Köklü, Muharrem

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Muharrem Köklü
Muharrem KÖKLÜ
Köklü, M.
M., Köklü
Muharrem KOKLU
Koklu, M.
KÖKLÜ Muharrem
Köklü, Muharrem
Muharrem, Köklü
Koklu M.
Köklü M.
Muharrem Koklu
Köklü Muharrem
Koklu, Muharrem
KOKLU Muharrem
Koklu Muharrem
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
muharrem.koklu@okan.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

19

Articles

3

Citation Count

0

Supervised Theses

16

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 19
  • Article
    Citation Count: 0
    Burnout Levels of Teachers Working In Special Education
    (Nevzat Demirci, 2021) Kaya,B.; Köklü,M.; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Special education as a type of education involving the education of children whose development is slow compared to their peers and the ability to adapt to society, includes challenging processes for the child's family as well as its teachers. Determining the burnout levels of teachers working in the field of special education has been identified as the main goal of this research. Explanation of physical exhaustion, emotional exhaustion, mental exhaustion of teachers, determination of whether the teacher's views differ according to the domographic characteristics of the teachers are included in the scope of the sub-goals. The Maslach Burnout scale was used to collect data in this study, which is in the general screening model. The scale was applied to all special education teachers (142 teachers) working in the field of special education in schools in Eyüpsultan District of Istanbul province. 137 scales have returned. According to the results obtained, working in the field of special education, teachers generally have “some” level(X=2,63±of 0.38); in the dimension of emotional exhaustion: “sometimes” level (X=2,84 ± 0,49); mental exhaustion in the size of the “sometimes” level (X=2,68 ± 0,39); physical exhaustion in the size of “very rare” level (x=is 2.38 ± 0,64) were found to have employee burnout. It was found that the burnout levels of teachers differed according to age, gender, branch, type of institution studied, and duration of work in the field of special education. © 2020 International Journal of Disabilities Sports and Health Sciences. All rights reserved.
  • Article
    Citation Count: 0
    Yönetici Söylemleri: Bir Envanter Geliştirme Çalışması
    (2024) Dinler, Caner; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Söylem, bir inşa etme, yeniden inşa etme ve anlamlandırma eylemidir. Hakikat söylemle şekillenmekte ve inşa edilmektedir. Bireyin söylemlerine baktığımızda inşa ettiği dünyayı da görebiliriz. Zira, bireyin söylemleri eşya ve tabiatı nasıl anlamlandırdığını yansıtmaktadır. Örgütsel yaşamın da önemli bir parçası olan söylem, örgütsel gerçekliğin inşasındaki önemli unsurların başında gelmektedir. Zira, örgütler, söylem pratiklerinde inşa edilmektedir (Mayr, 2008, s. 5). Bu bağlamda, bu araştırmada yönetici söylemlerini tespit etmeyi hedefleyen bir envanterin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu MEB'de görev yapan öğretmenlerden oluşmaktadır. Araştırmada envanterin yapı geçerliği açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiş, 327 öğretmen ile “açımlayıcı faktör analizi” ve 469 öğretmen ile “doğrulayıcı faktör analizi” yapılmıştır. Uygulanan faktör analizleri neticesinde envanterin, “İlham Verici Söylem”, “Eleştirel Söylem” ve “Ben Merkezli” olmak üzere 3 boyut ve 34 maddeden meydana gele bir yapıyı ortaya koyduğu görülmüştür. Bu üç faktör ile açıklanan toplam “varyans oranı” %74.24 olduğu görülmüş olup ayrıca bu yapı “Doğrulayıcı Faktor Analizi” ile de doğrulanmıştır. Envanterin “DFA analizi” soncunun uyum değerleri, x2/sd = 3.8, RMSEA=.07, NNFI=.90; CFI=.93, RMR=.07; GFI=.79, NFI=.90, IFI=.93 ve AGFI=.76 olduğu görülmüştür. Envanterin, pilot uygulaması ardından yapılan güvenirlik analizi neticesinde, Envanterin “Cronbach Alfa” değerinin .89 olduğu görülmüştür. Envanterin alt boyutları değerlerine ilişkin güvenirlik sonuçları ise ilham verici söylem boyutunun α=.98, eleştirel söylem boyutunun α=.96, ben merkezci boyutunun ise α=.96 olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca DFA için 469 katılımcıdan elde edilen verilerle yapılan “güvenirlik analizi”nde ise, Yönetici Söylemleri Envanterinin “Cronbach Alfa” değeri .89 olarak bulunmuştur. Envanterin alt boyutları güvenirlik değerleri; ilham verici söylem alt boyutu α=.98, eleştirel söylem alt boyutu α=.96, ben merkezci alt boyutu α=.96 olduğu görülmüştür. Araştırma neticesinde çalışanların yöneticilerin söylemlerine yönelik algılarını ölçmek için kullanılabilecek “geçerli ve güvenilir” veriler elde etmeye yönelik bir envanter geliştirilmiştir.
  • Doctoral Thesis
    Lise müdürleri ve öğretmenlerinin eğitimde yapay zekâ kullanılmasına ilişkin görüşleri
    (2023) Dülger, Eda Demir; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu araştırmanın amacı, resmi liselerde görev yapan öğretmenlerin eğitimde yapay zekâ kullanımına ilişkin görüşlerinin belirlenmesidir. Bu çalışma, 'Lise okul müdürleri ve öğretmenlerin Eğitimde Yapay Zekâya İlişkin Görüşlerini' incelemeye yönelik nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma yöntem araştırması olarak tasarlanmıştır ve araştırmada açımlayıcı sıralı desen tercih edilmiştir. Bu desende ilk aşamada nicel yöntemle toplanan veriler çözümlenir, ikinci aşamada ise nitel yöntemle toplanan veriler ile desteklenerek açıklanır (Creswell, 2003). Bu desenin genel amacı, nitel veriler ile nicel verilerin arasındaki ilişkileri açıklamaktır. Araştırmanın nicel boyutunda, araştırmanın amacına uygun olarak okul müdürlerinin ve öğretmenlerin 'eğitimde yapay zeka kullanımına ilişkin görüşlerini' incelemek için genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi İstanbul, Anadolu yakasında 7 ilçedeki liselerde görev yapan toplamda 503 okul müdürü ve öğretmenden oluşmaktadır. Nicel veriler, okul müdürleri ve öğretmenlerin görüşlerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen 'Eğitimde Yapay Zekâ Görüş Ölçeği' ile elde edilmiştir. Araştırma neticesinde ölçeklerden toplanan verilerin tümü, SPSS 21 paket programı ile çözümlenmiştir. Nitel boyutta ise, nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Olgubilim deseni farkında olduğumuz, ancak derinlemesine ve ayrıntılı bir anlayışa sahip olmadığımız olgulara odaklanmaktadır. Bize tümüyle yabancı olmayan, aynı zamanda da tam anlamını kavrayamadığımız olguları araştırmayı amaçlayan çalışmalar için olgubilim uygun bir araştırma zemini oluşturur (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Nitel boyut kapsamında yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler, 7 okul müdürü ve 7 öğretmen ile gerçekleştirilmiş ve MAXQDA 22-Hiyerarşik Kod-Alt Kod Modeli kullanılarak metin analizleri yapılmış, 'Görsel Araçlar' ile haritalandırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda beş ana tema ve 25 alt tema elde edilmiştir. Araştırmanın nicel bulguları incelendiğinde, okul müdürleri ve öğretmenler yapay zekâ kavramını sıklıkla yüksek seviye teknoloji olarak tanımladıkları sonucuna varılmıştır. Ancak, yapılan görüşmelerde elde edilen veriler, yüksek seviye teknolojiden kasıtlarının insan benzeri robotlar olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma sonucuna göre, okul müdürleri ve öğretmenlerin yapay zekâ kavramını tanımlamaları ile cinsiyet, okul türü ve eğitim düzeyi değişkenleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkiye rastlanmazken, görev, yaş ve kıdem değişkenleri alt boyutlarında anlamlı ilişkiye rastlanmıştır. Yapay zekânın faydaları boyutunda elde edilen sonuçlar okul müdürleri öğretmenlerin yapay zekayı faydalı buldukları yönündedir. Analiz sonuçlarına göre, yapay zekânın faydalı olduğu görüşü yaş, kıdem değişkenleri ile anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılırken, cinsiyet, eğitim düzeyi, okul türü değişkenleri ile anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Okul müdürü ve öğretmenlerin yapay zekânın zararlarına ilişkin görüşleri incelendiğinde, yapay zekânın duygu yoksunu bir eğitim ortamına sebep olabileceği ve eğitimde etik boşluk yaratabileceği görüşünde olduklarını ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bulgular sonucunda cinsiyet, görev, okul türü değişkenleri ile yapay zekânın zararları boyutu arasında farklılığa rastlanmamıştır. Ancak, yaş, eğitim düzeyi ve kıdem değişkenleri ile ilişkiye rastlanmıştır. Nitel boyutta elde edilen verilerin analizi sonucunda ise beş ana tema elde edilmiştir. Bunlar: yapay zekânın anlamı, yapay zekanın kişide uyandırdığı duygular, yapay zekanın gerekliliği, yapay zekanın faydaları ve yapay zekanın mesleki riskleridir
  • Master Thesis
    Özel okullarda paydaş memnuniyeti
    (2022) İzmire, Gamze; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Devletin ve özel sektörün eğitim faaliyetlerinin maliyetlerini paylaşma ihtiyacı ve bu kapsamda sağlanan teşvikler ile özel şirketlerin sektöre artan ilgisi, özel eğitim kurumlarının gelişimini etkin bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ayrıca ülkenin hızlanan kentleşme süreci ve genel ekonomik kalkınması özel eğitim kurumlarının gelişimini desteklemektedir. Özel sektörün Türk eğitim sektörüne ilgisi 1985 yılında başlamış ve 2003 yılından itibaren bu alanda yatırımlar güçlenmiştir. Günümüzde eğitim alanlarına bakıldığında özel okulların sayısının artması söz konusu paydaşların sektöre gerek iş gören gerek işveren gerekse hizmeti alan rollerinde bakış açılarını ve tercihlerini değiştirmiştir. Sektörün ana paydaşları olarak veliler, öğretmenler ve yöneticiler tercih edecekleri özel okulları seçerken daha eleştirel davranmaları nedeniyle bu sektördeki rekabet yoğunlaşmıştır. Bu durum okulların veli, öğretmen ve yönetici memnuniyeti açısından dikkat etmeleri gereken faktörleri belirlemelerini gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul ilinde Anadolu yakasındaki özel okullarında öğrenim gören öğrencilerin velilerinin, özel okulda çalışan öğretmenlerin ve yöneticilerin memnuniyetlerini belirlemek amacıyla yapılan araştırmanın sonuçları paylaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirilerek gelecek çalışmalara ışık tutması açısından tez haline getirilmiştir. Bu çalışmada; İstanbul ilinde, dört farklı özel okuldan veli, öğretmen ve yöneticilerin memnuniyetlerinin ölçülmüştür. Çalışmada yöntem olarak olgu ve algıların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül şekilde ortaya konulmasına yönelik 'Nitel araştırma yöntemi' uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini, İstanbul il merkezinde Anadolu yakasında bulunan, araştırma için onay veren, dört farklı özel okuldan veliler, öğretmenler ve yöneticiler oluşturmaktadır. Çalışma grubu belirlenirken, amaca uygunluk yönü dikkate alınarak izin veren okullardan toplam 12 veli, 15 öğretmen ve 12 yönetici ile görüşmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmeler görüşme görüşmecilerin izni doğrultusunda ses kayıt cihazı kullanılmıştır. Bu ses kayıtları tek tek dinlenip yazılı metin haline getirilerek rapor haline getirilmeden önce görüşmecilerin onayı doğrultusunda araştırmada kullanılmıştır. Sorulara verilen cevaplar, katılımcıların kod isimleri kullanılarak çizelgeye ve MAXQDA 2020 programına aktarılmıştır. MAXQDA 2020 programına aktarılan görüşler içeriklerine göre analiz edilerek yorumlanmıştır.
  • Master Thesis
    Öğretmen algılarına göre okul yöneticilerinin kriz yönetme becerileri
    (2019) Akkuş, Yasin; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu çalışmamızda, kriz kavramının çeşitli kurumlar tarafından ele alınmış olmasının meydana getirmiş olduğu çeşitlilikten hareketle ve daha önceki bilgi birikimlerinden faydalanarak, okullar tarafından kriz kelimesi ve ana özellikleri, krizlere etkin bir müdahale amacıyla okullarda gerçekleştirilmiş olması gerekmekte olan hazırlık çalışmaları üstünde durulmuştur. Çalışmada Türkiye'de eğitim kurumlarında meydana gelen ve basına yansımakta olan hadiseler vasıtasıyla da krize yol açan sebepler üstünde belirlemeler yapılmış olmaktadır. Okul yönetimlerinin krizlere uygun olarak yapmış olduğu hazırlıkların arasında bir krize müdahale grubu kurmak ve onu büyütmek, müdahale planlarını hazırlayabilmek ve uygulayabilmek amacıyla da hazırlıklı bir durumda olması gerekli olduğu anlatılmıştır. Bu tür hazırlıkların kurumlara ait özel boyutları olduğu gibi, kapsamlıdır ve tüm kurumlarca paylaşılabilecek ortak boyutları da mevcuttur. Tekrar okulların krizlere müdahale planlaması ve uygulaması esnasında, yerel, bölgesel ve ulusal seviyedeki planlama ve uygulamaları göz önüne almış olan eşgüdümlü bir çalışma göstermiş olmaları da etkin bir kriz müdahalesi açısından zorunlu bir durumdur.
  • Doctoral Thesis
    Öğretmenlerin algılarına göre yönetici söylemleri ile öğretmenlerin örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişki
    (2022) Dinler, Caner; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu araştırmanın amacı, devlet ilkokul, ortaokul ve liselerinde görev yapan öğretmenlerin algılarına göre yönetici söylemleri ile öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarının düzeyini, öğretmen algılarının, öğretmenlerin bazı kişisel değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini belirlemek; yönetici söylemlerine ilişkin algılar ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi ve söylemlerin örgütsel bağlılığı ne kadar yordadığını ortaya koymaktır. Bu çalışma, genel tarama modellerinden tekil ve ilişkisel tarama modelleri olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın örneklemi farklı büyüklükteki 60 okulda görev yapan ve tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen 469 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler, örgütsel bağlılığı ölçmek için Allen ve Meyer (1990) tarafından geliştirilen; Meyer, Allen ve Smith (1993) tarafından yeniden gözden geçirilen, Dağlı, Elçiçek ve Han (2018) tarafından Türkçe'ye uyarlanan 'Örgütsel Bağlılık Ölçeği (ÖBÖ)' kullanılmıştır. Yönetici söylemlerini ölçmek için araştırmacı tarafından geliştirilen 'Yönetici Söylemleri Ölçeği' kullanılmıştır. Araştırma neticesinde ölçeklerden toplanan verilerin tümü, SPSS 21 paket programı ile çözümlenmiştir. Araştırma bulguları incelendiğinde yönetici söylemlerinin örgütsel bağlılığı yordadığı gözlenmiş olup, ilham verici yönetici söylemlerinin istatistiki olarak örgütsel bağımlılığı manidar bir biçimde etkilediği saptanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, yönetici söylemleri ile örgütsel bağlılık ve bu değişkenlerin alt boyutları arasında anlamlı ilişkiler olduğu saptanmıştır. Örgütsel bağlılık ile Yönetici Söylemleri Ölçeğinin ilham verici söylem alt boyutu arasında olumlu yönde orta düzeyde, eleştirel söylem ve ben dili boyutları arasında ise olumsuz yönde düşük düzeyde bir ilişkinin var olduğu saptanmıştır. Öğretmenlerin yönetici söylemlerine ilişkin algıları 'branş, medeni durum ve öğrenim durumu' değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği saptanmamıştır. Ayrıca çalışmaya katılan kadın katılımcıların eleştirel söylem düzeyleri erkek katılımcılara oranla daha yüksek olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarına ilişkin algıları 'cinsiyet, branş, medeni durum öğrenim durumu' değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği görülmektedir. Araştırma neticesinde gerçekleştirilen öğretmenlerin mesleki kıdemine göre örgütsel bağlılığa ilişkin betimsel istatistik bulguları sonucunda; 31-40 yaşındaki öğretmenlerin duygusal bağlılık düzeylerinin 41-50 yaş ve 50 yaş üzeri öğretmenlerin duygusal bağlılık düzeylerinden anlamlı bir biçimde daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Örgütsel bağlılığın genelinde ve normatif bağlılık boyutlarında 11-20 yıl kıdeme sahip öğretmenlerin ortalamaları 1-10 yıl kıdeme sahip öğretmenlerin ortalamalarından yüksek olduğu saptanmıştır. Duygusal bağlılık boyutunda ise 11-20 yıl kıdeme sahip öğretmenlerin ortalamalarının 30 ve üzeri kıdeme sahip öğretmenlerin ortalamalarından anlamlı bir biçimde yüksek olduğu saptanmıştır.
  • Master Thesis
    Öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzları ile öğrencilerin ders motivasyonları arasındaki ilişki: İstanbul Maltepe ilçesi örneği
    (2019) Bayer, Burak; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Motivasyon öğrenme sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Motivasyonu yeterli olmayan bir öğrencinin öğrenmeye kendisi hazır hissetmesi pek mümkün değildir. Öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzları de öğrencilerin motivasyonları olumu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Bu araştırmanın temel amacı, ilkokul öğrencilerinin ders motivasyon düzeyleri ile öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırmanın evrenini 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılında İstanbul ilinin Maltepe ilçesindeki özel ve resmi ilkokullarda öğrenim gören 4. sınıf öğrencileri ve bu sınıfların sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Evrendeki öğretmenlerin tamamı örneklem olarak seçilmiş ve evrende bulunan 196 sınıf öğretmeninden 104'üne anket uygulanmıştır. Öğrenci sayısı ise bu 104 sınıfta eğitim gören 4808 öğrenci arasından belirli bir formülle en az 356 olarak belirlenmiş ve 567 öğrenciye ulaşılmıştır. Okulların belirlenme sürecinde Maltepe ilçesindeki her mahalleden en az bir ilkokula gidilerek anketler uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kris tarafından hazırlanmış olan ve Ekici (2004) tarafından Türkçeye uyarlanan 'Sınıf Yönetimi Tarzı ölçeği' ile 1989 yılında Vallerand, Blais, Brière, ve Pelletier tarafından hazırlanmış ve Kara(2008) tarafından Türkçeye uyarlanmış olan 'Eğitimde Motivasyon ölçeği' kullanılmıştır. Ölçme araçlarından elde edilen veriler SPSS for Windows 17.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde aritmetik ortalama (X̄), bağımsız gruplar T-Testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Pearson Korelasyon analizinden faydalanılmıştır. Araştırmamdan elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucu: • Öğrencilerin genel ders motivasyonları hakkında büyük oranda 'Fikrim Yok' görüşünü belirttiği, • Öğrencilerin en yüksek motivasyona sahip olduğu alt boyutun İçsel Motivasyon, en düşük motivasyona sahip alt boyutun ise Motivasyonsuzluk Boyutu olduğu, • Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha fazla 'Evet' görüşünü belirttiği, • Resmi okullarda öğrenim gören öğrencilerin özel okullarda öğrenim gören öğrencilerden daha fazla 'Evet' görüşünü belirttiği, • Öğretmenlerin en çok tercih ettikleri sınıf yönetimi tarzının Takdir Edilen Sınıf Yönetimi Tarzı en az tercih ettikleri sınıf yönetimi tarzı ise Aldırmaz Sınıf Yönetimi Tarzı olduğu, • Öğretmenlerin cinsiyetleri ile sınıf yönetimi tarzları arasında bir ilişki olmadığı, • Öğretmenlerin çalıştıkları okul türü ile sınıf yönetimi tarzları arasında bir ilişki olmadığı, • Öğretmenlerin mesleki kıdemleri ile sınıf yönetimi tarzları arasında bir ilişki olmadığı, • Öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzlarıyla öğrencilerin genel ders motivasyonları arasında bir ilişki bulunmadığı ancak Aldırmaz Sınıf Yönetimi Tarzı ile ders motivasyonunun geneli arasında negatif bir zayıf ilişki bulunduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Motivasyon, Öğrenci Motivasyonu, Sınıf Yönetimi, Öğretmenlerin Sınıf Yönetimi Tarzları
  • Master Thesis
    Ortaöğretim düzeyinde görev yapan öğretmenlerin karara katılım durumları ve katılma isteklerinin incelenmesi
    (2022) Türkoğlu, Erol; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu çalışmada ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin okulda alınan kararlara katılma düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada, 'Karara Katılım Ölçeği' kullanılmıştır'. Ölçek iki bölümden oluşmaktadır, birinci bölümde öğretmenlerin kişisel özelliklerini belirlemek için yedi madde bulunmaktadır. İkinci bölümde ise 10'u öğretim alanında 17'si yönetim alanında olmak üzere 27 karar konusu bulunmaktadır. Kararlara katılma durumlarını ölçmek için 'soru 1' yer almaktadır, kararlara katılma isteklerini ölçmek için ise 'soru 2' yer almaktadır. Araştırmaya dahil olan öğretmenlerin, karara katılma durumları ve istekleri; cinsiyet, mesleki kıdem, bulunduğu okuldaki çalışan öğretmen sayısı, görev yapmakta oldukları okul türü, öğrenim düzeyi ve branş değişkenleriyle birlikte incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini, 2021–2022 eğitim öğretim yılında İstanbul ili Avrupa yakası Güngören, Küçükçekmece ve Sultangazi ilçelerinde liselerde görev yapan 3227 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Güngören, Küçükçekmece ve Sultangazi ilçeleri liselerinde görev yapan öğretmenlerden 'uygun örnekleme yöntemi' ile seçilen 161 erkek ve 212 kadın öğretmen olmak üzere toplam 373 öğretmen oluşturmaktadır. Toplanılan verilerin analizi 'SPSS' paket programı ile yapılmıştır. Araştırmada, aşağıdaki bulgular elde edilmiştir: Liselerde görev yapan öğretmenler, karara katılımlarını 'biraz' olarak belirtmişlerdir. Liselerde görev yapan öğretmenler karara katılıma isteklerini 'biraz' olarak belirtmişlerdir. Karara katılma durumu ve karara katılma isteği puanları arasında karara katılma isteği lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Öğretimsel karara katılma durumu ve yönetimsel karara katılma durumu puanları arasında öğretimsel karara katılma durumu lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Öğretimsel karara katılma durumu ve yönetimsel karara katılma isteği puanları arasında öğretimsel karara katılma isteği lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Karara katılma durumu puanlarının; cinsiyet, öğrenim durumu, mesleki kıdem ve okuldaki öğretmen sayısı değişkenlerine göre farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur. Karara katılma durumu puanlarının; branş ve okul türü değişkenine göre gruplar arası anlamlı fark bulunmuştur. Karara katılma isteği puanlarının; cinsiyet, öğrenim durumu, branş ve mesleki kıdeme göre farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur. Karara katılma isteği puanlarının; okul türü ve okulda çalışan öğretmen sayısı değişkenine göre gruplar arası anlamlı fark bulunmuştur.
  • Article
    Citation Count: 0
    High School Teachers' Burnout Levels
    (Nevzat Demirci, 2021) Yurttaş,T.; Koklu,M.; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    The purpose of this study is to determine the burnout levels of teachers according to the perceptions of teachers working in public high schools, and to reveal whether the perceptions of teachers differ significantly according to some personal characteristics of teachers and the characteristics of the school. The research is a study in general survey model. The study universe of the research, in the 2019-2020 academic year, the province of Istanbul; While the 2983 permanent high school teachers working in the state high schools in Beşiktaş, Beyoğlu, Şişli and Kağıthane districts were formed, the sample was made up of 358 teachers. "Maslach Burnout Inventory-Educator Form" was used as the data collection tool of the study. As a result of the research; from the lower dimensions of burnout. In the emotional exhaustion sub-dimension; It has been determined that teachers are rarely (sometimes very close to their level, (Equation presented)=1.58 ± 0.77) burnout. Teachers' perceptions show a statistically significant difference according to gender, professional seniority, and branch variables (p>0.05). In the desensitization sub-dimension; It turns out that teachers rarely show burnout ((Equation presented)=0.82 ± 0.65). Teacher perceptions show a statistically significant difference according to the variables of professional seniority, school type, number of students (p>0.05). In the personal success sub-dimension; It was determined that teachers were rarely in burnout ((Equation presented)=2.75 ± 0.54). Teachers' perceptions show a statistically significant difference according to number of children, and professional seniority variables (p>0.05). © Author(s) 2021 by the authors.
  • Master Thesis
    İlkokul ve ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin, öğretmenlerin stres düzeylerini etkileyen etkenlere ilişkin algıları
    (2019) Çidem, Arlin; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Araştırmanın amacı; İstanbul'un Fatih ilçesinin ilkokul ve ortaokullarında görev yapan öğretmenlerin, öğretmenlerin stres düzeyini etkileyen etkenlere ilişkin algılarını tespit etmek ve öğretmenlerin refahı ve verimli çalışmaları için stres düzeylerini olumsuz etkileyen etkenleri tespit edip, bu olumsuz etkenlerin giderilmesi için öneriler geliştirmektir. Bu araştırmanın çalışma evreni, 2018-2019 eğitim öğretim yılı bahar döneminde İstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan resmi ve özel ilkokullarında ve ortaokullarında görev yapan sınıf öğretmeni ve branş öğretmenlerinden (ilkokul branş öğretmenleri hariç) oluşmaktadır. Araştırma betimsel tarama ve anket modelinde şekillenmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; en fazla stres konusu olan boyut öğrencidir. Bunu sırasıyla meslek, okul, yönetim ve denetim izlemektedir. Öğretmen/öğretmen ilişkileri, kişilik ve müfredat ise en az strese neden olan boyutlardır. Toplam stres puanları mezuniyet, okul türü, statü, yaş, okulda çalışma süresi ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Öğrenci kaynaklı stres düzeyi okul türüne ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Kişilik kaynaklı stres puanları mezuniyet, okul türü gruplarına, yaş, mesleki kıdem ve mesleği isteyerek seçme durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Müfredat kaynaklı stres puanı okul türüne ve okulda çalışma süresine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Öğretmen/öğretmen kaynaklı stres puanı unvan, okul türü, statü, mesleki kıdem ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Yönetim/denetim kaynaklı stres puanı cinsiyet, okul türü, mesleği seçme nedenine ve statüye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Okul kaynaklı stres puanı mezuniyet, okul türü ve statüye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Meslek kaynaklı stres puanı mezuniyet, okul türü, statü, okulda çalışma süresi ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır (p<0.05). Anahtar Kelimeler: Öğretmen, Stres, Stres Faktörleri.