Doktora Tezleri / Phd Degree Theses
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/23
Browse
Browsing Doktora Tezleri / Phd Degree Theses by Department "Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis E-perakende işletmelerinde marka gücü ve tedarikçi ilişkilerinin firma yönelimleri ve ihracat performansı arasındaki aracı rolü(2019) İyiler, Zeynep; Gürsoy, Günerİnternette farklı sistemler aracılığıyla alışveriş ve satış ulusal ve uluslararası pazarlarda katlanarak büyüyor. Perakende sektörü, e-perakendeciliği ana dağıtım kanalı olarak entegre ederek büyük dönüşümler geçiriyor. Amazon ve Alibaba grubu ve diğerleri gibi büyük oyuncular pazarlara hükmediyor olsa da, şirketler, özellikle Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve girişimciler internette uluslararası ticaret yapmanın karlı bir yolunu buluyorlar. Kritik kaynaklara ve yönelimlere sahip olmak, sınır ötesi satış kabiliyetleri oluşturma, müşterilere ulaşma ve elde tutma, siparişle ilgili müşteriye kadar birçok işlemi gerçekleştirme ve nihayetinde kar elde etmek için performans hedeflerini gerçekleştirme açısından stratejik öneme sahip. Bu tezde, firma yönelimleri, stratejik kaynaklar ve uluslararası e-perakende performansı arasındaki kavramsal bir ilişki modelini test ediyoruz. Tezde, pazar, girişimcilik ve dış pazar yönelimini önemli kaynaklar olarak belirledik. Bu yönelimlerin marka gücü ve tedarikçi ilişkilerinin aracılık etkileriyle gelir artışı ve hedeflere göre firma performansı üzerindeki etkileri araştırıldı. Yurt içi e-ticaret ve e-ihracat alanlarında faaliyet gösteren 231 Türk şirketin anket yanıtlarını kullanarak; pazar yönelimi, girişimcilik yönelimi ve dış pazar yönelimi ile firma performans ve karlılığı arasında aracı olarak marka gücü ve tedarikçi ilişkilerinin rolünü kanıtlayan güçlü veriler elde edildi. SPSS ve AMOS programları ile yapısal eşitlik modelleme analizi yapılarak değiskenler arasındaki ilişkiler incelenmiştir.Doctoral Thesis Gönüllü açıklamanın kapsamı ve iç kurumsal yönetişim mekanizmaları ile ilişkisi: Borsa İstanbul bankacılık sektörü örneği (BİST banka)(2019) Milad, Isam Abdelhafid A.; Biçer, Ali AltuğBirçok teori ve kurumsal yönetişim ilkeleri, iyi kurumsal yönetişim sistemlerinin açıklamayı geliştireceğini belirtmektedir. Şirketin performansını göstermek, bilgi asimetrisini azaltmak, hissedarlar ve yönetim arasındaki menfaat farkını açıklamak ve şirket mensuplarını hesap verebilir kılmak için gönüllü açıklama yapılması gerekmektedir. Bu çalışmanın üç ana hedefi bulunmaktadır. İlk olarak, çalışma Borsa İstanbul'da kote edilen bankaların yıllık raporlarında 2013-2017 dönemine ait gönüllü açıklama düzeyini ölçmeyi amaçlamaktadır. İkinci olarak, çalışma döneminde yıllık raporlardaki gönüllü açıklama düzeyinin önemli ölçüde artırılıp artırılmadığını araştırmayı hedeflemektedir. Son olarak, bu çalışma kurumsal yönetişim mekanizmaları ile gönüllü açıklamanın düzeyi arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bu çalışma, beş yıllık bir süre içinde Borsa İstanbul'da listelenen 13 bankanın 65 yıllık raporunda gönüllü açıklamayı ölçmek için 64 maddeyi içeren, işletme tarafından oluşturulmuş, ağırlıklandırılmamış bir açıklama endeksini benimsemiştir. Çalışmada araştırma verilerini analiz etmek için içerik, tanımlayıcı, korelasyon ve çoklu FGLS regresyon analizleri uygulanmıştır. Sonuçlar, Borsa İstanbul'da listelenen bankalarda gönüllü açıklama oranının yüksek olduğunu ve genel olarak % 77 oranında olduğunu göstermiştir. Ayrıca, beş yıllık dönem boyunca gönüllü açıklama düzeyinde önemli bir artış olmuştur. Çoklu regresyon sonuçları, yönetim kurulu bağımsızlığı, yönetim kurulu üye sayısı, denetim komitesi finansal uzmanlığı ve denetim komitesi toplantı sayısı, gönüllü açıklama düzeyindeki değişimi açıklarken, diğer bağımsız değişkenlerin önemsiz olduğunu göstermektedir.Doctoral Thesis İç kontrolün etkinliği ile finansal performans arasındaki ilişki: Libya ticari bankaları üzerine ampirik bir araştırma(2021) Omar, Abdalbaset A Mohamed; Biçer, Ali AltuğÇalışmanın amacı, COSO çerçevesine göre iç kontrolün etkinliği ile Libya ticari bankalarının finansal performansı arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma, Libya'daki dört büyük bankanın denetim birimi çalışanlarına ve denetim komitesi üyelerine dayanmaktadır. Örneklem 406 kişiden oluşmaktadır. Anket, birincil verilerin toplanmasında ana araç olarak benimsenmiştir. Temel olarak araştırmada, verileri analiz etmek ve hipotezi test etmek için Sosyal Bilimler için İstatistiksel Paket (IBM SPSS sürüm 26) tarafından tanımlayıcı analiz ve çoklu analiz kullanılmıştır. Sonuçlar şunu göstermektedir: İlk olarak, korelasyon analizi, iç kontrolün etkinliği ile Libya ticari bankalarının mali performansı arasında orta derecede anlamlı bir ilişki olduğunu bulmuştur. İkinci olarak çalışma, kontrol ortamı, risk değerlendirmesi, bilgi, iletişim, gözlem ve finansal performans arasında pozitif bir ilişkinin varlığını tespit eden çoklu regresyon analizi yoluyla değişkenler arasındaki ilişkiyi de incelemiştir. Ancak, kontrol faaliyetleri ile finansal performans arasında önemli bir ilişki olmadığını tespit etmiştir. Sonuç olarak çalışma, Libya bankacılık sektöründeki iç kontrol ve ticari bankaların finansal performansına ilişkin bir dizi tavsiyeyi içermektedir.Doctoral Thesis Kar amacı gütmeyen kuruluşlar arasında işbirliği: Kaynak yaratma ve performans üzerindeki etkisi(2020) Gulshan, Bella; Donduran, Muratİşbirlikçi Rekabet ittifaklarının kanıtını sağlayan çok ilginç sektörlerden biri, gayrı resmi bilgilerin paylaşılması, fikirlerin paylaşılması, fonların geliştirilmesi ve mutlak birleşmeler gibi birçok işbirliğine dayanan çabaları içeren, intertype rakipleri olarak etiketlenebilecek kar amacı gütmeyen kuruluşlardır. Bu çalışma, kar amacı gütmeyen kuruluşlarda İşbirlikçi Rekabet kavramını, fon yaratma ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar arasındaki işbirliğine dayalı ilişkilerin ve performans üzerindeki etkisinin anlaşılmasını genişleten teorik bir çerçeve geliştirmek için ilerlemektedir. Ayrıca, kar amacı gütmeyen işbirliği yeteneği, İşbirlikçi Rekabet ve fon yaratma arasındaki ilişkiyi düzenleyen ılımlı bir değişken olarak işlevselleştirilmiştir. Teorik olarak kurulan model, Pakistan'daki kar amacı gütmeyen kuruluşlardan yapılan bir anket (418 örneklem büyüklüğü) kullanılarak ampirik olarak test edilmiştir. Sonuçlar, İşbirlikçi Rekabet ile fon yaratma ve performans konusunda anlamlı bir pozitif ilişki olduğunu göstermektedir. Ayrica, kar-amaci gutmeyen işbirlikçi rekabet yetenegi istatistiki olarak anlamsiz bulunmustir. Anahtar Kelimeler: Kâr Amacı Gütmeyen, İşbirliği, Kaynak Yaratma, İşbirliği İlişkisi, PerformansDoctoral Thesis Kitlesel fonlama ve fon sağlayanların katılım niyetine etki eden faktörler : Türkiye örneği(2018) Uzuntepe, Fatma Sebla; Saatçı, Ezgi YıldırımBilgi ve telekomünikasyon devriminin tüm dünyaya yayılması; fon sağlayan, fon talep eden, finansal aracılar, finansal araçlar ve yasal düzenlemeler gibi unsurlardan oluşan finansal sistemi çok karmaşık bir yapıya dönüştürmüştür. Finansal sistemin geleneksel yapısından kaynaklanan zorluklar, 'Kitle Fonlaması' olarak adlandırılan yeni bir alternatif finansman modelinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. İnternet ve sosyal ağların yaygın kullanımıyla birlikte girişimciler, bu modeli kullanarak, kitlesel fonlama platformları aracılığıyla projelerini geniş kitlelere sunarak, yaratıcı iş fikirleri için finansal kaynaklara doğrudan ulaşma fırsatı elde etmektedirler. 'Kitlesel Fonlama' yenilikçi bir iş fikrine sahip olan ve bu fikri hayata geçirmek üzere maddi desteğe ihtiyaç duyan girişimciler için; çok sayıda insandan, küçük miktarlarda toplanan paralarla, gerekli fonu yaratmanın bir yolu olarak ifade edilebilir. Kitle fonlaması sadece girişimcilerin ihtiyaç duyduğu fonları temin etmekle kalmamakta, aynı zamanda insanların yeni ürünlerin sunulduğu bu projelere olan ilgisini araştırma olanağı da sağlamaktadır. Girişimcilerin projelerini gerçekleştirmek adına ihtiyaç duydukları sermeyeyi başarıyla temin edebilmeleri için, yatırımcıların nasıl finansal destekte bulunmaya karar verdiklerini ve motive olduklarını anlamak çok önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye'deki kitlesel fonlama yöntemiyle gerçekleştirilen faaliyetlerde, destekçilerin kararlarında etkili olan faktörlerin ve motivasyonlarının anlaşılmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Tümdengelim araştırma yaklaşımının benimsendiği bu çalışmada, projelere destek veren kişilerin karar verme kriterlerine açıklık getirmeye çalışan kavramsal model, ilgili literatür incelenerek geliştirilmiştir. Araştırma Türkiye'de faaliyet gösteren kitlesel fonlama platformlarına üye olan örneklem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu modelde geliştirilen faktörler, online anket kullanılarak araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda ölçeğe ilk olarak açıklayıcı faktör analizi uygulanarak faktörler belirlenmiş, sonra yapısal eşitlik modeli çerçevesinde doğrulayıcı faktör analizi ile modelin uygunluğu test edilerek yol analizi uygulanmıştır. Bu çalışmada bir çok faktörün, katılımcıların kitlesel fonlamaya katılma niyeti ile ilgili olacağını varsaymakla beraber, bu faktörlerin kişilerin katılım için güçlü motivasyonlara sahip olduğu durumlarda daha belirgin olacağı öne sürülmüştür. Öz belirleme Kuramına göre içsel motivasyon ile kişiler ilginç buldukları görevleri, dışsal motivasyon ile ise bireyin somut ya da sözlü ödüllere ulaşmak için görevleri yerine getirme eğilimine işaret eder. Girişimciler, kitle fonlama platformlarının yöneticileri ve politika yapıcılar, yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyen motivasyonları doğru anladıklarında, bu faktörleri kitle fonlaması kampanyalarında başarıyla kaynak yaratmak için kullanabilirler. Böylece yaratıcı ve yenilikçi projeler için gerekli finansmanın başarılı bir şekilde elde etmelerini sağlayabilir.Doctoral Thesis Kurumsal sosyal sorumluluk açıklamasının şirket değerine etkisi: Borsa İstanbul'da listelenen bankalar üzerine ampirik bir araştırma(2019) Feneır, Imad Mohamed Housseın; Biçer, Ali AltuğÇevrenin korunması ve mevcut kaynakların optimize edilmesi şirketin istikrarı, büyümesi ve devamlılığının başlıca nedenlerinden biridir. Ayrıca şirketin faaliyetleri ile topluma katkıda bulunmak ve çalışanların gelişimini sağlamak şirketin toplumda iyi bir imaja sahip olması için çok önemlidir. Bu nedenle şirketlerin farklı alanlarda sosyal sorumluluk projelerine katılım sağlamaları ve bunların sonuçlarını yıllık raporlar, sürdürülebilirlik raporları, özel raporlar veya düzenli raporlar aracılığıyla açıklamaları gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı Borsa İstanbul'da kote edilen bankaların KSSA (Kurumsal Sosyal Sorumluluk Açıklaması) uygulamalarının niteliğini ve kapsamını tespit etmektir. Bunun yanında, KSSA kategorilerinin (Çevresel, İşgücü Uygulamaları, İnsan Hakları, Toplum ve Ürün Sorumluluğu) şirketlerin değeri üzerindeki etkisini beş yıl içerisinde 13 bankadan toplanan 65 adet yıllık rapordan oluşan örnek grubu üzerinden değerlendirmektir. KSSA, GRI (Küresel Raporlama İnisiyatifi) tarafından hazırlanan Raporlama İlkeleri ve Standart Açıklamalar sağlayan sürdürülebilirlik raporları ile ölçülmektedir. Bununla birlikte, bu çalışmada bankaların değeri Tobin Q oranı kullanılarak ölçülmüştür. Beş yıl içerisinde 13 bankadan toplanan 65 adet yıllık rapordan oluşan örnek grubu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda kote edilen bankalarda KSS faaliyetlerinde bulunulduğu tespit edilmiştir. En çok açıklanan kategori Toplum ve İşgücü Uygulamaları olup, en az açıklanan kategori ise Ürün Sorumluluğudur. Trend analizi bulgularına göre bu araştırmanın beş yıllık süresi içerisinde KSSA uygulamaları bütün olarak veya kategorilere ayrılmış şekilde istikrar göstermemektedir. KSS kategorilerinin şirketlerin değeri üzerindeki etkisinin test edilmesiyle ilgili olarak elde edilen bulgulara göre bu ikisi arasında kayda değer bir ilişki bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle Borsa İstanbul'da kote edilen bankalar bu kategorilerde katılım sağlamaktan veya sosyal sorumluluk bilgilerini açıklamaktan herhangi bir fayda sağlamamaktadır.Doctoral Thesis Kurumsal yönetişim uygulamalarının Türk bankacılık sektörünün performansı üzerine etkileri(2021) Ebrebesh, Husnı; Ünal, Halit TarganGünümüz para ve sermaye piyasalarında yaşanan krizler sonucu ortaya çıkan finansal çöküşlere karşı önlem almada, bilim adamları ve akademisyenler dikkatlerini kurumsal yönetişim uygulamaları üzerinde toplamışlardır. Tüm sektörler için geçerli olan tek bir kurumsal yönetişim modelinin geçerli olmaması, finansal olmayan sektörlerden farklı özellikler taşıması, bankacılık sektöründeki kurumsal yönetişim uygulamalarına ayrı bir önem ve dikkat kazandırmaktadır. Bu nedenle ülke kalkınmasında ve ekonomik gelişmede sahip olduğu önemli rolü nedeniyle Türkiye Finansal Piyasalarında kurumsal yönetişim kurallarının uygulanmasına yönelik bankacılık sektörüne özel önem verilmiştir. Bu araştırmanın amacı, kurumsal yönetim kurallarının uygulanmasının Borsa Istanbul'da (BIST) işlem gören Türk bankalarının, bankacılık finansal performansı üzerindeki etkisini belirlemek, yönetişim kurallarının ne ölçüde uygulandığını analiz etmektir. Bu amaçla, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan uygulamaya yönelik açıklama gereklilikleri ile bankaların yıllık raporlarında yer verdikleri açıklamalar karşılaştırılarak, kurumsal yönetişim uygulamalarının bankaların finansal performansına yansımasının araştırılması, çalışmanın amacını oluşturmaktır. Çalışmanın amacına ulaşabilmesi için araştırmacı, 2014-2018 döneminde BIST'te işlem gören bankaların yıllık raporlarında yayınlanan kurumsal yönetim puanlarını ve derecelendirme kuruluşları tarafından yayınlanan kurumsal yönetim derecelendirme raporlarını kullanmaktadır. Çalışmada, Borsada işlem gören bankaların kurumsal yönetim kural ve ilkelerini ne ölçüde uyguladığını ölçmek için, derecelendirme kuruluşları tarafından dört ana bölüme göre ölçülen kurumsal yönetim puanları kullanılmıştır; hissedarlar, kamuyu aydınlatma ve şeffaflık, menfaat sahipleri ve yönetim kurulu. Bankacılık mali performansı, 'Varlık Getirisi' (ROA – Return on Assets), 'Özkaynak Kârlılığı' (ROE – Return on Equity), P'ay Başına Kazanç' (EPS – Earnings Per Share) ve Fiyat-Kazanç oranı (PE – Price Earning Ratio) ile ölçülmüştür. Bu araştırmada önerilen örneklem BIST'te işlem gören Türk Bankacılık Sistemi'ndeki bankalarıdır. Ancak bazı bankaların kurumsal yönetim derecelendirme raporunun bulunmaması nedeniyle bazı bankalar, hedef örneklemden çıkarılmıştır. Çalışmanın hipotezlerini test etmek ve analiz etmek için iki farklı yöntem kullanılmaktadır; birinci yöntem, 'Pearson korelasyonu'dur, kurumsal yönetim kuralları ile bankacılık finansal performansı arasındaki ilişkiyi incelemek için kullanılmaktadır. İkinci yöntem ise kurumsal yönetim kurallarının bankacılık finansal performansı üzerindeki etkisini incelemek için kullanılan 'panel regresyon teknigi'dir. Çalışma sonuçları, seçilmiş örnek bankaların SPK ve BDDK ilkelerine göre sağlam bir kurumsal yönetişim ilkelerini uyguladığını göstermektedir. Bankalar, derecelendirilen tüm bölümlerde bu ilkelerin % 92,61'ini ve kurumsal yönetime uyumu uygulamıştır. Çalışma, ROA ve ROE ile ölçüldüğünde kurumsal yönetim kuralları ile bankacılık finansal performansı arasında bir ilişki olduğunu bulmuştur. EPS ve PE ile ölçüldüğünde ise kurumsal yönetişim kuralları ile bankacılık finansal performansı arasında bir ilişkinin bulunmadığı sonucu bulunmuştur. Çalışmanın sonuç analizinde farklı sonuçlar elde edilmektedir. Kurumsal yönetim kuralları, bankacılık finansal performansı üzerindeki farklı etkiler göstermekte, bazen olumlu veya olumsuz, güçlü veya zayıf, statik olarak önemli veya önemsiz etkiler söz konusu olabilmektedir. Çalışma, kurumsal yönetim derecelendirme puanlarının önemine daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini, kurumsal yönetim kurallarının Türkiye'deki işletmelerin finansal performansı üzerindeki etkisini daha iyi anlamaya yardımcı olabileceğini önermektedir. Ayrıca çalışma, kurumsal yönetim ilkelerinin finansal performans üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak için bu çalışmada aynı değişkenlerin diğer endüstrilerle kullanılması ve sonuçların karşılaştırılmasıyla daha fazla çalışma yapılmasını önermektedir.Doctoral Thesis Libya bankacılık sektöründe çalışan yetkilendirme ve öz-yeterliliğin iş memnuniyeti üzerindeki etkisi(2021) Khalıl, Mohamed Alhadı Mohamed; Yozgat, UğurÇalışma, psikolojik güçlendirme ve iş tatmini arasındaki ilişkiyi geliştirmeyi ve ampirik olarak test etmeyi amaçlamıştır - öz-yeterlik bu ilişkiye aracılık eder. Teorik model, psikolojik güçlendirmenin Libya bankacılık sektöründeki alt ve orta düzey yöneticiler için çalışanların memnuniyetinin merkezinde olduğunu öne sürüyor. Çalışma, teorik modeli yapısal eşitlik modellemesi ile istatistiksel olarak test etmek için 327 yanıt kullanmıştır. Ampirik sonuçlar, tüm hipotezlerin doğru olduğunu ve psikolojik güçlendirmenin iş tatminini olumlu etkilediğini göstermiştir. Ayrıca, ilişkiye öz-yeterlik aracılık etmektedir.Doctoral Thesis Muhasebe bilgi sistemlerini kullanmanın uluslararası muhasebe standartlarına göre finansal bilgilerin ilgililiği etkisi (UMS): Libya ticari bankaları üzerine ampirik bir araştırma(2019) Elsharıf, Tarek Abdelhafıd A.; Biçer, Ali AltuğMuhasebe bilgi sistemleri ve bileşenleri (insanlar, prosedür ve kurallar, veriler, yazılım, Bilgi Teknolojileri altyapısı ve iç kontrol) ekonomik birimlerde karar almadaki en önemli faktörlerden biridir. Bu bileşenler sayesinde faydalı ve hızlı bilgi elde edilmesi işlerin etkin, verimli ve zamanında tamamlanmasına yardımcı olmaktadır. Muhasebe bilgi sistemlerinin kullanımı ve bu sistemlerin her geçen gün daha hızlı gelişmesi bu sistemlerin çıktılarının sürekli ve hızlı bir şekilde değişmesine yol açarak finansal raporlar ile bu raporlarda bulunan finansal bilgilerin hız, objektiflik, detay ve uygunluk bakımından daha verimli ve etkin olmasını sağlamıştır. Bu nedenle bu çalışmanın diğerlerinden ayrılan özelliği, kontrol değişkenlerini (Bankanın yaşı, Çalışan sayısı ve Bankanın sermaye büyüklüğü) de göz önünde bulundurarak muhasebe bilgi sistemleri üzerinde altı bileşen seviyesinde çalışılmış olmasıdır. Bu çalışmanın amacı muhasebe bilgi sistemlerinin bu değişkenler seviyesinde kullanılmasının gerçekliğini netleştirmek ve belirlemek ve Libya ticari bankalarında uluslararası muhasebe standartları tarafından verilen finansal bilgilerin geçerliliği üzerindeki etkisini tespit etmektir. Bu çalışmanın amacına ulaşmak ve uygulamalı kısmını tamamlayabilmek amacıyla analitik ve açıklayıcı yöntem kullanılarak teorik veri elde edilmiştir. Ayrıca, çalışmanın konusuyla ilgili ön verileri toplamak amacıyla bir anket kullanılmıştır. Daha sonra IBM SPSS (versiyon 22) kullanılarak bu anketler Libya ticari bankalarının muhasebe ve bütçe departmanlarında çalışan personelden oluşan bir örnek grubuna (N=416) dağıtılmıştır. Sonuçlara göre finansal bilgilerin geçerliliği üzerinde yalnızca dört muhasebe bilgi sistemi bileşeni (İnsan, Veri, Yazılım ve iç Kontrol) olumlu etki göstermektedir. Bu nedenle bu dört bileşen Libya Ticari Bankalarındaki finansal bilgilerin ilgililiği üzerinde etki gösteren kritik faktörlerdir. Bu bileşenlerdeki artış, finansal bilgilerin ilgililiğide artış anlamına gelmektedir. Bu da kullanıcılara geçmiş, güncel veya gelecekteki olayları değerlendirmelerine veya eski değerlendirmelerini doğrulamalarına ya da düzeltmelerine yardımcı olarak kullanıcıların ticari kararlarını etkileme yeteneğini artıracaktır. Bu çalışmada başta muhasebe bilgi sistemlerine ilgiyi artırmak ve ticari bankalardaki uluslararası muhasebe standartlarının öneminin farkındalığını sağlamak olmak üzere bir dizi öneri sunulmuştur.Doctoral Thesis Pazar yönelimi, öğrenme yönelimi ve yenilikçilik arasındaki ilişki ve finansal performans üzerine etkileri(2021) Özer, Huriye Sabancı; Bakoğlu, RefikaŞirketlerin bugünün hızla değişen iş ortamı ile uyum içinde olmaları gerekmektedir. Dinamik iş ortamı içinde, doğru adaptasyonlar yapmak ve daha etkin ve verimli bir şekilde eylemlerde bulunmak rekabet avantajları kazanmak ve sürdürülebilir bir şirket olmak için kaçınılmazdır. Bu çerçevede, şirketler pazar yönelimi, öğrenme yönelimi ve yenilikçilik gibi temel stratejik sosyal sermaye faktörlerinin şirketlerin rekabet üstünlüğü sağlayıp örgütsel performansı arttırmaya etkilerinin belirlenmesi anlamlı olacaktır. Bu çalışmanın amacı pazar yönelimi, öğrenme yönelimi ve yenilikçilik arasındaki ilişki ve firma finansal performansı üzerine etkilerini araştırmaktır. Bu amaca yönelik olarak yapılacak bu araştırma, yapılan literatür incelemesine göre pazarlama, yönetim ve finans yönetimi alanlarını birleştirip daha önce test edilmeyen bir modeli test etmesi nedeniyle öncül bir çalışma olarak değerlendirilebilir. Literatür taramasına göre, piyasa yönelimi, öğrenme yönelimi, yenilikçilik ve finansal performansı modelleyen bir çalışma bulunmamaktadır. Bu araştırma, modeli test ederek bu boşluğu doldurmaktadır. Pazar yöneliminin finansal performans üzerine ve öğrenme yöneliminin finansal performans üzerine etkileri incelenecektir. Ayrıca pazar yöneliminin yenilikçilik üzerine ve öğrenme yöneliminin yenilikçilik üzerine etkileri incelenecek ve yenilikçiliğin finansal performans üzerine etkisi araştırılacaktır. Yenilikçiliğin hem pazar yönelimi ve finansal performans arasındaki, hem de öğrenme yönelimi ve finansal performans arasındaki aracı etkileri değerlendirilecektir. Araştırmanın evrenini, İstanbul Sanayi Odasından alınan 13.500 firma içinden mail ile iletişim kurulan 315 firma oluşturmaktadır. Bu firmaların seçimi kolayda örnekleme metodu ile yapılacaktır. Veri analiz için SPSS 25.0 paket programı kullanılacaktır. Elde edilen bulgulara göre: Pazar yöneliminin finansal performans üzerinde anlamlı bir etkisi vardır ve öğrenme yöneliminin finansal performans üzerinde anlamlı bir etkisi vardır. Pazar yöneliminin yenilikçilik üzerinde ve öğrenme yöneliminin yenilikçilik üzerinde önemli bir etkisi vardır. Ayrıca yenilikçiliğin finansal performans üzerine anlamlı etkisi vardır. Yenilikçiliğin Pazar yönelimi ile finansal performans arasındaki ilişkide kısmi aracılık etkisi vardır. Yenilikçiliğin öğrenme yönelimi ile finansal performans arasındaki ilişkide aracılık etkisi yoktur.Doctoral Thesis Sosyal sermayenin küme girişimlerinin performansına etkisi ve bunun KOBİ'lerin finansal performansına etkileri(2021) Salıngan, Gülçin; Ünal, Halit TarganEndüstriyel kümelenmeler, tüm dünyada küresel rekabet gücünün oluşmasında ve sürdürülmesinde önemli bir oluşum olarak kabul edilmektedir. Gelişmiş veya gelişmekte olan pek çok ülkede, hükümetler ve özel sektör kuruluşları, bölgelerin rekabet gücünü arttırmak amacı ile, kümelenme girişimleri üzerinden kümelenmeye dayalı destek programlarına odaklanmıştır. Bölgesel kalkınma için ayrılan sınırlı kaynakların en verimli şekilde kullanılması için, kümelerin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunan, kümelenme politikalarının başarısını veya başarısızlığını etkileyen faktörlerin sistematik bir şekilde anlaşılmasına ihtiyaç vardır. Şimdiye kadar, kümelenme girişimleri üzerine yürütülen araştırmaların çoğu girişimlerin belirli bir zamanda anlık durumunun analiz edilmesi üzerine yapılmıştır. Ancak küme girişimleri dinamik sistemlerdir ve süreç içinde gelişmeleri beklenmektedir. Öte yandan, literatürde endüstriyel kümelenmelerin performansını etkileyebilecek dışsal faktörler geniş çapta tartışılırken, içsel faktörlerle ilgili hala çok sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bir içsel faktör olarak sosyal sermayenin, özellikle sosyal sermaye seviyesinin kümelenme girişimlerinin performansı üzerindeki sonuçlarının daha iyi anlaşılması gerekmektedir. İlgili boyutları olan güven, sosyal etkileşimler ve paylaşılan vizyon ile sosyal sermaye kümelenme girişimlerinin başarısını kısmen açıklayabilir. Neden dünyanın bazı bölgeleri doğal oluşan kümelenmeler üzerinden güçlü şekilde büyürken, bazı bölgeler kümelenme girişimleri sayesinde bile rekabet gücü oluşturamamaktadır? Sosyal sermaye, kümelenme girişimlerinin başarısında kritik değişkenlerden biri midir? Bölgenin sosyal sermaye seviyesinin kümelenme girişiminin performansında sınırlayıcı bir faktör olması mümkün müdür? Kümelenmeye yönelik destek programları tasarlarken, bölgelerin sosyal sermaye seviyesini değerlendirmek ve hesaba katmak geçerli bir nokta olabilir mi? Başarılı küme girişimleri, üye şirketlerin, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin finansal performansları üzerinde etki etmekte midir? Yukarıdaki sorulara yanıt arayan bu araştırma, iki yönden literatüre katkı vermeyi amaçlamaktadır: a) Kümelenme girişimleri üzerine kesitsel bir analizden ziyade uzun zaman dilimi içinde bir analiz sunarak, b) Sosyal sermaye seviyesinin küme girişimlerinin performansı ve bu performansın üye firmaların mali performansı üzerine etkisini inceleyerek. Bu araştırma, 2011 ve 2014 yılları arasında Türkiye'de 5 ilde, kümelenme dışsallıklarını ve kümelenme dinamiklerini teşvik etmek için AB ve Türkiye Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenen Anadolu merkezli beş KOBİ kümelenme girişiminin gelişimini vaka çalışması şeklinde incelemiştir. Kasım 2011'den Ocak 2014'e kadar olan sürede, bu kümelenme girişimlerinin gelişimi ve çıktıları, 'Kümelenme Girişimi Performans Modeli (CIPM)' altında, yine bu modelin önerdiği üç etkene göre gözlemlenmiş ve raporlanmıştır. Bu küme girişimlerinin proje sonrası performansları altı yıl sonra, 2019 yılında, ev sahibi kurumların temsilcileri, küme kolaylaştırıcıları ve seçilmiş bazı şirketler ile yapılan derinlemesine görüşmeler ve tüm üye firmalara yapılan anket ile takip edilmiş ve değerlendirilmiştir. Aynı anket üzerinden, başarılı küme girişimlerinin üye firmaların mali performansı üzerindeki etkisi, bölgelerdeki aynı sektörde yer alan üye olmayan firmalara kıyasla analiz edilmiştir. Sosyal sermayenin üç boyutunun bölgelerdeki kümelenme girişimlerinin performansıyla ilişkili olduğu tespit edilirken, analizler ve anket sonuçları, kümelenme girişim performansının üye firmaların finansal performansı üzerinde, üye olmayan firmalara göre herhangi bir etkisi olduğunu göstermemiştir.Doctoral Thesis Tedarik zinciri esnekliği ve tedarik zinciri belirsizliğinin iş stresi ve iş memnuniyeti arasındaki ilişkide düzenleyici rolleri: Türkiye otomotiv endüstrisi(2021) Ay, Nilgün; Tanyaş, Mehmetİş ortamlarındaki küreselleşme, şirketleri ürün yaşam döngülerini kısaltmaya, ürün çeşitliliğini artırmaya ve teknolojik değişikliklere daha hızlı uyum sağlamaya zorlarken, tedarik zincirleri de oldukça karmaşık ve dinamik hale gelmektedir. Literatürde tedarik zinciri belirsizliği, tedarik zinciri esnekliği ve firma performansı arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar bulunmaktadır (Sanchez and Perez, 2005). Ancak tedarik zinciri esnekliğine insan odaklı bakan bir çalışma bulunmamaktadır. Genellikle insan kaynağı, tedarik zinciri esnekliğine yaptığı katkı açısından incelenmektedir (Bhattacharya et.al., 2005). Bu çalışmada, tedarik zinciri esnekliğinin sadece belirsizlik ortamındaki firmanın performansını olumlu yönde etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'de otomotiv sektöründe imalatçı firmalarda çalışanların, işle ilgili algıladıkları stresi azaltmaya da olumlu katkı sağlayabileceğini göstermek istiyoruz. Bu çalışmanın ilk amacı, tedarik zinciri esnekliği, tedarik zinciri belirsizliği, iş stresi ve iş tatmini arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Bu çalışmanın temel amacı ise, tedarik zinciri esnekliği (birincil moderatör) ve tedarik zinciri belirsizliğinin (ikincil moderatör) algılanan iş stresi ve iş tatmini arasındaki ilişki üzerinde ki moderatör rollerini araştırmaktır. Bu çalışmada, 312 katılımcı, sırasıyla Tedarik Zinciri esnekliği ölçeği (SCF), Tedarik Zinciri belirsizliği ölçeği (SCU), iş stresi ölçeği (JST) ve iş doyumu ölçeklerinden (JSA) oluşan anketi doldurdu. Tanımlayıcı istatistikler, maksimum olabilirlik (ML) analizi ve promax rotasyonu ile açıklayıcı faktör analizi (EFA), AMOS 24' te maksimum olabilirlik yöntemini kullanarak doğrulayıcı faktör analizi (CFA), Hayes'in PROCESSv3.3 makro analizi ile bir dizi moderatör analizi, korelasyon analizi vb. yapıldı. Moderatör analizlerinin sonuçları, algılanan iş stresinin, iş tatmini üzerindeki etkisinin tedarik zinciri esnekliğinin moderatör büyüklüğünün, tedarik zinciri belirsizliğinin boyutlarına bağlı olduğunu göstermiştir. Bu çalışma, tedarik zinciri çalışanları arasında ki, işle ilgili stresi azaltmak için tedarik zinciri esnekliğinin, tedarik zinciri belirsizliğinin olduğu bir ortamda uygulanmasının faydalı olacağını göstermiştir.Doctoral Thesis Tedarik zinciri yapısının iş performansı üzerinde etkisi: İlaç endüstrisi üzerine bir çalışma(2014) Göllü, Emre; Tunç, Enar AhmetBu çalışmanın ana amacı, Türkiye'deki ilaç firmalarının tedarik zinciri yapılarını araştırmak, firmaların tedarik zinciri yapılarının, iş performansları üzerindeki etkisini incelemek ve firmaları tedarik zinciri yapılarına gore sınıflandırmak; bunun yanı sıra, tedarik zinciri yapıları arasında, çokulusluluk, ürün orijinalliği ve sahiplik yapısına göre anlamlı farkları ve ayrıca iş performansları arasında çokulusluluk, ürün orijinalliği ve sahiplik yapısına göre anlamlı farkları incelemektir. Elde edilen sonuçlar, Türkiye'deki ilaç firmalarının tedarik zinciri yapılarının, iş performansları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bu araştırmanın sonuçları Türkiye'deki ilaç firmalarının tedarik zinciri yapıları arasında çokulusluluk, ürün orijinalliği ve sahiplik yapısı bakımlarından anlamlı farklılıklar bulunduğunu ortaya koymaktadır. İlave bir sonuç, Türkiye'deki ilaç firmalarının iş performansları arasında ürün orijinalliği bakımından anlamlı bir farklılık bulunmasıdır. Bu çalışma, tedarik zinciri yapısının iş performansı üzerindeki etkisini ortaya koyan, tedarik zinciri yapısı ile çokulusluluk, tedarik zinciri yapısı ile ürün orijinalliği, tedarik zinciri yapısı ile sahiplik yapısı ve ürün orijinalliği ile iş performansı arasındaki anlamlı ilişkileri gösteren bir modeli geliştirip geçerli kılmak suretiyle hem teoriye hem de uygulamaya katkı sağlamaktadır. Literatürdeki boşluklara hitap etmekle birlikte yöneticiler ve yatırımcılar için bir temel oluşturmaktadır.Doctoral Thesis Yeni tedarik zinciri teknolojilerinin perakende sektöründe kullanılması, hipermarketler ve süpermarketler üzerine bir araştırma(2019) Özbek, Bilal; Yıldırım, FigenGünümüzde küresel rekabetin hızlanmasıyla birlikte tedarik zincirinin bir parçası olan perakende şirketleri, yeni teknolojiler kullanarak değişime ayak uydurabilmek için kendilerini yeniden yapılandırıyorlar. Hayatta kalabilmek için yeni teknolojik kullanımların arttırılması, hem akademisyenler hem de işletmeciler tarafından kabul edilen bir gerçektir. Yeni teknolojiler, hayatta kalmak için sürekli olarak değişiyor ve geliştiriyorlar. Ayrıca, insanlar, süreçler, veriler ve nesneler arasında bağlantı sağlıyorlar. Perakendecilik sektöründe fiziksel, bilgi, finansal ve insan kaynakları kullanımını düzenleyerek daha verimli bir şekilde değer yaratmanın yeni yolları sunma gibi daha yüksek faydalar sağlıyorlar. Bu çalışmada amaç, yeni tedarik zinciri teknolojilerinin (3 boyutlu yazıcılar, insansız araçlar, nesnelerin interneti, yapay zeka, bulut, robotlar, artırılmış gerçeklik ve büyük veri) perakende şirketlerini nasıl etkileyeceği hakkında yeni bir bakış açısı ortaya koymaktır. Bu araştırma ile perakendecilerin yenilikçi teknolojileri kullanmaya hazır olup olmadıkları sorusuna cevap vermeye çalışıyoruz (3 boyutlu yazıcılar, insansız araçlar, nesnelerin interneti, yapay zeka, bulut ve büyük veri). Araştırma ayrıca, bu yeni tedarik zinciri teknolojilerinin perakendecilerin performansı üzerinde olumlu bir etki göstereceğini ortaya koyuyor ve bu tür teknolojileri benimsenmesinin perakende sektörünün etkinliğini artıracağını savunuyor. Yeni tip teknolojilerin tedarik zinciri süreçlerine adaptasyon yeteneğini anlamak için, gıda ve market perakende sektörlerinde çalışan uzmanlarla derinlemesine görüşme ve anket yapılmıştır. Yanıtların güvenilirlik düzeyini test edildikten sonra, perakendecilerin bu teknolojiler üzerindeki kararlarını etkileyen faktörler ve eğilimleri bulunmaya çalışılmıştır. Böylece , perakende sektöründe yeni teknolojilerin benimsenmesi üzerinde hangi faktörlerin etkili olduğu konusunda görüş bildirilmiştir. Anahtar kelimeler: Yeni teknolojiler, Perakendeci, Tedarik zinciri, Tedarik zinciri teknolojileri