz kalma düzeylerini belirlemek amacıyla ‘Akran Zorbalığı Kurbanlarını Belirleme Ölçeği’, çocukların algıladıkları çocuk yetiştirme stillerini belirlemek amacıyla ‘Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği’ ve katılımcıların benlikleri hakkındaki düşüncelerini belirlemek amacıyla da ‘Offer Benlik İmgesi Ölçeği’ kullanılmıştır. Sonuçlar, gerek kızların gerekse erkeklerin okulda zorbalığa maruz kalmalarının, yaş, algılanan çocuk yetiştirme stilleri ve sahip olunan benlik imgelerince anlamlı olarak yordandığını göstermektedir. Bulgular ilgili literatür çerçevesinde tartışılmıştır.Article Citation Count: 3Depresif Belirti Düzeyi Yüksek Kişilerde Otobiyografik Anıların Bilince İstemsiz Gelişleri ve Depresif İçerikleri(2006) Tosun, AhmetAraştırma, depresif kişilerde depresif bilişle bağlantılı otobiyografik anıların bilince istemsiz girişlerini ve bu anıların depresif içeriğinin Beck’in bilişsel modeli ile olan tutarlılığını incelemektedir. Bu amaçla, 2004-2005 öğretim yılında çeşitli üniversitelerden 493 öğrenciyle çalışılmıştır. Katılımcılara Biliş Tarama Listesi, Anı İçeriğini Değerlendirme Formu, Olay Etkisi Ölçeği ve Beck Depresyon Envanteri uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, depresif kişiler geri getirilen anıda kendilerini ‘değersiz’, ‘sevilmeye layık olmayan’ ve ‘yetersiz’ değerlendirmişler, başkalarını ‘güvenilmez’, ‘reddedici’ ve ‘destek vermez’ görmüşler ve olaydaki durumu ‘değişmez’ bulmuşlardır. Depresif olmayan kişiler ise aynı boyutlarda tam tersi bir özellik sergilemişlerdir. Bunlara ek olarak, depresif kişilerin depresif bilişlerine bağlı anılarının, diğer kişilerinkine göre daha ‘araya girici’ oldukları görülmüştür. Tüm bu özellikler bir arada değerlendirildiğinde, depresif kişilerin depresif bilişlerine bağlı anılarının, bir ‘benliği tanımlayan anı’ oldukları düşünülmektedir. Bu açıdan bakıldığında, benliği tanımlayan anıların BDT sürecinde önemli bir psikoterapi malzemesi olabileceği düşünülmektedir.Article Citation Count: 0Translation and the \"meme\"(2007) Vermeer, Hans J.Bu makale mikrofizik ve nöroloji bakış açısından \"fikirlerin\" /düşüncelerin bazı özelliklerini tartışmaya çalışmaktadır.Article Citation Count: 1Sağlık sektöründe proje finansman modelleri Türkiye için bir model önerisi ve bir hastane projesinin fizibilite analizi(2008) Teker, Dilek LeblebiciTüm devletlerin sağlık, eğitim, ulaşım ve altyapı yatırımları başta olmak üzere, birçok Kamu hizmetini kaliteli ve düşük bir fiyat ile sunması beklenir. Ancak tüm bu hizmetlerin devletler tarafından vatandaşlarına sunulabilmesi için Kamunun çok büyük maliyetlere katlanması gerekir. Kamunun hizmet üretmesine bir diğer alternatif olan özelleştirme, 1980’li yılardan beri dünyada yaygın olarak uygulanmaktadır. Özelleştirmenin avantaj ve dezavantajlarının yoğun olarak tartışıldığı son yıllarda bu soruna verimli bir çözüm önerisi olarak, alternatif proje finansman modelleri ortaya atılmıştır. Kamu ve Özel Sektör Ortaklığı - KÖSO (Public Private Partnership - PPP) olarak da bilinen bu proje finansman yöntemi altında bir çok türev model tanımlanmıştır. Bu modellerden birçoğu özellikle ABD, Avusturalya ve Avrupa ülkelerinde sağlık, eğitim, ulaşım ve altyapı hizmetlerinde son yıllarda artan bir hızla kullanılmaya başlamıştır. Bu çalışmada 100 yatak kapasiteli bir hastane projesinin KÖSO modeli ile hayata geçirilmesi ile ilgili bir fizibilite çalışması yapılmıştır. Hastanenin tasarım, inşaat ve operasyon sürecinde hem özel sektör ortağın hem de devletin tüm nakit giriş ve çıkışları tahmin edilerek net nakit akışlarına ulaşılmış ve bu nakit akışlarının özel sektör ortağı ve devlet için net bugünkü değerleri ve iç verim oranları hesaplanmıştır. Ayrıca, hastane projesinin KÖSO modeli ile değil de, devlet tarafından finanse edilmesi ve işletilmesi durumunda projenin devlete sağlayacağı net bugünkü değer hesaplanarak, KÖSO modeli çıktıları ile karşılaştırılmış ve ortaklık modelinin her iki taraf için de önemli avantajlar sağladığı ortaya konmuştur.Article Citation Count: 0Bankalarda yabancı hakimiyeti(2008) Ertuna, ÖzerTürkiye’de bankacılık sektörü özelleştirme ve yabancı sermayeye satışlar sonucu yeniden şekillenmektedir. Bugün, özel sermayeli mevduat bankalarında yabancıların payı yüzde 50’lere yaklaşmıştır. Yeni dünya düzeni altında tüm ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de özelleştirme ve yabancı sermaye yatırımları verimliliği arttırma hedefine yönelik stratejiler olarak benimsetilmiş, sonraları bu stratejiler bir araç olmaktan çıkarılarak bir amaç haline dönüştürülmüştür. Bankalar kesiminde bir amaç olarak uygulanan özelleştirme ve bunu izleyen yabancılara satışlar, Türkiye’de banka sektörünün milli kalkınma hedeflerine hizmet etmesini engeller hale dönüşmesine neden olmuştur. Özelleştirme ve yabancı sermaye yatırımları amaç değil araçtır. Yabancılarla kurulan ortaklıklar stratejik ortaklık şeklinde olmak, ülke hedeflerine de hizmet etmek zorundadır. Türkiye, refahı yurt sathına yaymak için kendi hedef ve stratejilerine uygun bir banka sektörü oluşturmalıdır.Article Citation Count: 0Konut kredileri ve menkulleştirme için bir model önerisi(2008) Teker, Suat; Özkan, ÇağrıYüzyıllar önce yerleşik hayata geçen Türk toplumu, hayatı boyunca ilk önceliğini her zaman yaşamını rahatlıkla devam ettirebileceği bir kapalı alana sahip olmak için çalışmıştır. Şüphesiz ki, ailesi ile birlikte yaşamını sürdürmek istediği bu alan “konut” tur. Önceleri sadece korunma amaçlı kullanılan konutlar, günümüzde yaşam alanları olarak görülmektedir. Ömrümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz bu alanların önemi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Konutun önemi, 1999 yılında yaşadığımız deprem ile daha iyi anlaşılmıştır. Depremden sonra konut kalitesinin arttırılarak daha dayanıklı hale getirilmesi, konut üretim maliyetlerini önemli ölçüde arttırmıştır. Bu durum yıllardır yüksek enflasyon ile yaşamaya çalışan Türk halkının konut edinebilmesini zorlaştırmıştır. Son yıllarda enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesi ve banka konut kredilerinin uygun faiz oranlarına inmesi, Türk halkına hayal ettiği konutları edinebilmesi için yeni bir fırsat sunmuştur. Son iki yıldır taslak halinde bekleyen “Konut Finansmanı Kanunu” Mart 2007 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Kanun ile birlikte, konut kredileri piyasaları hem finansal kuruluşlar hem de tüketiciler açısından daha düzenli hale getirilmiştir. Konut kredilerinin devamını sağlayan ikinci el piyasanın oluşması için gerekli olan menkulleştirme sistemi de kanun içinde yerini almıştır. Bu çalışmanın ilk bölümde, Mart 2007 tarihinde yürürlüğe giren “Konut Finansmanı Kanunu” kısaca özetlenerek, Kanun uygulaması diyagram haline aktarılmıştır. Daha sonra, yeni kanun şartları göz önüne alınarak konut kredisi kullanan bir örnek vatandaşın, kredi taksitleri önerilen farklı seçeneklere göre hesaplanmıştır. Sonraki kısımda, konut kredileri sağlayan finansal kuruluşların, aktif portföylerinin vade yapılarını rahatlatacak olan bir menkulleştirme modeli önerilmektedir. Son bölüm, tüm çalışmanın genel bir değerlendirmesi yaparak, sonuçlara vurgu yapmaktadır.Article Citation Count: 02008 Yılında Türkiye ve Dünya Ekonomisi(2008) Ertuna, ÖzerGünümüzde ABD’de yaşanan krizler, emtia fiyatlarındaki hızlı artışlar dünya ekonomisini kötü yönde etkileyeceği beklentileri artmaktadır. Dünya ekonomisindeki bu gelişmeler Türkiye ekonomisinde kırılganlığın arttığı bir döneme rastlamaktadır. Türkiye’nin dünya ekonomisindeki bu gelişmelerden etkilenmesi doğaldır. Ancak, bu gelişmeler Türkiye için hem tehdit, hem de fırsatlar yaratmaktadır. Türkiye kendi ekonomisinin durumunu, ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri iyi değerlendirdiği ve doğru tespitler yaptığı takdirde, uygun ulusal programını oluşturarak dünya ekonomisindeki geliş-melerden kazançlı çıkabilir. Türkiye uygulayacağı politikalarla bir taraftan ekonomisinin kırılganlığını azaltırken, bir taraftan da dünya üzerindeki olumsuz gelişmeleri bir fırsata dönüştürebilir.Article Citation Count: 0Küresel Isınma, Turizme Olası Etkileri ve Türkiye(2008) Gülbahar, OnurKüresel ısınma, son yıllarda dünya gündemini en fazla işgal eden konulardan biri haline gelmiştir. Küresel iklim değişikliğinin kaynakları konusunda sayısız bilimsel araştırma yapılmış ve yapılmakta olup, bu araştırmaların bulguları artan sera gazı saliminin en önemli etken olduğuna işaret etmektedir. Küresel ısınmanın sebeplerine karşı yürütülen uluslararası çalışmalara öncülük eden Birleşmiş Milletler, yayınladığı birçok raporda, alınması gereken bireysel ve makro tedbirleri ortaya koymaktadır. Dünyanın her bölgesinin ve tüm ekonomik sektörlerin, şu veya bu şekilde, az veya çok olmak üzere küresel ısınmadan etkileneceği dile getirilmektedir. Halen bu durumun etkilerinden zarar gören ve ileride de yıkıcı sonuçlarından en fazla etkilenecek sektörlerden biri de turizmdir. Küresel ısınmanın turizm üzerinde olası etkilerine karşı önlem almanın yanı sıra, Türkiye gibi turizm ülkelerinin yetkililerinin, ileride oluşacak duruma sektörü hazırlamalıdır. Konuya ilgi çekmek amacıyla, dünyaca ünlü simalar, bu küresel tehdide karşı düzenlenen kampanyalarda yer almaktadır. Konunun önemi ve olası etkileri ne kadar büyük olursa olsun, şu anki kampanya ve uluslararası çabalar, uluslararası bilinç ve gerekli girişimleri sağlamak bakımından yetersiz gözükmektedir.Article Citation Count: 2Başarılı ve Başarısız Öğrencilerin İç ve Dış Gruplarına Yönelik Kalıp Yargılarının Yetkinlik ve Sevecenlik Boyutları Açısından İncelenmesi(2008) Aktan, Timuçin; Güvenç, GüldenBu araştırmada, başarılı ve başarısız öğrencilere yönelik kalıpyargı içeriğinin Fiske ve arkadaşlarının (1999; 2002) önerdikleri yetkinlik ve sevecenlik kavramsallaştırmaları bağlamında incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, araştırmacılar tarafından önerilen sosyal bağlamsal değişkenler (statü ve yarışmacılık) ile kalıpyargı içeriği arasındaki ilişkiler de incelenmiştir. Araştırma, Ankara - Sincan ilçesindeki iki farklı okula devam eden 321 katılımcıyla yürütülmüştür. Şehitler ilköğretim okulunda, başarılı/başarısız öğrenciler farklı sınıflarda eğitim gördükleri için katılımcıların bu ayrımcılığı meşru algılamamaları beklenmiştir. Taylan Araslı’da ise öğrenciler karma sınıflarda eğitim görmektedirler. Okul farkının ve değerlendirilen grubun öğrencilerin değerlendirmeleri üzerindeki etkisi incelendiğinde Şehitler’deki katımcıların başarılı - başarısız grup ayrımını meşru bulmadıkları, ancak başarılı öğrencileri yetkinlik boyutunda daha olumlu değerlendirirken nesnel bir ölçütü olmayan sevecenlik boyutunda grupları farklılaştırmadıkları bulunmuştur. Taylan Araslı’daki katılımcılar ise söz konusu grup ayrımını meşru bulmuş ve başarılı öğrencileri daha yetkin, başarısız öğrencileri ise daha sevecen olarak değerlendirmişlerdir. Başarı grubu farkı katılımcıların toplam değerlendirme puanları üzerinde etkili olmuştur. Gruplar arası ayrımı meşru görmeyen başarısız öğrenciler başarılı ve başarısız grupları farklılaştırmazken bu ayrımı meşru olarak değerlendiren orta düzeyde başarılı ve başarılı katılımcılar, başarılı öğrencileri daha olumlu değerlendirmişlerdir. Kalıpyargı içeriği ile sosyal bağlamsal değişkenler arasındaki ilişkiler incelendiğinde ise statü ile yetkinlik arasında bir ilişki olduğu, buna karşın yarışmacılık ile sevecenlik arasında bir ilişki olmadığı bulunmuştur. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular ilgili literatür bağlamında yorumlanmış ve tartışılmıştır.Article Citation Count: 2Reel Sektör Kur Riski Yönetiminde Forward ve Opsiyonların Performans Değerlemesi: Ampirik Bir Uygulama(2008) Akçay, M. Barış; Akçay, Güneş; Leblebici, Dilek Teker2009 yılında uygulanmaya başlanacak Basel II düzenlemesi ile bankalar kendilerine kredi risk yükü getiren bir işletme ile ya hiç çalışmayacak ya da yüksek fiyatlama ile kredi anlaşması yapacaklardır. Kredi müşterisi olan bir şirketin piyasa riski olarak kabul edilen kur dalgalanmaları sonucu nakit akışlarının olumsuz etkilenmesi bir bankaya kredi riski olarak yansımaktadır. Bu nedenle döviz ile çalışan şirketlerin kur riskini doğru olarak yönetebilmesi bankalar tarafından iyi kredi müşterisi olarak algılanmasına yardımcı olmaktadır. Şirketler, kur riskini transfer ederken, forward ve opsiyonlar gibi türev ürünleri kullanabilecekleri gibi, risklerinin tamamının transferi yerine belli bir kısmını da transfer etmeyi seçebilmektedirler. Kullanılacak ürünün seçiminde, piyasadaki kur ve faiz oranı değişimleri ile forward ve opsiyon kontratlarının fiyat düzeyleri dikkate alınmalıdır.Bu çalışmada, 1,000,000 dolar ve 1,000,000 euro açık pozisyonu olan bir şirketin, bu borcunu 15 gün, 1 ay ve 3 ay vade alternatiflerinde olmak üzere 31.12.2004 – 29.12.2006 tarihleri arasında, hergün forward ve opsiyon kontratları ile yönetmesi durumunda ortaya çıkacak kâr / zarar pozisyonu analiz edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, söz konusu dönem içinde forward ve opsiyon kontratlarının dolar ve euro yatırımlarında performanslarının karşılaştırılmasıdır. Çalışmada kullanılan veriseti, 31.12.2004 – 29.12.2006 dönemi için günlük dolar ve euro kur verileri ile Nelson Siegel modeli ile çizilmiş 15 gün, 30 gün ve 90 gün vadeli YTL, dolar LIBOR ve euro LIBOR faiz oranlarından ve yine aynı zımni volatilite (implied volitility) verilerinden oluşmaktadır. Çalışmada, tarihsel volatilite hesaplamalarında GARCH (1;1) yaklaşımları kullanılmıştır. Elde edilen veriseti ile söz konusu dönem içinde her gün forward ve opsiyon fiyatlaması yapılmış ve spot kurlara göre şirketin kâr / zarar pozisyonu dolar ve euro alternatiflerinde karşılaştırılmıştır.Article Citation Count: 0Çevirmen için yazınsal bir ‘dizimbozum’(2008) Demircan, ÖmerDevrik' terimi, işlemi bütünüyle belirtmediği için bu eski terim yşrine 'olağan-dizimsel-alan dışına konumlama' anlamında 'dışa-dizim' ya da 'dışa-konumlama' demek gerekir.1 İngilizce ile denk-leştirilirse, terimler: 'inversion'a 'başa kaydırma' ya da 'ters dizim', 'post-predicate-position'a 'sona-dizim' demek doğru olur. Türk-çedeki 'dışa-dizim' terimini 'out-position', 'dizimbozum' terimi de 'mal-position' ile karşılanabilir. 'Dışa-dizim' işlemi, İkinciyeni döneminde (1954-1960) öykü yazmaya başlayan Leylâ Erbil'e yetmemiş, seçtiği anlatıcı kişilerin, ya da konuşanların ruhsal bozukluklarını yansıtmak için yazar bu işlemin de ötesine geçerek, 'dizimbozum' olarak nitelenebilecek bir tür konum ve bağlaşım bozumuna yönelmiştir. Anlamlama ilişkileri korunarak yer yer başvurulan bu konumlama işlemi deneyimsiz bir çevirmen için sorun yaratabilir. İşi anlaşılır kılmak için çevirmen adaylarına öyle bir parçaya nasıl bakılabileceği gösterilmelidir. Bu metin o amaçla yazılmıştır.Article Citation Count: 54Üstbiliş ölçeği-30'un Türkçe uyarlaması, geçerliği, güvenirliği, kaygı ve obsesif-kompülsif belirtilerle ilişkisi(2008) Tosun, Ahmet; Irak, MetehanAmaç: Bu araştırma, Üstbiliş Ölçeği-30'un (ÜBÖ-30) Türkçe'ye çevrilmesi, geçerlik ve güvenirlik değerlerinin belirlenmesi amacını taşımaktadır. ÜBÖ-30, üstbilişsel modellere göre psikopatolojilerde rol oynadığı düşünülen üstbilişsel inançlar, yargılar ve süreçleri incelemek için geliştirilmiş olan Üstbiliş Ölçeği'nin 30 maddelik kısa formudur. Yöntem: Araştırmada, üniversite öğrencilerinden oluşan bir örneklem grubuna, ÜBÖ-30 ile birlikte, Sürekli Kaygı Envanteri (SKE) ve Maudsley Obsesif Kompülsif Soru Listesi (MOKSL) uygulanmıştır. 850 kişilik örneklemin 282'si (33.17%) erkek, 568'si (66.82%) kadın, yaş ortalaması 21.22 olmuştur. Bulgular: Test-tekrar test güvenirliği analizi ÜBÖ-30'un Türkiye örneklemi için güvenilir bir ölçme aracı olduğunu, Cronbach Alpha korelasyon analizi ölçeğin iç geçerliliğinin yüksek olduğunu göstermiştir, Temel bileşenler analizi (TBA) ölçeğin orijinal formundaki gibi beş faktörünün olduğunu ve bunların toplam varyansın %52.44'ünü açıkladığını göstermiştir. Doğrulayıcı faktör analizi ile elde edilen sonuçlar TBA sonucunda elde edilen ÜBÖ-30'un faktör yapısının geçerliğini desteklemiştir. ÜBÖ-30'un yakınsak geçerliğini için ÜBÖ-30'un alt ölçekleri ve toplam puanları ile MOKSL'nin alt ölçekleri ve toplam puanı ve SKE arasında korelasyonlara bakılmış ve puanlar arasında elde edilen anlamlı ilişkiler ÜBÖ-30'un yakınsak geçerliliğinin yeterli olduğunu göstermiştir. Ayrıca yaş ve ÜBÖ-30'un alt ölçekleri arasında anlamlı negatif korelasyonlar olduğu ve cinsiyetin bazı alt ölçeklerde anlamlı etkisi olduğu bulunmuştur. Sonuç: Bulgular ÜBÖ-30'un Türk kültüründe üstbiliş değerlendirmek için yeterli düzeyde psikometrik özelliklere sahip olduğunu göstermiştir.Article Citation Count: 17Yatırım fonlarının risk odaklı performans değerlemesi(2008) Karakurum, Emre; Teker, Suat; Tav, OsmanBu çalışma kapsamında B tipi fon kategorisindeki likit, tahvil-bono ve değişken fonlar ile, A tipi fon kategorisindeki değişken fonlardan her bir türe ait beşer adet fon, toplamda ise yirmi adet fon için risk odaklı performans değerlendirmesi yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki yatırım fonlarının geçmiş performanslarının yurtdışında da kabul görmüş performans değerleme ölçütlerine göre değerlendirilmesi ve incelenen yatırım fonlarının bu çalışmada oluşturulan risk odaklı performans değerleme sistemine göre puanlanıp, bir performans sıralamasına tabi tutularak, yatırımcıların karar verme sürecinin desteklenmesidir.Article Citation Count: 4Krizden Alınacak Dersler Yeni Bir Fırsat mı?(2009) Ertuna, ÖzerBugün yaşadığımız ekonomik bunalım, bir finansal piyasa krizi olarak ortaya çıkmış, işten işçi çıkarmalarıyla, hızlanan bir şekilde ekonomik krize dönüşmüştür. Krizi önlemek için hazırlanan ekonomik paketler ve alınan tedbirler günümüzün yayılmakta olan ekonomik sisteminin temelini oluşturan Washington Uzlaşması ilkelerini tartışılır hale getirmiştir. Ancak, sorunun temelinde kapitalist liberal ekonomi sisteminin aksaklıkları yatmaktadır. Sistemin temel aksaklıkları “kâr” amaçlı olması, ekonomide insan unsurunu doğru algılamaması ve işçileri maliyet unsuru olarak kabul etmesidir. Bulunduğumuz aşamada, henüz sistemin temel aksaklıkları üzerinde durulmamakta, aksaklıkları önleyici tedbirlerle sistemin korunmasına çalışılmaktadır. Oysa yaşadığımız krizden alınacak dersler insanların özlemleriyle uyumlu ekonomik sistemlerin geliştirilmesine zemin hazırlayabilir.Article Citation Count: 8Turizmin Bölgelerarası Gelişmişlik Farklarını Gidermedeki Rolü (Türkiye Örneği)(2009) Gülbahar, Mehmet OnurGünümüzde, dünyanın hemen her ülkesinin bölgeleri arasında gelişmişlik farkları bulunmaktadır. Bu dengesizlik, ekonomik, sosyal, politik, kültürel birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların çözümü için ülkeler, bölgesel kalkınma politikası belirlemekte, çesitli planlar, projeler uygulamaktadırlar. Ülkemizde de bu yöndeki çalışmalar, planlı dönemden beri artarak devam etmektedir. Türkiye’de mevcut bölgesel dengesizliğin Anadolu’nun ortasından doğusuna doğru negatif yönde gerçekleştiği görülmektedir. Turistik kentlerimizin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında üst sıralarda olması, geri kalmış bölgelerimizde, diğer sektörlere göre maliyet, gelir, istihdam, yatırım gibi avantajlara sahip olan turizm endüstrisinin geliştirilmesi gereğini ortaya çıkarmaktadır.Publication Citation Count: 1Şekle aykırılığın hakkın kötüye kullanılması yolu dışında kalan yollarla aşılması(2009) Hamamcıoğlu, Gülşah Vardar-Article Citation Count: 1Otel işletmelerinde yöneticilerin dışsal krizlere yaklaşımlarına yönelik bir araştırma(2009) Gözde, Ergin; Küçükaltan, GülOtel işletmelerinde çalışanlar işletmenin başarısında önemli rol oynarlar. Çalışanların farklı dönemlerde almış oldukları kararlar işletmelerin geleceğini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Bu noktadan hareketle bu çalışmanın amacı, otel işletmelerindeki yöneticilerin kriz dönemlerine ilişkin almış oldukları önlemleri saptamaktır. Araştırmanın örnek kitlesi İstanbul’da faaliyet gösteren 5 yıldızlı otel çalışanlarıdır. Veriler anket yöntemiyle toplanmış ve analizler SPSS programıyla yapılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda işletme yöneticilerinin yaşlarının ve eğitim durumlarının kriz yönetiminde etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Saptanan diğer bir bulgu ise otel yöneticilerinin yaklaşık % 40’ının ekonomik kriz ve terörü en etkili kriz türü olarak gördükleri belirlenmiş olup, bu tür krizlerden en az etkilenmek için çeşitli önlemler aldıkları ve birçok yöneticinin, müşterilerin görüş, beklenti ve yakınmalarının izlenmesine yönelik çalışmalar yaptıkları ortaya çıkmıştır.Article Citation Count: 7Ergenlerde anneden algılanan kabul/ilgi ile benlik-algısı arasındaki ilişki: Babadan algılanan kabul/ilginin aracı rolü(2009) Şirvanlı, Dilek ÖzenBu çalışmanın amacı, anneden algılanan kabul/ilginin, ergenin benlik-algısı üzerindeki rolünü ve babadan algılanan kabul/ilginin, bu ilişkideki aracı rolünü, kız ve erkek ergenler açısından incelemektir. Araştırmanın örneklemini İstanbul’daki orta sosyo ekonomik düzeyi temsil eden ilköğretim okulları ikinci kademesine devam eden 325’i kız ve 355’i erkek olan 680 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada veri toplamak amacıyla, “Demografik Bilgi Formu”, “Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği” ve “Offer Benlik İmgesi Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın amacına yönelik olarak yapılan analizler sonucunda, gerek kız gerekse erkek ergenlerin benlik algıları ile annelerinden algıladıkları kabul/ilgi arasında anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca, bu ilişkide, babadan algılanan kabul/ilginin de, özellikle kız ergenlerde, aracı rol gördüğü; yani anılan ilişkiyi güçlendirdiği görülmüştür. Bulgular ilgili literatür çerçevesinde tartışılmıştır.Article Citation Count: 42000'li yıllarda Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi profili(2009) Gülbahar, Mehmet OnurDünya turizmi, 20. yüzyılın ortalarından itibaren hızlı değişimlere ve gelişmelere sahne olmaktadır. Özellikle Bilgi Toplumuna geçişle birlikte eğitim ve bilinç düzeyi artan günümüz turistinin boş zamanını değerlendirme şekli ve bu konudaki beklentileri çeşitlilik göstermektedir. Çalışmada, bu kapsamda turizm endüstrisinde önemli gelişmelerin yaşandığı 2000’li yıllara gelindiğinde dünya turizm endüstrisindeki ve turist profilindeki gelişmeler, Türkiye’nin dış aktif turizmi, yabancıların ülkemize geliş amaçları ve tercih nedenleri, Türkiye’ye gelen yabancı turistlerle ilgili birtakım bilgiler, resmi kurumların yayımladığı istatistiksel verilere dayanarak aktarılmaktadır. Çalışmada ayrıca, bu tür istatistiklerin elde edilmesinin önemi vurgulanmakta, bu verilerin etkin bir şekilde kullanılarak Türk turizmini geliştirme stratejilerinde değerlendirilmesi gereği ifade edilmektedir.