Yürügen, Birsen

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Yürügen, Birsen
Yurugen, B.
Birsen YÜRÜGEN
B., Yürügen
Yürügen Birsen
Birsen, Yürügen
Yürügen, B.
Birsen Yurugen
YÜRÜGEN Birsen
Yurugen B.
Yürügen B.
Birsen Yürügen
YURUGEN Birsen
Yurugen, Birsen
Yurugen Birsen
Birsen YURUGEN
Job Title
Prof.Dr.
Email Address
birsen.yurugen@okan.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

23

Articles

1

Citation Count

55

Supervised Theses

20

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 23
  • Article
    Citation Count: 46
    Effects on caregiver burden of education related to home care in patients undergoing hemodialysis
    (Wiley, 2013) Mollaoglu, Mukadder; Yürügen, Birsen; Kayatas, Mansur; Yurugen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Caring for a patient undergoing hemodialysis is highly stressful and can negatively affect a caregiver's physical and psychological well-being. This study was conducted to examine the effect of educational support concerning caregiver burden and given to the caregivers of hemodialysis patients. This experimental study was performed with 122 caregivers. Patients' data were collected by means of Personal Information Form and Zarit Caregiver Burden Scale (ZCBS). Characteristics of caregivers of hemodialysis patients were analyzed descriptively in terms of frequencies and percentages for categorical data, means, and standard deviations. Mann-Whitney U test, Kruskall-Wallis test, and percentages were used in the data analysis. The mean ZCBS score was 52.1 +/- 8.6 (range, 0-88). Among the caregivers, the mean score of the ZCBS was significantly higher in women, single, young, family relatives as daughter/sister/brother/daughter-in-law and town/district, high educational level (P<0.05). Moreover, the mean score of the ZCBS was significantly higher in caregivers who have health problems/diseases. In addition, this study explored the educational needs of home-based such as nutrition (35.2%), dialysis (27.8%), fistula care (20.4%), catheter care (18.8%), the information about chronic kidney disease (18.0%), blood pressure (17.2%), weight control (17.2%), hygiene (3.1%), and travel/exercise (6.5%). The post-educational mean scores (55.0 +/- 7.6) of caregiver burden were observed to be lower than the pre-educational scores (43.9 +/- 5.2), and the difference was found to be statistically significant. The home-based educational program demonstrated a decrease in the burden of hemodialysis caregivers.
  • Master Thesis
    Diyaliz hemşirelerinin iş gücü verimliliğini etkileyen faktörler
    (2016) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Sağlık hizmetlerinde yaşanan yapısal ve teknik değişimler, gelişmeler ile bu değişimlere uyma zorunluluğu, yöneticilerin önemli görev ve sorumluluklarından birisidir. Hemşirelik hizmetleri; hem sağlık ekibi içerisindeki rolü, hem de hastanelerin kaliteli hizmet sunma başarısındaki etkileri gereği önemli bir konuma sahiptir. Bu da tüm sağlık sektöründe hemşirelik hizmetlerinin verimli ve etkin bir şekilde kullanılması zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Hemşirelik hizmetlerinde, istenen verimliliğin elde edilebilmesi için mevcut sorunların belirlenmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir. Araştırma, Denizli ilindeki diyaliz merkezlerindeki hemşirelerin iş gücü verimliliğine etki eden faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak gerekli izinler alınarak 74 hemşirenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın veriler, demografik özellikleri ve profesyonel işlevleri içeren bir anket uygulanarak toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak,hemşirelerin tanıtıcı ve mesleki özelliklerini içeren bilgi formu ile iş gücü verimliliğine ilişkin 77 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır.Verilerin istatistiksel analizi SPSS Windows 22 paket programı dahilinde ANOVA tek yönlü varyans analizi ve t-Testi,ki-kare testi, sayı ve yüzdeler kullanılarak yapılmıştır(ki kare<0,05). Çalışma sonuçları değerlendirildiğinde; çalışmaya katılanların %90,4'ü ücret artışı sağlanması ve eşit işe eşit ücret uygulanmasının işgücü verimliliğini artıracağını düşündüklerini belirtmişlerdir.Bu sonuçlara göre, diyaliz hemşirelerinin işgücü verimliliğini etkileyen en önemli faktörün ücret faktörü olduğu belirlenmiştir. Personel eksikliği, çalışanların işgücü verimliliğini olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak hemşirelerin; ücret artışı,terfi sisteminde liyakate önem verilmesi,eleman ihtiyacının karşılanması,motivasyon arttırıcı önlemler alınması,çalışma koşullarının ve ortamının iyileştirilmesi gibi konuların işgücü verimliliklerini arttırmada önemli buldukları saptanmıştır.
  • Master Thesis
    Tip 2 diyabetli hastalarda algılanan aile desteğinin değerlendirilmesi
    (2017) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Tip 2 diyabet, ömür boyu devam eden, zorunlu yaşam biçimi değişikliklerine neden olan, birey dışında aileyi de etkileyen bir metabolizma hastalığıdır. Bu yüzden diyabet bakım sürecinde aile de rol almaktadır. Bu çalışmanın amacı; tip 2 diyabetli hastalarda algılanan aile desteğinin değerlendirilmesidir. Araştırma tanımlayıcı tipte olup, Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi'nde yatarak veya ayaktan tedavi gören, 40 yaş ve üzeri olan 121 tip 2 diyabetli birey ile 2016 Aralık - 2017 Nisan tarihleri arasında yürütüldü. Araştırmaya alınacak hastalara önce Bilgilendirilmiş Onam Formu dolduruldu. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu ve Hensarling Diyabet Aile Destek Ölçeği kullanıldı. Veri toplamada yüzyüze görüşme tekniği kullanıldı. Verilerin istatistiksel analizinde; sayı, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, Kruskal Whallis Testi ve Man Whitney-U Testi kullanıldı. Araştırma örneklemini oluşturan 121 hastanın %72,7'si kadın, %27,3'ü erkektir. Olguların yaş ortalaması 56,47±10,16 yaş olarak bulundu. Diyabetlilerin %86,8'i evli olup eş ve çocukları ile yaşadığı görüldü. Diyabette en çok destek veren kişinin bireyin eşi olduğu bulundu. Olguların çoğunun diyabet eğitimi aldığı ve diyabet eğitimi alanlarda aile destek algısı yüksek olduğu saptandı. Hastaların diyabet eğitimini, çoğunlukla diyabet eğitim hemşiresinden aldığı görüldü. Eğitim düzeyi yüksek olan bireylerde aile destek algısı yüksek olarak tespit edildi. Diyabette tanı alma süreleri ortalama olarak 8,48±6,22 yıl olarak belirlendi. Ailede başka diyabet hastası olma durumu aile destek algısını yükseltti. Aile destek algısı puanlamada beş üzerinden ortalama üç buçuk olarak belirlendi. Sosyo-ekonomik durumu iyi olan bireylerde aile destek algısı yüksek bulundu. Buna göre; diyabet bakımında ailede en çok desteği veren kişinin belirlenmesinin gerekliliği, diyabet hastasının eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik durumu, diyabete eşlik eden başka hastalık olma durumu belirlenip hastaya özel bakım ve eğitim programı geliştirilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Tip 2 diyabet, Algı, Aile, Destek.
  • Master Thesis
    Kanser hastasına bakım veren hasta yakınlarının yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
    (2019) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Bu Araştırma kanser hastasına bakım veren hasta yakınlarının yaşam kalitesinin değerlendirilmesi amacıyla tanımlayıcı olarak, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü'ne, Haziran 2017 - Eylül 2017 tarihleri arasında yatarak tedavi gören ve günübirlik tedavi ünitesinde tedavi almaya gelen, basit rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiş 120 hasta yakını ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinin toplanmasında, araştırmacı tarafından hazırlanan Sosyo-demografik özellikleri içeren 21 sorudan oluşan Bakım Veren Tanıtıcı Bilgi Formu ve Kanser hastasına bakım veren hasta yakınları için Türkçe geçerlik ve güvenirliği Okçin, tarafından yapılan toplamda 31 madde ve Fiziksel Sağlık Durumu, Psikolojik ve Manevi Sağlık Durumu, Tanıya Yaklaşım Durumu, Destek ve Ekonomik Etkilenme durumu içeren 4 alt boyuttan oluşan Yaşam Kalitesi Ölçeği - Aile Versiyonu ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 16 paket programı kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde tanımlayıcı istatistikler ile, t testi ile ANOVA testinden faydalanılmıştır. Araştırmada farklılığın hangi değişkenden kaynaklandığını tespit etmek amacıyla Post Hoc testlerinden Tukey testi uygulanmıştır. Araştırmaya katılan hasta yakınlarının çoğunun, kendi çocuğu, kadın, 18-34 yaş grubu, evli, lisans mezunu olduğu. 19-24 saat boyunca bakım verdiği, bu sürede diğer aile bireylerinden yardım aldıkları, bakım sürecinde sağlıklarının olumsuz yönde etkilendiği ve sorumluluklarını yerine getirirken güçlük yaşadıkları belirlenmiştir. Katılımcıların demografik özelliklerine ve bakım verme durumlarına göre aile yaşam kalitesi algısının istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Evde bakmakla yükümlü olunan başka kişi durumuna göre psikolojik ve manevi sağlık durumu ve tanıya yaklaşım durumu istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermezken, fiziksel sağlık durumu ve destek ve ekonomik etkilenme durumu istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermiştir. Fiziksel sağlık durumu ve destek ve ekonomik etkilenme durumu incelendiğinde her ikisinde de evde bakmakla yükümlü olunan başka kişinin varlığı durumunda yaşam kalitesinin düştüğü görülmektedir. Tüm alt boyutlarda kronik hastalığın olmasının aile yaşam kalitesi algılarını olumsuz yönde etkilediği, anne/babaların yaşam kalitesi algısının da diğerlerine göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kanser, Yaşam kalitesi, Bakım veren
  • Master Thesis
    Miyokard ınfarktüsü geçireen hastalarda algılanan stresin yaşam kalitesine etkisi
    (2021) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Bu çalışma, MI geçiren hastalarda algılanan stresin yaşam kalitesine etkisini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı ve ilişkilendirici nitelikteki bu çalışmanın evrenini, İstanbul Kartal Koşuyolu Kalp Hastanesi Ocak– Haziran 2021 tarihleri arasında yetişkin polikliniğine başvuran MI tanısı almış tüm hastalar(N=506) oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini çalışmanın yapıldığı tarihlerde polikliniğe muayeneye gelen 18 yaşından büyük, MI tanısı alan, herhangi bir iletişim sorunu olmayan, psikiyatrik tedavi almayan çalışmaya katılmayı kabul eden 300 hasta oluşturmuştur. Araştırmaya katılmak istemeyen, formları eksik dolduran, araştırmaya katılmaktan vazgeçen ve ulaşılamayan katılımcılar çalışma dışı bırakılmıştır. Veri toplama işlemine başlamadan önce İSTANBUL Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünden etik kurul onayı ve sonrasında araştırmanın yürütüleceği hastaneden çalışma izni alınmıştır. Araştırma verileri, araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formu, Algılanan Stres Ölçeği-14 ve TR MI Boyutsal Değerlendirme Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya başlamadan önce çalışmada kullanılan ölçekleri hazırlayanlardan ölçek kullanma izinleri alınmıştır. Araştırmaya katılan hastaların %69,7'si erkektir. Hastaların %61'i ilk kez MI geçirmiş olup, %39' u birden fazla MI geçirmiştir. İlk MI geçirdikten sonra hastaların %67,7'si stresli, %22'si endişeli, %3,3' ü öfkeli, %6,7'sinin depresif olduğu belirlendi. Çalışmaya katılan hastaların MİBDÖ ölçeği toplam puan ortalaması 26.70±16.59 bulundu. Araştırma kapsamına katılan hastalarda cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, meslek, gelir durumu, sigara ve alkol kullanma gibi bileşenler ile algılanan stres arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edildi(p<0.05). Araştırmadan elde edilen veriler ışığında, algılanan stresin MI geçiren hastalarda yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkiye neden olduğu ve algılanan stres arttıkça hastaların yaşam kalitesinin azaldığı belirlendi.
  • Master Thesis
    Hemşirelerin hastane enfeksiyonlarını önlemeye ilişkin bilgi düzeyleri
    (2015) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Bu araştırma, hemşirelerin hastane enfeksiyonlarını önlemeye ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, çalışmanın yapıldığı tarihlerde Çorlu Devlet Hastanesi'nde görev yapan 285 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, söz konusu hastanede görev yapan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 204 hemşire araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmanın verileri 15.09.2014-15.10.2014 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplamada hemşirelerin sosyodemografik özellikleri ve hastane enfeksiyonlarını önlemeye yönelik 18 sorudan oluşan, araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde dağılımı, ortalama, shapiro wilk w testi, mann-whitney u testi, kruskal-wallis h testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre hemşirelerin hastane enfeksiyonlarını önlemeye ilişkin başarı puan ortalamaları 49,28 bulunmuştur. Yoğun Bakım Üniteleri ile Acil Birimlerde çalışan hemşirelerin, Dahili ve Cerrahi Birimlerde çalışan hemşirelerden daha yüksek puan aldıkları saptanmıştır. Bilgi puan ortalamaları ile öğrenim durumu, çalışma süreleri, cinsiyetleri, yaşları, hastane enfeksiyonları ile ilgili eğitim alma durumları arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir.
  • Master Thesis
    Hemşirelerin kesici - delici aletlerle yaralanma nedenleri ve yaralanmaya karşı tutumlarının incelenmesi
    (2019) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Bu çalışma, bir özel hastanede çalışan hemşirelerin kesici –delici aletlerle yaralanma nedenlerinin ve yaralanmaya yönelik tutumlarının incelenmesi amacıyla yapıldı. Tanımlayıcı nitelikte olan ve Mart 2018 – Haziran 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu araştırmanın evrenini Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesinde çalışan 270 hemşirenin oluşturması planlandı. Çalışmada örnekleme yöntemi kullanılmayıp evrenin tamamına ulaşılması istendi ancak veri toplama sürecinde işten ayrılan hemşirelerin olması, çalışmaya katılmak istemeyen hemşireler ve izinli-raporlu olan hemşirelerin olması dolayısıyla çalışma 143 hemşire ile tamamlandı. Veri toplama aracı olarak 'Anket Formu' ve 'Sağlık Çalışanlarının Kesici-Delici Tıbbi Aletleri Güvenli Kullanımına Yönelik Tutum Ölçeği' kullanıldı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemleri olarak sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, normal dağılım testi, bağımsız gruplarda t-testi, ikiden fazla bağımsız grup arasında niceliksel sürekli verilerin karşılaştırılmasında Tek yönlü (One way) Anova testi kullanıldı. Anova testi sonrasında farklılıkları belirlemek üzere tamamlayıcı post-hoc analizi olarak Scheffe testi kullanıldı. Araştırma sonuçlarına göre; hemşirelerin %69,9 'u çalışma hayatlarının bir döneminde kesici delici aletlerle yaralanma yaşamıştır. Yaralanma nedenleri sıralandığında %65' i enjektör iğnesi ile yaralandığını söylemiştir. Yaralanma yaşadıkları işlemin en çok %52 oranla iğne ucu kapatırken olduğunu belirtmişlerdir. Hemşirelerin %94,4'ü kesici delici aletlerle yaralanmaların önlenmesine yönelik eğitim aldığını, %74,8'i kurumda yaralanma sonuçlarından haberdar olduğunu söylemiştir. Hemşirelerin kesici – delici aletlerle yaralanmaya yönelik tutumları ile eğitim, meslekte çalışma süresi, yaş, cinsiyet, yaralanmaya yönelik eğitim alma durumu, konum, yaralanma sonuçlarından haberdar olma durumu, medeni durum, olay bildirim süreci başlatma durumu, olay sırasında koruyucu ekipman kullanma durumu, yaralanmayı önlemeye yönelik önerisinin olması durumu, çalışma hayatında yaralanma yaşamış olma durumu ve çalışma şekli durumları arasında anlamlı fark olmadığı belirlenmiştir. Hemşirelerin kesici delici aletlerin güvenli kullanımına yönelik tutum puanlarının yaralanılan ekipmanın kontamine olma durumu değişkenine göre anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Hemşirelerin %54' ü kontamine olmayan aletler ile yaralanmaktadırlar. Anahtar Kelimeler: Kesici – delici alet yaralanması, Hemşireler, İş kazası
  • Master Thesis
    Hemşirelerin AIDS tanısı almış bireylere bakım vermeye yönelik görüşleri
    (2018) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Bu çalışma, hemşirelerin AIDS tanısı almış bireylere bakım vermeye yönelik görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı nitelikteki çalışmanın evrenini, İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesinde Ocak 2018 itibariyle çalışmakta olan 165 hemşire oluşturmuştur. Çalışmada örneklem seçilmeden evren üzerinde çalışılmak istenmiş, ancak veri toplama tarihlerinde izinli/ raporlu hemşirelerin olması, çalışmaya katılmak istemeyenler ve eksik doldurulmuş anket formları nedeniyle 113 hemşire (%68,5) örneklemi oluşturmuştur. Veri toplama işlemine başlanmadan önce etik kurul onayı alınmış; araştırmanın verileri 1 Mart- 1 Nisan 2018 tarihleri arasında toplanmıştır. Veriler, demografik özelliklere yönelik anket formu ve araştırmacılar tarafından ilgili literatür incelenerek oluşturulmuş olan AIDS'li Bireylere Yönelik Görüş Anketi ile elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde, sayı-yüzdelik hesaplamaları ve ki-kare önemlilik testleri kullanılmıştır. Çalışmaya katılan hemşirelerin %63,7'si daha önce AIDS'li bireye bakım vermediğini, %75,2'si AIDS'li bireye bakım vermeyi tercih edeceğini, %60,2'si AIDS ile ilgili eğitim/seminere katılmadığını ve %56,6'sı AIDS'li bireye bakım verme konusunda kendisini kısmen yeterli hissettiğini belirtmiştir. Hemşirelerin %79,6'sı 'AIDS'li bireylerin toplum tarafından dışlanmasını doğru bulmuyorum' ; %59,3'ü 'AIDS tanısı almış hastaların diğer hastalardan farklı olmadığını düşünüyorum' ve %52,2'si 'AIDS'li bireylerle arkadaşlık yaparım' görüşlerine katıldıklarını ifade etmiştir. Hemşirelerin AIDS'li ilgili eğitim/seminere katılma durumu ile AIDS'li bireylere yönelik görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken (p>0.05); yaş gurubu, cinsiyet, meslekte çalışma yılı, öğrenim durumu, AIDS'li bireye bakım verme durumu, AIDS'li bireye bakım vermeyi tercih etme durumu ve AIDS'li bireye bakım verme konusunda kendini yeterli görme durumu ile bazı ifadelere yönelik görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p<0.05). Çalışma sonucunda, AIDS ile damgalamaya karşı savaşta liderlik etmesi beklenen hemşirelerin AIDS'li hastaya yaklaşım konusunda bilgilendirilerek güçlendirilmesi, rehberliğin geliştirilmesi önerilmektedir.
  • Publication
    Citation Count: 1
    Hemşirelik Öğrencilerinde Nazal Staphylococcus aureus Taşıyıcılığının Araştırılması
    (2022) Atalık, Kevser; Yürügen, Birsen; Kaya, Ayşe Demet; Ülken Tunga BABAOĞLU; Deniz SERTEL ŞELALE; Harika DİNÇ; Ayşe Demet KAYA; Tıbbi Mikrobiyoloji / Medical Microbiology; Hemşirelik / Nursing
    Amaç: Staphylococcus aureus ve Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) ile kolonize sağlık personeli ve sağlık alanında eğitim alan öğrenciler, hastane enfeksiyonları gelişimi açısından risk oluşturmaktadır.Nazal taşıyıcılığın belirlenmesi ve önlenmesi, enfeksiyon kontrolünde önem taşımaktadır. Bu çalışmada, hemşirelik öğrencilerinin klinik stajlara başlamadan ve staj döneminde aktif olarak sağlık kurumlarında çalışırken nazal S. aureus taşıyıcılık durumları araştırılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya, 69’u birinci sınıfta, 60’ı ise üçüncü sınıfta eğitim görmekte olan toplam 129 hemşirelik öğrencisi dahil edilmiştir. Öğrencilerden alınan nazal sürüntü örnekleri koyun kanlı agar ve mannitol tuz agara ekilmiş ve bir gece inkübasyonu takiben, konvansiyonel yöntemler ile identifiye edilmiştir. Metisilin duyarlılığı disk difüzyon yöntemi ile belirlenmiştir. İstatistiki analizde Pearson Ki-Kare testi kullanılmış ve istatistiksel anlamlılık p
  • Master Thesis
    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kronik böbrek yetmezliği olan ve hemodiyaliz tedavisi alan hastaların algılanan aile desteğinin belirlenmesi
    (2017) Yürügen, Birsen; Yürügen, Birsen; Hemşirelik / Nursing
    Bu araştırma 'Kronik Böbrek Yetmezliği Olan Diyaliz Tedavisi Alan Hastaların Algılanan Aile Desteğini Belirlenmesi' amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde diyaliz ünitesi bulunan tüm hastanelerdeki 169 hasta oluşturmaktadır. Toplama araçları olarak 17 sorudan oluşan sosyo-demografik veri formu ve 'Algılanan Aile Desteği Ölçeği' kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 22.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemleri olarak sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve iki bağımsız grup arasında niceliksel sürekli verilerin karşılaştırılmasında Man Whitney-U testi, ikiden fazla bağımsız grup arasında niceliksel sürekli verilerin karşılaştırılmasında Kruskall Whallis-H testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular %95 güven aralığında, %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Çalışmada algılanan aile desteğinin; yaş, cinsiyet, medeni durum, evde kimlerle yaşadığı, çocuk sayısı, yaşanılan yer, çalışma durumu, meslekte çalıştığı süre, aile bireyleriyle iletişim kurarken zorlanma durumu ve aile dışında destek alınan kişi durumuna göre ortalamaları anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Gelir düzeyi, eğitim düzeyi, aile ilişkilerini etkileme durumu, ailenin destek olduğunu hissetme durumu, aile ve akraba desteğinin hastalığa olumlu etkisi, aile dışında destek alınan kişi durumu puanları arasında ise istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak; çalışmamızda hastaların algılanan aile desteği düzeyinin orta düzeyde olduğu saptanmış ve hastaların, aile desteğine ihtiyaç duyduğu belirlenmiştir. Bu nedenle algılanan aile desteğinin artırılması için hastanın yakın çevresine, hastalığın doğuracağı sorunlar ile ilgili ve birbirleri ile iletişim kurma becerilerini artırmaya yönelik eğitimler düzenlenmesi önerilmektedir. Anahtar kelimeler: Aile, Algı, Destek, Hemodiyaliz,