TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/20
Browse
Browsing TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 624
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: 10-12 Aylık Bebeği Olan Annelerin Emzirme Öz-Yeterliliği ve Anne Sütünü Arttırmaya Yönelik Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavi Kullanma Eğilimleri(2021) Gökçe, Necip Erdem; Beydağ, Kerime DeryaAMAÇ: Çalışma, 0-12 aylık bebeği olan annelerin emzirme öz yeterliliğiile anne sütünü arttırmaya yönelik tamamlayıcı ve alternatiftedavi kullanma eğilimlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışmanın örneklemini,Edirne İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Edirne Halk Sağlığı bünyesindekiAile Sağlığı Merkezlerine Temmuz-Aralık 2018 tarihleriarasında kayıtlı, 0-12 ay bebeği olan ve bebeğini emziren 154 anneoluşturmuştur. Veriler, demografik soru formu, Emzirme Öz-YeterlilikÖlçeği (EÖYÖ) ve Tamamlayıcı ve Alternatif Tıbba Karşı TutumÖlçeği (TATKTÖ) ile elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde,Kolmogorov-Smirnov testi, Mann-Whitney U testi, Kruskall-Wallistesti ve Spearman Korelasyon Analizi kullanılmıştır.BULGULAR: Annelerin yaş ortalaması 29,57±5,14 yıl olup,%39,6’sı üniversite ve lisans üzeri eğitim mezunu, %55,2’si çalışmaktadır.Annelerin TATKTÖ toplam puan ortalaması 28,66±5,99ve EÖYÖ toplam puan ortalaması 58,58±8,17 olarak bulunmuştur.TATKTÖ ile EÖYÖ puan ortalamaları arasında ilişki bulunmamıştır(p>0,05).SONUÇ: Çalışma sonucunda, annelerin emzirme öz yeterliliklerininyüksek olduğu, tamamlayıcı ve alternatif tıbba yönelik tutumlarınınolumsuza yakın olduğu belirlenmiştirArticle Citation Count: 10-12 Aylık Bebeği Olan Ebeveynlerin Bebek Bakımına İlişkin Geleneksel Uygulamaları(2019) Kerime Derya BEYDAĞ; Duygu SÖNMEZ DÜZKAYA; Gülzade UYSALAmaç: Bu çalışma, 0-12 aylık bebeği olan ebeveynlerin bebek bakımına ilişkin geleneksel uygulamalarını belirlemek amacıylagerçekleştirilmiştir.Gereç ve Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanmış olup veriler Eylül 2015- Aralık 2015 tarihleri arasında Tuzla’dabir aile sağlığı merkezinde toplanmıştır. Çalışmanın evrenini son bir yılda aile sağlığı merkezine kayıtlı 0-12 aylık 328 bebeğinannesi oluşturmuştur. Çalışmaya katılmaya istekli olan 215 anne (%65,5) örnekleme dahil edilmiştir.Bulgular: Bebeklerin yaş ortalaması 6,25±0,24 aydır. Bebeklerin doğum haftası ortalaması 38,17±0,19 hafta olup %52,6’sı kızdır.Çalışmaya katılan annelerin yaş ortalaması 28,74±0,37’dir. Annelerin %75,3’ü bebek bakımına ilişkin bilgi aldığını, %79’u bilgiyihemşire/ebeden aldığını ve %50,6’sı aldığı bilgiyi yeterli bulduğunu ifade etmiştir. Araştırmaya katılan annelerin %80’i bebeğinituzladığını, %62,3’ü ilk ağız sütünü dışarı boşalttığını, %6’sı ise bebeğin altına höllük koyduğunu ifade etmiştir. Annelerin %56,7’sibebeğin göbeği çabuk düşsün diye kolonya, %30,7’si ise zeytinyağı sürdüğünü belirtmiştir. Annelerin %5,1’i pamukçuğu kuru bezlesildiğini, %34,4’ü pişikte bebeğin altını yıkadığını, %5,6’sı ise katı yağ sürdüğünü söylemiştir. Annelerin %48,8’i bebeğini kundakyaptığını, %14,9’u bebeğini al basmasından korumak için iki kırklı kadının birbirini ziyarete gitmediğini belirtmişlerdir.Sonuç: Araştırmaya katılan annelerin çoğunluğunun bebek bakımına ilişkin farklı geleneksel uygulamaları kullanmayı sürdürdükleri görülmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda sağlık profesyonelleri tarafından annelerin yenidoğan bakımına ilişkin uygulamalar konusunda bilgilendirilmesi önerilebilir.Article Citation Count: 00-6 Yaş Grubu Çocukların Ev Kazası Nedeniyle Acil Servise Başvurma Sıklığı ve Ebeveynlerinin İlk Yardım Uygulamalarının Belirlenmesi(2023) Yeşim AHMEDOV; Tülay ORTABAĞAmaç: Araştırma 0-6 yaş grubu çocukların ev kazası nedeniyle acil servise başvurma oranını, kaza olma nedenlerini, kaza oluş biçimlerini incelemek, ebeveynlerinin ev kazasının nedenlerine yönelik bilgi seviyelerini ve ilk yardım uygulamalarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırmanın evrenini, bir üniversite hastanesinin acil poliklinik-müşahede birimine 15 Şubat-15 Nisan 2018 tarihleri arasında üç aylık periyotta ev kazaları nedeniyle başvuran 0-6 yaş grubu çocukların ebeveynleri oluşturmuştur. Araştırma tanımlayıcı kesitsel bir tasarımdadır. Veriler ‘Tanımlayıcı soru formu’ ve ‘0-6 Yaş Grubu Çocuğu Olan Annelerin Ev Kazalarına Yönelik Güvenlik Önlemlerini Tanılama Ölçeği’ ile toplanmıştır. Bulgular: Araştırmaya dahil edilen 0-6 yaş grubu çocukların tamamı ev kazası geçirmiştir. Bu çocukların %73.5’i kızdır. Çocukların geçirdiği kazaların %41.2’sini yanık, %26.5’ini düşme oluşturmuştur. Geçirilen tüm kaza tiplerinde çocuğun yanında %43.1 annesinin olduğu ve çocukların %71.6’sına ilk yardım uygulamasının annesi tarafından uygulandığı saptanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde ebeveynlerin ilk yardım eğitimine ihtiyaç duyduğu saptanmıştır. Sonuç: Hemşirelerin ebeveynlerin öğrenim düzeylerine uygun ilk yardım eğitim programları hazırlamaları, yürütmeleri ve değerlendirmeleri önerilmektedir. Ebeveynlere kaza risklerini önlemeye yönelik girişimler konusunda sık sık eğitimler verilerek, farkındalıkları arttırılmalıdır.Article Citation Count: 01-12 Yaş Grubu Çocukların Genel Anestezi Altında Yapılan Dental Tedavilerinin İncelenmesi: Bir Retrospektif Çalışma(2022) Bulut, Müge; Müge BULUT; Pedodonti / PedodonticAmaç: Bu çalışma, çocuk hastaların genel anestezi altında yapılan dental tedavilerinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Dental tedavileri, Ekim 2017 ile Kasım 2019 tarihleri arasında genel anestezi altında tamamlanan 1-12 yaş aralığına sahip (ortalama 5,28±2,11) toplam 111 çocuk hastanın klinik kayıtlarının retrospektif değerlendirilmesi ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde, verilerin karşılaştırılması için Fisher’ın gerçeklik testinden yararlanılmıştır. Veriler, ortalama±standart sapma ile gösterilmiştir. Bulgular: Elde edilen verilere göre 864 (%88,5) süt dişi, 112 (%11,5) daimî diş olmak üzere 976 tane dişe dental tedavi uygulanmıştır. Çürük süt dişlerinin diş numaralarına göre sınıflandırılması sonucu; 2. süt azı dişlerinin (%37,15) en fazla etkilendiği belirlenmiştir. Hastaların restoratif işlemlerinin (%47,23), pulpal tedavilerinin (%26,22) ve diş çekimlerinin (%23,67), fissür örtücü (%2,86) gibi koruyucu tedavilere göre daha fazla olduğu görülmüştür. Sistemik hastalığa sahip/engelli ve sağlıklı çocukların genel anestezi altında yapılan dental tedavileri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Genel anestezi sonrası kontrollerde, tedavi ihtiyacı duyan hastalardan 3’ünün yeniden genel anestezi ihtiyacı olduğu, diğerlerinin ise gerekli dental işlemlerinin klinik ortamda yapılabildiği görülmüştür. Sonuç: Çocuk diş hekimliğinde genel anestezi, uygun endikasyona sahip hastalarda tek seansta tüm dental işlemlerin bitirilmesine olanak sağlaması, tedavi başarısında kooperasyon etkenini ortadan kaldırması ve yaşam kalitesini yükseltmesi ile tercih edilen bir uygulamadır.Article Citation Count: 210-13 YAŞ ÇOCUKLARI İÇİN EVRENSEL AHLAKİ DEĞERLER ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMASI(2018) Kanger, Faruk; Umar, Çiğdem NilüferBu çalışmada 10-13 yaş çocuklarının bazı evrensel ahlakideğerlerini belirlenmesine yönelik geçerli ve güvenilir bir ölçme aracınıngeliştirilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada genel tarama modelikullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2015-2016 eğitim-öğretim yılındaİstanbul İlindeki resmi/özel okullarda eğitim-öğretim gören 10-13 yaşaralığındaki çocuklar oluşturmaktadır. Araştırma örneklemi için İstanbulİlindeki Küçükçekmece ve Bağcılar ilçeleri tesadüfî olarak seçilmiştir. Builçelerde rastgele bir şekilde ilk ve ortaokullar seçilmiştir. Seçilen farklıdevlet ve özel okullarında yapılan uygulamalarda toplam 328 öğrenciyeulaşılmıştır. Tüm cevap formları incelendiğinde eksik cevaplanmış 28cevap formu geçersiz sayılmıştır. Evrensel Ahlaki Değerler Ölçeği’ninmadde havuzu 48 maddeden oluşturulmuştur. Evrensel Ahlaki DeğerlerÖlçeği’nin KMO değeri ve Bartlett testi sonuçları incelenmiş ve değerlerinistatistiksel olarak anlamlı olması [KMO: 0.932 x 2 =11924,522, sd =1128, p < .001] sonucundan hareketle veri setinin faktörleştirmeyeuygun olduğuna karar verilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliği açımlayıcıfaktör analizi ile belirlenmiştir. Yapı geçerliliği kuramsal açıklamalardoğrultusunda “bilişsel, duyuşsal ve davranışsal” olmak üzere üçfaktörlü olarak analiz edilmiştir. Bu üç boyut toplam varyansın %53,733’ünü açıklamaktadır. Evrensel Ahlaki Değerler Ölçeği’ninCronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0,97 olarak bulunmuştur. Buçalışma sonucunda, Evrensel Ahlaki Değerler Ölçeği’nin 10-13 yaşçocuklarının bazı evrensel ahlaki değerlerini bilişsel, duygusal vedavranışsal boyutta belirlemede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir birölçme aracı olduğu söylenebilir.Article Citation Count: 010-20 MM ALT POL BÖBREK TAŞLARININ TEDAVİSİNDE RETROGRAD İNTRARENAL CERRAHİYE KARŞI MİNİ PERKÜTAN NEFROLİTOTOMİ: EĞİLİM SKORU EŞLEŞTİRMELİ BİR ANALİZ(2022) Murat ARSLAN; Hakan ANIL; Serkan AKDEMİR; Ahmet GÜZEL; Taylan OKSAY; Kaan KARAMIK; Ali YILDIZAmaç Üroloji kılavuzlarında 10-20 mm arası alt pol taş- larında özellikle ekstrakorporal şok dalga litotripsi (SWL)'nin başarısız olduğu veya SWL'nin uygun ol- madığı durumlarda endoürolojik tedaviler olan perkü- tan nefrolitotomi (PCNL) ve retrograd intrarenal cer- rahi (RİRC) önerilmektedir. Bu çalışmada 10-20 mm arası alt pol taşlarında RİRC ile mini perkütan nefro- litotomi (m-PCNL) uygulanan hastaların sonuçlarını karşılaştırdık. Gereç ve Yöntem 2020 ile 2022 yılları arasında 10-20 mm arası alt pol böbrek taşı nedeniyle endoürolojik tedavi (RİRC veya m-PCNL) uygulanan 116’sı RİRC, 71’i m-PCNL olan toplam 187 hastanın dosyaları retrospektif olarak in- celendi. Preoperatif yanlılıkları önlemek için 1:1 oranı temel alınarak eğilim skoru eşleştirmesi (propensity score-match) uygulandı. Analiz sonucuna göre RİRC uygulanan 65 hasta ve m-PCNL uygulanan 65 hasta çalışmaya dahil edildi. İki grup arasında intraoperatif (operasyon süresi, floroskopi süresi) ve postoperatif bulgular (hastane yatış süresi, hematokrit düşüşü, taşsızlık oranları ve komplikasyonlar) karşılaştırıl- dı. Operasyon sonrası 4 mm veya daha büyük taş saptanması klinik anlamlı rezidü olarak tanımlandı. Komplikasyonlar Clavien skorlama sistemine göre ve intraoperatif-postoperatif olarak sınıflandırıldı. Bulgular Her iki grup, demografik özellikler (yaş, cinsiyet, vü- cut kitle indeksi), radyografik taş karakteristikleri (taş boyutu, taş lateralitesi, taş opasitesi, ve taş dansitesi) açısından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak an- lamlı fark gözlenmedi. Operasyon süresi, floroskopi süresi, hastane yatış süresi açısından gruplar karşılaştırıldığında, RİRC grubunda bu süreler istatistiksel olarak anlamlı derecede daha kısaydı (p<0.001). Ay- rıca RİRC grubunda hematokrit miktarındaki düşüş m-PCNL grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha azdı (p<0.001). Postoperatif taşsızlık oranları ile intraoperatif ve postoperatif komplikasyon oranlarına bakıldığında her iki gruptaki sonuçların benzer olduğu görüldü. Sonuç RİRC operasyonu 10-20 mm arası alt pol böbrek taş- larında m-PCNL operasyonu ile benzer taşsızlık ve komplikasyon oranlarına sahip olan etkili ve başarılı bir endoürolojik tedavi alternatifidir. Bununla birlikte RİRC operasyonunun m-PCNL operasyonuna göre daha kısa operasyon, floroskopi ve hastane yatış sü- relerine sahip olması ile daha az kan kaybına neden olması daha güvenilir şekilde uygulanabileceğini gös- termektedir.Article Citation Count: 115 Temmuz Şehitler Köprüsü gişe sahasının trafik akımına etkisinin araştırılması(2017) Dündar, Selim; Yavuzyılmaz, Fikret; İnşaat Mühendisliği / Civil EngineeringTekrarlı olarak yaşanan trafik tıkanıklıkları büyük şehirlerin başlıca sorunları arasında gelmektedir. Ülkemizin en büyük kenti olan İstanbul’da Anadolu ve Avrupa yakaları arasındaki geçişi sağlayan 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri ile çevre yollarında da özellikle zirve saatlerde tekrarlı trafik tıkanıklıkları yaşanmaktadır. Her iki köprüde de sabah zirvesinde Anadolu’dan Avrupa yönüne, akşam zirvesinde ise Avrupa’dan Anadolu yönüne olan yolculuk talebi daha fazla olmaktadır. Zirve saatlerdeki yolculuk talebini karşılayabilmek için, her iki köprüde de zirve olmayan yönün en sol şeridi zirve yönün kullanımına atanarak, ek şerit uygulaması yapılmaktadır. Ancak ek şerit uygulamasının köprü üzerinde sağladığı kapasite artışına ve dolayısıyla trafik koşullarının iyileşmesine rağmen, köprülerin giriş ve çıkışlarında yaşanan trafik tıkanıklıkları artarak devam etmektedir. Bu çalışma kapsamında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü girişi ve çıkışında, akşam zirvesinde Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçiş yönündeki trafik koşulları incelenmiş ve köprü çıkışında bulunan gişe sahasının trafiğe olan etkisi ölçülmüştür. Bu amaçla, 22 Mayıs 2015 tarihinde Beşiktaş katılımı ve Çamlıca ayrımı kesimlerinden elde edilen kamera görüntüleri incelenmiş, elde edilen veriler ışığında PTV VISSIM® ince boyut benzetim yazılımının ölçümlemesi yapılmıştır. Daha sonra gişe sahasının kaldırılması halinde trafik akımında oluşacak değişimler incelenmiştir. Gişe sahası kaldırıldığında, ek şerit uygulamasına devam edilmesi halinde, trafik akımı koşullarında önemli bir değişim olmamaktadır. Gişe sahası kaldırılıp, ek şerit uygulaması yapılmadığında ise, taşıt başına ortalama gecikme % 16.26, duraklama gecikmesi % 28.17 ve ortalama duraklama sayısı % 13.15 oranında azalmakta, ortalama hız ise % 16.32 artmaktadır.Article Citation Count: 317. Yüzyıl Hollanda Resim Sanatında Yiyecek-İçecek Öğeleri: Portre, Tür ve Ölüdoğa Sanatından Örneklerle(2017) Ay, Defne Akdeniz17. yüzyılda Hollanda'da yaşanan siyasi, ekonomik, dini ve sosyal değişiklikler bölgeninsanat anlayışında değişimlere neden olmuştur. Protestanlar'ın kiliselerdeki İncilsahnelerinin tasvir edildiği eserlere karşı çıkmasıyla sanat, dinsel olandan din dışınaevrilmiştir. Bu nedenle, dini sanat eserleri ile geçimini sağlayan sanatçılar büyük geçimsıkıntısı yaşamaya başlamışlardır. Hollanda'nın Altın Çağı olarak isimlendirilen budönemde sanatta günlük yaşamdan sahneler yer bulmaya başlamıştır. Bu dönemde üretileneserler arasında tavernalarda, pazarlarda, mutfaklarda ve çeşitli kutlamalardaki insanlarınyiyecek-içecek öğeleriyle kuşatılmış portreleri bulunur. Bu anlamda yiyecek ve içecek,Hollandalı sanatçıların krizden çıkmasında önemli bir kaynak olmuştur. Balıkçılık, ticaretve imalat ile beraber görülen yiyecek-içecek ve baharat zenginliği sanatçıların eserlerineyansımıştır. Yeni sanat anlayışının ortaya çıkardığı portre, tür (janr) ve ölüdoğa resimtürleri sayesinde dönemin yeme-içme dünyası hakkında geniş bilgi sahibi olmak mümkünolmuştur. Bu çalışma resim sanatına ait sayısız eserin verildiği 17. Yüzyılda Hollanda'daeser veren büyük ustalardan Frans Hals, Jan Steen, Job Berckheyde, Johannes Vermeer veWillem Claesz. Heda'nın yeme-içme dünyasına ışık tutan portre, tür ve ölüdoğaresimlerini sosyal ve imgesel bağlamda incelemeyi amaçlamıştırArticle Citation Count: 31960 ve 1980 Askeri Darbelerinin Türk Siyasal Sinemasına Etkileri(2017) Boztepe, VeliBu çalışma 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin Türk siyasal sinemasına etkilerine odaklanmaktadır Çalışmanın amacı, iki askeri darbenin ardından Türkiye'de yaşanan siyasi, toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin siyasal sinemaya etkilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Çalışma, 1960 darbesi sonrasında ortaya çıkan toplumsal gerçekçilik akımı ve devrimci sinema içinde yer alan filmler ve 12 Eylül'ü konu alan veya darbeye göndermelerde bulunan filmlerle sınırlandırılmıştır. Makalede önce filmlerin çekildiği dönemin temel özellikleri üzerinde durulmuş, ardından filmler karşılaştırmalı niteliksel inceleme yöntemiyle ele alınmıştır. Araştırma bulguları, 1960 darbesiyle ilgili toplumsal gerçekçilik ve devrimci sinema içinde yer alan filmlerin politik işlev ve amaç taşıdığını, 12 Eylül filmlerinin ise kamuoyu oluşturma ve bilinç yaratma işlevini üstlenen politik sinema örnekleri sayılamayacağını ortaya koymuştur.Article Citation Count: 01995-2011 Döneminde Avrasya Ekonomilerine Yapılan Doğrudan Yabancı Yatırımların (DYY) Dünya Trendi ile Karşılaştırılması(2013) Teker, Suat; Tuzla, HayriKüreselleşen ve gün geçtikçe sınırların azaldığı dünyamızda doğrudan yabancı sermaye yatırımları, başta ekonomik büyüme ve işsizlik olmak üzere, ülkelerin birçok farklı makro verisini etkilemektedir. Mevcut araştırmalar, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyümeyi etkilemesi yönünde güçlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu desteklemektedir. Ekonomik büyümenin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarınıetkilemesi yönünde ise, daha zayıf bir pozitif nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Böylece, ekonomik büyümenin bir sonucu olarak, işsizlik oranlarında bir azalma beklenebilir. Bu çalışma, yedi Avrasya ülkesinin (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan) 1995 yılından 2011'e kadar çekmiş olduğu doğrudan yabancı sermaye yatırımları trendini, hem bu ülkeler arasında hem de dünya trendi ile karşılaştırmaktadır.Article Citation Count: 020-40 YAŞ ARASI NORMAL BİREYLERDE SERVİKAL SAGİTTAL PARAMETRELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ(2017) Kös, Tufan; Gümüş, Burçak; Uyanık, Sadik Ahmet; Çevik, Halime; Yılmaz, BirnurGiriş: Bu makalede omurgada servikal sagital dengenin önemi ve normal popülasyonda servikal sagital parametre değerlerinden bahsedilmektedir. Materyal-Metot: Servikal omurgadaki sagital denge ile ilişkili anlatılan parametreler; C0 inklinasyon açısı (Frankfurt hattının horizontal ile yaptığı açı), C0-C2 açısı (kafa tabanından geçen Mc Gregor hattı ile C2 alt son plağı arasındaki açı), T1 slope açısı (C7 alt son plağı ile T1 üst son plağı arasındaki açı), servikal lordoz (C2-C-7 arasındaki açı) 20-40 yaş arası normal sağlıklı bireylerde değerlendirilmiştir.Sonuçlar: C0 inklinasyon açısı ortalama 24,82°± °2,82, C0-C2 açısı 43,03°± 14,78°, T1 slop açısı 2,68° ± 1,33° ve servikal lordoz 42,39°± 7,59° olarak ölçüldü.Sonuç: Bu çalışma, Türk popülasyonunda servikal sagital parametrelerin değerlendirildiği ilk çalışma olup, bu parametrelerin literatürle uyumlu olduğu görülmüştür.Article Citation Count: 42000'li yıllarda Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi profili(2009) Gülbahar, Mehmet OnurDünya turizmi, 20. yüzyılın ortalarından itibaren hızlı değişimlere ve gelişmelere sahne olmaktadır. Özellikle Bilgi Toplumuna geçişle birlikte eğitim ve bilinç düzeyi artan günümüz turistinin boş zamanını değerlendirme şekli ve bu konudaki beklentileri çeşitlilik göstermektedir. Çalışmada, bu kapsamda turizm endüstrisinde önemli gelişmelerin yaşandığı 2000’li yıllara gelindiğinde dünya turizm endüstrisindeki ve turist profilindeki gelişmeler, Türkiye’nin dış aktif turizmi, yabancıların ülkemize geliş amaçları ve tercih nedenleri, Türkiye’ye gelen yabancı turistlerle ilgili birtakım bilgiler, resmi kurumların yayımladığı istatistiksel verilere dayanarak aktarılmaktadır. Çalışmada ayrıca, bu tür istatistiklerin elde edilmesinin önemi vurgulanmakta, bu verilerin etkin bir şekilde kullanılarak Türk turizmini geliştirme stratejilerinde değerlendirilmesi gereği ifade edilmektedir.Article Citation Count: 02008 Yılında Türkiye ve Dünya Ekonomisi(2008) Ertuna, ÖzerGünümüzde ABD’de yaşanan krizler, emtia fiyatlarındaki hızlı artışlar dünya ekonomisini kötü yönde etkileyeceği beklentileri artmaktadır. Dünya ekonomisindeki bu gelişmeler Türkiye ekonomisinde kırılganlığın arttığı bir döneme rastlamaktadır. Türkiye’nin dünya ekonomisindeki bu gelişmelerden etkilenmesi doğaldır. Ancak, bu gelişmeler Türkiye için hem tehdit, hem de fırsatlar yaratmaktadır. Türkiye kendi ekonomisinin durumunu, ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri iyi değerlendirdiği ve doğru tespitler yaptığı takdirde, uygun ulusal programını oluşturarak dünya ekonomisindeki geliş-melerden kazançlı çıkabilir. Türkiye uygulayacağı politikalarla bir taraftan ekonomisinin kırılganlığını azaltırken, bir taraftan da dünya üzerindeki olumsuz gelişmeleri bir fırsata dönüştürebilir.Article Citation Count: 02013 YILI SONRASI YENİ SERMAYE PİYASASI MEVZUATI DÜZENLEMELERİ KAPSAMINDA PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ VE FAALİYETLERİNE İLİŞKİN BİR ANALİZ(2017) Münyas, Turgay; Münyas, Turgay; Uluslararası Finans / International FinanceKüresel finansal piyasalarda yaşanılan yeni gelişmeler sonucu finansal araç ve finansal işlem çeşitliliği her geçen gün artış göstermektedir. Yaşanılan finansal gelişme hareketi ile beraber Türkiye'de finansal piyasaların yeniden yapılanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu gerekliliğin ihtiyaç duyulduğu piyasalardan biri de sermaye piyasası olmuştur. Bu nedenle Avrupa birliği Müktesabatı dikkate alınarak birincil düzenleme olan Sermaye Piyasası Kanunu ve ikincil düzenlemeler yeniden yapılmıştır. Bu yapılanmanın ilk ayağı 30 Aralık 2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6362 Sayılı yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile sermaye piyasası yeniden yapılandırılmıştır. Bu yapılandırma çalışmaları portföy yönetim şirketlerinin yapısı ve faaliyetlerinde de yeni düzenlemeler gerekli kılmıştır. Bu çalışmada portföy yönetim şirketlerinin yeni yapısı ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esaslar ile bu süreci takiben piyasanın göstermiş olduğu performans faaliyet ve finansal verilerle sunulacaktır.Article Citation Count: 183-6 Yaş Arasındaki Çocukların Oyuncak Tercihlerinin Toplumsal Cinsiyet Bağlamında İncelenmesi(2016) Alabay, Erhan; Güder, Sevcan YağanBu çalışmada, çocukların oyuncak tercihleri toplumsal cinsiyet bağlamında incelenmiştir. Çalışmada 118 çocuğun oyuncak tercihleri, oyuncağı tercih etmeme nedenleri ve bu nedenlerin toplumsal cinsiyet algısı ile ilişkisi ortaya koyulmuştur. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından seçilen 22 oyuncak görseli ve yine araştırmacılar tarafından oluşturulmuş \"Oyuncak Tercihi Görüşme Formu\" üzerinden toplanmıştır. Araştırma sonucunda, kız ve erkek çocukların oyuncak seçimlerinin farklılaştığı ve çocukların toplumsal cinsiyetlerine uygun seçimlerde bulundukları belirlenmiştir. Çocuklarının yaşları arttıkça oyuncaklara ilişkin seçici davrandıkları ve oynadıkları oyuncak sayısının ve çeşitliliğin azaldığı belirlenmiştir. Çocukların yaşları ilerledikçe oyuncakları cinsiyetçi nedenlerden dolayı seçmedikleri; çocuğun yaşı büyüdükçe oyuncaklara ilişkin daha kalıp yargısal tercihlerde bulunduğu, bu tutumun küçük yaşlarda pek görülmediği belirlenmiştir. Ayrıca, çocukların oyuncak tercihlerinin oyuncağın rengi, aile, akran ve sosyal çevrenin bakış açısından ve ebeveynler arasındaki geleneksel rol paylaşımından etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan erkek çocuklarının oyuncaklara ilişkin daha kalıpyargısal ve cinsiyetçi yanıtlar verdikleri; kız çocuklarının tercihlerinin erkeklere oranla daha esnek olduğu belirlenmiştir.Article Citation Count: 06362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun Türk Finans Piyasalarına Getirmiş Olduğu Yenilikler Üzerine Bir Araştırma(2017) Münyas, Turgay; Münyas, Turgay; Uluslararası Finans / International FinanceDünyada yaşanılan küreselleşme hareketleri finans piyasalarında daha yoğun hissedilmektedir. Finansal piyasaların küreselleşme hareketi ile beraber ulusal piyasaların mevcut yasal düzenlemelerinde değişiklik yapması ve küresel piyasalarla entegrasyonu sağlayacak şekilde yapılanması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu çerçevede Türkiye'de 30 Temmuz 1981 tarih ve 17416 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu yürürlükten kaldırılarak yerine 30 Aralık 2012 tarihli ve 28513 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu getirilerek Türkiye'de sermaye piyasası yeniden yapılandırılmıştır. Bu çalışmada yeni sermaye piyasası kanununun finansal piyasalarda özellikle de sermaye piyasasına getirmiş olduğu yenilikler ele alınacaktırArticle Citation Count: 37-11 Yaş grubu kurumda ve ailesi yanında büyüyen kız ve erkek çocuklarının anne figürü çizimlerinin duygusal gelişim açısından incelenmesi(2012) Darıca, Nilüfer; Çakmak, AygenBu araştırma 7-11 yaş grubu kurumda ve ailesi yanında büyüyen kız ve erkek çocuklarının “anne figürü” çizimlerinin duygusal gelişim açısından karşılaştırılması amacıyla planlanmıştır. Araştırma 7-11 yaş grubu 200 korunmaya muhtaç çocuk ile ailesi yanında kalan 200 çocuk olmak üzere toplam 400 çocuk üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada Koppitz’in “Bir Adam Çiz” tekniğinin duygusal gelişim düzeyinin belirlenmesine yönelik kriterleri dikkate alınmıştır. Elde edilen verilerin analizinde “İki Ortalama Arasındaki Farkın Önemlilik Testi” kullanılmıştır. Araştırma sonunda dürtüsellik, yetersizlik-güvensizlik, utangaçlık-çekingenlik davranışı yönünde kurumda ve ailesi yanında büyüyen kız ve erkek çocuklarının anne figürü çizimleri sonucu aldıkları puanlar ile kaygı davranışı yönünde 7-11 yaş kız çocukları ile 10-11 yaş erkek çocuklarının çizimlerinden aldıkları puanlar arası fark önemli bulunmuştur (p<0.05).Article Citation Count: 3AB-27 Ülkeleri ve Türkiye'de Ekonomik Büyümeyi Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi: Statik Panel Veri Modeli Uygulaması(2014) Pala, Aynur; Pala, Aynur; Uluslararası Ticaret / International TradeBu çalışmada, 2000-2011 yıllarına ilişkin EU-27 ülkeleri ve Türkiye için ekonomik büyümeyi etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Analizde, gayri safi milli hasıla (GSYİH) büyümesi, nüfus artışı, bankacılık sektörünün yurtiçine sağladığı kredilerinin GSYİH'ye oranı, özel sektör kredilerinin GSYİH'ye oranı, dış ticaret hacminin GSYİH'ye oranı, tüketici enflasyonu ve net tasarrufların Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)'ya oranı değişkenleri kullanılmıştır. Ekonometrik model statik panel veri regresyonu ile tahmin edilmiştir. Model sonuçlarına göre, ekonomik büyüme üzerinde, nüfus artışı, özel sektör kredilerinin GSYİH'ye oranı, net tasarrufların GSMH'ye oranı değişkenleri pozitif yönde etkili iken, tüketici enflasyonu ve bankacılık sektörünün yurtiçine sağladığı kredilerinin GSYİH oranı gibi değişkenler negatif yönde etkilidir.Article Citation Count: 3AB-28 Ülkelerinde Teknoloji Ve Ekonomik Büyüme İlişkisinin Teknoloji-Sermaye (AK) Modeliyle İncelenmesi(2016) Pala, Aynur; Pala, Aynur; Uluslararası Ticaret / International TradeBu çalışma, teknoloji ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi AK içsel büyüme modeli çerçevesinde AB-28 ülkeleri için ve 1990-2014 yıllarına ilişkin olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Teknoloji değişkeni yerine internet kullanıcı sayısı ve bilimsel ve teknik makale sayısı vekil değişken olarak kullanılmıştır. Uygulamada panel birim-kök, eşbütünleşme, Granger nedensellik yaklaşımı ve vektör hata düzeltme modelinden yararlanılmıştır. Nedensellik ilişkisi tüm örneklem ve her bir ülke için tek tek olmak üzere kısa ve uzun dönem için incelenmiştir. Uygulama sonuçları; AB-28 ülkelerinde brüt sermaye oluşumu ve internet kullanıcı sayısından ekonomik büyümeye doğru kısa dönemde pozitif nedensellik ilişkisi olduğunu, uzun dönemde ise nedensellik ilişkisi bulunmadığını göstermiştir. Ülke bazında ise Kıbrıs, Danimarka, Litvanya, Letonya, Estonya, Slovenya, Malta, Lüksemburg, İsveç ve Polonya'nın hem kısa hem de uzun dönemde, İsveç'in ise sadece uzun dönemde makale sayısı ve internet kullanıcı sayısından ekonomik büyümeye doğru pozitif yönlü nedensellik ilişkisi taşıdığı görülmüştür. AB-28 ülkelerinde, internet kullanımı ve bilimsel yayını teşvik edici politikalar büyümeyi destekleyecektir.Article Citation Count: 0Abdominal Histerektomi Sonrası Görülen Cerrahi Alan Enfeksiyonlarının Risk Faktörlerinin ve Tedavi Süreçlerinin İncelenmesi(2012) Beydağ, Kerime Derya; Merih, Yeliz Doğan; Gürbüz, Ayşen; Yaşar, Meryem Kocabey; Güngör, PınarAmaç: abdominal histerektomi ameliyatları sonrasında gelişen cerrahi alan enfeksiyonlarının risk faktörlerini ve tedavi süreçlerini belirlemek Metaryal-Metod: Araştırmamız bir özel dal eğitim araştırma hastanesinin jinekoloji servislerinde tanımlayıcı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmamızın örneklemini, 3 yıl süre içerisinde abdominal histerektomi ameliyatı olmuş ve operasyon sonrası cerrahi alan enfeksiyonu gelişmiş 50 olgu oluşturmuş, olgulara ait risk faktörleri ve tedavi süreçleri belirlenerek istatistiksel değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bulgular: : 3 yıllık dönem içinde abdominal histerektomi ameliyatı sonrası cerrahi alan enfeksiyonu oranının %2,1 olarak bulunmuştur. Olguların cerrahi alan enfeksiyonuna ait risk faktörleri değerlendirildiğinde; %45inin beden kitle indeksinin yüksek olduğu, %30unda diabet öykü- sünün yer aldığı, ameliyat öncesi en az 2 gün sü- reyle hastanede yatma öyküsünün bulunduğu ve %96sının ameliyat süresinin 60 dk-üzeri oldu- ğu belirlenmiştir. Katılımcıların %90ında ilk 20 gün içerisinde yüzeyel cerrahi alan enfeksiyonlarının görüldüğü, hastaların %96sına antibiyotik tedavisi başlandığı, antibiyotikler içerisinde 3.grup sefalosporinlerin daha çok tercih edildiği ve vakaların % 34üne sekonder sütur atıldı- ğı saptanmıştır. Sonuçlar: Hastanemizde son olduğu, gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki standart enfeksiyon verileri ile karşılaştırıldığında oranımızın dü- şük olduğu, cerrahi alan enfeksiyonu gelişen hastaların standartlarda belirlenen risk faktörlerine sahip olduğu ve uygulanan tedaviler sonrasında hastaların şikayetlerinin ortadan kalkarak taburcu edildiği belirlenmiştir.