Gülhan, Yıldırım Beyazıt

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Y. B. Gülhan
Gülhan Y.
Gulhan Y.
GULHAN Yildirim Beyazit
Gulhan Yildirim Beyazit
Gülhan, Yıldırım Beyazıt
Gülhan, Beyazıt
Yıldırım B. Gülhan
Gülhan, Yıldırım
Yıldırım Beyazıt Gülhan
Gulhan, Y.
Y. B. GÜLHAN
Yıldırım Beyazıt, Gülhan
GÜLHAN Yıldırım Beyazıt
Yildirim Beyazit Gulhan
Gulhan, Beyazıt
Yildirim Beyazit GULHAN
Gulhan, Yıldırım
Gulhan, Yildirim
Gülhan, Y.
Y. Beyazit Gulhan
Yildirim B. Gulhan
Gülhan, B.
Y. Beyazıt Gülhan
Y. B. Gulhan
Gulhan, Beyazit
Gulhan, B.
Yıldırım Beyazıt GÜLHAN
Gülhan Yıldırım Beyazıt
Y. B. GULHAN
Gulhan, Yildirim Beyazit
Gülhan, Yıldırım Beyazıd
Job Title
Dr.Öğr.Üyesi
Email Address
yildirim.gulhan@okan.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

28

Articles

6

Citation Count

0

Supervised Theses

21

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 28
  • Conference Object
    Citation Count: 0
    DETERMINING WHO NURSES' LEVEL OF COMPUTER USE IN HEALTH CARE AND EVALUATION NURSES' THOUGHTS ABOUT NURSING INFORMATICS
    (Pressacademia, 2016) Sayar, Melek Aydogan; Gulhan, Yildirim; Yilmaz, Salim; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Nurses are one of the main components of manpower of health training. Nurses can perform an individualized care with an education and counseling of healthy people or patients by using computers. Nursing informatics, come out as a result of using information technology in specific nursing knowledge and nursing practice. It is important to use information sciences for the development of knowledge in nursing applications.The universe of research covers all of nurses at Edremit State Hospital and Burhaniye Hospital in Balikesir province. The number of the total sample is 150 nurses, 13 of them are backup. Accordingly total of 146 nurses responsed to the survey and data analysis was made of the resulting data. Participants' daily time of computer use determined as less than 1 hour %10.6, 1-3 hours %43.4, 3-5 hours %23.7. Participants' agreements on statements about nursing informatics were found to be varying between 1.66-4.16 points in 1-5 point range.
  • Article
    Citation Count: 0
    HASTA HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜNE BAĞLI ÇALIŞANLARIN KARİYER PLANLAMASI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
    (2022) Kalafat, Eyüp; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    İnsan kaynağının en önemli üretim faktörlerinden biri olduğu yönetim bilimi tarafından kabul edilmesi sonucu insan kaynağına verilen önem giderek daha da artmıştır. Kariyer planlama ile insan kaynağının daha etkin ve verimli kullanılabileceğinin anlaşılması üzerine kariyer planlamanın önemi günümüzde daha önemli hale gelmiştir. Bu çalışma, hastane içerisinde hasta hizmetleri müdürlüğüne bağlı olarak görev ve sorumluluklarını yerine getiren kişilerin kariyer planlama konusundaki görüşlerinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya 4 özel hastane ve 2 vakıf üniversitesi hastanesinde hasta hizmetleri müdürlüğüne bağlı olarak çalışmakta olan 176 kişi dâhil edilmiştir. Kesitsel bir araştırma tipi olarak tasarlanmış olan bu araştırmada, araştırma verileri Demografik Bilgi Formu ve Kariyer Planlama Ölçeği olmak üzere iki bölümden oluşan anket formu kullanılarak yüz yüze anket aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma bulguları doğrultusunda, hasta hizmetleri müdürlüğüne bağlı çalışanların %77,8’ini kadın çalışanların oluşturduğu ve kadın çalışanların erkek çalışanlara göre daha yüksek kişisel özellikler puanına sahip oldukları görülmüştür. Hasta hizmetleri müdürlüğüne bağlı çalışanların %46’sını lisans ve üzeri mezunu ve %39,8’inin sağlık yönetimi bölümü mezunu oldukları görülmüştür. Lisans ve üzeri eğitim düzeyindeki çalışanların diğer eğitim düzeyindeki çalışanlara göre ve sağlık yönetimi bölümünden mezun olan çalışanların diğer bölümlerden mezun olan çalışanlara göre daha yüksek kariyer planlama alt boyutları puanlarına sahip oldukları görülmüştür. Hasta hizmetleri müdürlüğüne bağlı çalışanların %42’si çalıştıkları kurum içerisinde kariyer planlama çalışmalarının kısmen yapıldığı görüşündedirler. Çalıştıkları kurum içerisinde kariyer planlama çalışmalarının yapıldığını düşünen çalışanların diğer çalışanlara göre daha yüksek kariyer planlama alt boyutları puanlarına sahip oldukları görülmüştür.
  • Master Thesis
    Sağlık sektöründe toplam kalite yönetimi, sağlık yöneticilerinin kalite anlayışı (Ankara ili örneği)
    (2014) Akar, Yeşim; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Sağlık Sektöründe Toplam Kalite Yönetimi (TKY), Sağlık Yöneticilerinin Kalite Anlayışı, (Ankara İli Örneği) başlıklı bu araştırmanın amacı, Ankara ilindeki Sağlık Bakanlığı' na bağlı hastane yöneticilerinin TKY'ye ilişkin algılarını değerlendirmektir. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket, A F. Al-Assaf ve Steven J. Gentling tarafından Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) bazı sağlık kuruluşlarında (Veterans Affairs Medikal Centers) çalışan üst düzey yöneticilerin TKY konusundaki algılarının araştırıldığı çalışmada kullanılan anket formudur. Anketler; Nisan-Ekim 2013 tarihleri arasında, Ankara ilinde bulunan, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde görev yapan, yöneticilere uygulanmıştır. Örneklem grubunda 204 yönetici bulunur, yöneticilerin %89.2'sine (182), anket çalışması uygulanarak TKY konusundaki algıları değerlendirilmeye çalışılmış, elde edilen sonuçlar çerçevesinde önerilerde bulunulmuştur. Araştırmanın sonunda; hastanelerdeki yöneticilerin TKY'ye yönelik algıları genelde olumlu bulunmuştur. Yöneticilerin, hastanelerinde işleyen kalite sistemleri programının uzun vadede sunulan hizmetin kalitesinde bir artışa yol açacağı düşüncesinde oldukları tespit edildi. Hastanelerdeki yöneticiler için önemli bazı eğitim ve deneyim alanları soruldu, yönetim eğitim\deneyimi en çok puanı aldı. Yöneticilerin %40,7'si (74) kalite sistemleri felsefeleri ve teknikleriyle ilgili şimdiki bilgi düzeyini orta olarak değerlendirmiştir. Yöneticilerin %46,7'si (85) TKY konusunda hiç eğitim almadıklarını belitmişlerdir. Yöneticilerin %52,7'si (96) SKS sürecinin uygulanmaya başlamasından olumlu sonuçlar görülünceye kadar geçecek sürenin 1-2 yıl olacağını düşünmüşlerdir. Yöneticilerimize, Sağlıkta Kalite Standartlarının uygulanmasına neyi, neleri engel olarak gördüklerini sorduk ve açık uçlu olarak cevaplanmasını istediğimiz bu soruya genellikle; 'sistemdeki bürokratik engeller, yeterli eğitim düzeyine sahip deneyimli personel eksikliği, fiziki koşulların uygunsuzluğuna rağmen mevzuatın yerine getirilmesinin istenmesi' cevaplarını aldık. Çalışmanın sonunda Sağlık Sektöründe kalite sistemlerinin uygulanmasına ilişkin önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Toplam Kalite Yönetimi, Yönetici, Sağlık Sektörü,
  • Master Thesis
    Uyku merkezlerine ilk defa polisomnografi çekimi için başvuran hastalarda uyku kalitesi üzerine depresyon ve yaşam kalitesinin etkisi
    (2014) Sarıarslan, Hacı Ahmet; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Bu çalışmanın amacı; uyku merkezlerinize çeşitli uyku problemleri nedeniyle başvuran hastaların; depresyon düzeyini, yaşam kalitesini ve uyku kalitesi düzeylerini belirlemek ve bunlar arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Kesitsel tipteki bu araştırma; Haziran-Ağustos 2013 tarihleri arasında, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji ve Göğüs Hastalıkları Kliniklerine bağlı, uyku merkezlerine Polisomnografi (PSG) için başvuran 229 hasta oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak; sosyo-demografik veri formu, Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ), Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği (WHOQOL-Bref) kullanılmıştır. Sürekli değişkenlerin analizinde parametrik ve nonparametrik testler uygulanmıştır. Çalışmamızda; ileri yaşta, evli, çalışmayan, kronik bir hastalığa sahip olan, depresif belirtisi olan ve şiddetli düzeyde depresif belirtiye sahip olan hastaların uyku kalitesi anlamlı düzeyde kötü bulunmuştur. Herhangi bir kronik hastalığı olan hastaların PUKİ toplam puanları ve depresyon puanları kronik hastalığı olmayan hastalara göre anlamlı düzeyde yüksek iken, Bedensel, Ruhsal ve Sosyal alan WOQOL-Bref puanları ise anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur. Sigara içen hastaların PUKİ toplam puanları ve depresyon puanları, bedensel, ruhsal ve sosyal alan WOQOL- Bref puanları sigara içmeyen hastalara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. BDÖ ve PUKİ ile WHOQOL-Bref yaşam kalitesi alt ölçek puanları arasında negatif yönde, PUKİ puanları ile BDÖ puanları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. İleri yaşta olan, evli olan, çalışmayan, kronik bir hastalığa sahip olan ve şiddetli düzeyde depresif belirtiye sahip olan hastaların uyku kalitesi anlamlı düzeyde kötü bulunmuştur. Depresyon ve uyku kalitesi ile yaşam kalitesi arasında negatif yönde, uyku kalitesi ile depresyon arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Anahtar kelime: Uyku kalitesi, yaşam kalitesi, depresyon
  • Doctoral Thesis
    Parkinson hastalığında uygulanan derin beyin stimülasyonu tedavisinin Türkiye'deki dört farklı merkezdeki maliyet etkinlik ve yararlılık analizi
    (2020) Özsezer, Yakup; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Parkinsonizm bradikinezi –hareket yavaşlığı- ve beraberinde görülebilen rijidite ve/ veya istirahat tremoru ile ortaya çıkan bir tablodur. Parkinson hastalığı (PH) tüm parkinsonizmlerin yaklaşık %75'ini oluşturur ve kronik, yavaş seyrli nörodejenaratif bir hastalıktır. Parkinson hastalığı insidans ve prevalans değerleri yaşla birlikte artış göstermekle birlikte, yaşam süresinini uzaması prevelans değerlerini insidans değerlerinin önüne taşımıştır. Artan PH hasta sayısı ve yaşam süresinin uzaması hastalığın tedavi maliyetinde artışı da beraberinde getirmiştir. İki bin otuzlu yıllara doğru, dünya üzerindeki PH popülasyonunun günümüzdeki rakamın iki katına çıkarak, yaklaşık 8.7 – 9.3 milyona ulaşması beklenmektedir. Derin Beyin Stimulasyonu (DBS) ilk kez 1997 yılında PH tedavisinde gündeme gelmiş olup, oral medikasyon ile yeterince kontrol altına alınamayan semptomların tedavisinde yardımcı bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmıştır. İki bin dokuz yılından beri, ülkemizde de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geri ödemesi kapsamında, PH hastalarının tedavisinde uygulamaya konmuştur. İki bin on dört yılı itibariyle bu uygulama üçüncü basamak sağlık kuruluşları ile sınırlandırılmıştır. Ülkemizde DBS uygulaması yapılan PH'da maliyet etkinlik ve yararlılıkları hakkında sistematik bir veri yoktur. Bizim birincil amacımız dört farklı üniversite hastanesindeki bir yıllık en iyi medikal tedavi maliyet beklentisi ile DBS uygulamarının maliyetini kıyaslamaktır. İkincil amacımız DBS ameliyatı geçirmiş hastaların hastalık belirtileri ve şiddeti açısından operasyon öncesi ve sonrası durumlarının objektif muayene bulguları ile değerlendirilmesidir. Bu çalışmada, DBS uygulanmış ve sonrasında da ilaç kullanımına devam eden PH'larında, uygulama öncesi 1 yıl ve uygulama sonrası 6 ay ve 1 yıllık dönemler içerisinde poliklinik ziyareti, hastane yatışı, cerrahi işlem, DBS cihazı ve cihazla birlikte programlama poliklinik maliyetleri ve klinik özellikler değerlendirildi. Klinik özellikler UPDRS III (Unified Parkinson Disease Rating Scale-UPDRS III- Hastalığın motor belirtilerini değerlendiren ölçek) ve Hoehn and Yahr (hastalık klinik şiddeti evrelendirme ölçeği) ölçekleri ile belirlendi. Dört farklı merkezdeki derin beyin stimülasyon tedavisinin ortalama UPDRS III skoru üzerine olumlu yöndeki yansıma ortalama 7,1 puan, Hoehn Yahr evrelemesi üzerine olan olumlu yansıma ise 1,13 puandır. Bir yıllık DBS uygulama maliyeti 58.079,82 Tl olarak bulunmuştur. Maliyet etkinlik ve minimizasyon anlamında 1 yıllık maliyet verilerinin karşılaştırılmasında maliyet açısından verimlilik sonucuna ulaşılamamıştır. Bu alanda daha çok sayıda merkez ve hasta içeren uzun süreli çalışmalara ihtiyaç vardır.
  • Article
    Citation Count: 6
    Gebelerin Psikososyal Sağlıkları Doğum Tercihini Etkiler Mi?
    (2017) Aksay, Yurdagül; Gülhan, Yıldırım Beyazıd; Körükcü, Öznur; Saygın, Nimet; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Bu çalışma gebelerin psikososyal sağlığının şimdiki gebeliğindeki doğum tercihine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma, bir eğitim ve araştırma hastanesinin kadın doğum polikliniklerinde yürütülmüştür. Mayıs-Temmuz 2015 tarihleri arasında, kontrol için polikliniklere başvuran ve araştırma kriterlerini taşıyan gebeler (n=150) araştırmaya katılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda; GPSDÖ puan ortalaması 3.13±0.33 olarak bulunmuş ve gebelerin psikosyal sağlıklarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Normal doğum tercih edenlerin GPSDÖ puanı 3.13±0.3, sezaryen doğum tercih edenlerin ise 3.14±0.29 olarak belirlenmiş ve istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Bu araştırmanın sonucunda, gebelikte psikososyal sağlık düzeyinin tercih edilen doğum şekli üzerinde etkisinin olmadığı belirlenmiştir.
  • Master Thesis
    Ameliyathane çalışanlarında iş güvenliği ve işgören sağlığının hizmet kalitesi üzerine etkisi (Malatya Devlet Hastanesi ve özel hastaneler örneği)
    (2017) Köseoğlu, Hanım; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Bu çalışmada, ameliyathane çalışanlarında iş güvenliği ve işgören sağlığının hizmet kalitesi üzerine etkisinin olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmada, ameliyathane çalışanlarına yönelik iş güvenliği, iş sağlığı ve işgören sağlığı hizmetlerinin neler olduğunu, ameliyathane ortamlarının işgören açısından elverişli olup olmadığını, işgörenlerin karşılaştığı riskler, meslek hastalıklarının neler olduğu incelenmiştir. Araştırmada iş sağlığı, iş güvenliği, çalışan sağlığı anketi ve iş güvenliği ölçeği kullanılmıştır. Hizmet kalitesini ölçmeye yönelik ise Parasuraman, Berry ve Zeithalm'ın tanımladığı Servqual Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma bulgularına ulaşmak için kullanılan anketler Malatya Devlet Hastanesi, Beydağı Kampüsü ve Malatya merkezdeki 11 adet özel hastanenin (özel dal merkezleri ve tıp merkezleri) ameliyathane bölümünde çalışan 342 kişiden oluşmuştur. Çalışmamızda ortaya çıkan bulgulara göre, ameliyathane çalışanlarında iş güvenliği ölçeği, iş sağlığı (ihtimal), iş sağlığı (risk) dağılımlarının kalite boyutları açısından, algılanan hizmet kalitesi arasında iş güvenliği ile zayıf düzeyde pozitif yönde anlamlı doğrusal bir ilişki olduğu görülmüştür. İş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürecek mesleki etkene maruz kalanlara ilk sırada radyasyon, kesici-delici alet yaralanması, kimyasal gazlar, bulaşıcı hastalıklar olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: İş Güvenliği, İş Gören Sağlığı, Hizmet, Hizmet Kalitesi, Ameliyathane.
  • Master Thesis
    Bir diş hastanesi çalışanlarında iş güvenliği iklim kültürünün incelenmesi
    (2019) Yoldaş, İmren; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Bu araştırmanın amacı: Diş hastanesinde çalışan farklı meslek gruplarının çalıştıkları ortama ait iş güvenliği iklim algılarını ölçmek ve yeni öneriler ortaya koymaktır. Sağlık personelinin gerekli sağlık hizmetlerini sunabilmesi, bunu yaparken kendini olası tehlikelerden koruyabilmesi ve çalışan güvenliğinin öneminin hem bireylerce hem de çalışılan kurumlar tarafından gerektiği şekilde dikkate alınması çok önemlidir. Araştırma Okan Üniversitesi Diş Hastanesinde 2018 yılı Mayıs-Haziran ayları arasında birebir (yüzyüze) görüşülerek aktif çalışan ve ulaşılabilecek 144 aktif çalışan kişiye anket uygulanmıştır.Anketlerden elde edilen verilerin analizi için SPSS 15.0 for Windows paket programı kullanılmıştır. Araştırma verileri incelediğimizde iş güvenliği iklim kültürü cinsiyet arasındaki p<0,05 olduğu için anlamlı bir ilişki olduğu ve kadınların erkeklere göre iş güvenliği algılaması daha yüksek olduğu gözlenmektedir. İş güvenliği iklim kültürü alt boyutlarından güvenlik önceliği ve güvenlik eğitimi ile mesaiye kalıp kalmama durumu arasında p<0,05 olduğu için anlamlı bir ilişki olduğu mesaiye kalmayanların kalanlara göre güvenlik önceliği ve güvenlik eğitimi algısı daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Araştırma yapılan kurumda çalışanların iş kazası geçirenlerin oranı %8.7 olarak gözlemlenmektedir. Kurumda çalışanların iş kazasının meydana gelme sebepleri sorulduğunda katılımcıların %11.1 çalışma saatlerinin fazla olması konusunda görüş belirtmişlerdir. Katılımcıların %88.9 iş eğitimi aldıkları gözlemlenmiştir. İş sağlığı ve güvenliği meydana gelebilecek tehlikeler karşısında çalışan sağlığının korunması ve çalışma sürelerinin belirlenmesi, meslek hastalıklarına karşı alınacak önlemlerin yanında hem bireylerce hem de çalışılan kurumlar tarafından gerektiği şekilde dikkate alınması gerekmektedir.Çalışanların iş sağlığı ve çalışan güvenliği hakkında bilgi sahibi olmaları amacıyla eğitim ve iletişim için gerekli zamanın ayrılması, sağlık hizmet kalitesinin verimliliğini büyük oranda arttıracak ve bu konuda farkındalık yarabilmek adına bu çalışma önem arz etmektedir. Anahtar kelimeler: Sağlık, Çalışan Güvenliği, Sağlık Hizmeti, İklim Kültürü, Diş Hekimler
  • Master Thesis
    Hemşirelerde zaman yönetiminin hasta bakım tutumlarına etkisinde öz yeterliliklerinin rolü
    (2019) Genç, Leyla; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Bu çalışmada, hemşirelerde zaman yönetiminin hasta bakım tutumlarına etkisi ve bu etkide öz yeterlilik algılarının rolü incelenmiştir. Araştırmanın evrenini Kadıköy, Şişli, İstanbul, Gayrettepe ve Ataşehir Florence Nightingale (FNG) Hastaneleri'nde çalışan 736 hemşire oluşturmuş olup, örneklemini tabakalı rastgele örneklem yöntemi ile belirlenmiş 252 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada veriler, 08.05.2018 ile 25.05.2018 tarihleri arasında Kişisel Bilgi Formu, Zaman Yönetimi Ölçeği, Öz Yeterlilik Ölçeği ve Bakım Davranışları Ölçeği-24 kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan lise mezunu olan hemşirelerin zaman tutumlarının en iyi, ön lisans mezunu olanların en düşük olduğu belirlenmiştir. Araştırmada bekar olan hemşirelerde zaman harcattırıcılarının daha fazla olduğu, evli olanlarda genel zaman yönetiminin daha iyi, sürdürme çabası-ısrarın daha fazla olduğu görülmektedir. Mevcut hastanede tecrübe yılı 1-5 yıl arasında olan hemşirelerin zaman harcattırıcıları en fazla, 10 yıldan fazla olanlarda en düşüktür. Tecrübe yılı 6-10 yıl arasında olan hemşirelerin bağlılık en fazla, 1-5 yıl arasında olanlarda en azdır. Tecrübe yılı 6-10 yıl arasında olan hemşirelerin bakım davranışları kalitesi en fazla, 1-5 yıl arasında olanlarda en azdır. Genel Zaman Yönetimi ile Genel Öz Yeterlilik Ölçeği arasında pozitif yönlü zayıf; Bakım Davranışları Ölçeği arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki bulunmaktadır. Genel Öz Yeterlilik Ölçeği ile Bakım Davranışları Ölçeği arasında pozitif yönlü orta bir ilişki bulunmaktadır. Genel Zaman Yönetiminin, Bakım Davranışlarına etkisinde Genel Öz Yeterliliğin tam aracılık etkisi bulunmaktadır. Araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda; hemşirelerin zaman yönetimi, öz yeterliliklerini ve bakım kalitelerini artırmaya yönelik eğitimlerin düzenlenmesi, hemşirelik bakım kalitesini ölçmeye yönelik çalışmaların yapılması, hemşirelerin zaman yönetimi, hasta bakım tutumları ve öz yeterlilik algılarına yönelik daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılması önerilebilir.
  • Master Thesis
    Sağlık personelinde öfke ve işe bağlı gerginlik ile tıbbi hatalarda tutum ilişkisi
    (2019) Akın, Eda; Gülhan, Yıldırım Beyazıt; Sağlık Yönetimi / Healthcare Management
    Bu çalışma, sağlık personelinin sürekli öfke ve işe bağlık gerginlik düzeylerinin, tıbbi hatalara ilişkin tutumlarına etkisini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Okan Üniversitesi Hastanesi, Maltepe Üniversitesi Hastanesi ve Özel Pendik Bölge Hastanesi'nde çalışan 777 sağlık personeli oluşturmuş olup, örneklemini tabakalı rastgele örneklem yöntemi ile belirlenmiş 257 sağlık personeli oluşturmuştur. Araştırmada veriler, 01.06.2018 ile 31.01.2019 tarihleri arasında Kişisel Bilgi Formu, Sürekli Öfke Ölçeği, İşe Bağlı Gerginlik Ölçeği ve Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan sağlık personelinin tıbbi hatalarda tutumları olumlu olanların oranı % 94,9 olarak belirlenmiştir. Sağlık personelinin sürekli öfke düzeylerinin, tıbbi hatalara ilişkin tutumları üzerinde negatif yönde anlamlı bir etki yarattığı ve işe bağlı gerginliklerinin tıbbi hatalara ilişkin tutumları üzerinde anlamlı bir etki yaratmadığı belirlenmiştir. 36-45 yaş arasında olan sağlık personelinin sürekli öfke düzeylerinin 46 yaş ve üstü olanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Özel hastanede çalışan sağlık personelinin işe bağlı gerginliklerinin üniversite hastanesinde çalışanlara göre daha fazla olduğu belirlenmiştir. Lisans ve doktora mezunu olan sağlık personelinin tıbbi hatalara ilişkin tutumlarının, lise mezunu olanlara göre daha olumlu olduğu bulunmuştur. Araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda; sürekli öfke yaşayan sağlık personelinin sürekli öfke nedenlerini belirleyip nedenleri ortadan kaldırmak için düzenlemelerin yapılması, tıbbi hatalara yönelik tüm sağlık personeline eğitimlerin düzenlenmesi ve sağlık personeline yönelik psikososyal danışmanlık hizmeti verilmesi ve bu hizmetin sürekli olması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: İşe bağlı gerginlik, Öfke, Sağlık yönetimi, Tıbbi hata