TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14517/20
Browse
Browsing TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection by WoS Q "N/A"
Now showing 1 - 20 of 69
- Results Per Page
- Sort Options
Article ABD Askeri Sağlık Sistemi Reformunun İncelenmesi ve Uluslararası Güvenlik Çerçevesinde Türkiye Açısından Değerlendirilmesi(2025) Özmen, Oğuzhan; Özkut, Uğur Tarık; Özmen, PelinBu çalışmanın amacı; ABD askeri sağlık sistemindeki (ABD-ASS) reform ihtiyacının zamanlaması, nedenleri ve reform faaliyetlerinin analiz edilmesi, buradan elde edilen sonuçların, Türkiye’nin savunma ve güvenliği açısından değerlendirilmesidir. ASS, ulusal kongre raporları, ikincil kaynaklar, dönüşüm ve reformla ilgili veriler, uzman görüşleri ve açık kaynaklardan elde edilen bilgilerle kavramsal ve fonksiyonel olarak değerlendirilmiştir. Çalışma sağlık yönetimi, entegre sağlık hizmetleri, inovasyon ve muharebe hazırlığı temalarının elde edilmesine yönelik, tümevarımsal kodlamanın kullanıldığı, nitel bir araştırma olarak planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın temel bulgusu; muharebe ortamında karmaşıklık arttıkça askeri sağlık organizasyonunda küçük, hızlı, mobil ve deneyim sahibi sağlık birlik ve personeline ihtiyacın artacağıdır. Ayrıca askeri sağlığın uluslararası siyasetteki insancıl gücünün de politikaya hareket sahası kazandırmakta etkili olacağı görülmektedir. ABD’nin reform zamanlamasının, büyük bölgesel savaşların emaresi olarak değerlendirilebileceği ve Türkiye’nin savunma sanayii ile paralel olarak milli askeri sağlık sistemini de en geç 2030 yılına kadar reforme etmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. İnovasyon, operasyonel tıp, reorganizasyon ve entegre kayıt sistemleri askeri sağlık sistemlerinin odaklanması gereken, temel reform konuları olarak tespit edilmiştir.Article Accelerated Alkali-Silica Reaction After a Seven-Year Asr-Dormancy Period(Kare Publishing, 2024) Beglarigale, AhsanollahThe ongoing alkali-silica reaction (ASR) in concrete can be halted by dryness, which is im- portant for repairing ASR-suffered concrete structures. Drying of the concrete establishes an ASR-dormancy period until the end of the dryness. The residual expansion of such concrete after the ingress of water—the end of the dormancy period—is a significant risk, especially for repair works. In this experimental study, the post-dormancy expansion of various mixtures prepared by eight different Portland cement and three different supplementary cementitious materials (SCM) were tested using an accelerated mortar bar test. After accelerated ASR ex- pansions, an ASR-dormancy period was established by keeping the specimens dry for seven years; the residual ASR expansions of the specimens were tested by the same accelerated meth- od. The effect of pre-dormancy reactions on the residual expansions was discussed through two perspectives. The post-dormancy expansion behavior of mixtures without or with insuffi- cient SCM indicated that expansions were primarily driven by the swelling of old gel, whereas in specimens with sufficient SCM, the dominant mechanism was new gel formation, a result of lower pre-dormancy expansions due to the ASR-mitigating effect of SCMs.Article Adolesan kadın basketbol oyuncularında anaerobık yorgunluğun proprıosepsıyon üzerıne etkısı(Turkey AsSoc Physiotherapists, 2025) Kilic, Sefa; Alpay, Kubra; Atici, Emine; Soyal, Mehmet; Inal-Gultekin, GuldalProproseptif duyudaki eksiklikler yaralanma riskini artırmakta ve sporcunun performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Kadın basketbol oyuncularında anaerobik yorgunluğun ve toparlanma sürecinin propriosepsiyon üzerine etkisi üzerinde sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu amaçla adolesan kadın basketbol oyuncularında anaerobik yorgunluğun alt ekstremite propriosepsiyonu üzerine etkisini değerlendirilmiştir. Çalışmaya 12–16 yaş aralığında 30 lisanslı kadın basketbol oyuncusu dahil edildi. Katılımcıların demografik bilgilerine takiben, istirahat, yorgunluk ve toparlanma olmak üzere üç durumda kalp atım sayıları, 30° ve 60° aktif ve pasif diz eklemi pozisyon hissi ölçümleri yapıldı. Diz eklemi pozisyon hissi ölçümleri için dominant bacakları değerlendirmeye alındı. Anaerobik yorgunluk için bisiklet ergometresinde Wingate anaerobik test protokolü uygulandı ve hemen sonrasındaki yorgunluk durumu verileri alındı. Toparlanma sonrası verilerin alınması için katılımcılar 10 dakika istirahate alındılar. Katılımcıların elde edilen yorgunluk nabızları ortalama 171,6±4,2 atım/dakika olarak tespit edildi ve karvonen formülüne göre hesaplanan iş yoğunluğu %72,7±2,9 olarak belirlendi. Anaerobik yorgunluk sonrası 30° ve 60° diz fleksiyonu aktif eklem pozisyon hissinde istirahat değelerine göre anlamlı azalma saptandı (p>0,017). Yorgunluk sonrası 10 dakikalık toparlanma ile 30° ve 60° diz fleksiyonu aktif eklem pozisyon hissinde tekrar istirahat seviyelerine dönüş olduğu belirlendi. Diz fleksiyonu 30° ve 60° pasif eklem pozisyon hissinde anaerobik yorgunluk sonrası anlamlı farklılık tespit edilmedi. Sonuç olarak, adolesan kadın basketbolcularında anaerobik yorgunluğun diz propripsepsiyonunu azalttağı saptanmış ve çalışmanın literatürdeki benzer bulgularla örtüştüğü görülmüştür. Bunula birlikte, 10 dakika kadar kısa bir toparlanma süresi ile propriyoseptif duyarlılığın başlangıç seviyelerine geri döndüğü görülmüştür.Article Analyzing the Cooperation Between Azerbaijan Naval Forces and Türkiye: Strategic, Operational, and Diplomatic Aspects(2024) Çora, Hakan; Gürson, Alı Poyraz; Mikail, Elnur Hasan; Çora, Ali NazmiThis study investigates the historical context and strategic evolution of the naval cooperation between Azerbaijan and Türkiye, highlighting its roots in the early years of Azerbaijan's independence following the dissolution of the Soviet Union. As both nations embarked on building and modernizing their naval capabilities, their partnership became a cornerstone of regional security in the Caspian and Black Seas. The study emphasizes how this cooperation has grown from initial diplomatic ties into a robust military alliance, driven by shared strategic interests and mutual security concerns. The analysis delves into the strategic significance of this partnership, focusing on its role in enhancing the stability of a geopolitically sensitive region. The Caspian Sea, with its vast energy resources, and the Black Sea, a critical maritime zone, both play pivotal roles in regional dynamics. By fostering cooperation in these areas, Azerbaijan and Türkiye not only strengthen their own defense capabilities but also contribute to broader regional security frameworks. Operationally, the collaboration between the two nations' naval forces is characterized by joint exercises, training programs, and the establishment of information-sharing mechanisms. These efforts are designed to improve the interoperability of their naval forces, allowing them to respond more effectively to potential security threats. The study also outlines key areas for future collaboration, including maritime domain awareness, counterterrorism operations, and humanitarian assistance, which could further enhance the strategic partnership. By providing a nuanced and multidimensional analysis, this study aims to offer a comprehensive understanding of the Azerbaijan-Türkiye naval cooperation. It explores the implications of this partnership for regional stability, security, and the balance of power, as well as its potential to influence future maritime and geopolitical developments in the wider region.Article Asthmatic Patients: Is Homocysteine an Issue(Galenos Publ House, 2024) Keskinel, İlkay; Eryilmaz, Müzeyyen; Güntürk, ArzuObjective: Understanding the causes of asthma is crucial for developing new therapeutic modalities. Homocysteine (HCY) is an intermediate in methionine metabolism. Elevated HCY levels may indicate folate and vitamin B12 deficiencies, which are cofactors for the methylation of HCY to methionine. The relationship between hyperHCY mia and atherosclerosis is well-documented, and it is considered a cause of cardiovascular, neurodegenerative, and ocular diseases. HyperHCY mia may also cause atopy and, consequently, asthma. We aimed to evaluate the levels of HCY, vitamin B12, and folic acid in asthmatic patients and healthy adults, as well as to determine whether correlations exist between these levels and lung function, eosinophil counts, total immunoglobulin E (IgE), and eosinophilic cationic protein (ECP) levels in asthmatic subjects. Methods: A total of 142 asthmatic patients and 36 healthy controls were enrolled in the study. Folic acid, vitamin B12, total IgE, ECP, eosinophil percentage, eosinophil counts, and HCY levels were evaluated in both groups. Results: HCY, vitamin B12, and folic acid levels did not significantly differ between patients with asthma and controls. There was a statistically significant positive correlation (at the 0.95 confidence level) between HCY values and forced vital capacity, peak expiratory flow (PEF), and eosinophil counts in patients with asthma. Folic acid levels correlated positively only with PEF%, whereas vitamin B12 levels did not correlate with any functional parameters or atopic markers like IgE and ECP. Conclusion: Should large-scale randomized controlled trials conclusively establish HCY as a causative factor of asthma, metabolic interventions to lower HCY levels using methyl donors could be considered alongside conventional asthma treatments.Article Bibliometric Analysis of Green Finance Research Using Science Mapping Technique(2025) Koç, HavvaKüresel finansal sistemde yeşil finansın artan önemi, bu alandaki araştırmaların çoğalmasına yol açmıştır. Ancak, yeşil finans literatürünün kapsamlı bir bibliyometrik analizi henüz yeterince yapılmamıştır. Bu çalışma, yeşil finans araştırmalarının yapısını VOSviewer kullanarak incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmaya yön veren motivasyonlar arasında yeşil finans araştırmalarındaki ana temaların ve eğilimlerin belirlenmesi, bu alana katkıda bulunan önde gelen yazarların, kurumların ve ülkelerin profilinin çıkarılması ve yeşil finanstaki farklı araştırma kümeleri arasındaki ilişkilerin anlaşılması yer almaktadır. 2009’dan 2024’e kadar toplam 617 yayın incelenmiştir. Bibliyometrik analiz sonuçları, yeşil finans literatüründe belirli temaların ve trendlerin öne çıktığını göstermektedir. Ayrıca, en çok atıf alan yazarlar, etkili kurumlar ve coğrafi dağılımın incelenmesi, bu alandaki önemli paydaşların belirlenmesine yardımcı olmaktadır. Sonuçlar, \"Yeşil Finans\" alanında yapılan yayınların sınırlı sayıda olduğunu ve bu alanın yeni gelişmekte olduğunu göstermektedir. Ancak, çevresel sorunların artmasıyla bu alandaki akademik ilginin de artacağı öngörülmektedir. Bu çalışma, yeşil finans araştırmalarının derinlemesine anlaşılmasına ve gelecekteki araştırmalar için sağlam bir temel oluşturmaktadır.Article Borçlunun Barter Sistemindeki Hak ve Alacaklarının Haczi(2024) Topak, SüleymanTicari ilişkileri olumsuz etkileyen nakit sıkıntısı ve ekonomik kriz, farklı çözüm yöntemlerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Barter sistemi de nakde ihtiyaç duyulmadan sürekliliği sağlamaya yönelik farklı bir ödeme yöntemi olarak kabul edilmiş ve dünya ça- pında uygulanmaya başlamıştır. Parasız ticaret anlayışının hakim ol- duğu barter sistemi, kendine özgü yapıya ve kurallara sahiptir. Bu sistem içerisinde gerçekleşen hukuki işlemlerde resmi para kullanıl- mamakla birlikte sisteme özgü bir değer ve ödeme aracı olarak barter parası uygulaması mevcuttur. Bu yönüyle barter sisteminde oluşan alacaklar, nakit karşılığı olmasa da haczi kabil bir malvarlığı değeri oluşturmaktadır. Bu çalışmada borçlunun barter sisteminde bulunan hak ve alacaklarının haczi, icra hukuku hükümleri gereği farklı yönle- riyle incelenmeye çalışılmıştır.Article Cephe Kaplama Malzemesi Olarak Alüminyum ve St37 Çelik Metallerinin Tercih Kriterleri(2024) Karacan, Sena; Yardımlı, SeyhanGünümüzde teknoloji ve bilim alanındaki gelişmenin en gözle görülür alanlarından bir tanesi de yapı malzemeleri teknolojileridir. İnşaat sektörüne her gün yeni bir yapı malzemesi, alternatifi ve farklı kalitelerde ürün geliştirilerek sunulmaktadır. Mimari yapıların uygulamalarında st37 olarak adlandırdığımız çelik gibi demirli içerikli metallerin yanı sıra bakır, alüminyum, çinko, titanyum, gibi demir dışı metaller veya bu metallerin alaşımları kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Yukarıda sözü edilen metal örneklerinden alüminyum metali ve alaşımları ile st37 çelik metalinin cephe malzemesi olarak kullanılmasında tercih kriterlerinin karşılaştırmalı analizleri incelenmiştir. Alüminyum alaşımlarından cephe kaplaması için en sık tercih edilen 1050, 5005 ve 5754 kalite alaşımlara sahip cepheler, st37 olarak adlandırılan karbon çelik cepheler ile karşılaştırılmıştır. Tercih kriterleri üzerine düşünüldüğünde alüminyum ve alaşımlarının genellikle hafiflik, korozyon direnci ve enerji verimliliği tercihinin yüksek olduğu alanlarındaki performansı için uygun bulunduğu, st37 çeliğinin ise içeriği nedeni ile yapısal dayanıklılık ve yüksek sıcaklık, düşük maliyet beklentilerini karşıladığı uygulamalarda kullanıldığı tespit edilmiştir.Article Comparison of Perioperative Outcomes and Urethral Complications Between Using 24-French and 26-French Resectoscope Sheaths in Holmium Laser Enucleation of the Prostate(Galenos Yayıncılık, 2022) Yildiz, Ali; Akdemir, Serkan; Anil, Hakan; Guzel, Ahmet; Arslan, MuratAim: Although the 26F resectoscope is frequently used in transurethral prostatectomy, there are some concerns with high-caliber shafts. We compared 24F and 26F resectoscope used for Holmium Laser Enucleation of the Prostate (HoLEP) in terms of effects on postoperative urethral complications and perioperative outcomes. Methods: Data from patients undergoing HoLEP from 2017 to 2021 was retrospectively analyzed. All surgeries were completed by a single surgeon. The patients were divided into one of two groups according to the resectoscope diameter (24F or 26F). All patients were followed up for urethral complications for 12 months. Perioperative outcomes and urethral complications were compared between the groups. Results: The study included 301 patients. The mean age of patients was 68.5 +/- 8.3 and 69.1 +/- 8.6 for the 26F group (n=180) and the 24F group (n=121), respectively (p=0.608). A total of seven in the 26F group (3.8%) and 3 patients in the 24F group (2.4%) had postoperative urethral stricture (US) (p=0.503). Besides, 2 patients (26F) and 1 patient (24F) had postoperative bladder neck contracture (BNC) (p=0.807). The operation efficiency was 1.25 g/min in the 26F group and 1.17 g/min in the 24F group (p=0.005). Conclusion: The use of 24F or 26F RS was not shown to cause statistically significant differences in the incidence of US and BNC during the 12-month follow-up. The use of the 24F RS significantly reduces surgical and morcellation efficiency.Article Do External Female Genital Measurements Affect Genital Perception and Sexual Function and Orgasm(Galenos Yayıncılık, 2020) Kaya, Aski Ellibes; Dogan, Ozan; Yassa, Murat; Basbug, Alper; Ozcan, Canan; Caliskan, ErayObjective: To provide baseline data for the anatomy of the external female genitalia and to investigate the correlation between those measurements and sexual function and genital perception. Materials and Methods: This prospective cohort study consisted of 208 healthy premenopausal women. The Female Sexual Function index (FSFI) and the Female Genital Self-image scale (FGSIS) questionnaires were administered. Participants were divided into two groups according to their female sexual dysfunction (FSD) status. External genital measurements and anterior and posterior vaginal length were measured. Results: The external female genital measurements were (cm, mean +/- standard deviation): clitoral prepuce length 2.05 +/- 0.48; clitoral glans length 0.87 +/- 0.21; clitoral glans width 0.60 +/- 0.15; clitoris to urethra 2.24 +/- 0.55; anterior fornix depth 7.75 +/- 0.92; posterior fornix depth 9.25 +/- 0.75; labia minora width, right 2.12 +/- 0.86, left 2.20 +/- 0.96. A weak negative correlation was found between total FGSIS scores and clitoral prepuce length (p=0.01, r=-0.17), whereas a weak positive correlation was seen between total FGSIS scores and anterior-posterior vaginal lengths (p=0.04, r=0.13; p=0.02, r=0.15, respectively). No statistically significant difference was found between the genital measurements of participants with FSD (n=82, 39.4%) and those without FSD (n=126, 60.6%), and the total FSFI scores and orgasm subdomain scores. Conclusion: The female genital measurements were found to be distributed over a wide range. Although the relationship between genital measurements and genital perception varied, no significant relationship was found between genital measurements and sexual functions or orgasm. These findings suggest that a more cautious approach should be taken towards genital surgeries for cosmetic purposes.Review Duchenne Musküler Distrofi ve Elektrik Stimülasyonu(2022) Yener, Büşra; Alıkma, Ahmet Faruk; Gündüz, Didem; Zeren, Hasan; Kurban, Kader; Akdıkan, Melisa; Saldıran, Tülay ÇevikDuchenne Musküler Distrofi (DMD), X kromozomuna bağlı resesif geçiş gösteren ve yaklaşık 1/3600-6000 canlı erkek doğum prevelansı olan genetik bir hastalıktır. DMD esas olarak erkek çocukları etkileyen, ilerleyici kas zayıflığı ile karakterize, kadınların taşıyıcı olup genellikle asemptomatik veya hafif belirti gösterdiği çocukluk çağında en sık görülen musküler distrofi tipidir. Tedavi konusunda günümüzde güncel klinik araştırmalar ile büyük bir yol kat edilmiş olsa da hastalığı tamamen tedavi eden herhangi bir yöntem henüz bildirilmemiştir. Nöromusküler hastalıklarda fizyoterapi ve rehabilitasyon programı kapsamında elektrik stimülasyonu kullanılmaktadır fakat genetik defektin varlığı ve uygulamalar sonrası oluşabilecek yorgunluk ve dejenerasyon konusunda literatürde az sayıda çalışma ve farklı görüşler bulunmaktadır. Bu derlemenin amacı DMD ve elektrik stimülasyonuyla ilgili yapılan çalışmaları bir araya getirmektir.Article Effect of Silver Diamine Fluoride and Diode Laser as Desensitizer on The Microleakage and Discoloration at Class V Restorations(2025) Kaynar, Zeynep Buket; Ulukapı, Haşmet; Doğruer, IşılAmaç: Bu çalışmanın amacı, hassasiyet giderici amaçlı kullanılan gümüş diamin florür ve diyot lazer uygulamalarının sınıf V kavitelerin restorasyonlarında, mikrosızıntıya ve renk değişimine olan etkilerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada yirmi adet insan molar dişi kullanıldı. Her bir dişin bukkal ve lingual yüzeylerinde standart Sınıf V kaviteler (4x3x3mm) hazırlandı. Dişler tedavi yöntemlerine göre rastgele 4 gruba (n=10) ayrıldı. Grup 1(gümüş diamin florür), Grup 2 (940 nm diyot lazer), Grup 3 (gümüş diamin florür + 940 nm diyot lazer), Grup 4’teki örneklere hiçbir tedavi protokolü uygulanmadı. Tüm kaviteler, nano-hibrid kompozit rezin ile restore edildi. Restorasyonlar diskler ile cilalandı. Örneklerin renk ölçümü spektrometre cihazı ile 1, 7, 14, ve 28. günlerde yapıldı. Renk değişimi, CIEDE 2000 formülüyle hesaplandı. Örnekler %0.2 Rhodamine B boyası ile boyandı ve bukko-lingual yönde kesildi. Boya penetrasyonu bir stereomikroskop altında skorlandı. Veriler Shapiro-Wilks ve Tukey HSD testi kullanılarak %5 anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Renk değişimi açısından değerlendirildiğinde, Grup 1 ve Grup 3 arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu. Grup 2’de, 1-7. gün ile 1-14. Gün, 1-7. gün ile 1-28. Gün zaman aralıklarında, renk değişimi farkı istatistiksel olarak anlamlı bulundu. En yüksek mikrosızıntı skorları, lazer kullanılan gruplarda elde edilmiştir. Sonuç: Potasyum içeren solüsyonun kullanılmasına rağmen gümüş diamine florür uygulanan gruplarda renk değişimi eşik değerin üzerinde görüldü. Ayrıca, lazer kullanılan gruplarda da kabul edilemez renk değişimleri gözlendi.Article The Effectiveness of Whole Body Magnetic Resonance Imaging Used in Health Screening Programs in Early Stage Cancer Diagnosis(2024) Doğan, Demet; Gökçe, KağanObjective: We aim to present the findings and effectiveness of Whole Body Magnetic Resonance Imaging (WBMRI), which we use in the Health Screening Program (HSP) to diagnose cancer in early stage. Methods: This retrospective study was conducted between January 2017-February 2023. 393 individuals, between the ages of 18 and 85, who underwent WBMRI for HSP purposes, were included. The mean age was 50. Results: Malignancy suspicious lesions were observed in the head/neck region in 25 cases. Additional Magnetic Resonance (MRI) and Ultrasound (US) were performed. Mediastinal pathology was observed in 23 cases, and non-mediastinal thoracic pathologies were detected in 15. Therefore thorax Computed Tomography (CT), mammography, and breast US were performed. Benign lesions were observed in the liver in 44 cases, and US was performed. Malignancy-suspicious lesions in the liver were observed in 4, and dynamic abdominal MRI was performed. Cholelithiasis was observed in 16, and confirmed by US. The most common renal findings were; cysts and pelvicalyceal ectasia. Adrenal adenoma was observed in 5 cases. Two of the females had suspicion of gynecological malignancy. Massive diffuse concentric wall thickening was observed in the sigmoid colon, and colonoscopy was performed on one male. Musculoskeletal benign lesions were detected in 99 cases, and malignancy-suspicious lesions were detected in 35. Additional examinations such as US, CT, MRI, PET-CT, scintigraphy, and colonoscopy were performed on 172 cases. Malignancy was detected in 11 cases (2.8%). Conclusion: WBMRI is a radiation-free, non-invasive, short-term examination method. WBMRI is beneficial in diagnosing early-stage cancer.Article Effects of Whitening Mouthrinses on the Color Recovery of One-Shade and Multi-Shade Stained Composite Resins(2025) Yurdagüven, Gülşah YenierAmaç: Bu çalışmanın amacı, ağartma etkili ağız gargaralarının renklendirilmiş tek-renk (Charisma Topaz One [CTO]) ve çoklu-renk sistemli (Estelite Sigma Quick [ESQ]) kompozit rezinlerin renk geri kazanımı üzerine etkilerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: 60 adet disk şeklinde (8 mm çap x 2 mm kalınlık) örnekler hazırlandı (her bir kompozit reçine için n=30). Örnekler, cilalandıktan (Sof-Lex) sonra 24 saat 37°C'de saklandı. Sonrasında 37°C'de 168 saat kahve solüsyonunda renklendirildi ve ardından ağız gargaralarına göre rastgele üç alt gruba ayrıldı (n=10): LAW: Listerine Advanced White; CPWC: Colgate Plax White+Charcoal Capitano Whitening; LTC: Listerine Total Care. Renk ölçümleri başlangıçta (T0), kahvede reklendirme sonrası (T1) ve 37°C’de 12 saat ağız gargarasında bekletildikten sonra (T2) spektrofotometre cihazı (VITA Easy shade) ile gerçekleştirildi. Analizler için CIELab parametreleri kullanıldı. Renk değişimlerini belirlemek için ΔE ve ΔL, Δa, Δb hesaplandı. Veriler two-way ANOVA, post hoc Tukey, Student t testleri ile analiz edildi (p<0,05). Bulgular: Kahve ile renklendirme sonrası tüm örneklerde klinik olarak kabul edilemez (ΔE>3,3) renk değişiklikleri saptanmış olup CTO kompozit rezinin ΔE değeri (12,16±1,37) ESQ’ den (7,48±0,95) anlamlı düzeyde yüksektir (p=0,001). Renklendirme sonrasında ağız gargaraları, L’de belirgin bir artışa, a ve b parametrelerinde azalmaya neden olmuştur. LAW ve CPWC, ESQ kompozit rezinin ΔL (p=0,001), Δb(p=0,031) ve ΔE (p=0,002) değerlerinde anlamlı farklılığa neden olurken CTO kompozit rezinin Δb (p=0,037) değerinde anlamlı farklılık göstermiştir. Sonuç: Ağartma etkili ağız gargaraları, kompozit rezinlerin kahve renklenmelerini azaltsa da başlangıç renk değerlerine ulaştıramamaktadır. Çoklu-renk kompozitlerin rengini geri kazandırmada tek-renk kompozitlere göre daha iyi bir beyazlatma sağlamaktadırArticle Evaluation of Youtubetm as an Information Source for Indirect Restorations: Cross-Sectional Evaluation(2024) Doğruer, Işıl; Ömeroğlu, Merve KütükPurpose: To evaluate the usefulness and quality of popular videos about indirect restorations shared by different uploaders on YouTube and to evaluate the demographic characteristics of the videos. Materials and Methods: The most commonly used terms related directly to indirect posterior restorations were determined as \"inlay\" and \"onlay\" in this topic. Of the 400 videos (200 for each topic), 40 videos were selected for analysis. Evaluations were made for each video in terms of the following: (1) number of views, (2) number of comments, (3) days since up-load, (4) number of ’likes’, (5) Viewing rate; [(number of views/number of days since upload) * 100%], (6) Viewer interaction, (7) Usefulness Index score, (8) 5-point global quality scale (GQS) criteria. Results: No statistically significant difference was found among usefulness scores and video sources. (p=0.754). Based on the usefulness score, 20% were classified as good, 40% as poor, and 40% as moderate. No statistically significant difference was found among primary purpose of videos and video sources. (p=0.754). The greatest number of videos (42.5%) was uploaded by dentists (n=17). When the primary purpose is evaluated for the videos uploaded by dentists, the highest numerical value was determined as education for health professionals (52.9%) (n=9). Conclusions: The contents of YouTube videos regarding the indications and production stages of inlay and onlay restorations need to be revised according to our evaluation criteria. The number of educational videos providing detailed content and information to patients should be increased.Article Examining The Relationship Between Compassion Fatigue And Caring Behaviors In Nurses: A Cross-sectional Study(Association of Executive Nurses, 2024) Aslan, Z.T.; Baykara Mat, S.T.Aim: The study aimed to examine the relationship between compassion fatigue and caring behaviors in nurses. Method: The population of the cross-sectional design research consists of nurses serving in three hospitals affiliated with the Ministry of Health in Istanbul between 01.12.2022 and 01.12.2023 (N: 1,620). The study was conducted with 346 nurses who volunteered to participate in the research (n: 346). Personal and Professional Information, Compassion Fatigue-Brief Scale, and Caring Behaviors Scale-30 were used. Descriptive statistics, independent groups t test, one-way ANOVA tests and Pearson correlation analysis were used to analyze the data. Results: It was determined that 78.6% of the participants were women, the average age was 27.97 and the weekly working hours were 47.22. It was observed that 83.5% of the participants worked in shifts, 33.5% were dissatisfied with working in the institution and 13.0% were dissatisfied with working in the unit. The compassion fatigue scale score was found to be 60.62 (23.26), and the caring behaviors scale score was 159.37 (20.69). It was determined that female participants and those who were dissatisfied with their field of work had high compassion fatigue scores, and those who were satisfied had high care behavior scores (p<0.05). There was no statistically significant relationship between compassion fatigue and caring behaviors scale and subscale scores. It was observed that there was a positive significant relationship between weekly working hours and compassion fatigue and caring behaviors scale scores (p<0.05). Conclusion: It was revealed that nurses' compassion fatigue was at a moderate level, and women and those who were dissatisfied with the unit they worked in experienced high compassion fatigue. Weekly working hours were found to be effective on compassion fatigue and caring behaviors. It is recommended to improve working environments in order to improve the quality of care. © 2024 The Authors. Published by Association of Nurse Managers.Article Factors Associated With Post-Covid Syndrome Three Months After Covid-19(2024) Açık, Hasan; Açık, GülenObjective: Post-COVID Syndrome has been defined as a syndrome with chronic fatigue and psychiatric problems continue after COVID-19. In this study, it was aimed to evaluate patients' health-related quality of life standards 3 months after COVID-19 diagnosis. Method: In this study, the psychosocial status and quality of life standards of patients, who were older than 18 years old and followed up due to COVID-19 in the outpatient clinic, ward, or intensive care unit of a university hospital, were assesed by the short form-36 scoring system. Results: Of 67 patients, 57 were followed up and treated at home, nine were admitted to the ward, and one was admitted to the the intensive care unit. Short form-36 test scores of women patients, patients aged over 65, had at least one comorbid disease, and inpatient treatments during acute infection were found to be statistically significantly lower. Conclusion: Gender, advanced age, presence of comorbidity, and history of hospitalization were determined as risk factors for Post-COVID Syndrome.Article Fizyoterapistlerin Kişi Örgüt Uyumu ve Tükenmişliklerinin İşten Ayrılma Niyetine Etkisi: Ankara İli Kamu Hastaneleri Örneği(2022) Atıcı, Emine; Danayiyen, Aysun; Bal, Merve EmineBu çalışma Ankara İli Kamu Hastanelerinde görev yapan fizyoterapistlerin kişi-örgüt uyumu ve tükenmişliklerinin işten ayrılma niyeti üzerine olan etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmanın evrenini Ankara İli merkez ilçelerinde yer alan ve İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı 11 Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 7 Devlet Hastanesi ve 1 Ankara Şehir Hastanesinde görev yapmakta olan 251 fizyoterapist oluşturmaktadır. Çalışmaya 152 kişi dahil edildi. Çalışmada, literatürde yer alan sınanmış ölçekler tercih edilerek, fizyoterapistlerin kişi-örgüt uyumu, tükenmişlikleri ve işten ayrılma niyetlerini ölçmek üzere anket formu kullanılmıştır. Ölçekler likert tipi ölçek olup beşli derecelendirilmiştir. Araştırmada katılımcıların duygusal tükenme, kişi-örgüt uyumu, işten ayrılma niyetinin orta seviyede, duyarsızlaşma düzeylerinin düşük seviyede, kişisel başarı tükenmişlik düzeyinin ise yüksek seviyede olduğu tespit edilmiştir. Tükenmişlik ile kişi-örgüt uyumu arasında negatif ve anlamlı ilişki olduğu (r=-0,501, p=0,000) tükenmişlik ile işten ayrılma niyeti arasında pozitif ve anlamlı ilişki olduğu (r=0,503, p=0,000) bulunmuştur. Katılımcıların mesleki tükenmişlik düzeylerinin işten ayrılma niyeti üzerine etkisine ilişkin çoklu doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre tükenmişlik düzeyinin işten ayrılma niyetinin üzerinde %25,9 etkisi olduğu ve bu etkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edildi (r2=,259; p<0,01). Katılımcıların kişi-örgüt uyumu düzeylerinin işten ayrılma niyeti üzerine etkisine ilişkin basit doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre kişi-örgüt uyumu düzeyinin işten ayrılma niyetinin üzerinde %14,3 etkisi olduğu ve bu etkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edildi (r2=,143; p<0,01). Buna bağlı olarak fizyoterapistlerin mesleki tükenmişlik düzeylerini en aza indirmeye yönelik uygulamalar yürütülebilir.Article General Surgeons’ Approach to Pilonidal Abscess in Turkey: Results of a Nationwide Survey(2024) Yildirim, Ali Cihat; Kozan, Ramazan; Sevim, Yusuf; Kıvılcım, Taner; Tatar, Cihad; Aydın, İshak; Karahan, Salih NafizAim: This nationwide survey study aimed to determine the initial and definitive treatment strategies for pilonidal abscess (PA) that are used by general surgeons in Turkey. Method: Surgeons working at centers in Turkey were sent an electronic questionnaire focusing on diagnostic, perioperative, and postoperative management options for PA. The questions were prepared based on an extensive assessment of the literature and were evaluated for usability prior to distribution. A survey consisting of 20 questions was sent to surgeons and surgical residents via email. The survey link was kept active for 1 month to give the surgeons enough time to complete it. Results: Of the 520 participants, 64% defined themselves as general surgeons and 9.5% as colorectal surgeons. The most preferred surgical approaches among the participants were as follows: day surgery unit (75.2%), local anesthesia (82.8%), and drainage through the most fluctuant location (65.1%). Irrigation of the cavity was applied by 70% of the participants (38.8% with saline and 32.3% with hydrogen peroxide). The majority (82.5%) prescribed oral antibiotics following PA drainage. Definitive treatment was scheduled within a timeframe of 4-8 weeks by 45.6%. Participants who performed concurrent phenol application were more likely to perform a definitive treatment if the patient becomes symptomatic (p<0.001, odds ratio: 10,819, 95% confidence interval: 2,682-43,645). Conclusion: The study revealed that there are different approaches to the management of PA among surgeons in Turkey. Guidelines and consensus studies should be conducted to achieve the best results in the management of PA.Article Gestalt Algı İle En İyi Film Dalında Ödül Almış Yapımların Afiş Çözümlemesi(2025) Orkan, SerraGörsel kültür içerisinde yer alan medya araçlarından biri de afiştir. Günümüz afişlerinde fotoğraf ve baskı teknolojilerinin izleri vardır. Ayrıca filmi en iyi şekilde yansıttığı düşünülen göstergeler yer almaktadır. Tüketici ile iletişim kurarken afişteki amaç öncelikle dikkat çekmek, eğitmek, teşvik etmek, ikna etmek vb. niyetlerle oluşturulan eylemlerdir. Renk, şekil, tipografi ve düzen unsurları ile bir afişin genel olarak değerlendirilmesi mümkündür. Multidisipliner bir yöntem olan Gestalt prensipleri ile biçimsel ve içerik anlamlandırma süreci daha kolay ve doğru ilerleyebilmektedir. Bu sebeple çalışmada yöntem olarak Gestalt algı prensipleri ile çözümlemeden yararlanılmıştır ve 2019 senesinden itibaren her yıl en iyi film Oscar ödülünü almış yapımların afiş çözümlemesi yapılmıştır. Afişlerin tamamı şekil-zemin ilişkisine göre değerlendirilebilmiş; ancak tüm Gestalt prensipleri afişlerin hepsinde gözlemlenmemiştir. Bilimkurgu unsurlarının yer aldığı film afişlerinde efekt ve illüstrasyondan yararlanılmış, dram türünü yansıtan filmlerde, afişlerde tek fotoğraf karesi ile içerik aktarılmıştır. Afişler; Gestalt algı prensibi olan “bütün parçalar toplamından başka ve daha fazla bir şeydir.” savını da desteklemektedir.