TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/20
Browse
Browsing TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection by Journal "Acta Medica Nicomedia"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article ASSOCIATION BETWEEN LEFT ATRIAL APPENDAGE THROMBUS FORMATION AND MONOCYTE/HDL RATIO IN PATIENTS WITH ACUTE ISCHEMIC STROKE(2023) Süha ÇETİN; Mustafa Gökhan VURALObjective: There is an apparent link between thrombus formation and inflammation. Monocyte/high density lipoprotein ratio has been determined as an inflammatory marker and associated with many cardiovascular disorders like coronary artery disease, acute coronary stent thrombus, coronary thrombus burden and atrial fibrillation. The aim of this study was to clarify the correlation between Monocyte/high density lipoprotein ratio and left atrial appendage thrombus formation in individuals who have suffered from an acute ischemic cerebral infarction. Methods: The study retrospectively included a total of 69 patients who had been diagnosed with acute ischemic cerebral infarction. The patients’ demographic, clinical, and echocardiographic information were gathered from their records in a retrospective manner. Monocyte/high density lipoprotein ratio and neutrophil/lymphocyte ratio were calculated from admission laboratory data. Results: Thirteen patients had a LAATF (11 male; 64±14.5 years); 14 patients had spontaneous echo contrast stage 3 or 4 (11 male; 62.3±9.7 years) and 42 patients (29 males; 61.0±11.1 years) did not have left atrial appendage thrombus formation or SEC. With the exception of atrial fibrillation, the baseline demographic and clinical characteristics of the three groups were similar (p<0.001). Further, monocytes were significantly lower in the thrombus negative group compared to other groups (p<0.001). MHR was different in all three groups (p<0.001). This parameter was significantly increased in patients with left atrial appendage thrombus formation and spontaneous echo contrast findings. Conclusion: Our study showed that an increased MHR is associated with left atrial appendage thrombus formation.Article ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL GEREKSİNİM RAPORU (ÇÖZGER)’NA BAŞVURAN OLGULARIN PSİKİYATRİK TANI VE ÖZEL GEREKSİNİM DÜZEYLERİNİN ÖNCEKİ YÖNETMELİKTEKİ TANI VE ÖZÜR ORANLARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI: RETROSPEKTİF ÇALIŞMA(2022) Akar, Bertan; Doğan, Ozan; Kole, Emre; Çalışkan, ErayAmaç: Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı (RIF) zorlu bir gerçek olduğundan, bu sorunun üstesinden gelmek için farklı terapötik immünomodülatör ajanların etkileri araştırılmaktadır. Bu çalışma, intralipidin RIF'li IVF hastalarının gebelik sonuçları üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Yöntem: Katılımcıların 116'sı sadece kısa antagonist protokolünü alan kontrol grubuna, 106'sı ise intravenöz lipid (SMOFlipid®) verilerek intralipid grubunda yer aldı. İntralipid, embriyo transferinin olduğu gün, pozitif gebelik testinin olduğu gün verildi ve gebeliğin onuncu haftasına kadar haftalık olarak devam edildi. İmplantasyon oranı, biyokimyasal gebelik oranı, klinik gebelik oranı ve canlı doğum oranı değerlendirildi. Bulgular: Pozitif gebelik testi, klinik gebelik oranı ve canlı doğum oranı İntralipid grubunda istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001) (sırasıyla %50,9'a karşı %22,4, %41.5'e karşı %19,8, %29,2'ye karşı %10,3) ). İmplantasyon, spontan abortus, çoğul gebelik ve kimyasal gebelik oranları açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu (p>0.05). Sonuç: Bu çalışma, intralipid tedavisinin, sadece standart IVF protokolü uygulanan hastalara kıyasla RIF'li hastalarda daha iyi gebelik sonuçlarına sahip olduğunu ortaya koymuştur. RIF'li hastalarda intralipidin rutin kullanımını önermek için daha ileri prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.Article RENAL TRANSPLANTASYON HAZIRLIĞINDA MULTİ-DEDEKTÖR BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ ANJİYOGRAFİ İLE DONÖR ADAYLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ(2024) Doğan, Demet; Gökce, Kağan; Kıvılcım, Taner; Gürkan, AlpAmaç: Böbrek donör adayı olarak başvuran kişilere uygulanan Multidedektörlü Bilgisayarlı Tomografi Anjiyografi (MDBTA) incelemesinde; kişinin donör olmasını engelleyebilecek veya cerrahi yaklaşımın değişmesine neden olabilecek renal ve ekstra renal bulgularımızı bildirmeyi amaçlamaktayız. Nakil öncesi donör değerlendirmesi için yapılan MDBTA incelemesinin ve sonuçlarının transplantasyon planlaması üzerindeki etkisinin altını çizmeyi hedeflemekteyiz. Yöntem: Çalışmamızda Ocak 2017 ile Kasım 2022 tarihleri arasında 496 böbrek verici adayına uygulanan renal MDBTA tetkiki retrospektif olarak değerlendirdi. Her iki böbreğin boyutu ve parankim kalınlığı ölçüldü. Her iki taraf renal arter ve venin çapı, sayıları, varyasyonları, anomalileri tespit edildi. Renal ve diğer batın içi patolojiler belirlendi. Tüm bu değerlendirmelerin sonucunda böbrek nakline engel olan bulgular saptandı. Böbrek nakli için donör adaylarının preoperatif değerlendirilmesinde MDBTA bulguları ve bu bulguların cerrahi yaklaşımı ne oranda etkilediği belirlendi. Bulgular: 496 böbrek verici adayının 273’ü erkek, 223’ü kadın idi. Verici adaylarının yaş aralığı 20-85 arasındaydı, yaş ortalaması ise 46,25±13,2 idi. 278 tanesi donör adayı olmuş, 218 aday çeşitli nedenler ile elenmiştir. Bunların 22 tanesi MDBTA’de tespit edilen bulgulara bağlı olarak donör olamamıştır. Nakile engel olan en sık MDBTA bulgusu ise bilateral böbrek taşı idi. Sonuç: Renal transplant öncesi nakile engel olacak batın içi renal ve ekstrarenal patolojilerin değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Renal MDBTA; canlı böbrek donörlerinin minimal invaziv, hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu nedenle MDBTA renal transplantasyon öncesi değerlendirmede kullanımı gittikçe yaygınlaşan bir görüntüleme yöntemidir.Article Toraks BT Taramalarında Tesadüfen Tespit Edilen Mezenterik Pannikülit: Tek Merkez Deneyimi(2024) Dogan, Demet; Gokce, KaganAmaç: Bu çalışmanın amacı toraks Bilgisayarlı Tomografi (BT) alanında tesadüfen tespit edilen Mezenterik Pannikülit (MP) sıklığını bildirmek ve üst batın kesitlerinin incelenmesinin önemini vurgulamaktır. Yöntem: Retrospektif olarak yapılan bu çalışmaya Mart-Ağustos 2023 tarihleri arasında benign nedenlerle toraks BT çekilen ortanca yaşı 44 (yaş aralığı: 18-91) olan 300 kadın, 414'ü erkek toplam 714 yetişkin hasta dahil edildi. Toraks BT'de üst karın kesitlerinde MP'li olgular tespit edildi. Olgular klinik, laboratuvar ve radyolojik bulgulara göre değerlendirildi. Bulgular: Toraks BT'sinde üst batın kesitlerinde 10 (%1,4) mezenterik pannikülit hastası tespit edildi. Hastaların 2'si kadın, 8'i erkekti. MP oranı kadın hastalarda %0,66 iken erkek hastalarda %1,93 idi. Vakaların 7'sinde herhangi bir karın semptomu yoktu. Diğer 3 hastanın birinde şiddetli karın ağrısı, bulantı-kusma, halsizlik, eklem ağrısı, ateş, yan ağrısı, bir hastada ateş, bulantı-kusma, yorgunluk mevcuttu. Sonuç: Toraks BT taramalarında üst karın görüntülerinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi MP'nin saptanmasını ve ilişkili karın hastalıklarının erken tespitini mümkün kılmaktadır.