Köklü, Muharrem

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Muharrem Köklü
Muharrem KÖKLÜ
Köklü, M.
M., Köklü
Muharrem KOKLU
Koklu, M.
KÖKLÜ Muharrem
Köklü, Muharrem
Muharrem, Köklü
Koklu M.
Köklü M.
Muharrem Koklu
Köklü Muharrem
Koklu, Muharrem
KOKLU Muharrem
Koklu Muharrem
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
muharrem.koklu@okan.edu.tr
Main Affiliation
Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
Status
Website
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

20

Articles

3

Citation Count

0

Supervised Theses

17

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 20
  • Master Thesis
    Özel eğitim okullarında görev yapan eğitimcilerin mesleki benlik saygıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişki
    (2019) Ülger, Ahmed Akif; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu araştırmada, İstanbul ili Anadolu yakasında bulunan özel eğitim uygulama okullarında görev yapan eğitimcilerin mesleki benlik saygı düzeyleri ile örgütsel bağlılık düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma genel tarama modelinde olup betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma evrenini 2018-2019 eğitim öğretim yılında İstanbul ili Anadolu yakasında bulunan 24 özel eğitim uygulama okullarında görev yapan 341 eğitimcidir. Araştırmanın örneklemi, çalışma evreninin tamamında araştırmaya gönüllü katılan 200 eğitimciden oluşmaktadır. Araştırmada Örgütsel Bağlılık Ölçeği (Balay,2000) ile Mesleki Benlik Saygısı Ölçeği (Arıcak, 1999) olmak üzere 2 adet ölçek kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin analizinde SPSS 23 paket programından yararlanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde, cinsiyet değişkeni için grup normal dağılım gösterdiğinden dolayı Bağımsız Gruplar t-Testi uygulanmıştır. Yaş, kıdem ve öğrenim durumu değişkenleri için grup normal dağılım gösterdiğinden dolayı Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Mesleki Benlik Saygıları ile Örgütsel Bağlılıkları arasında ilişkiyi belirlemek için Parson Çarpım Momentleri korelasyonu hesaplanmıştır. Test sonuçları p≤0,05 hata düzeyinde yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda, eğitimcilerin mesleki benlik saygı düzeyleri ile örgütsel bağlılık düzeylerinin orta düzeyde olduğu ve arasında anlamlı bir ilişki olmadığı, eğitimcilerin mesleki benlik saygı düzeylerinin, örgütsel bağlılığın alt boyutları olan uyum, özdeşleşme ve içselleştirme boyutları ile de anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda eğitimcilerin yaş, cinsiyet, kıdem ve öğrenim durumlarının, eğitimcilerin hem mesleki benlik saygı düzeyleri hem de örgütsel bağlılık düzeyleri ile de anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır. Anahtar kelimeler: Özel eğitim okulu, mesleki benlik saygısı, örgütsel bağlılık
  • Master Thesis
    Özel ilköğretim okullarında çalışan öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeylerinin incelenmesi
    (2019) Aliustaoğlu, Sezin; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Günümüzde hızla gelişen rekabet ortamında örgütlerin ayakta kalması, çalışanların performansları ile ilişkilidir. Örgütlerine yüksek bağlılık gösteren çalışanlar, örgütlerinin amaçlarını içselleştirerek, örgütün başarısı için ellerinden gelenin en iyisini yapar ve örgütlerinde kalmak isterler. Özellikle özel okullarda gözlemlenen öğretmenlerin yeni iş arayışı içinde olmalarından yola çıkılarak yapılan bu çalışmada, özel ilköğretim okullarında çalışan öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeylerini belirlemeye yöneliktir. Araştırmaya İstanbul ili Üsküdar, Kadıköy ve Ümraniye'deki özel okullarda görev yapan 364 öğretmen katılmıştır. Çalışmada, Meyer ve Allen (1990) tarafından geliştirilen ve Wasti (2000) tarafından Türkçe 'ye çevrilen 'Örgütsel Bağlılık Ölçeği' kullanılmıştır. Verilerin analiz edilmesinde SPSS 22 programı kullanılmıştır. Katılımcıların genel ve alt boyutlarda örgütsel bağlılığa ilişkin görüşlerinin analizi için aritmetik ortalama hesaplaması yapılmıştır. Öğretmenlerin örgütsel bağlılığa ilişkin görüşlerinin cinsiyet, çalıştıkları okul düzeyi ve öğrenim düzeylerine göre karşılaştırılmasında bağımsız T-testi uygulanırken; branş ve mesleki kıdemlerine göre karşılaştırılmasında Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) testi uygulanmıştır. Öğretmenlerin örgütsel bağlılığa ilişkin görüşlerinin görev yaptıkları okuldaki kıdemlerine karşılaştırılmasında ise grup normal dağılım göstermediği için Kruskal-Wallis testi uygulanmıştır. Yapılan analizlerde anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda, öğretmenlerin duygusal ve normatif bağlılık alt boyutlarında 'katılıyorum' düzeyinde bağlılık gösterdikleri sonucuna ulaşılırken, devam bağlılığı ve genel düzeyde 'kararsızım' düzeyinde bağlılık gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin örgütsel bağlılığa ilişkin görüşlerini cinsiyet, branş, çalıştıkları okul düzeyi ve öğrenim düzeylerine göre anlamlı farklılık göstermezken; okul kıdemleri ve mesleki kıdemlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Master Thesis
    Özel eğitim alanında çalışan öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin incelenmesi
    (2019) Kaya, Burcu; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Yaşıtlarına göre gelişimi yavaş olan çocukların eğitilmesi ve topluma uyum sağlayabilmesini içeren bir eğitim türü olarak özel eğitim çocuğun ailesinin yanı sıra öğretmenleri için zorlu süreçler içermektedir. Özel eğitim alanında çalışan öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin belirlenmesi, bu araştırmanın temel amacı olarak belirlenmiştir. Öğretmenlerin fiziksel tükenme, duygusal tükenme, zihinsel tükenme durumlarının açıklanması ise alt amaçlar kapsamında yer almaktadır. Genel tarama modelinde olan bu çalışmada literatür taraması ve ölçek uygulaması yapılmıştır. Ölçek uygulaması gereğince İstanbul ili Eyüpsultan ilçesindeki okullarda görev yapan 142 öğretmene ölçek uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, özel eğitim alanında çalışan öğretmenlerin genel olarak 'biraz' düzeyinde (=2,63±0,38) tükenmişlik düzeyine sahip oldukları belirlenmiştir. Öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri üzerinde yaş, cinsiyet, çalışılan kurum türü, özel eğitim alanında çalışma süresi değişkenlerinin etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Özel eğitim, Öğretmen, Tükenmişlik.
  • Master Thesis
    60-72 aylık 1. sınıf öğrencilerinin okula hazır bulunuşluk düzeylerinin belirlenmesi (Öğretmen görüşlerine göre)
    (2015) Çakıcı, Mahmut; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Her çocuk birbirinden farklı olduğu gibi, çocukların okula hazır bulunuşlukları da farklıdır. Çocuğun okula başlaması konusunda karar verirken takvim yaşının yanında bilişsel, dil, motor, öz bakım, sosyal ve duygusal gelişim alanlarının yeterliliği de dikkate alınmalıdır. Çocukların gelişim özelliklerini ilgilerini, ihtiyaçlarını, yeteneklerini ve çevre şartlarını bilmek ve karşılaştıkları problemler hakkında fikir sahibi olmak çocuğun okula uyumu açısından önemlidir. Okula başlama, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir hazırbulunuşluk gerektirir. Çocuk okul yaşamına girmeye hazır olmalıdır. Okul yaşamına hazırlıklı olma, olgunlaşma ve öğrenme süreçlerinin bir sonucudur. Bu araştırmada 2012-2013 eğitim-öğretim yılında yürürlüğe giren 4+4+4 eğitim sisteminin getirdiği yeniliklerden biri olan çocukların ilkokula başlama yaşının veli isteği ile 60 aya kadar düşürülmesinin ortaya çıkardığı sonuçlar belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma 60-72 aylık öğrencilerin aynı sınıf ortamında bulunmaları ve bunlardan doğan problemlerin belirlenmesi doğrultusunda nelerin etkin olarak yapılacağını bilmek açısından önemlidir. Bu araştırmanın amacı, 60-72 aylık ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin okula hazır bulunuşlukları ile ilgili öğretmen görüşlerini belirlemek; bu öğretmen görüşlerinin öğretmenlerin bazı değişkenlerine göre, anlamlı farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bu araştırmaya İstanbul ili, Maltepe, Kartal ve Tuzla ilçelerindeki resmi ilkokullarda görev yapmakta olan birinci sınıf öğretmenleri katılmıştır. İlk olarak İstanbul ili, Maltepe, Kartal ve Tuzla ilçelerinde 52 (elli iki) devlet okulu random yoluyla belirlenmiş, bu okullarda görevli 317 birinci sınıf öğretmenine anket uygulanmıştır. Toplanan anketlerden on iki anket, hatalı doldurulmuş olmalarından dolayı, değerlendirme dışında tutulmuştur. Böylece 305 öğretmen araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Bu çalışmanın sonuçlarında 60-72 aylık ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin okula hazır bulunuşlukları, bilişsel gelişim alanına göre ortalaması bazen, dil gelişimi alanına göre ortalaması bazen, motor gelişimi alanına göre ortalaması çoğunlukla, öz bakım gelişim alanına göre ortalaması bazen ve sosyal, duygusal gelişim alanına göre ortalaması da bazen düzeyinde olmuştur. Böylece öğretmenler beş gelişim alanına göre bu yaş grubu öğrencilerinin yetersiz olduğu belirtmişlerdir. Tüm gelişim alanlarda erkek öğretmenler bayan öğretmenlere göre daha olumlu görüş bildirmişlerdir. Kıdemli öğretmenler yeni öğretmenlere göre öğrenciyi daha iyi gözlemlemektedirler. Kıdemli öğretmenlerin deneyimlerinden dolayı bu durumu daha iyi gözleyerek bu yönde görüş belirtmişlerdir. Alt amaçlara göre elde edilen bu sonuçlarda, öğretmenlerin değerlendirmelerine göre 60-72 aylık 1.sınıf öğrencilerinin hazır bulunuşlukları, 'bazen' düzeyinde olduğu belirlenmiştir.
  • Doctoral Thesis
    Öğretmenlerin karara katılma durumu ve katılma isteği ile örgütsel yabancılaşma düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (2022) Acarbay, Faika Yelda; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Araştırmanın amacı, okullarda öğretmenlerin karara katılma durumu ve isteği ile örgütsel yabancılaşma düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu araştırma nicel araştırma yöntemlerinden genel tarama yöntemi ile tasarlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, İstanbul ili Avrupa yakasındaki liselerde görev yapan 477 öğretmen oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında, 'Karara Katılım Ölçeği', 'Örgütsel Yabancılaşma Ölçeği‟ ve demografik özelliklerden oluşan bir bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde istatistiksel yöntemler olarak frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma kullanılmıştır. Değişkenler arasında farklılığı ortaya koyabilmek için ikili karşılaştırmalarda t-Testi, ikiden fazla değişken gruplarının karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırmada değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla korelasyon analizinden, bağımlı değişkenin bağımsız değişkeni yordama düzeyini belirlemek için de regresyon analizinden yararlanılmıştır. 'Karara Katılım Ölçeği' içinde öğretmenlerin kararlara katılma durumları ve karara katılma isteklerine ilişkin algılarını saptamaya yönelik dört soru ve bu dört sorunun her birinin altında Hiç (1), Biraz (2), Oldukça (3) ve Çok (4) seçeneklerini içeren dörtlü bir ölçek yer almıştır. Bu araştırmada öğretmenlerin katılma durumlarını ve katılma isteklerini ölçmek amacıyla düzenlenen sorular kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin okullarda öğretim kararlarına katılma durum düzeyleri 'Biraz', öğretim kararlarına katılma istekleri ise 'Çok' seçeneklerinde; yönetim kararlarına katılma durum düzeyleri ise 'Biraz', yönetim kararlarına katılma istek düzeyleri de 'Çok' seçeneklerinde yoğunlaşmıştır. Öğretmenlerin okullarda öğretim kararlarına katılma durumlarına göre katılma istekleri, yönetim kararlarına katılma durumlarına göre de katılma istekleri anlamlı bulunmuştur. Öğretmenlerin karara katılma durumlarında cinsiyete göre; kadınların ortalaması erkeklerin ortalamasından anlamlı şekilde yüksektir. Araştırma sonucunda, yabancılaşma ölçeği toplam puanlarına göre öğretmenlerin 'nadiren' örgütsel yabancılaşma yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Yabancılaşma düzeyinin en fazla görüldüğü boyutlar sırasıyla; 'kuralsızlık, yalıtılmışlık, kendine yabancılaşma, güçsüzlük ve anlamsızlık' olarak tespit edilmiştir. Cinsiyete göre; yapılan analiz sonucunda güçsüzlük, kuralsızlık ve kendine yabancılaşma alt boyutlarında farklılıklar anlamlı bulunurken anlamsızlık, yalıtılmışlık alt boyutları ile ölçek toplam puanları için erkeklerin ortalaması kadınlardan anlamlı şekilde yüksek olduğu tespit edilmiştir. Okul statüsüne göre; yabancılaşma ölçeği güçsüzlük, anlamsızlık, kuralsızlık yalıtılmışlık, kendine yabancılaşma alt boyutları ve ölçek toplam puanı için resmi okulların ortalaması özel okul ortalamasından anlamlı şekilde yüksek olduğu belirlenmiştir. Analizler sonucunda karara katılma ölçeği durum toplam puanları ile yabancılaşma ölçeği tüm alt boyutları ve ölçek toplam puanları arasında negatif yönlü; karara katılma ölçeği öğretimsel karara katılma durum puanları ile yabancılaşma ölçeği tüm alt boyutları ve ölçek toplam puanları arasında negatif yönlü; karara katılma ölçeği yönetimsel karara katılma durum puanları ile yabancılaşma ölçeği tüm alt boyutları ve ölçek toplam puanları arasında negatif yönlü anlamlı ilişkiler saptanmıştır. Bu arastırma sonucunda, karara katılımın örgütsel yabancılaşmanın yordayıcısı olduğu tespit edilmiştir.
  • Master Thesis
    Öğretmenlerinin algıladıkları mobbing düzeyleri ile yöneticilerin liderlik stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (2022) Kayıkçı, Serap; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu araştırmanın amacı, okul öncesi ve ilköğretim sınıf öğretmenlerin algıladıkları mobbing düzeyleri ile yöneticilerin liderlik stilleri arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırmada genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Düzce ilinde 2019-2020 eğitim öğretim yılı içerisinde MEB'e bağlı okullarda 647 ilköğretim sınıf öğretmeni ve 215'i okul öncesi okullarında görev yapan öğretmen olmak üzere toplam 862 öğretmenden oluşturmaktadır. Buna göre; 266 öğretmen araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak; okul yöneticilerinin liderlik stillerini belirlemek için, 'Çok Faktörlü Liderlik Ölçeği' ve öğretmenlerin algıladıkları mobbing düzeylerini ölçmek için ise 'Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeği' kullanılmıştır. Araştırmada verilerin analizi SPSS 22.00 Programı ile yapılmış olup, normal dağılım özelliği gösteren değişkenlerde t testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre liderlik stillerinden dönüşümcü liderlik ile etkileşimci liderlik arasında anlamlı bir ilişki vardır. Okul müdürleri dönüşümcü liderlik davranışlarını daha fazla gerçekleştirmektedirler. Örgüt içerisinde öğretmeler 'bazen' yıldırmaya maruz kalmaktadırlar. Yıldırma ölçeğinin yaş gruplarına, cinsiyete ve medeni duruma göre değişimine baktığımızda ise cinsiyete göre anlamlı bir fark göstermezken; yaş gruplarına ve medeni duruma ilişkin algıları arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır. Yaş gruplarında mesleki uygulamaların engellenmesi, medeni durumda ise potansiyelin engellenmesi alt boyutu yıldırmanın birer anlamlı yordayıcısı olmuştur. Yıldırma ölçeği eğitim durumlarına göre anlamlı ilişki gösterirken hizmet süreleri ve branş değişkeninde anlamlı bir ilişki göstermemektedir
  • Master Thesis
    Öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzları ile öğrencilerin ders motivasyonları arasındaki ilişki: İstanbul Maltepe ilçesi örneği
    (2019) Bayer, Burak; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Motivasyon öğrenme sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Motivasyonu yeterli olmayan bir öğrencinin öğrenmeye kendisi hazır hissetmesi pek mümkün değildir. Öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzları de öğrencilerin motivasyonları olumu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Bu araştırmanın temel amacı, ilkokul öğrencilerinin ders motivasyon düzeyleri ile öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırmanın evrenini 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılında İstanbul ilinin Maltepe ilçesindeki özel ve resmi ilkokullarda öğrenim gören 4. sınıf öğrencileri ve bu sınıfların sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Evrendeki öğretmenlerin tamamı örneklem olarak seçilmiş ve evrende bulunan 196 sınıf öğretmeninden 104'üne anket uygulanmıştır. Öğrenci sayısı ise bu 104 sınıfta eğitim gören 4808 öğrenci arasından belirli bir formülle en az 356 olarak belirlenmiş ve 567 öğrenciye ulaşılmıştır. Okulların belirlenme sürecinde Maltepe ilçesindeki her mahalleden en az bir ilkokula gidilerek anketler uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kris tarafından hazırlanmış olan ve Ekici (2004) tarafından Türkçeye uyarlanan 'Sınıf Yönetimi Tarzı ölçeği' ile 1989 yılında Vallerand, Blais, Brière, ve Pelletier tarafından hazırlanmış ve Kara(2008) tarafından Türkçeye uyarlanmış olan 'Eğitimde Motivasyon ölçeği' kullanılmıştır. Ölçme araçlarından elde edilen veriler SPSS for Windows 17.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde aritmetik ortalama (X̄), bağımsız gruplar T-Testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Pearson Korelasyon analizinden faydalanılmıştır. Araştırmamdan elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucu: • Öğrencilerin genel ders motivasyonları hakkında büyük oranda 'Fikrim Yok' görüşünü belirttiği, • Öğrencilerin en yüksek motivasyona sahip olduğu alt boyutun İçsel Motivasyon, en düşük motivasyona sahip alt boyutun ise Motivasyonsuzluk Boyutu olduğu, • Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha fazla 'Evet' görüşünü belirttiği, • Resmi okullarda öğrenim gören öğrencilerin özel okullarda öğrenim gören öğrencilerden daha fazla 'Evet' görüşünü belirttiği, • Öğretmenlerin en çok tercih ettikleri sınıf yönetimi tarzının Takdir Edilen Sınıf Yönetimi Tarzı en az tercih ettikleri sınıf yönetimi tarzı ise Aldırmaz Sınıf Yönetimi Tarzı olduğu, • Öğretmenlerin cinsiyetleri ile sınıf yönetimi tarzları arasında bir ilişki olmadığı, • Öğretmenlerin çalıştıkları okul türü ile sınıf yönetimi tarzları arasında bir ilişki olmadığı, • Öğretmenlerin mesleki kıdemleri ile sınıf yönetimi tarzları arasında bir ilişki olmadığı, • Öğretmenlerin sınıf yönetimi tarzlarıyla öğrencilerin genel ders motivasyonları arasında bir ilişki bulunmadığı ancak Aldırmaz Sınıf Yönetimi Tarzı ile ders motivasyonunun geneli arasında negatif bir zayıf ilişki bulunduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Motivasyon, Öğrenci Motivasyonu, Sınıf Yönetimi, Öğretmenlerin Sınıf Yönetimi Tarzları
  • Master Thesis
    İlkokul ve ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin, öğretmenlerin stres düzeylerini etkileyen etkenlere ilişkin algıları
    (2019) Çidem, Arlin; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Araştırmanın amacı; İstanbul'un Fatih ilçesinin ilkokul ve ortaokullarında görev yapan öğretmenlerin, öğretmenlerin stres düzeyini etkileyen etkenlere ilişkin algılarını tespit etmek ve öğretmenlerin refahı ve verimli çalışmaları için stres düzeylerini olumsuz etkileyen etkenleri tespit edip, bu olumsuz etkenlerin giderilmesi için öneriler geliştirmektir. Bu araştırmanın çalışma evreni, 2018-2019 eğitim öğretim yılı bahar döneminde İstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan resmi ve özel ilkokullarında ve ortaokullarında görev yapan sınıf öğretmeni ve branş öğretmenlerinden (ilkokul branş öğretmenleri hariç) oluşmaktadır. Araştırma betimsel tarama ve anket modelinde şekillenmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; en fazla stres konusu olan boyut öğrencidir. Bunu sırasıyla meslek, okul, yönetim ve denetim izlemektedir. Öğretmen/öğretmen ilişkileri, kişilik ve müfredat ise en az strese neden olan boyutlardır. Toplam stres puanları mezuniyet, okul türü, statü, yaş, okulda çalışma süresi ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Öğrenci kaynaklı stres düzeyi okul türüne ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Kişilik kaynaklı stres puanları mezuniyet, okul türü gruplarına, yaş, mesleki kıdem ve mesleği isteyerek seçme durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Müfredat kaynaklı stres puanı okul türüne ve okulda çalışma süresine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Öğretmen/öğretmen kaynaklı stres puanı unvan, okul türü, statü, mesleki kıdem ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Yönetim/denetim kaynaklı stres puanı cinsiyet, okul türü, mesleği seçme nedenine ve statüye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Okul kaynaklı stres puanı mezuniyet, okul türü ve statüye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır. Meslek kaynaklı stres puanı mezuniyet, okul türü, statü, okulda çalışma süresi ve mesleği seçme nedenine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır (p<0.05). Anahtar Kelimeler: Öğretmen, Stres, Stres Faktörleri.
  • Article
    Yönetici Söylemleri: Bir Envanter Geliştirme Çalışması
    (2024) Dinler, Caner; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Söylem, bir inşa etme, yeniden inşa etme ve anlamlandırma eylemidir. Hakikat söylemle şekillenmekte ve inşa edilmektedir. Bireyin söylemlerine baktığımızda inşa ettiği dünyayı da görebiliriz. Zira, bireyin söylemleri eşya ve tabiatı nasıl anlamlandırdığını yansıtmaktadır. Örgütsel yaşamın da önemli bir parçası olan söylem, örgütsel gerçekliğin inşasındaki önemli unsurların başında gelmektedir. Zira, örgütler, söylem pratiklerinde inşa edilmektedir (Mayr, 2008, s. 5). Bu bağlamda, bu araştırmada yönetici söylemlerini tespit etmeyi hedefleyen bir envanterin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu MEB'de görev yapan öğretmenlerden oluşmaktadır. Araştırmada envanterin yapı geçerliği açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiş, 327 öğretmen ile “açımlayıcı faktör analizi” ve 469 öğretmen ile “doğrulayıcı faktör analizi” yapılmıştır. Uygulanan faktör analizleri neticesinde envanterin, “İlham Verici Söylem”, “Eleştirel Söylem” ve “Ben Merkezli” olmak üzere 3 boyut ve 34 maddeden meydana gele bir yapıyı ortaya koyduğu görülmüştür. Bu üç faktör ile açıklanan toplam “varyans oranı” %74.24 olduğu görülmüş olup ayrıca bu yapı “Doğrulayıcı Faktor Analizi” ile de doğrulanmıştır. Envanterin “DFA analizi” soncunun uyum değerleri, x2/sd = 3.8, RMSEA=.07, NNFI=.90; CFI=.93, RMR=.07; GFI=.79, NFI=.90, IFI=.93 ve AGFI=.76 olduğu görülmüştür. Envanterin, pilot uygulaması ardından yapılan güvenirlik analizi neticesinde, Envanterin “Cronbach Alfa” değerinin .89 olduğu görülmüştür. Envanterin alt boyutları değerlerine ilişkin güvenirlik sonuçları ise ilham verici söylem boyutunun α=.98, eleştirel söylem boyutunun α=.96, ben merkezci boyutunun ise α=.96 olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca DFA için 469 katılımcıdan elde edilen verilerle yapılan “güvenirlik analizi”nde ise, Yönetici Söylemleri Envanterinin “Cronbach Alfa” değeri .89 olarak bulunmuştur. Envanterin alt boyutları güvenirlik değerleri; ilham verici söylem alt boyutu α=.98, eleştirel söylem alt boyutu α=.96, ben merkezci alt boyutu α=.96 olduğu görülmüştür. Araştırma neticesinde çalışanların yöneticilerin söylemlerine yönelik algılarını ölçmek için kullanılabilecek “geçerli ve güvenilir” veriler elde etmeye yönelik bir envanter geliştirilmiştir.
  • Doctoral Thesis
    Lise müdürleri ve öğretmenlerinin eğitimde yapay zekâ kullanılmasına ilişkin görüşleri
    (2023) Dülger, Eda Demir; Köklü, Muharrem; Eğitim Bilimleri / Educational Sciences
    Bu araştırmanın amacı, resmi liselerde görev yapan öğretmenlerin eğitimde yapay zekâ kullanımına ilişkin görüşlerinin belirlenmesidir. Bu çalışma, 'Lise okul müdürleri ve öğretmenlerin Eğitimde Yapay Zekâya İlişkin Görüşlerini' incelemeye yönelik nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma yöntem araştırması olarak tasarlanmıştır ve araştırmada açımlayıcı sıralı desen tercih edilmiştir. Bu desende ilk aşamada nicel yöntemle toplanan veriler çözümlenir, ikinci aşamada ise nitel yöntemle toplanan veriler ile desteklenerek açıklanır (Creswell, 2003). Bu desenin genel amacı, nitel veriler ile nicel verilerin arasındaki ilişkileri açıklamaktır. Araştırmanın nicel boyutunda, araştırmanın amacına uygun olarak okul müdürlerinin ve öğretmenlerin 'eğitimde yapay zeka kullanımına ilişkin görüşlerini' incelemek için genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi İstanbul, Anadolu yakasında 7 ilçedeki liselerde görev yapan toplamda 503 okul müdürü ve öğretmenden oluşmaktadır. Nicel veriler, okul müdürleri ve öğretmenlerin görüşlerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen 'Eğitimde Yapay Zekâ Görüş Ölçeği' ile elde edilmiştir. Araştırma neticesinde ölçeklerden toplanan verilerin tümü, SPSS 21 paket programı ile çözümlenmiştir. Nitel boyutta ise, nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Olgubilim deseni farkında olduğumuz, ancak derinlemesine ve ayrıntılı bir anlayışa sahip olmadığımız olgulara odaklanmaktadır. Bize tümüyle yabancı olmayan, aynı zamanda da tam anlamını kavrayamadığımız olguları araştırmayı amaçlayan çalışmalar için olgubilim uygun bir araştırma zemini oluşturur (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Nitel boyut kapsamında yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler, 7 okul müdürü ve 7 öğretmen ile gerçekleştirilmiş ve MAXQDA 22-Hiyerarşik Kod-Alt Kod Modeli kullanılarak metin analizleri yapılmış, 'Görsel Araçlar' ile haritalandırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda beş ana tema ve 25 alt tema elde edilmiştir. Araştırmanın nicel bulguları incelendiğinde, okul müdürleri ve öğretmenler yapay zekâ kavramını sıklıkla yüksek seviye teknoloji olarak tanımladıkları sonucuna varılmıştır. Ancak, yapılan görüşmelerde elde edilen veriler, yüksek seviye teknolojiden kasıtlarının insan benzeri robotlar olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma sonucuna göre, okul müdürleri ve öğretmenlerin yapay zekâ kavramını tanımlamaları ile cinsiyet, okul türü ve eğitim düzeyi değişkenleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkiye rastlanmazken, görev, yaş ve kıdem değişkenleri alt boyutlarında anlamlı ilişkiye rastlanmıştır. Yapay zekânın faydaları boyutunda elde edilen sonuçlar okul müdürleri öğretmenlerin yapay zekayı faydalı buldukları yönündedir. Analiz sonuçlarına göre, yapay zekânın faydalı olduğu görüşü yaş, kıdem değişkenleri ile anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılırken, cinsiyet, eğitim düzeyi, okul türü değişkenleri ile anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Okul müdürü ve öğretmenlerin yapay zekânın zararlarına ilişkin görüşleri incelendiğinde, yapay zekânın duygu yoksunu bir eğitim ortamına sebep olabileceği ve eğitimde etik boşluk yaratabileceği görüşünde olduklarını ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bulgular sonucunda cinsiyet, görev, okul türü değişkenleri ile yapay zekânın zararları boyutu arasında farklılığa rastlanmamıştır. Ancak, yaş, eğitim düzeyi ve kıdem değişkenleri ile ilişkiye rastlanmıştır. Nitel boyutta elde edilen verilerin analizi sonucunda ise beş ana tema elde edilmiştir. Bunlar: yapay zekânın anlamı, yapay zekanın kişide uyandırdığı duygular, yapay zekanın gerekliliği, yapay zekanın faydaları ve yapay zekanın mesleki riskleridir